Bugun...



Milas Zeytin Mitingi Yapıldı; ‘Zeytinime Dokunma’ Diye Haykırıldı

Milas'ta 1970 ve 1980 öncesi yapılan tütün ve zeytin mitingleri kadar etkili olan Milâs Zeytinime Dokunma Mitingi yapıldı. Mitinge, çevre il ve ilçelerden çok sayıda sendika, parti, dernek, gönüllü kuruluşlar, İnisiyatif, zeytindostları, doğa dostları ve yaşam savunucuları katıldı.

facebook-paylas
Güncelleme: 18-04-2022 05:21:24 Tarih: 18-04-2022 04:01

Milas Zeytin Mitingi Yapıldı; ‘Zeytinime Dokunma’ Diye Haykırıldı

NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Milas'ta 1970 ve 1980 öncesi yapılan tütün ve zeytin mitingleri kadar etkili olan Milâs Zeytinime Dokunma Mitingi yapıldı. Mitinge, çevre il ve ilçelerden çok sayıda sendika, parti, dernek, gönüllü kuruluşlar, İnisiyatif, zeytindostları, doğa dostları ve yaşam savunucuları katıldı. Mitingde zeytinime dokunma, havama, suyuma dokunma temalı sloganlar atıldı. Ayrıca “hükümet istifa” sloganları sık sık tekrarlandı. Saat 12’de alanda toplanmalar başladı. Saat 13’e kadar çevre il ve ilçelerden katılımcıların, geldikleri 4-5 noktada kimlik kontrolüne maruz kalmaları, mitinge katılımlarını geciktirdi.  Saat 13’de yürüyüşe başlandı. Katılımcılar; Atatürk Bulvarı, Müştakbey Caddesi, Ulusal Egemenlik Caddesi ve Kadıağa Caddesi ve Cumhuriyet Caddelerindeki yürüyüş güzergâhında ellerinde taşıdıkları pankart, döviz, flama, kadınların bağında zeytinden taçlarla ve zeytine dair, doğaya dair, Akbelen’e dair attıkları sloganlarla; bu toprakların ve doğanın öyle sanıldığı gibi sahipsiz olmadığı dile getirdiler, haykırdılar.  

Mitingin sunumları; Münevver Mat, Hüseyin Yorulmaz ve Fikret Çoban tarafından yapıldı. Mustafa Tezcan ve Grup Pusula miting sırasında alanda bulunanlara müzik dinletisi sundu. Alanda bulunan çeşitli kişlrelerle yapılan görüşmede, varılan ortak nokta; mitinge katılımın 2000 civarında olduğu yönündeydi. 

KATILIMCILAR

CHP Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumhur Çoban, CHP Muğla Milletvekili Suat Özcan, *Dadadosk (Datça Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü), *Mandalya Çevre Platformu, *Boğaziçi Koruma ve Güzelleştirme Derneği, *Güllük Körfezi Koruma Platformu, *Muğla Cevre Platformu, *Milas Kent Konseyi Kadın Meclisi, *Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), *İkizköy Çevre Komitesi, *Deştin Çevre Platformu *Bodrum Kent Konseyi,

*HDK Bodrum, *TİP Muğla İl Örgütü, *HDP Muğla il Örgütü *Yeşil Sol Muğla İl Örgütü, *DEV YAPI İŞ Sendikası Bodrum, *Eğitim Sen Köyceğiz, *DİSK Köyceğiz, *Emekli Sen Köyceğiz, *EMEP Muğla il Örgütü, *Kadın Platformu Köyceğiz, *Foça Çevre ve Kültür Platformu, *Foça Forum, *Foça Kent Konseyi, *Efeler Kent Konseyi, *Aydın Yörük Efe Kültür Derneği, *Aydın Çevre Kültür Derneği, *İncirliova Kent Konseyi,

*Söke Yörükler ve Efeler Dayanışma Yardımlaşma Derneği, *Tüm Emekliler Sendikası Milas Temsilciliği, *Tazelenme Üniversitesi Milas Kampüsü, *Sol Parti Milas İlçe Örgütü, *Aydın Tema İl Temsilciliği, *Çekül, *Bodrum Tema, *Milas Tema, *Muğla Tema il temsilciliği, *Halkın Kurtuluşu Partisi İzmir, *İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği, *İzmir Barosu, *Kuşadası Kent Konseyi, *Fosil Yakıt Karşıtı İnisiyatifi, *Foça Kent Konseyi Çevre Meclisi,

 *Milas 78'liler, *Çiğli Kent Konseyi, *Söke Kent Konseyi, *HDP Muğla İl Örgütü, *Bafa Akçalı Köyü, *2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, *TKP Muğla İl Örgütü, *Sol Parti Muğla İl Örgütü, *Bafa-Der, *İklim için 350, *büyük Menderes İnisiyatifi, TMMOB Milas, TMOBB Denizli, Ege Çevre ve Kültür Platformu EGEÇEP, Ortaca'dan zeytin Hayat Grubu, Karşıyaka Kent Konseyi, Gaziemir Kent Konseyi, Marmaris Kent Konseyi, İzmir Kent Konseyi 

KONUŞMACILAR:

Çağlayan Üçpınar (Milas Kent Konseyi Başkanı):  “Mitingimize hepiniz hoşgeldiniz. Mitingimize katılarak desteklerini sunan herkesi saygıyla selamlıyorum. Bilindiği gibi; 1 Mart 2022 Tarih ve 31765 Sayılı Resmi Gazete de yayınlanan yönetmelik ile ‘’Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından, Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına’ dair Yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmelik ile Zeytin sahalarının madencilik faaliyeti için kaldırılmasının önü açılmış ve Zeytinciliğin idam fermanı imzalanmıştır.1 Martta çıkarılan Yönetmelik 3573 Sayılı Zeytin Kanununa tamamen aykırıdır ve hiçbir yönetmelik kanunun üzerinde değildir.

Bu yönetmeliğin ardından bölgemizdeki Termik Santrallerin işletmesini yapan YK Enerji Akbelen bölgesindeki zeytinlik alana girerek 25-30 adet zeytin ağacını usulsüz olarak sökmüştür. Bölgede 280 gündür nöbet tutan Akbelen Direnişçileri grubu ve köylüler, firmanın makinasının önüne geçerek daha fazla söküme engel olmuş ve şirket yetkililerinin ve makinasının sahadan çıkarılmasını sağlamışlardır. Zeytinine sahip çıkan Akbelen direnişçilerini ve köylülerini kutluyoruz.

Kanuna aykırı olan bu yönetmelik, TMMOB, MUÇEP gibi birçok oda ve STK’lar tarafından dava edilmiştir ve yürütmeyi durdurma, yönetmeliğin iptali için hukuk mücadelesini başlatmışlardır. Avrupa Birliği Coğrafi İşaretine sahip olan Milas Zeytinyağı, bölgedeki birçok köylünün geçim kaynağıdır. Hayatıdır.

‘Zeytinime ve hayatıma dokunma’ diyoruz. Dokundurmayacağız. Zeytinliklerin yok edilmesine müsaade etmeyeceğiz. İnsani yaşam haklarına, gelir ve geçim kaynaklarına sahip çıkmak için çıktığımız yolculukta, Zeytinimize Sahip çıkmak adımlarımızdan biridir. Bu yolculukta bizlere yoldaşlık eden herkese merhaba-hoş geldiniz.”

Muhammet Tokat (Milas Belediye Başkanı): (Belediye Başkanı Tokat konuşma yapmak için sahneye çıktığında, alandan kendisine yönelik protesto sesleri gelmeye başladı. Tokat, protesto seslerine karşı konuşmasını sürdürdü) “Milas zeytinin başkentidir. Milas’taki ortak akılla Avrupa Birliği Coğrafi İşareti almış Türkiye'nin İlk ve tek zeytinyağı için bütün Milas halkı kenetlenmiş ve ortak akılla mücadele etmektedir. Milas Belediyesi olarak biz de her konuda halkımızla birlikte zeytin ve çevre mücadelesi içerisindeyiz. Yönetmelik değişikliğine karşı Danıştay’da dava açtık. İdari ve hukuki yoldan bu yönetmelik yürürlükten kaldırılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Bu noktada bütün çevre faaliyetlerinde ve etkinliklerinde her zaman desteğimize ihtiyaç duyulan bir noktada  bugün de özellikle büyükşehir belediyemizin, Milas Belediyemizin ve Kent Konseyimizin gayretleri ile oluşan böyle bir etkinlikte hep beraber birlik içerisinde ses yükseltmek varken, farklı söylemler içerisinde olmanın takdirini sizlere bırakıyorum.”

Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Adnan Akyarlı: "Konu Akbelen. Akbelen de bizim. Rize İkizdere de bizim. Türkiye’nin her yeri bizim. Dağlar, Ovalar, zeytinler, çamlar. Biz doğayı seviyoruz. Doğayı seven STK'lar olarak bir aradayız. Siyasette ittifak var. Biz de bir doğa ittifakı yapmalıyız. Bu ittifakın içinde doğayı kucaklayan herkes olmalı." 

Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun: "Bizim kıymetlerimiz var. Sizler gibi, insanımız gibi. Bizim kıymetlerimiz var doğamız gibi, çevremiz gibi. Bizim kıymetimiz var zeytinimiz gibi, ağacımız gibi. Gönlünde insan sevgisi, çevre sevgisi, ağaç sevgisi yaşatanlar; Milas’a hoşgeldiniz. Biz bu kıymetlerimizi ve sevgilerimizi içimizde, yüreğimizde yaşatırız, büyütürüz, güçlendiririz. Kim ki onlara haksızlık etmeye kalksa, gövdemizle, bilincimizle karşı koyarız. Kıymetlimiz olan zeytin ağacının bizim gibi düşünmeyenlerce yok edilmesine kayıtsız kalamayız. Bizden öncekiler zeytin ağaçlarını hukuken korumaya almışlar. Bunun için yasa yapmış milli irade ama bugün yasayla koruduğumuz ağaçları, yönetmelikle söküyorlar. Maden için kara kömür için yapmayı bunu yapıyorlar. Sizler ve bizler, bu hukuksuzluğu aşmak için davalar açtık, bunun korunması için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bizler duyarlılığı ve çevreye olan korumacı anlayışı son derece yüksek insanlarız. Bu uğurda bizimle birlikte olan herkesi yüreklendirmeli ve onlarla birlikte adım atmalıyız. Hep birlikte olursak, bir güç oluruz.”

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel:Ne Akbelen’i vereceğiz, ne Rize’yi vereceğiz, ne başka herhangi bir toprak parçasını. Ne de yaşama dair herhangi bir şeyi. Size yalan söylüyorlar, bize yalan söylüyorlar. Herkesi kandırmak için uğraşıyorlar. Farkındayız tüm bunların. Doğaya yaptıkları kötülük, tarihe yaptıkları kötülük, insana yaptıkları kötülük; bir gün onlar ölüp gittiklerinde toprak bedenlerini kabul etmeyecek hale getiriyor onları. Çocukları bile nefretle anacak onları, emin olabilirsiniz. Biz mücadeleyi sürdürüyoruz. Bir yandan hukukla, öbür tarafta ihtiyaç varsa eğer, birlikte yürümek gerekiyorsa; alanlarda, tarlada, sokakta, ormanda, sizlerle beraber olmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Bundan emin olabilirsiniz. Avukatlarınız aynı zamanda umudun avukatları, aynı zamanda doğanın avukatları, aynı zamanda bu ülkenin avukatları. Bu ülkenin hiçbir parçasını onlara peşkeş çektirtmeyeceğiz. Bitireceğiz bu bezirgân zulmünü. Ne istiyoruz? Akbelen için, doğa için, insanlarımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız için, ne istiyoruz? Adalet. Vermeyecekler ama alacağız.

Muğla Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Şimşek: “TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi, aynı zamanda Tarım Platformu Muğla dönem temsilcisi olarak sizlere sesleniyorum. Muğla’dan buraya tam 3 saatte gelebildik. Tam 4 noktada kimlik kontrolünden geçtik. Tüm engellemelere rağmen buradayız. Şimdi tam zeytinliklerimizi koruma zamanıdır. Zeytinliklerimizin, madencilik, enerji, petrol ve doğalgaz arama, jeotermal tesisler, sanayi, turizm, imar amaçlı talana yönelik girişimler geçmişten günümüze gündemden düşmemektedir.

Anayasa ve yasalardaki koruyucu hükümlere rağmen 2002 yılından beri sürekli gündeme getirilen mevzuat hükümlerine rağmen, zeytinlikleri, doğayı ve tarımı korumayı amaçlayan duyarlı kesimlerin toplumsal mücadelesi ve hukuk mücadelesiyle defalarca yargı tarafından durduruldu. En son 2017 tarihli maden yönetmeliğinin 115. Maddesine 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan değişiklikle eklene fıkra zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Hukuk devletinde, yasalar, Anayasaya; yönetmelikler ise yasaya aykırı düzenlenemez. Anayasanın 44 ve 45. Maddeleri; tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını düzenlemektedir.

1939 tarihli 3573 sayılı zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkındaki kanun, zeytinliklerin korunmasını ve geliştirilmesini düzenlemektedir. Yönetmelik değişikliği ile tarım alanlarını, meraları, zeytinleri, ormanları korumak yerine enerji amaçlı kömür çıkarma faaliyetlerinde belli şirketlere yeni imtiyazlar verilmektedir. Bu kabul edilemez. Değişiklikle, kamu yararı kavramı, kişi yararına dönüştürülmek istenmektedir.  Bu durum zeytinliklerin geleceği açısından büyük bir tehlike yaratmaktadır. Bunu kabul etmiyor, şiddetle karşı çıkıyoruz.

Asırlık zeytinlerin belli şirketlerin karı için taşınmaya çalışılması ve bunların başka yere dikilmeye çalışılmasının da hiçbir bilimsel açıklaması yoktur. Tarım ve Orman bakanlığı, temel görevi olan zeytinlikleri koşulsuz korumak, zeytin ve zeytinyağı üretimini arttırmak iken, bu görevini yok sayarak; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının doğayı ve tarım alanlarını yok edecek uygulamalarına rıza göstermesi, aracılık yapması, kabul edilemez. Biz tarım platformu bileşenleri olarak, bir yandan kamuoyunu doğru bilgilendirerek, ülke düzeyinde, toplumsal mücadelemizi sürdüreceğiz.

Diğer yandan eş zamanlı olarak yönetmeliğe karşı her türlü yasal yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz. Hukuki süreci de işleteceğiz. Biz Muğla’da ve burada verilen mücadeleyi, örnek bir mücadele olarak görmekteyiz.  Ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, meralarımıza, zeytinliklerimize, doğal hayata sahip çıkan İKİZKÖY halkının direnişi, hepimizi direnişidir. Zeytinlikler için direnen tüm özgür ve cesur insanlara selam olsun.”

Deştin Çevre Platformu Sözcüsü İsmail Şener: “Biz biliyoruz ki haklarımız var. Suyumuzu, havamızı, toprağımızı, yaşam alanlarımızı koruma hakkımız var bizim. Çünkü biz insanız ve oradan besleniyoruz, oradan geçiniyoruz. Bu ülkede köylüler asgari ücretin dörtte biri gelirle ailesini geçindirmeye çalışıyor. Nasıl bakıyor? Tarlasından ot kazıyor, börek yapıyor, kavurmasını ve yoğurtlamasını yapıyor. Zeytininden zeytinyağını, sofralık zeytinin üretiyor. Tavuğundan yumurtasını, etini alıyor. Bunlara da göz diktiler ya helal olsun. Soymaya, sömürmeye doymadılar. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı şu anda birlikte hedef aldılar.

Biz buna izin vermeyeceğiz. İkizköy halkımız Akbelen’de 280 gündür çadır nöbetini devam ettiriyor. Gerçekten çok onur ve gurur verici bir şey bu. Çıkardıkları yönetmelik Türkiye’deki bütün zeytinlikleri tehdit ediyor. Korunması gereken Arkeolojik alanları tehdit ediyor. Bu yönetmeliği çıkarırken bir şeyi unuttular: biz bunu Muğla, Yatağan, Bodrum, Milas gibi şu anda acil olarak şirketlerin çıkarları doğrultusunda yaptık demeyi unuttular. Tam da çıkardıkları yönetmelik burayı işaret ediyor. Bizi yaralayan şeyler var. Sadece bakanlıktan usulsüz ÇED raporları alıyorlar ama onlara yerelden de eşlik eden yöneticilerimiz var.

Biz bu mücadeleyi, kömür, termik santrali, çimento sanayine karşı yürütüyoruz. Biz bu mücadeleyi topyekûn bir mücadeleye çevirmek zorundayız. Yatağan ovasında 90 bin dönüm tarım arazisi, derin sondajlarla çölleştirilmeye çalışılıyor. Yani tarım arazisi olma özelliğini kaybetsin de kamulaştırma kolaylaşsın istiyorlar. Şimdi ölmez ağaç zeytini öldürmeye çalışıyorlar. Çimento fabrikasına izin vermeyeceğiz.

Küçülemeyen, saklanamayan, bir yere kaçamayan tek şey doğamızdır, dağlarımız, zeytinlerimiz ve ağaçlarımızdır. Şimdi zeytinlerimize göz diktiler, Onlara göz dikenlere, izin vermeyeceğiz. Yerin üstü, altından zengindir. Biz doğa talan eden projelerde kamu yararı görmüyoruz. Verilen izinlerde, kişi yararı vardır ve bu halka kaşı olan yatırımlardır. Bireysel yaraları bir gün mutlaka yargılatacağız.”

KARDOK Başkanı ve İkizköy Çevre Komitesi Sözcüsü Necla Işık:Selam olsun zeytin sevdalılarına, selam olsun doğa sevdalılarına, selam olsun uzaktan yakından bizi burada buluşturan koca Melas’a. Hepiniz hoşgeldiniz. İkizköylüler tam üç yıldır, termik santrallarına karşı toprağını, zeytinini, havasını, suyunu korumak için nöbet tutuyor. Bu sesimizi tüm Türkiye, tüm dünyaya duyurduk. Şu güzelim Muğla’da, cennet vatanımızda; bu cenneti cehenneme çeviren 3 termik santrale karşı artık isyandayız. Topraklarımızı aldıkları yeter. Bizi zeytin ağaçlarımızdan kopardıkları yeter.

Kırk yıldır bu kömürün gölgesinde yaşamaktan bıktık usandık. Elektrik kamu yararı diye diye iliğimizi kemiğimizi sömürdüler. Artık yeter. Artık yeter. Bugün, Milas, hepimizin sesiyle inledi. Zeytin için adalet diye inledi. Akbelen için adalet, Deştin için adalet, vatanımız için adalet istiyoruz artık biz. Ülkemiz elden gidiyor çünkü. Termik santrallara karşı 3 yıldır mücadele ediyoruz. Bunların kapatılması lazım. Biz elektriği rüzgârda, güneşten buluruz. İki kişinin, üç kişinin cebi dolacak diye artık biz mağdur olmayacağız.

Bunu hiçkimse bundan sonra bizden istemesin. Biz gaz lambasında oturmaya razıyız. Enerji uğruna toprağımızdan, zeytinimizden olmayacağız bundan sonra. Yatağan Turgut ve Denizli Aldan’la birlikte bu almak istedikleri toprakları veremeyeceğiz. Hep beraber, yan yana, omuz omuza toprağımızı, ağacımızı, temiz hava için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Biz topraklarımız vermek istemiyoruz. Şuraya parayı yığsınlar, dönüp bakarsak namerdiz. Para değil bizim derdimiz. Herkesi İkizköy-Akbelen’e davet ediyorum. Niçin, biliyor musunuz? Oradaki baskıları görmeniz için, gündüzleri atılan dinamitlerden evlerimizde oturamıyoruz. Can havliyle dışarı kaçıyoruz. Geceleri sabaha kadar uyuyamıyoruz, o kepçelerin, kamyonların sesinden. Kaç kere jandarmaya şikâyet ettik; onlara göre her şey usulüne uygun, hiçbir şey yapmıyorlar. Hiçbir şey usulüne uygun değil.  

Sadece bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Gelin görün oradaki vahşeti. Gelin görün oradaki kömür çukurlarını, cehennem çukurlarını. Artık cehennemi değil cenneti, cenneti tercih ediyoruz. Zeytinler yok olmasın, ormanlar yok olmasın. Aşık Veysel’in dediği gibi bizim sadık yârimiz kara topraktır. Toprağımız için, zeytin için, Akbelen için adalet demeye devam edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız.

Tarım Yazarı ve Çiftçi-Sen Kurucusu Abdullah Aysu:Merhaba yaşam savunucuları. Bugün çok güzel bir gün. Yağmuruyla, bereketiyle, her şeyiyle çok güzel bir gün. Burada sizlerle birarada olmak çok güzel. Bugün, şu an, dünyanın tüm çiftçileri ve yaşam savunucuları; Latin Amerika’da, Kuzey Amerika’da Asya’da, Ön Asya’da Afrika’da, Antarktika’da direnişlerini sürdürüyorlar. Çünkü bugün Uluslararası Çiftçi Mücadele günü. Bütün çiftçiler ayakta ve onların müttefikleri olan yaşam savunucuları da onlarla birlikte yaşamı savunuyorlar.

Bugün aynı zamanda Çiftçiler sendikası Salihli ve Ayvalık’ta 17 Nisan’la ilgili mitingler ve etkinlikler düzenliyor. Buradan onlara da selam olsun. Bugün Türkiye’de, Milas’ta, işte burada, bu meydanda şirketlerin talanına, doğanın tahribatına karşı ve zeytinliklerimize sahip çıkmak için biraradayız. Duymak istemeyenler, görmek istemeyenlere ve talancı bütün şirketlere ve hükümetlere buradan sesleniyoruz ve diyoruz ki zeytinlerimize dokunma, zeytinliklerimizi terk et ve biz sizi çok iyi tanıyoruz.

Biz biliyoruz, siz bu memleketi sevmiyorsunuz, siz yeşili sevmiyorsunuz, siz doğayı sevmiyorsunuz; siz sadece kasaları seviyorsunuz, kasalarınızı doldurmayı seviyorsunuz, sadece ve sadece şirketlerin kasalarını doldurmayı seviyorsunuz. Onun için kepçe gibi ön açıcılık yapıyorsunuz. Artık bu işleri bırakın. Herkes, her şeyin farkında. Nerden biliyoruz? Çünkü siz zeytinlik yasasını çıkarttığınızda sekiz sefer, biz bunları engellediğimizden biliyoruz. Biz Orhangazi’den girip Nizip’e kadar köy köy dolaşmalarımızdan biliyoruz ki bu vatandaş ve zeytin üreticisi sizin yasalarınızı kabul etmiyor.

Sizin buyruğunuzdaki, siz söylediğinizde sadece el kaldıranların çıkarttığı yasaları artık üreticiler, artık çiftçiler, yaşam savunucuları kabul etmiyor. Siz yasayı çıkarabilirsiniz ama bu yasa kabul görmüyorsa yasadır ama meşru değildir, hak değildir, karşılığı yoktur. Yaptığınız talandır. O nedenle bu talanı bırakmak zorundasınız. Biz sizi tanıyoruz. Çıkarttığınız kanun varken çıkarttığınız yönetmeliklerden biliyoruz. O birinci yönetmelik Danıştay’da iptal olana kadar 18.400 dönümlük bir alanı talan etmenizden biliyoruz. Sizin tüm bu talanlarınıza, işte bu meydanlarda bizzat üretenler karşı çıkıyor, kabul etmiyor. Artık anlayın. Bu yeşile, bu doğaya, doğa tahribatından vazgeçin.

 

 

 

 




Bu haber 2901 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI