Bugun...



Datça-Yaka Köy Muhtar'ı Serhat Yılmaz: "Yaka köy Sahipsiz gibi!"

Yaka Köyü Muhtar'ı Serhat Yılmaz ile Yaka-Kumyer üzerinden Palamutbükü'ne inildiğinde çatıya yakın kısmında YAKAMOZ yazan binanın zemin katında bulunan muhtarlık odasında buluşuyoruz; oda klimasız ve hava çok sıcak. 2009-2014 yılları arasında muhtarlık yapan Nazmi Gültekin'in azalarından birisi o, bir diğeri ağabeyi imiş. “İkimiz ayrı listelerden seçime girmiştik ama ikimiz de aza olarak seçildik; 'çarşaf liste' gibi bir şeydi” diyor. 2019 yılında muhtar olmuş.

facebook-paylas
Tarih: 18-07-2023 20:27

  Datça-Yaka Köy Muhtar'ı Serhat Yılmaz:

Söyleşi: Mehmet Erdal

YAKA KÖYÜ SAHİPSİZ GİBİ

Yaka Köyü Muhtar'ı Serhat Yılmaz ile Yaka-Kumyer üzerinden Palamutbükü'ne inildiğinde çatıya yakın kısmında YAKAMOZ yazan binanın zemin katında bulunan muhtarlık odasında buluşuyoruz; oda klimasız ve hava çok sıcak.

2009-2014 yılları arasında muhtarlık yapan Nazmi Gültekin'in azalarından birisi o, bir diğeri ağabeyi imiş. “İkimiz ayrı listelerden seçime girmiştik ama ikimiz de aza olarak seçildik; 'çarşaf liste' gibi bir şeydi” diyor. 2019 yılında muhtar olmuş.

 MUHTARLIĞIN OLDUĞU BİNA MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN

Muhtarlığın bulunduğu bina Yaka Köyü Muhtarlığına ait iken Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin mülkiyetine geçmiş. Merak edip soruyorum, kira ödemiyorlarmış.

Binanın üst kısımları geçen yıla kadar otel olarak kullanılıyormuş, Muğla Büyükşehir Belediyesi kira sözleşmesini iptal etmiş ve binanın engelliler için tahsis edileceğini söylemiş. Bir ara Muğla Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Bölümünden birileri gelip binaya bakmış, sonrasında iki araç içerisinde mimar ve mühendisten oluşan kalabalık bir grup gelmiş, binada incelemede bulunmuşlar, engellilerin kullanımı için güzel bir proje hazırlayacaklarını söylemişler ve gitmişler. Şu ana kadar hiçbir gelişme olmamış.

Datça-Betçe Su Projesinin ilk bölümünün açılışı için 11.07.2023 günü Sındı Köyüne gelen ve bir açılış töreni düzenleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün bu konuda yeni bir şey söyleyip söylemediğini merak ediyorum; söylememiş.

 “KIRSAL MAHALLE” OLMAMIZ İYİDİR

Datça Belediye Meclisi AKP Grubu eski sözcüsü Haluk Laçin'in açtığı davaların sonucunda Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi Emecik, Kızlan, Karaköy, Hızırşah, Sındı, Çeşmeköy, Yazı ve sizin Yaka'yı mahalleden kırsal mahalleye dönüştürdü. Bu dönüşmeyi nasıl değerlendiriyorsun?

“Kırsal mahalle olmamız iyi oldu. Biz kırsal mahalle olmayı istiyorduk ama (Datça) belediye başkanımız 'Datça'da kırsal mahalle yoktur' diyordu.”

Kızlan Mahalle Muhtarı Uğural Suat Karaman kendisi ve mahallesi dışında kimsenin bu konuda Datça Belediyesi'ne “bizler kırsal mahalle statüsüne geçmek istiyoruz” diye herhangi bir başvuruda bulunmadığını, bu nedenle mahalle muhtarlarına biraz kırgın olduğunu söylemişti...

“Biz de istiyorduk kırsal mahalle olmayı ama hem (Datça) belediye başkanımız bu isteğimizi kabul etmez diye düşünüyorduk hem de zaten Datça Belediye Meclisi oy çokluğuyla 'Datça'da kırsal mahalle olacak yer yoktur' diye bir karar almıştı. Ayrıca itiraz için 2 yıllık bir süre de var deniliyordu. Diğer mahalle muhtarlarıyla bu konuda ortaklaşa hareket edelim, bir dilekçe filan verelim diye düşünürken Haluk (Laçin) bey çıktı ortaya... ”

Büyükşehir Yasası ile köyden mahalleye dönüştükten sonra muhtarlığa ait hangi mallarınız el değiştirdi?

“Şu an bulunduğumuz bina, Mavi Beyaz, UKKSA (Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi), onun yanında 'kulüp yanı' dediğimiz bir yerimiz daha vardı, o binamız da devredildi. Başka arazilerimiz de vardı, çöp kamyonumuz, traktörümüz vardı, bunların hepsi gitti. Çoğu Datça Belediyesi'nin mülkü oldu.”

Kırsal mahalleye dönülünce bu mülkler yeniden Yaka Köyü Muhtarlığı mülkü olacak mı?

Olmayacakmış.

Bu durumda kırsal mahalle olunca neleri yeniden kazanmış oluyorsunuz?

“Su paraları yüksek gelmeye başlamıştı. Daha vermeye başlamamıştık ama emlak vergisini de farklı ödeyecektik. Turizm işi yapan işletmeler dışındaki köylüler 'kırsal mahalle' statüsüne dönmemiz nedeniyle bundan sonra yine eskisi gibi kullandıkları suyun fiyatını düşük ödeyecekler. Köyden kırsal mahalleye dönmemiz nedeniyle tarım ve tarımda kullandığımız aletler için verilen düşük faizli kredilerden yararlanamıyorduk, şimdi o kredilerden yeniden yararlanacağız.”

Bazıları “Büyükşehir Yasası ile köyden mahalleye dönülünce köylünün arazilerine olan talep artmıştı, şimdi kırsal mahalleye dönüşen yerlerde olası imar sorunları nedeniyle bir miktar talep azalması yaşanacak” yollu konuşuyorlar. Şu an Yaka'da ne gözlemliyorsun?

“Tam aksine, bir miktar talep artışından bile söz edebiliriz.”

Senin konumun değişecek mi yoksa yine “yetkisiz bir muhtar” olmaya devam mı edeceksin?

“Hiçbir şey değişmeyecek.”

 MAVİ BEYAZ VE BU BİNA İMECE İLE YAPILDI

Mavi Beyaz'ın sözleşmesi 2024 yılı sonunda bitecek sanırım. Bu sözleşme bittikten sonra Datça Belediyesi bu yer ile ilgili olarak ne yaparsa sizin ve Yakalıların hoşuna gider?

“Oradan bize gelen bir şey yok. Şimdi sahibi de Datça Belediyesi'dir...”

Tamam, hukuken sahibi Datça Belediyesi'dir ama tarihsel olarak sahibi Yakalılardır.

“Bu konuda bize bir şey sorulacağını zannetmiyorum. Sormazlar!”

Peki, sorulmalı mı?

“Elbette sorulmalı. Yaşlılarımızın orada emeği var. Babalarımız, dedelerimiz yapmış orasını. Taşını çekmişler, her taşına emek vermişler. İmece usulü yapılmış orası. Bu bina da aynı şekilde yapıldı. Bu binanın yapılışında, temelden itibaren biz çalıştık. En azından Mavi Beyaz'da çalışan yaşlılarımıza, ki hala bazıları sağdır, sorsunlar 'ne yapalım?' diye, daha güzel olur.. Biz, çok açık söyleyeyim, Mavi Beyaz'ın satılması taraftarı değiliz. Böyle bir şey olursa kesinlikle karşı çıkarız. Haa kiraya vereceklerinde bize sormayacaklardır, 'kira için ihaleye çıkardık' diyeceklerdir.”

 YAKA KÖYÜ SAHİPSİZ GİBİ

Yaka Köyünün geleceğini nasıl görüyorsun?

“Yaka Köyü sahipsiz gibi bir şey” diyor. Şaşırıyorum. Nasıl yani, diyorum. “İşte görüyorsun, trafik sorunumuz var. Palamutbükü'nün bugün en büyük sorunu trafik sorunudur. Her yer, yollar dahil otopark gibi. Jandarma trafik sürekli kontrolde...”

Çözüm olarak ne öneriyorsunuz?

“Bir çözüm bulunmalı bu soruna. Palamutbükü'ne gelenler araçlarını yol boyunca park edip gidiyorlar yemek yiyecekleri ya da denize girecekleri yerlere.”

Çözüm öneriniz ne bu konuda? Bu söyleşiyi Datça Belediyesi yöneticileri de Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün de okuyacak.

“Dedik ki 'biz şu önümüzden geçen yolu çift şeritli yapalım; ortasından bölelim. En azından iki tarafına araç park edilmesin.' Belediye yaptı burayı, kaldırımlar koydu. Çok güzel. Ama kaldırımlarda sırf araç var, görüyorsun. Kaldırımlara araçlar park edildiğinden vatandaş kaldırımlardan geçemiyor, yolun ortasından yürüyor. Bayramda o kadar gelen oldu ki Palamutbükü'ne, ben 51 yaşındayım, benim bildiğim en kalabalık bayramdı. Mahşeri bir kalabalık vardı.”

Arifeden bir gün önce Palamutbükü'ne geldiğimizde Ceylan Otel'in olduğu köşede tanık olduğumuz trafik sıkışıklığından söz ediyorum.

Bu yoğunluğun nedeni Palamutbükü'nün çok popüler olmasıdır. Bir arkadaşım söylemişti, “Palamutbükü Datça'dan daha çok tanınan bir yerdir” diye. Palamutbükü'nün böylesine ünlenmesi turizm açısından iyi bir şey değil mi?

“İyi, iyi ama maalesef burada birçok apart, iş yeri var, tek bir araç koyacak otoparkları yok. Örneğin, bir vatandaş, bir dönüm olan arazisinin üzerine 1 değil 5 apart yapmaya çalışıyor. Gelecek müşterilerinin araçlarını koyacağı yeri düşünmüyor.”

 İMAR PLANI'NIN OLMAMASI BÜYÜK SORUN

Datça ÖÇK (Özel Çevre Koruma) Bölgesi olduğu için yapamıyordur...

“Burada imar planı olmadığı için yapılan binaların çoğu zaten kaçak. Yıllardır imar izni yok burada. 2017 yılı sonunda çıkarılan ‘İmar Barışı' ile yasallaştı bu kaçak binalar.”

Şimdi yine “kaçak yapı” sorununuz var mı?

“İmar planı ve imar izni olmayınca mecburen oluyor.”

Köy yerleşim ve gelişim alanlarında 'geçici yapılaşma koşulları' çerçevesinde verilen imar izninden yararlanamıyorlar da mı bu kaçak binaları yapıyorlar?

“Sözünü ettiğin bu izin Palamutbükü'nde söz konusu değil. Palamutbükü'nün hiçbir yerinde imar izni verilmiyor.”

2023 yılı Ocak ayı Olağan Datça Belediye Meclis Toplantısında Belediye Başkanı Gürsel Uçar Yaka dahil bazı mahallelerde “geçici yapılaşma koşulları çerçevesinde imar izni verileceğini” duyurduğundan ve bunun haberini de yaptığımdan şaşırıyorum.

“O dediğin köyün yukarı kısımları için geçerli. Kumyer ve köyün yerleşik olduğu alanda yola cephesi olan böyle bir yerin varsa sana o izin veriliyor ama aşağı bölgede, ovada bu izin verilmiyor. Başkan 'Ben Palamutbükü'nün imar planını çıkaracağım, o nedenle bu bölgede izin vermem. Yaka ve Kumyer'de işin içinden çıkamadım, o nedenle o bölgelerde izin veriyorum' diyor.” Gülüşüyoruz.

“Başkana demişler ki, ben başkanın kendisinden duydum, 'Bademlikleri imar planından çıkarın.'

Belediye Meclisi'nin bir toplantısında bu çerçevede bir tartışma yaşandığını anımsıyorum. “Zeytinlikler zaten imar dışıdır, imar planı yaparken bademlikleri de imar dışına çıkarın...” denilmiş.

“Yaka'da boş arazi bulamazsın. Her yer bademlik ve zeytinliktir. Boş arazi oranı %1 bile değildir.”

Bademliklerde uygun bir proje çerçevesinde imar izni verilmeli mi? Örneğin, Kızlan Muhtarı Uğural Suat Karaman, tarım arazilerinde %5 oranında yapı izni verilmesinin iyi olacağını söylüyor.

“Suat Bey haklı. Ben de aynı düşüncedeyim. Burada, 1987 ya da 1988 yılları olabilir, biz kaçak yapıdan 15 yıl ceza yemiştik. O yıllarda da 'imar gelecek' deniliyordu. Yıl olmuş 2023, hala kaçak yapıdan ceza yiyen vatandaş var. Benim burada bir yerim var ama hiç bir şey yapamıyorum. Tamam, daha öncesinde başka bir kurum bu bölgeden sorumluydu ama şimdi 2014 yılından beri Datça Belediyesi sorumludur.”

 İMAR PLANI ÇALIŞMASI KAPSAMINDA KİMSE BİZE BİR ŞEY SORMADI

Datça Belediyesi'nin Palamutbükü ile ilgili olarak bir imar planı çalışması yaptığı biliniyor. Bu kapsamda Datça Belediyesi gelip de size ve Çeşmeköy (Cumalı) Muhtarına “Bu bölge ile ilgili bir plan yapıyoruz. Bir araya gelelim. Bu plan ile ilgili ne düşünüyorsunuz, neler öneriyorsunuz bize anlatın” dediler mi?

“Hiç sormadılar.”

Bu proje size rağmen, sizden habersiz mi çiziliyor?

“Evet”

Örneğin siz bu bölgede büyük otellerin yapılmasına ve turizmin bu oteller üzerinden sürdürülmesine karşı iseniz bu planı çizenlerin bunları bilmesi ve imar planını ona göre çizmesi gerekiyor.

“Keşke sorsalardı. Bizim de söyleyeceğimiz bazı şeyler olurdu.”

 SU SORUNUMUZ ÇÖZÜLDÜ SAYILIR

Bu bölgede önceden çok ciddi bir su sorunu vardı ama şimdi, geçenlerde açılışı yapılan Datça-Betçe Su Projesi çerçevesinde bu sorunun çözüldüğünü söyleyebilir miyiz?

“Evet, çözüldü sayılır. Bu proje çerçevesinde bu yıl Mesudiye, Sındı ve Yaka'ya su verilmeye başlandı.”

Bu projenin hayata geçirilmesi sürecinde Karaköylüler ve Hızırşah Muhtarı ile bazı sorunlar yaşandı. Bu konularda ne söyleyebilirsin? Muhtarlar olarak sizin kendi aranızda haberleştiğiniz ve böylesi durumlarda tartıştığınız, birbirinizi eleştirdiğiniz ya da yardımcı olduğunuz bir iletişim ağınız yok mu?

“Datça'da 12 muhtarız ve bizim bir WhatsApp grubumuz var. Bu proje gündeme gelinceye kadar aramızda hiçbir sorun yoktu. Muhtarlar olarak bazen oturur, yer, içer ve sohbet ederdik. Biliyor musun Özay (Hızırşah Muhtarı) anne tarafından bizim köylüdür, akrabaları burada. Küçüklükten beri arkadaşız. Muhtar olmadan önce de arkadaşlığımız ve dostluğumuz vardı...

İlk sorun Karaköy'de çıkmıştı. Projenin orijinal halinde Betçe'ye su getiren hat Hızırşah Muhtarı ile tartışmalara neden olan bölgeden geçmiyordu. Karaköylüler itiraz edince şimdiki hat üzerinden geçirilmeye başlandı. Haliyle Hızırşah Muhtarı ile bu sorun yaşandı...

Yaka'da su konusunda bazı sıkıntılar yaşanmıyor değildi, yaşanıyordu ama Sındı tamamen susuzdu. Sındı'ya tanker ile sürekli su çekiliyordu. Tanker bozulunca ya da tekeri patlayınca Sındılılar o gün susuz kalıyordu. 2023 yılında bir yere tanker ile su taşıma durumu olmaması lazım...”

Bir süre bu konuda konuşuyoruz. Su sorunun çözülmesi nedeniyle Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'e teşekkür ediyor.

 YAKA KÖYÜ'NÜN GELECEĞİ BÜYÜK ÖLÇÜDE TURİZMDEDİR

Yaka Köyü'nün geleceği, Palamutbükü'nden dolayı turizmde mi şekillenecek?

“Büyük ölçüde turizm, tarım olarak da badem ve zeytin.”

Yaka Köyü'nde işletme sahibi, işçi vb. anlamda turizmde çalışan çok kişi var mı?

“Turizmden gelir elde eden çok kişi var. Kimisinin apartı, restoranı, işyeri var... Büyük çoğunluk Palamutbükü'nde yaşıyor ve turizm ile uğraşıyor.”

Yakalıların kendi mülkleri üzerinde apart, restoran ya da başka bir iş yeri anlamında turizm işi ile uğraşıyor olmasından hareketle soruyorum, sizin köylüler turizmin bu şekilde mi yoksa işte Palamutbükü'ne büyük oteller yapılarak ve bu bölgeye gelen tatilcilerin o otellerde konaklaması biçiminde mi sürdürülmesinden yana?

“Palamutbükü'ne büyük oteller yapılmasına köylülerimiz gibi muhtarlık olarak biz de karşıyız. Büyük oteller 'her şey dahil' üzerinden tatilcileri ağırlıyorlar, o yörede yaşayan kimseye yararları olmuyor. Şimdi bu bölgeye gelen tatilciler apartlarda kalıyorlar, restoranlarda yemeklerini yiyorlar, marketlerden alış veriş yapıyorlar ve çark dönüyor. Büyük oteller olunca sadece o otel sahipleri kazanacak. Bizim burada kimsenin böylesi büyük oteller yapacak bir gücü de yok. Büyük otelleri bu bölgenin dışından gelecek kişiler yapabilir ancak.”

YAKA KÖYÜ ÇOK FAZLA GÖÇ ALIYOR

Sizin köy göç alıyor mu?

“Çok fazla.”

Örneğin sizin köyden KÖYKENT'te mülk sahibi olan kimse kaldı mı yoksa herkes Yaka dışından gelip yerleşenler mi?

“Arsasının üzerine bina yapan ve yapmayanlar olarak toplam %20-25 civarındadır Yakalılar.”

Yaka dışından gelip de yerleşenler konut olarak mı kullanıyorlar buraları, apart türü iş yeri olarak da kullananlar var mı?

“Her iki halde kullananlar var. Çok göç edip gelen var.”

Yurt içi? Yurt dışı?

“İstanbul ağırlıklı. Yurt dışından gelip yerleşenler de var.”

Yaka Köyündeki nüfus hareketliliğine dair konuşuyoruz bir süre.

“Örneğin ben kendim de Yaka doğumluyumdur. Yaka merkezimizdi. Eskiden her bahçede kuyular vardı. Daha sonra kuyulardaki sular çekildi. Sular çekilince susuz durulamayacağı için büyük çoğunluk %70'i ovaya, %10-20'si Kumyer'e taşındı. O zamanlar tanker ile filan su da taşınmıyordu. Yaka boşaldı. Daha sonra Yaka'nın tanınırlılığı artmaya başladı. Almancısı, Amerikalısı... birçok kişi gelip Yaka'ya yerleşmeye başladılar. Hala devam ediyor...”

Bu kişiler susuz Yaka'ya neden gelip yerleştiler? Hiç merak edip sorduğun oldu mu?

“Yaka'nın en büyük avantajı temiz havasıdır. Orman kenarı... Örneğin yaz aylarında burası sıcak iken Kumyer ve Yaka serindir. Yaka, Cumalı ve Sındı her daim serindir. Akşamları biz burada sıcaktan yatamayız ama yukarıdakiler serin serin uyurlar. Yaka dışından gelip yerleşenlerin bir kısmı yazlıkçı olarak gelirken bir kısmı da yaz-kış burada yaşıyorlar.”

Datça Belediye Başkanının da şikayet ettiği bir konu var, biliyorsun; ikametgah sorunu. Yaka'ya gelip yerleşenler ikametgahlarını getiriyorlar mı?

“Getiriyorlar. Yaka'ya ikametgâhlarını aldıranların sayısı 300 civarındadır. Bizim şu an 826 seçmenimiz var. İkametgâhını hâlihazırda aldırmayanlar da çoktur. Seçim öncesi çok çağrı yaptık ikametgâhı buraya aldırın diye ama işte kimisi yerel seçimde İstanbul'da İmamoğlu, Ankara'da Mansur Yavaş için ikametgâhlarını İstanbul ve Ankara'da tuttuklarını söylüyorlar.” Gülüşüyoruz. “Başkan gibi biz de söylüyoruz, 'işte Datça'nın resmi nüfusu 25.000 ama fiili nüfusu 50-60.000 civarında. Belediye Ankara'dan aldığı yardımı resmi nüfus üzerinden alıyor ve bununla 50-60.00 kişiye hizmet vermeye çalışıyor' diye... Bilhassa pandemiden sonra burada yaşamaya başlayanlar çoğaldı. Eskiden yazın gelip 2 ay kalıyorlardı, sonra gidiyorlardı; pandemide 12 ay burada kalmaya başladılar.”

ELEKTRİK TRAFOMUZ 1980 YILINDA YAPILDI

Biraz önce söz arasında elektrik sorunundan söz etmiştin. Sorun ne?

“Kumyer'de 4 gündür ki bugün (16.07.2023) 5. gündür sıkıntı devam ediyor.”

Sorunun kaynağı ne? RES'ler (Rüzgâr Enerji Santralleri) yapıldıktan sonra Datça'da elektrik sıkıntısı bitti gibi bir algı oluşmuştu...

“Kumyer'e elektrik 1980 yılı başlarında geldi; trafo o günden beri aynı trafodur. AYDEM hiç yatırım yapmadı. Buna karşın Yaka'nın, Kumyer'in elektrik tüketimi her geçen gün arttı; nüfus çoğaldı, elektrikli ev aletleri çeşitlendi... Örneğin, KÖYKENT'te birçok apart yapıldı. Haliyle 1980 yılında yapılan trafo bu yükü kaldırmıyor...”

(Yaka Muhtarı Serhat Yılmaz ile bu söyleşiyi yaptığımız günün akşamı söyleşiyi yazıya dökmeye başladığımda Datça Yarımadasının genelinde önce elektrikler, buna bağlı olarak su ve İnternet tamamen gitti. AYDEM, bu durumun nedeni olarak artan sıcaklar nedeniyle klimaların kullanılmasını ve yoğun elektrik tüketen ev aletlerini gösteriyor, Yaka Muhtarı Serhat Yılmaz'ın yarım gün öncesinden işaret ettiği alt yapı yetersizliğine ve yıllardır alt yapıya yatırım yapılmamasına hiç değinmiyor. Yani gerçeği söylemiyor, Datçalılara masal anlatmayı yeğliyor.)

Muhtar Serhat Yılmaz bir süre Palamutbükü’nde yaşanan elektrik sıkıntılarına ve çözüm bulmaya çalışmalarına dair bilgiler verdi.

AYDEM ile bu konuda sen konuşuyorsun değil mi? Onlar nasıl açıklıyor yatırım yapmamayı?

“Maalesef AYDEM'den kimseye ulaşamıyoruz. Mesaj atarak sorunlarımızı yazabiliyoruz. Bak, size okutmamda hiçbir sakınca yok” diyerek telefonunu uzatıyor. “Şefim 3 gündür elektrik yok. Gelip sıkıntı nedir diye hiç bakmıyorsunuz. Kesin bir çözüm bekliyoruz. Pazartesi gününe kadar kesin bir çözüm olmaz ise Yaka Mahallesi halkını basın ile birlikte AYDEM'in önüne getireceğim. Bilginiz olsun” diye yazmış muhtar, buna karşın AYDEM'den gelen yanıt şu olmuş: “Bu sıcaklarda herkes klimaya yükleniyor. Ne yapayım? Kullanmayın mı diyelim? Türkiye'de var bu sorun. Sıcaklar hafifleyince düzelecek zaten. Yalnızca Kumyer'de değil, Yazı, Eski Datça her yerde aynı.

“Bu cevap mı şimdi?”

Sizce sorun klimaların ve yoğun elektrik tüketen ev aletlerinin kullanılmasından değil trafolara, alt yapıya yatırım yapılmamasından kaynaklanıyor...

“Evet, trafoların ve hatların güçlendirilerek kapasitelerinin yükseltilmesi gerekmekte. Bu konuda bir cevap ise yok.”

Siz eğer AYDEM önüne gelirseniz ben haberinizi yapmak için gelirim.

(Çok ilginçtir ki Yaka Köyü Muhtarı serhat Yılmaz’ın sözünü ettiği saatte Yakalılar değil ama Datçalılar Yarımadanın genelinde kesinti baş gösterince AYDEM önünde toplanarak kesintileri protesto ettiler ve Cumhuriyet Meydanına kadar yürüdüler.)

 YIL 2023, BİZ HALA YOL, SU VE ELEKTRİK SORUNLARIYLA UĞRAŞIYORUZ

“Yıl olmuş 2023, biz hala yol, su ve elektrik sorunları ile uğraşıyoruz. Bu iş mi? İşte Kumyer üzerinden geldin, görmüşsündür yolun durumunu. Kumyer'in bir bölümü parke ile kaplandı ama bir turizm bölgesinde bu kadar kötü bir yol olamaz. Palamutbükü'ne gelip giden insanların tamamına yakını bu yolu kullanıyor. Yolun durumunu belediyeye anlatıyoruz ve çözüm istiyoruz. Su hattının döşenmesi sırasında yapılan kazı nedeniyle yol Yaka'dan Kumyer'e gelinceye kadar neredeyse tek şeride düştü. Başkana anlattım, tamam, yapacağız dedi ama yaz sezonunun yarısına geldik.”

Başkan bu durumu nasıl açıklıyor?

“Bütçenin yetersiz olduğunu söylüyor. 'Ben bu yolu yaparsam personelimin maaşını ödeyemem, bugüne kadar personelimin maaşını ödememezlik hiç yapmadım' diyor. Para olduğu zaman yapacaklarmış.”

Kumyer'in içinden geçen yolun bir kısmına parke döşenmesi ve geçmişte Yaka'dan Palamutbükü'ne gidiş gelişte kullanılan Helvacı yolunun yapılması nedeniyle de Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar'a teşekkür ediyor.

PALAMUTBÜKÜ SAHİLLERİ ELDEN GİDİYOR

Palamutbükü sahillerinin kullanımı konusunda geçen yıla kadar Datça Belediyesi yetkiliydi ama 2 yıldır bu bölgede defacto (fiili) bir durum söz konusu, yani kimse yetkili değil ve işletmeler önlerindeki sahilleri istedikleri gibi kullanabiliyorlar. Bu işletmeler bu nedenle Datça Belediyesi'ne Datça merkezdeki işletmeler gibi “kaldırım işgali” benzeri bir şey ya da bir başka yere bir şey ödüyorlar mı?

“Sanmıyorum. Çünkü şimdi kimse ilgilenmiyor bu bölgeyle. Daha önce kaymakamlıkta yapılan toplantılarda Semih (Hakkı) muhtarımız ile birlikte 'sahiller elden gidiyor' diyerek bu sorunu gündeme getiriyorduk. En son toplantıda Muğla Vali Yardımcısı da vardı, ona da söyledim; belediyede iken tam anlamıyla olmasa da gene iyi idi ama şimdi belediyeden çıkınca tamamen kontrolden çıktı sahiller. Kontrol olmayınca önceden 50 şezlong koyan işletme şimdi 70 şezlong koymaya başladı. Şu an sahilde baya bir sıkıntı var.”

Yakalılar şimdi nereden denize giriyor?

“Şimdiki pazar yerinin karşı tarafından, Ceylan Otel'in karşısında bulunan ağaçların oradan ve bir de MERTUR'un karşı tarafından giriyorlar. Limandan tutun Bedya Beache kadar denize girilebilecek bir yer bulamazsınız. Bu durumdan biz memnun değiliz. İşletmelere sorsan, onlar da memnun değiller.”

Neden? Sahilleri kullandıkları için herhangi bir yere bir para ödeseler amenna ama ödemiyorlarmış...

“Diyorlar ki ‘keşke belediye koysa bu şezlongları da biz hiç uğraşmasak...’”

Gerçekten böyle düşünen işletmeler var mı? Eğer var ise bana yönlendir, ben onlarla konuşmak ve ne düşündüklerini öğrenip yazmak isterim.

“ Palamutbükü’nde yol ayrı bir dert, sahil ayrı bir dert. Sahildeki yolu o kadar işgal altına almışlar ki kimisi resmen yolu bir dondurmacıya kiraya veriyor, kimisi masa sandalye atıyor. Yol trafiğe kapanıyor. Biz bunları belediyeye de bildiriyoruz. Yetki zabıtada. Zabıta geliyor, bakıyor, uyarıyor ve gidiyor. Herhangi bir yaptırım yok. Yol resmen işgal altında. Yolda ne ararsan var. Belediye yolu bu işgalden temizlemeli.”

 SAHİLLERDE BELEDİYE DEVREYE GİRMELİ

Anladığım kadarıyla sen ve haliyle Yakalılar Palamutbükü sahillerinin bu hale gelmesinden memnun değilsiniz?

“Değiliz.”

Belediyenin devreye girmesini istiyorsunuz?

“İstiyoruz. Bu konuda iş belediyeye düşüyor. İş rayından çıkıyor... Halk artık yakında isyan çıkarır. Çünkü denize girebileceği bir alan kalmıyor. Diyelim ki şu an pazar yeri olarak kullanılan alanın arkasında kalan arazilerin sahipleri yarın bir gün tutsalar o arazilerinin üzerine turizm tesisi yapsalar ve deseler ki 'biz de önümüzdeki sahil kısmında diğer işletmeler gibi müşterilerimize has şezlonglar koymak ve sedirler yapmak istiyoruz', ne olacak?”

Biliyorsun, pazar yerinin kurulduğu alan Maliyeye ait...

“Olsun. Oraya o tesisi yapabilen kişi o sorunu da çözer. Biraz ilerisinde bir villa vardı, ne oldu? Bir vatandaş orayı aldı, turizm işi yapmaya başladı ve tuttu önündeki sahili kapadı. Sen ben buraya şemsiye koyacağım diyorsun, yasak diyorlar. Ama koyunca da kimse gelip senin şemsiyeni alıp götürmüyor. Bu nedenle yapanın yanına kar kalıyor her şey...”

Muhtarı dinlerken söyledikleri karşısında “haklısın” demekten başka bir şey diyemiyorum.

Bu nedenle “birisi devreye girmeli ve bu da yerel yönetim olmalı” diyorsunuz. Anladım!

 SOKAK KÖPEKLERİYLE BAŞIMIZ DERTTE

Başka sorunlarınız var mı?

“Sezon sonu oldu mu cins cins köpekler getirip bırakıyorlar, köyün çevresine.”

Bu konuda ne yapılmalı sence?

“Belediye barınak mı yapar ne yapar bilemiyorum, bu köpekler tehlike saçıyor. Motosiklet üzerindeki gençlere saldırıyorlar. Çocuklarımıza, yaşlılarımıza saldırıyorlar. Bu tehlikenin kabul edilmesi için ille de birisinin ölmesi gerekmiyor. Ayrıca Palamutbükü'nde çok sayıda başıboş Kangal cinsi köpek var. Sahillerde geziniyorlar. Allah göstermesin bir çocuğumuza saldırırsa boğar atar.”

Daha önce Semih (Hakkı) muhtarımız da bu konudan şikâyetçi olmuştu. Sanırım bu bölgenin böyle bir ortak sorunu var?

“Doğru. Köpekler aç kalınca vatandaşın tavuğunu, keçisini, kuzusunu parçalıyor. Hepimiz hayvanları seviyoruz ama bu işten ekmek yiyen vatandaşlara verdikleri zarar çok fazla. Haydi hayvanlardan vazgeçelim ama cana yönelik zarar vermelerinden korkuyoruz. Belediye artık bu soruna bir çözüm bulmalı. Her belediyenin bir köpek barınağı olmalı.”

 ÇADIR VE KARAVANCILAR SORUNUMUZ DA VAR

“Çadır ve karavancılar sorunumuz da var. Örneğin, bir vatandaş geliyor, sahilin bir yerine çadırını kuruyor ya da karavanını koyuyor. Örneğin pazar yerinin karşısında çadırlar, MERTUR'un olduğu bölgede karavanlar var. Biz böyle yapanları gördüğümüzde işte ‘Akçabük'e neden gitmiyorsunuz?’ diye sorduğumuzda ‘sen orası ile ortak mısın*’ diye yanıt veriyor. ‘Paralı olan yere bizi neden yönlendiriyorsun?’ diyor. Karavancıların WC'si var ama çadırcılar nedeniyle çadırların olduğu bölgelerde çiş kokusundan geçilmiyor. Örneğin, bizim Gerence (Akvaryum) dediğimiz koy bu durumdadır. (Gerence'nin 'yavan' anlamına geldiğini söylüyor) Her çalının arkası wc'dir. Bu duruma zabıtanın mı, jandarmanın mı yoksa orman idaresinin mi karışacağı konusu biraz karışık.”

Datça'da çadır kurulacak yeterli kamping alanı ve karavancılar için tahsis edilmiş uygun yer sorunu olduğu konuşulur durur. Bu bölgede bu amaçla tahsis edilebilecek yerler var mı? Bu amaçla yerel yönetime başvuran vatandaş var mı?

“Bildiğim kadarıyla yok.”

 YENİDEN MUHTAR ADAYI OLMAYI DÜŞÜNÜYORUM

Sen 2024 yerel seçimlerinde yeniden aday olmayı düşünüyor musunuz?

“Düşünüyorum.”

Büyükşehir Yasasından sonra muhtarların bütün yetkileri ellerinden alındığına göre gerçekte muhtarlık bir 'yük' değil mi? Bu durumda neden yine muhtar olmak istiyorsun? Maaşı için mi?

“Maaş için yapılmaz bu iş. Benim gelirim bana yetiyor. Kirada evlerim, bademliğim, zeytinliğim var. Ben mücadele etmeyi seviyorum. Okula kadar gelen parke kaplamanın devamıyla birlikte parke yapılacak toprak yollarımız var. Hâlihazırda bunları yaptıramadık. Bir köy girişi ve çıkışı ile belli olur. Bunun dışında köyümüze bir düğün salonu istiyoruz. Mesire alanı kazandırmak istiyoruz. 'Sorunları çözülmüş bir Yaka Mahallesi' benim gerçekleştirmek istediğim. Yaka'da daha yapılacak işlerimiz var. Bu nedenle yeniden muhtarlığa adayım.”

 




Bu haber 2619 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI