Neşe Tuncer / MUÇEP

Bargilya Tuzlası (eski adıyla Milas Metruk Tuzlası) bir lagün ekosistemi. İklim krizi karşısında en kırılgan sistemlerin başında gelmesinin yanında tüm sulak alanlar gibi burası da çok önemli bir karbon yutak alanı. Bir bütün olarak korunabilirse tüm kentin iklim krizine karşı dirençli olması da büyük ölçüde sağlanacak.

Tatlı/tuzlu/acı su dengesinin hassasiyetle gözetilmesi, havza olarak korunması ve kirletici tüm etmenlerin bertaraf edilebilmesi bu alanın yaşaması ve yaşatabilmesi için oldukça kritik. Denizden Güllük Körfezi, kuzeyden Sarıçay Deltası, güneyden Kavaklarboğazı Deresi (Mazı Çayı) ve çevreleyen topoğrafyanın mevsimsel dereleriyle beslenen bu alan, bitki örtüsü açısından da ormanlık ve makilik alanların, tuzcul çayırların, bataklıkların, çamur düzlüklerinin bir bütünü.

90’lı yılların başından itibaren yerli ve yabancı kuş gözlemcilerinin, kuş gözlem topluluklarının dikkatini çekmiş olması ve onlarca yıllık gözlemlerin kayıt altına alındığı Cornell Üniversitesi Kuşbilim (ornitoloji) Laboratuvarı’nın yürüttüğü eBird veritabanındaki bilgiler süzüldüğünde ortaya çıkan 230 civarında kuş türü varlığı da tesadüf değil. Yırtıcılar, ötücüler, kıyı kuşları, deniz kuşları… Müthiş bir çeşitlilik ve denge… Tümü birbirine bağlı. İlaçsız, sağlıklı tarımın sürebilmesi de örneğin böceklerle beslenen kuşların da yuvası olan bu sulak alanın korunmasıyla mümkün.

Uzun yıllardır önemi bilinen bu alanın oldukça yüksek seviyede koruma statüleri de mevcut. Doğal sitler açısından Kesin Korunacak Hassas Alan, sulak alanlar açısından Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan, 1. ve 3. derece Arkeolojik Sit’leriyle sadece Milas, Muğla için değil dünya çapında bir miras.

Ulusal ve uluslararası mevzuat açısından devlet olarak korumaya söz verdiğimiz yerlerden birisi.

Milyonlarca, binlerce yıllık geçmişle, kadim kültürlerin devam ettiği bu alanın ve onunla devam eden ortak yaşamın sürebilmesini diliyor ve bu yönde çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki korumak en kalıcı yatırımdır; #BargilyaTuzlasıYaşasın