![]() |
Tweet |
MEHMET ERDAL
Kuru yemişçilerin, baharatçıların, manavların ve peynircilerin olaya bakışı farklı nedenlerle birbirlerinden görece farklılıklar içeriyor.
DÜKKAN KİRASI GİBİ, ÇOK!
İskele mahallesi Semt Pazarının 3 kuru yemişçisinden/çerezcisinden Muhammet Sezgin, çarşı içerisinde aynı içerikte satış yapan dükkanının yanı sıra kardeşi Yahya Sezgin adına kayıtlı satış standında eşi ve çocuklarıyla birlikte satış yapıyor. Kardeşi Ahmet Sezgin'i kastederek, “Ahmet, bizim adımıza da konuşur” diyor. Ahmet de Muhammet gibi kardeşi Yahya Sezgin adına kayıtlı satış standında eşi ile birlikte satış yapıyor: İlk olarak ona ne düşündüğünü soruyorum. Belediyeye olan borcunu otomatik olarak ödeyip geçtiğini, bu nedenle konuya dair tam olarak bilgisi olmadığını söylüyor. Anlatıyorum. Gülerek, “ İyi yapmışlar, abi. Yapan, yapmayan belli olsun. Şeriatın kestiği parmak, acımaz. Belediye bizi iyi öpmüş. Ben, memnunum. (!) Bizi, gelen öpüyor, giden öpüyor zaten.” diyor.
Kendi adına kayıtlı standında kuru yemiş, çerez satan Osman Üründü: “Baya, şey yapmışlar; belediye, çok kötü yapmış.” diyor. Osman Üründü, Datça'da oturuyor. “Sen de Datçalı oldun” diyorum. Konuşmayı dinleyen bir müşteri “çakma Datçalı” diyor. “Çakma değil, o artık Datçalı.” diyorum. “Hepimize 'çakma' diyorlar, 'çakma' demedikleri var mı ki?” diye soruyor. “1994 yılından beri Datça'dayım. Kimse bana 'çakma Datçalı' diyemez. Ben, Datçalıyım” diyorum.
Pazar yerinin iki baharatçısından birisi olan Hasan Şavluk, eşi Zeynep Şavluk adına kayıtlı stantda eşi ile birlikte satış yapıyor: “Dükkan kirası gibi, çok. Haftada bir gün açıyoruz. Pazar da eskisi gibi değil. Vatandaşın alım gücü çok düştü. Yer değiştikten sonra bu pazar eskisi gibi değil, artık; bu pazardan memnun değilim. Belediyenin bu belirlediği fiyat çok yüksek. Ödenmez. Haydi yaz sezonunda ödersin ama kış aylarında zor ödersin. Kış aylarında insanın ciğerini söker, bu para.”
MANAVLARDAN, GÖRÜŞ BİLDİRMEKTEN KAÇINANLAR DA OLDU
Datça'daki zincir mağazaların sebze ve meyve fiyatlarını cumartesi günü bir günlük dahi olsa aşağı çekmelerine neden olan, cumartesi günü İskele Mahallesi Semt Pazarının kuruluyor olmasıdır; pazar yerinde sebze ve meyve fiyatlarının belirlenmesinde ağırlığı olanlar da Datça dışından gelip satış yapan Marmarisli, Fethiyeli, Muğlalı, Çineli, Aydınlı manavlardır.
Ne düşündüklerini öğrenmek için tek tek dolaşırken bazı tezgah sahipleri standın başında değildi, onları pas geçtim. Bazı manavlar, konu ile ilgili bilgileri olmadığı ya da konuşmak istemedikleri için görüş bildirmediler.
Görüş bildiren manavların söyledikleri ve gerekçeleri ise şöyle:
ÇÖP TOPLAMA SORUNU ÇÖZÜLMELİ
Muğla'dan gelip giden manav Esat Ünveren: “Gelişmeden haberimiz var ama ayrıntıyı bilmiyoruz. Muğla'dan geliyoruz, yıllık ödeyip geçiyoruz. Muğla'da 3 m, 160 TL. Buradaki stant, 20 m2.” Tezgahının özelinde her hafta ve her ay ödeyeceği miktarı anlatmaya çalışıyorum, şiddetli yağan yağmur nedeniyle birbirimizi zor duyuyoruz. “Sorun değil, sorun olan şu: Bu pazarda 'çöp toplama' muhabbeti var. Ben ondan rahatsızım. 'Çöpü toplamadın' denilerek tutanak tutulup ceza kesiliyor. Ne isteniyorsa verelim ama bu olmasın. Sorduğunuz, ufak iş. Bir dükkan kirasının günlüğü 1000 TL. Belediyenin istediği çok para değil, normal yani. Çöp toplama konusu iyi değil. Ben, o konudan rahatsızım. Akşama kadar benim canım çıkıyor, yorgunluktan. Bu çöp muhabbeti çok yoruyor. Belediye o konuya bir çözüm bulsun, para istiyorsa, fazlasıyla verelim. Başka bir yerde pazara çıkıyoruz mesela, çöpü toplayıp bir yere koyarız, görevli gelir, alır gider.”
Emecikli manav, Mehmet Solmaz: “Bence, az alıyor, diğer yerlere göre. Ayda 365 TL. ödüyorduk. Şimdi de Datça'daki bir dükkan kirasıyla kıyaslarsak, normaldir. Ayda 2,5-3000 TL. manavda, 1,000-1,500 TL üreticide normaldir ama belediye giyim, hırdavat bölümündekilere yardımcı olabilir.”
KURTARMIYOR, ABİ
Marmaris'ten gelip giden manav Serhat, tezgahında sadece patates ve soğan satıyor: “Ben senelik ödüyorum. Bu yıl ne kadar ödeyeceğimi bilmiyorum. Marmaris'te iki gün tezgah açıyoruz, her hafta 1.000 TL ödüyorum. Marmaris'ten buraya geliş gidiş 1 000 TL. mazot yakıyor, araba.” “Kurtarıyor mu?” diye sordum. “Kurtarmıyor, abi. 2015'ten sonra pazarcılık bitti.” dedi. Merak edip sordum, “2015'ten sonra ne oldu ki?” “Bilmiyorum. Tsunami mi oldu ne, şimdilerde bir ton ürün satamıyoruz. Bir ton nerede, 10 ton nerede. Yıllardır gelip gidiyorum, önceleri 10 ton ürün satardım. Gördüğün ürünü 27 TL.'ye alıp 35 TL.'ye satıyorum, faturaları gösterebilirim.” Karı, %50 bile değil, %30 civarıydı. Bana göre, çok azdı. “%30 bile kalmıyor abi. Ton başına 1-2 000 TL anca kalıyor.”
FİYAT, NORMAL
Manav Anıl: “Datça'nın fiyatı normal, hatta ucuz; Datça dışında daha pahalı, manav yerleri.” diyor. “Mesela, ne kadar?” diye sordum. “İstanbul'da tezgah açmak 10.000 TL.” deyince, “Özelleştirilmiş pazar yerlerinde mi yoksa belediyelere ait pazar yerlerinde mi?” diye sormaya devam ediyorum. “Normal semt pazarları.” diyor. Datça dışında başka yerlerde tezgah açıp açmadığını sordum, Muğla'da da yeri varmış ama kullanmıyormuş. Sadece Datça, Özbel ve AKTUR'da satış yapıyormuş. “Benim için bu fiyat uygundur, normaldir.” diyor. Soyadını soruyorum, söylemiyor. Belli ki güvenemiyor. Haberi nereye yapacağımı soruyor. Söylüyorum. Tavrı biraz değişiyor. “Yerel seçimde Aytaç başkanı destekledim, o ayrı bir şey, şimdi bu yaptığım ayrı bir şey; eleştirmek gerektiğinde eleştiririm.” diyorum.
Emecikli manav Mustafa Solmaz: “Kulaktan dolma bir bilgim var; %80 civarında zam yapılmış. Öyle duydum.” diyor. Anlattım. “Ben, bu fiyatın makul olduğunu düşünüyorum. Bana göre uygun bir fiyat. Fahiş bir fiyat olduğunu düşünmüyorum. Belediyemiz, daha önce tezgahlardan normal bir fiyat alıyordu. Şimdi de gerekeni yapmış, öyle uygun görmüş. Yapacak bir şey yok.”
BU ARTIŞ, TÜKETİCİYE YANSIR
Çine'den gelip giden manav Mehmet Sivri: “Yeni fiyatı duydum ama tam olarak bilmiyorum,” diyor. Anlattım. “Yüksek abi, fiyatlar.” diyor. Çine'den geliş gidiş 3,5-4 000 TL mazot yakıyormuş arabası. Başka bir yere tezgah açmıyormuş. Sadece Datça'da tezgah açmasının onu kurtarıp kurtarmadığını soruyorum. Çine'de hayvanları da varmış. O işle de uğraşıyormuş.
Kızlanlı üretici/manav Mehmet Kuzu'nun tezgahında o an annesi Fatma Kuzu var: “Hayırlısı olsun.” dedi.
Çine'den gelen manav Yusuf Çınar: “Bilgim yoktu, bugün öğrendim. Aylık, ortalama 1 500 TL. civarındaymış,” dedi. Anlattım. İşgaliye harcının ve şimdi de tahsis ücretinin m2 bazında alınıyor olmasına inanmadı. “O” dedi, “2020'li yıllardaydı.” “Söylediklerim, doğru.” dedim. Geçen yıl 4.000 TL civarında ödeme yapmış. Bu yıl 15-20.000 TL civarında bir ödeme yapacağını düşünüyormuş. “Bu zam, fazladır. Ne olabilirdi? 10.000 TL olabilirdi. Muğla/Akyol pazarına da çıkıyorum. Arkamız geniş, 4 m cephemiz var, 180 TL ödüyoruz. Buraya getirdiğimiz mallardan artanları geçerken Akyol pazarında tüketiyoruz. Buraya taze taze sebze ve meyve getiriyoruz. 1987-88'den beri Datça'ya gelip gidiyorum. Önceki pazarda Yalçınkayalar Apart'ın köşedeydi, standımız. Elbette fiyatlar da yerinde kalacak değil, her şeyin fiyatı artıyor. Sağ olsun belediyemiz, pandemi döneminde çok aşırı bir zam yapmadı. Şimdi birdenbire yapılan bu yüksek artış, bizi yoruyor. Bu artış, vatandaşa da yansıyacak. Mal almak için hanımla Çine'den Aydın'a git, Aydın'dan Datça'ya gel, iki gece burada konakla, ye, iç, 8-10 kg. poşet tüket, Datça ve Akyol pazarlarında yer işgaliyelerini öde... Masraf 10.000 TL. Ben bir haftada 500 kg da satsam, 1500 kg da satsam, bu harcamayı yapıyorum. Bana kalan, malın parasını ödedikten ve bu harcamayı yaptıktan sonra elde kalandır. Ben 1990 doğumluyum, aracım 1989 modeldir. Aracımın yılda 100.000 TL masrafı var. Eşim yanımda çalışıyor, onun sigortasını geçtim, kendi BAĞ-KUR'umu ödeyemiyorum. Bizim giderimize eklenen her masraf, mecburen neticede tüketiciye yansıyacak.”
Çine'den gelip giden manav Ali Çınar: “Birdenbire bu kadar artış, çok. Zaten maliyetler ağır. İllaki artırılabilir, ona bir şey demiyorum ama birdenbire bu kadar artması doğru değil. Normal bir artış olsun.” Direkt Çine'den Datça'ya gelip dönüyorlarmış. “Satış fiyatlarımız aynı. Şu tezgahda gördüğün ürünleri Çine'de ne kadara satıyorsak, burada da aynı fiyattan satıyoruz. Örneğin elma, Çine'de 50 TL., burada da 50 TL. Artı hiçbir şey eklemiyoruz. Maliyetler arttıkça biz de fiyatları mecburen arttıracağız.”
HİZMET BEKLİYORSAK, BU PARAYI VERECEĞİZ!
Süt ürünleri, zeytin ve zeytinyağı satan pazarcılara yöneliyorum; onlardan da “Bilgimiz yok” diyerek görüş bildirmekten kaçınanlar oluyor.
Görüş belirtenlerin olaya bakış açıları şöyle:
Gökova'dan gelen Hanifi Yüce: “Yok, kardeşim. Bilmiyoruz.” dedi. Anlattım. “Yapacak bir şey yok. Ne yapabiliriz ki? Belediye bizden bu parayı almak ve bize bir hizmet vermek zorunda. Sonuçta belediye burada bir hizmet veriyor. Bu hizmetin karşılığında ve daha kaliteli hizmet verebilmek için bu parayı bizden alacak. Biz belediyeden bir hizmet bekliyorsak bu parayı vereceğiz. Gayet normal bir şey bu.”
BU, ÇOK YANLIŞ!
Ulalı Kardeşler: “Haberimiz var, abi; 3 500 TL. iken 23 500 TL. olmuş. 20. 000 TL. ne zammı yapıyorlar, ben anlamadım. Bu zammı neden yaptıklarını açıklasınlar.” diyor, stantdaki genç. “Paraya ihtiyacı varmış, belediyenin.” dedim. “Biraz enayi yerine koyuyorlar insanı, başka bir şey değil. Bu, çok yanlış bir şey.” “10.000 TL. olsa, 'amenna' derim.” diyor, sahibi olarak bildiğim kişi. “Şimdi ne yapabiliriz, onu da bilmiyorum.” diyor, genç.
ARTIŞ, YÜKSEK
Savaş Süt Ürünleri, İsa Savaş: “Söylediler ama ne kadar olduğunu bilmiyorum.” diyor. Anlattım. “Fiyat, biraz yüksek geliyor ama genel olarak bakarsak, her şey yüksek. Ne yapacağız, abi? Fiyattan ziyade, şikayet amaçlı olacak ama görüyorsun, yukarıdan, plastik borulardan eşyalarımızın üzerine su damlayıp duruyor. Her zaman Fen İşlerine, zabıtaya söylüyoruz, bu hafta da söyledik, bu sorundan çok mağduruz. Başka yerlerde yok sanırım ama burada var. Burayı halledeceklerini söylediler, hiç ellemediler.” “Başkan yardımcısı Mutlu Gündoğan ile dolaşmıştık burayı bir ara, halledeceklerini söylemişti.” diyorum. Datça dışında da pazarlara çıkıyormuş. Oralarda %15 zam yapılmış, işgaliyelere. Elektrik, çöp poşeti vs... dahil %50 gibi bir zam yapılmış. Datça'da elektrik için her birinin kendi sayacı varmış. Abone olmuşlar. Diğer yerlerde çöpleri çöp poşetine doldurup bir kenara bırakıyorlarmış, burada ise tezgahı kapadıktan sonra bir yarım saat ortalığı temizlemeye çalışıyorlarmış. Aksi halde tutanak tutulup ceza yazılıyormuş.
Toker Peynircilik, Cem Toker: “Metrekare başına 20 TL mi ne zam yapılmış, dediler. Biraz fazla,” dedi. O da komşusu İsa Savaş gibi tepesindeki borudan akan sudan rahatsız. Tezgahının arkasının çok dar oluşundan şikayetçi. “Artış, bu kadar da olmamalıydı. Başkanımızdan ricamız, bunu düşürsünler.”
(Devam edecek)
(Gelecek bölüm; üreticiler)