Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Dava Konusu İşlemin Jeoloji Mühendisliği ve Hidrojeoloji Açısından Değerlendirilmesinde; Tuzabat Mahallesi yerleşiminin bulunduğu alanda ve güney kısımlarında sığ kuyular ve ayrıca sulama amaçlı sondaj kuyuları mevcuttur. Yakın civarda Beypınarı isimli menba bulunmaktadır. Kozağaç ve Tuzabat Mahallelerinin içme ve kullanma suyunu temin amaçlı tahsislidir. Tuzabat’ta olsun Beçin’de olsun kullanma ve zirai amaçlı muhtelif şahıs kuyuları mevcuttur. Proje sahası bu kuyuların beslenme sahasında kalmaktadır. Bu açıdan “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığı görüş ve kanaati oluşmuştur.
Dava konusu İşlemin Maden Mühendisliği Açısından Değerlendirilmesinden; Dava konusu alanın bulunduğu yer, özel çam ağaçlarını barındıran orman vasfındadır. Özellikle arıcılık yapan, meyve bahçeleri olan, zeytincilik yapan, tarımla uğraşan yöre halkı, dava konusu alanda boksit ocağı işletilmesini istememektedir. Ormanın muhafazasındaki kamu yararının, dava konusu alandaki madencilik faaliyetlerinin yürütülmesindeki kamu yararından daha üstün geldiği kanaati oluşturmuştur.
Dava Konusu İşlemin Biyolog Açısından Değerlendirilmesinden; Flora açısından; bölgenin bitki örtüsünde(Pinus brutia) kızılçam ormanı ve maki topluluğunun hakim olduğu görülmüştür. Yöre halkı tarafından bölgede bulunan kızılçam ağaçlarının çambalı için basra böceği barındırdığı belirtilmiştir. Basra böceği, yaşamının 2. evresinden sonra çam ağacının özsuyu ile beslenmeye başlar. Basra böceği tarafından salgılanan bal çiği, bal arıları tarafından alınır. Biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik dengenin korunması açısından “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının, biyolojik açıdan uygun olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava Konusu İşlemin Orman Mühendisliği Açısından Değerlendirilmesinden; Ruhsat alanının genişletilmesi ve kırma-eleme-yıkama tesisi yapılmak istenilen sahalar ve çevresi de büyük ölçüde basralı ormanlarla kaplı, arıcılık yapılıp bal üretilmektedir. Dava konusu yerdeki projelerin uygulanması sonucu, orman bütünlüğü bozulacak, ekosistem zarar görecek, peyzaj bozulması ve görüntü kirliliği olacak, yağışlar toprağa düzenli aktarılamayacak, su ve toprak rejimi olumsuz etkilenecektir. Orman yangın riski artacaktır. Basralı ağaçlar azalacağı ve kalanlar da olumsuz etkileneceği için bal üretimi azalacaktır. “ÇED gerekli değildir” kararının, bu açıdan uygun olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dava Konusu İşlemin Ziraat Mühendisliği, Tarımsal Üretim Açısından Değerlendirilmesinden; Mahkeme keşfinde dava konusu Kırma - Eleme - Yıkama Tesisi yapılmasının planlandığı alanın orman vasfında olduğu belirlenmiştir. Kırma - Eleme - Yıkama Tesisi alanlarının çevresinin zeytin şeklinde “Dikili Tarım Arazisi” vasfında olması, 5403 Sayılı kanuna göre bu alanların tarım dışı olarak kullanılamayacağını hüküm altına almaktadır. Bu bağlamda hem dikili alanların yoğunluğu hem de tarımsal bütünlükten dolayı söz konusu alanda Kırma - Eleme - Yıkama Tesisi yapılmasının tarımsal bütünlüğü bozacağı düşünülmektedir. Sonuç olarak “ÇED Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava Konusu İşlemin Çevre Mühendisliği Açısından Değerlendirilmesinden; Faaliyetin gerçekleşmesi halinde, gerek tesisten gerekse ağır tonajlı araçların faaliyetlerinden kaynaklı trafik yükü ve toz oluşumu kaçınılmazdır. Kurulacak tesisin yerleşim alanlarına mesafesi oldukça yakındır. Oluşacak kirletici tozlar, yerleşim alanlarına ve insan sağlığına zarar verecektir. Dava konusu yerin, tarımsal faaliyetlere, zeytincilik alanlarına, çam balı üretimine, yerleşim mesafelerine, su kaynaklarına yakınlığı göz önüne alınarak, "Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli Değildir" kararının, çevre mühendisliği açısından uygun olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
İTİRAZ YOLUNU DA KAPATAN KARAR
Mahkeme kararının son bölümünde şu ifadelere yer verildi: “Olayda işleme konu projeye ilişkin kırma - eleme - yıkama tesisinin planlandığı alana 3 km’den daha yakın mesafede verimli zeytinlik alanlar bulunduğu ve söz konusu tesiste zeytinliklere zarar vermeden, toz ve duman çıkarmayacak şekilde faaliyette bulunulmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, ayrıca gerek bu bakımdan gerekse de yakındaki orman alanları, su kaynakları diğer çevresel etmenler yönünden dava konusu işleme dayanak teşkil eden proje tanıtım dosyasının eksik ve yetersiz olduğu hususlarının, bilirkişi raporuyla ortaya konulduğu, bu takdirde yukarıda anılan 3573 sayılı Kanun uyarınca zeytinlik sahalarına 3 km'den daha kısa mesafede kurulması mümkün olmayan tesislerden olan ve çevreye olumsuz etkileri bilirkişi raporu ile ortaya konulan uyuşmazlık konusu ‘IV. Grup Maden (Boksit) Ocağı Alan Genişletilmesi ve Kırma - Eleme - Yıkama Tesisi’ projesi için verilen 04/03/2021 tarih ve 202142 sayılı ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararında, hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, uyuşmazlığa konu projenin faaliyete geçmesi halinde çevreye ve özellikle zeytinlik sahalara olan olumsuz etkisi göz önüne alındığında dava sonuçlanıncaya kadar işlemin uygulanmaya devam etmesi hâlinde, telâfisi güç zararlar doğabileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27'nci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, aynı Kanunun 20/A maddesinin 2'nci fıkrasının (e) alt bendi uyarınca itiraz yolu kapalı olmak üzere, 26/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”
Muğla 1. İdari Mahkemesinin kararı; Tuzabatlılar ve arıcılar tarafından sevinçle karşılandı. Yürütmenin durdurulması için dava açan Av. Çağdaş Yörükoğlu da, İdari Mahkemenin kararının, şu anda devam eden ve bundan sonrası için açılacak davalarda emsal oluşturabilecek bir karar olduğunu söyledi.