NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

Akbelen Ormanlarında aylardır orman nöbetini sürdüren İkizköy Çevre Komitesi, 26 Kasım Dünya Zeytin Ağacı Günü nedeniyle açıklama yaptı. “Ölmez ağaç zeytinin anavatanı Akdeniz’den, İkizköy’den sesleniyoruz” diyen İkizköylüler, “Ta 1979’dan beri yani on yıllardır Muğla'da kömür madeni için belki yüz binlerce zeytin ağacı yok edilmiş. Bizim bildiğimiz, sadece İkizköy’ün Işıkdere mahallesinde 20 bin zeytin ağacı kömüre kurban edildi. 2017'de İkizköy Işıkdere kamulaştırılırken, yasal haklarımızı ve Zeytincilik Kanununu bilmediğimizden bu kadar çok zeytin ağacımızı kaybettik” diye konuştular.  

35 BİN ZEYTİN AĞACI KESİLMEK İSTENİYOR

İkizköy Çevre Komitesi açıklamalarını şöyle sürdürdü: “2019 yılından beri de, bölgemizdeki iki termik santralin ve onbinlerce dönüm kömür madeninin işletmecisi Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Dağıtım AŞ (YK Enerji), 780 dönümlük Akbelen Ormanı’nın yanı sıra; 1600 dönüm tarım arazimizi, 1400 dönüm zeytinliğimizi elimizden almak istiyor. 35 bin zeytin ağacımız eski ve kirli kömür enerjisi için yok edilmek isteniyor.”

“Zeytin ağacı yaşam demektir, Barış demektir, En çok da emek demektir” diyerek, zeytin üreticilerinin bu ağaçları yetiştirirken nasıl çilelere ve fedakârlıklara katlandıklarını şöyle betimlediler:  “Necati Amca, Celal Abi, Mustafa Abi, sırtlarında taşıdıkları kovalarla suladılar zeytin fidanlarını. Biz İkizköylüler ailecek, çocuklarımızı büyütür gibi büyüttük hepsini. Havana Abla, Aytaç Abla, Fatma Abla da bebeğin saçını tarar gibi topluyorlar şimdi zeytini. Özenle, gerekirse tek tek. Bir tanesini bile heba etmemek için titizlikle. Bu emekle, ölmez ağaç serpiliyor, meyve veriyor, kuşaklar boyunca doyuruyor köyümüzü, Milas'ı. Hatta siz şehirdeki dostları.”

ZEYTİN AĞAÇLARI HİÇBİR GEREKÇEYLE KESİLEMEZ

İkizöy Çevre Komitesi açıklamasının son bölümünde şu ifadeler yer aldı: “Artık biz İkizköylüler olarak Zeytincilik Kanunu gereği zeytinliklerin kamulaştırılamayacağını, zeytin ağaçlarının hiçbir gerekçeyle kesilemeyeceğini biliyoruz. Kamulaştırma tehdidi ile yüz yüze kalsak bile, yasal olarak haklarımız olduğunu; böylesi haksız bir “kamu yararı” ve kamulaştırma kararını mahkemeye taşıyabileceğimizin farkındayız.  Şirketin tüm baskısına, noterden gönderdiği tehditkâr ihbarnamelere, kamulaştırma tehdidine rağmen üç yıldır bir dönüm zeytinliğimizi bile satmadık. Bundan sonra da satmayacağız! Akbelen Ormanı için olduğu gibi, zeytinlerimiz için de mücadele edeceğiz! #AkbelenOrmanı'nı da zeytinliklerimizi de kömüre vermeyeceğiz! Kömüre Karşı Yaşasın Zeytin Ağacı!”