Bugun...



Muhtar Olarak Hiçbir Yetkimiz Yok!

Muhtarlık binasında buluştuğumuz Kızlan Mahallesi Muhtarı Uğural Suat Karaman'ın ilk sözleri “Başından söyleyeyim, sohbet edelim de röportaj yapmayalım. Muhtarlıkta şu an 2. dönemimdeyim. İşin gerçeği eleştirilecek, çekiştirilecek yanlarımız çok fazla var. Ama eleştirerek de bir şey yapamıyoruz. Hele muhtar isen eleştirdiğin zaman hiç olmuyor...” oldu.

facebook-paylas
Tarih: 07-07-2023 16:51

Muhtar Olarak Hiçbir Yetkimiz Yok!

SÖYLEŞİ: MEHMET ERDAL / DATÇA

Cumalı, Emecik ve Yazı Muhtarları gibi söyleşi yapmak ve konuştuklarımızı da onay aldıktan sonra yayınlamak için gittiğimiz Kızlan Muhtarı Suat Bey böyle bir yaklaşım gösterince ister istemez “Tamam. Şimdi sohbet yapacağız. Ama bu sohbetten hiç bahsetmez isek 'Kızlan Muhtarı ile konuşmamışlar, onu pas geçmişler' derler, o nedenle bu sohbet ile ilgili de bir haber yapacağım ama sizin onay vermediğiniz hiç bir şeyi de yayınlamayacağım” dedim.

MUHTAR OLMASAM, GEL, SENİNLE İSTEDİĞİN SÖYLEŞİYİ YAPALIM

Suat Bey, bir muhtar olarak, muhtarların basın ile konuşmasının bazı yetkili makamlarca hoş karşılanmadığını düşünüyor. “Şimdi burada konuşacağız, eleştireceğim ama 3 gün sonra eleştirdiğim yetkililer ya da kurumlar ile toplantı yapacağız; nasıl olacak, burada konuştuklarımız basında yayınlandığı zaman? Olmaz. Yakışık almaz. Benim mizacım bu. Ama otururuz, konuşuruz, sohbet ederiz, o olur.”

Muhtarların dışında söyleşi yapıp yayınladığım ya da yayınlamayı düşündüğüm gençlere atıfta bulunarak 'gençlerin çok daha açık sözlü' olduklarını söylüyorum.

“Gençler konuşur. Ben genç değilim. Muhtarım. Devlet memurluğundan geldim. İdarecilik yaptım. Ne şiş yansın ne de kebap derler ya, o hesap, ben kimse ile karşı karşıya gelmek istemem. Muhtar olmasam, gel, seninle istediğin röportajı yapalım. Her şeyi açık açık söylerim. Ben muhtarım ve bu köye hizmet için varım. Bazılarını eleştirdiğim zaman bu hizmeti yapamam, olmaz.”

Bir muhtar kimi eleştirebilir? Örneğin belediye başkanını ya da kamu kurumlarından birisini eleştiriyor, örneğin MUSKİ'yi; eleştiren kişi ertesi günü bu eleştirilenlerden birisinden bir şey istemeye gittiğinde sıkıntı mı oluyor?

“Olur, mutlaka olur.”

Eleştirmek doğal bir şey değil mi?

“Sizce Türkiye'de doğal bir şey mi?”

Örneğin, kendisine en çok eleştiri yöneltenlerden birisi olarak Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın “Beni eleştirin” dediğini ve belediyeden bir şey istediğimde “garazına” davranmadığını söylüyorum.

“Herkes öyle söyler. Ben de 'beni eleştirin' derim ama iş gerçeğe döndüğü zaman öyle olmaz. Siz muhtar değilsiniz. Ayrıca siz kendinize istiyorsunuzdur, ne istiyorsanız. Ben köye istiyorum. Öyle bir durumda hiçbir şey yaptıramam. İşin doğrusu, belediyemizden %100 memnunum diye bir şey söz konusu değil ama ben genelde memnunum. Köyüme baya bir şeyler kazandırdım. Köyün olanakları da vardı, benim çabalarım da oldu, örneğin halı sahanın bayağı bir parasını ben rüzgar enerjisini yapan firmadan aldım. Belediyeye iki defa bağış yaptırttım. O bağış sayesinde yapıldı.

Muhtar olarak eleştirmemiz çok farklı olmalı. Neden? Biz köy iken mahalle olmuşuz. Elimizdeki mal, mülk, yetkimiz alınmış. Dilenciye dönmüşüz. (Birlikte gittiğim emekli öğretmen arkadaşım Mahmut Akbaba'yı işaret ederek) Hocamızın mahallesinde bir çöp bidonu sorunu oluyor, geliyor bize, biz alo diyoruz ilgililere. Yapıyor yapmıyor, geliyor gelmiyor, sinirleniyoruz... Yetkimiz yok. İsmim var. Vasfım var...”

Muhtarlar sadece maaş alan kişiler konumunda mıdırlar?

“Aynen öyleyiz. İnisiyatif kullandığımız hiçbir alan yok. Hiçbir yaptırım gücümüz yok. Bu, iki iki daha dört. Bunu bilin. Şimdi burada oturuyoruz ya, belediye başkanımız isterse beni burada oturtmaz, çünkü bu yer artık belediyenindir. Mesela, İskele Mahallesi Muhtarlığının binası hala yoktur. Kirasını kendi ödüyor.”

Tamam, sohbet edeceğiz. Ben doğaçlama sohbetler yapıyorum, sonra o konuşulanları yazıya döküyorum ve yayınlanmadan önce onay almak için yolluyorum. Onay almadan yayınlamıyorum. Bundan emin olabilirsiniz.

BÜYÜKŞEHİR YASASI İLE HER ŞEYİMİZİ YİTİRDİK

Büyükşehir Yasası çıktıktan sonra Kızlan Muhtarlığından Datça Belediyesi'ne ya da Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne neler devredildi?

“Çok şey devredildi. Şu an bulunduğumuz bina, düğün salonu, kahve, fırın, 170 dönüm tarlamız vardı gitti. 10 dönüm küsur mezarlık mevkiinde imar içinde yerimiz vardı, gitti. Daha başka pek çok arazimiz gitti. Bunların çoğunluğu Datça Belediyesi'ne devredildi. Kahve ve mezarlık Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne devredildi.”

Kızlan Mahallesi'nin 2. dönem muhtarı olarak baktığında Büyükşehir Yasası'nı nasıl değerlendiriyorsun?

“Çok berbat bir şey! Sizce yerinden yönetim mi etkili olur, uzaktan yönetim mi? Mezarlığı Muğla Büyükşehir'e yazıyorum. MUSKİ ile ilgili bir sorunumu burada çözemezsem Muğla'ya gidiyorum. Her şey Muğla Büyükşehrin elinde.”

Bu yasa ile bürokratik bir mekanizma mı oluştu?

“Tabi ki bürokratik bir mekanizma oluştu. Şu yol Muğla Büyükşehir'in yetki alanında. Datça Belediyesinde olsa belki kapısını çala çala yaptırabileceğim, 2 defa asfalt kaplama yapıldı, görüyorsunuz, kalktı, köstebek yuvasına döndü. 50 defa diyorum ki bu yol olmadı, hâlbuki daha önce çok daha güzeldi yolumuz. Asfalt yaptılar, o da nasıl bir asfalt bilmiyorum, Muğla Büyükşehre söyledim, hemen düzeltin dediler ama yine nafile.”

Büyükşehir Yasası ortaya çıkan sorunların çözümünü geciktiriyor mu?

“Geciktiriyor elbette, geciktirmez mi? Bu yasadan şikâyetçiyim. İşin eğrisi doğrusu bu.”

 KIZLANALTINDAKİ 18. MADDE UYGULAMASINDA HATA BAŞTA YAPILDI

Bilebildiğim kadarıyla Kızlanaltındaki 18. Madde uygulaması 22 yıldır bitirilemedi. Bu konuda baştan beri bir hata mı var?

“Evet. Sorun, daha önce uygulamayı yapan yöneticilerde...”

Kızlanaltındaki 18. Madde uygulaması çerçevesinde yapılan imar planı çalışmasının ihale ile bir harita mühendisine verildiğine dair bilgim olduğundan bu konudaki hatanın nereden kaynaklandığını merak ediyordum. Suat Bey, bu planlamanın yapıldığı sırada Tapu Kadastro'da memur olarak çalıştığını söyleyerek açıklama yapmaya başladı.

“Evrakları bize kim getiriyor? Datça Belediyesi. Haliyle imarı uygulayan belediye. Yetkili merciler kontrol ediyor her şeyi. İdare Mahkemesi uygulamayı hatalı buldu ve bozdu. Sonra Tapu Kadastro ölçümleri hatalı çıktı. Yüzölçümleri tutmadı. Şimdi 22 A'yı bitirdik. İnşallah bir mazeretleri kalmaz artık.”

(Muhtar Suat Karaman, sohbetin bitiminde bu noktaya dair bir not düşme gereği duydu: “Mahallemizde 22A/Kadastro çalışmaları bitti. Daha önce belediye tarafından ruhsat verilen yerler var mahallemizde. 22A'da, daha önce 'dere/yol' diyerek ruhsat verilen bu yerlere şimdi 'yol' ibaresi kaldırılarak sadece 'dere' denildi, haliyle bazı vatandaşlar açısından mağduriyetler ortaya çıktı. Bir başka deyişle, bu konumdaki vatandaşların elinde daha önceden belediye tarafından verilmiş 'İmar durum belgesi' var ama belediye şimdi bu belgeleri iptal ediyor. Kadastro, bu yönüyle büyük bir kötülük yaptı bazı köylülerimize. Bu konuda itiraz süresi de bitti. İtiraz eden etti ama mahkeme Marmaris'te görüleceğinden ve bu konuda dosyalarda biriktiğinden ne zaman duruşma günü verileceği ve davaların ne zaman biteceği meçhul. İdare bu konuyu çözebilirse çözmeli)”

Şimdi orada yeniden bir uygulama olacak mı?

“Olacak. Bence burada belediyenin yapacağı şey, 18. Maddenin amacı insanların mülklerini bir araya toplamak ve pürüzleri çözmektir ama bu kadar itiraz oluyorsa herkesin yerini yerinde bırakmak ve herkesi hisse sahibi yapıp geçmektir. Başka yapılacak bir şey yok. Bu konuda yetki belediyede. Uygulamayı yapan harita mühendisi, bu uygulama işini ihale ile alan kişidir. Belediye neyi öneriyorsa o doğrultuda uygulama yapar, kafasına göre uygulama yapamaz.”

 SORUN 1+1'LERDE, YOKSA YASAL OLMAYAN BİR ŞEY YOK

Devlet köy yerleşim ve gelişim alanları içerisinde kalan belli ölçeğin üzerindeki arazilerin sahiplerine geçici yapılaşma koşulları çerçevesinde m2'si belirlenmiş 2 bağımsız bölüm yapma hakkı tanıyor. Örneğin Kızlan'da ve Karaköy'de bu iznin yorumlanmasından kaynaklanan bir sorun ortaya çıkmış ve bu iki bağımsız bölüm yapma sınırı aşılmıştı...

“Hayır. Aşılmadı. Şöyle ki: Taban oturumu 45 m2'den az olmamak kaydıyla iki adet 85 m2 dubleks yapabilirsin, o da arazi 425 m2'nin üzerindeyse. Bunun altındaysa bir tane yapabilirsin. Ama %30 emsal teşkil etme var ya ona bir pay çıkarıyor. Burada kanunsuz bir şey yok. Yapılan tek şey 1+1'ler. Buna izin verilmiyor. Yasada 'bağımsız bölüm' diye bir şeyden söz edilmediği için sıkıntı ortaya çıktı; örneğin '2 bağımsız bölüm' denilmemiş... Sonra, bakanlık bu konuda görüşünü söyledi. Bu uygulamadan geri dönüldü...”

Suat Bey bu konuda tanık olduklarını ve değerlendirmelerini anlatıyor. Dinliyoruz. Bir süre bu konuda konuşuyoruz.

DATÇA'NIN GELECEĞİ TURİZMDE

Devam eden sohbetimizin bir yerinde “Datça kaç yılında ÖÇK (Özel Çevre Koruma) Bölgesi oldu?” diye soruverdi Suat bey. Hep birlikte Datça'nın ÖÇK Bölgesi olduğu tarih üzerine yüksek sesle düşündük. “Arkadaş, Datça'da daha 2014 yılına kadar yola cephesi olan tarım arazilerine %5 imar izni veriliyordu. Şimdi ne oldu da 5 dönüm kuralı konuldu? Burası Konya Ovası mı? Burada araziler küçücük. 5 dönüme de 'Zeytinlikse vermiyorum' diyor. Datça'da turizmin olması isteniyor mu yoksa istenmiyor mu? Durum böyle olunca da her yer 'kaçak' oluyor işte. Tarım arazilerine %5 imar izni verilse bunlar olmayacak...”

Datça'nın hangi yöne evrileceği mi belirsiz? Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nin Datça ile ilgili bir çalışması olduğunu ve Datça'nın geleceğinin turizm olarak öngörüldüğünü duymuştum.

“Datça'nın geleceği turizm, tarım bitiyor. Biliyorsunuz, yeraltı sularımız Kızlan bölgesindedir. Ne zamana kadar yetecek? Betçe'ye su bu bölgeden ve Karaköy'den basılıyor. İstesen de tarım yapılamaz, belki seracılık... Vatandaş, mecburen tarımdan pansiyonculuğa, turizme dönüyor.”

Yani Datça'nın olduğu gibi Kızlan Mahallesi'nin de geleceği turizmde?..

“Turizmde. Yağmurlar böyleyken nereye kadar bu şekilde gideceğiz? Tarım susuz olmaz ki!”

Diyelim ki Kızlanaltındaki 18. Madde uygulamasında tartışmalar bitti, 400 bin m2'lik o alanda oteller yapıldı. Peki bu durumda var olan su kaynakları yeterli olacak mı?

“Nüfusa göre çok zor.”

Gürsel başkan, bazı meclis toplantılarında Datça'nın nüfusunun 40.000 olarak planlandığına dair bir kaç kez konuştu ve ben de bu konuda haberler yaptım. Şu an fiiliyatta 50.000 geçilmiş durumda, öyle söyleniyor.

“Kızlanaltı imara açıldığında bir Datça daha yapıyorsun oraya. Turizm amaçlı gelenlerin dışında otellerde kalanlar ve yaşayanlar da olacak. Bu durumda nüfus nasıl olur da 40.000'de kalır? 140.000 derse daha doğru olabilir. GÖLMAR tesisleri var 3 mü 4 mü blok ne. Her blokta 100 kişi kalsa 400 kişi eder. Bir köy eder. Orada başka otellerde var. Oteller yapıldığı sürece nüfus artacak.”

Emecik Muhtarı Hüseyin Bey, Karaincir bölgesinde 1200 civarında yatak bulunduğunu söylemişti.

“1200 yatak, benim köyüm demektir. Hiçbir şey yetmez. ”

Bir sorun da kanalizasyonda çıkacak demektir.

“Şu an Datça'daki arıtma %40 ile çalışıyor.”

Biz Mare altında giriyoruz denize, Lodos estiğinde koku ve bazen başka şeyler de sahile vuruyor.

“Sadece oraya değil ki ovaya da vuruyor onlar. Baktığınızda denizin dibi sapsarı. Rüzgar ve dalgalar buralara kadar getiriyor, bütün pisliği. Bizim sahillerimizde önceleri birçok canlı vardı. Şimdi yok onlar.”

 KIZLAN'IN DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞİYOR

Kızlan'ın şu anki gidişatını nasıl değerlendirmeliyiz? Örneğin şu an Kızlan'a hocamız gibi gelip yerleşenler, tarlaları alanlar ve üzerine tiny house koyanlar var.

“Yanlış anlaşılmasın, siz de yanlış anlamayın. En büyük sıkıntım şu: Gelirken köy hayatını özleyerek geliyor, geldikten sonra şehir hayatı yaşamaya çalışıyor. Muhtar olarak bunu görüyorum. Yok onun hayvanı bağırdı, yok köpeği havladı, tavuğu şöyle oldu... diyor.”

Nüfusta bir değişim var ama?

“Var tabi.”

İkametgâhlarını buraya alıyorlar?

“Alıyorlar, genelde alıyorlar. Kirada kalanlar da var; %10 civarında.”

Yerleşenler açısından soruyorum. Tiny houselar konusunda da devlet onlara plaka verdiği için bir anlamda onları yasallaştırıyor.

“Yok. Yasallaştırmıyor. Fosseptik, elektrik bağlantılarını yaptın mı belediye hemen tutanak tutup cezayı kesiyor.”

Kuyulara izin alınıyor mu?

“Kuyulara izin yok.”

İzin yok ama herkes de artezyen vurduruyor...

“Gerçek tarımla uğraşan ve üreten vatandaşların arazilerine artezyen izni verilmeli. Şu an ne oluyor? Arazisi olan vatandaş arazisinin üzerine prefabrik bir yapı koyuyor. Şebeke olmadığı için kuyu kazdırıyor.”

(Suat Bey ile bu sohbeti yaptığımızın ertesi günü yapılan meclis toplantısında Datça Belediyesi Çevre, Sağlık, Eğitim ve Gençlik Komisyonu'nun “Su Sorunları” başlığı ile hazırladıkları ve mecliste oy birliği ile kabul edilen raporda aynen “İlçemizdeki 'Su Koruma Havzası', izinsiz açılan kuyuların takibi ve gerekli yaptırımların uygulanması” gerektiği yazılmış.)

“Sanırım muhtarlığımın ilk dönemlerindeydi, MUSKİ ile yapılan bir toplantıda 'Muhtarım, senin köyde epey bir kaçak kuyu var. Onları betonlayıp kapatacağız' denilmişti...”

Su ve kuyular konusunda bir süre sohbet ediyoruz...

Kızlan'ın demografik yapısında bir değişim var, bu anlaşılıyor. Peki bu değişim uyumlu bir değişim mi?

“Çok fazla sorun yok. 'Çöp bidonum yok, sokak lambam yok...' diye geliyorlar. Öyle hayvandır, kokudur, yolumuz toprak... diye gelen çok nadirdir.”

Datça dışından gelip yerleşenler genelde yaşamlarının ikinci dönemini burada yaşamak için geliyorlar, diyebiliriz. Home Office türü çalışmaya devam edenler genelde İskele Mahallesinde çoklar.

“Genelde kültürlü aileler geliyorlar.”

Bu aileler Datça'ya gelirken geldikleri yeri geldikleri yerde mi bıraksınlar?

“Bıraksınlar tabi. Buraya uyum sağlasınlar. Yine de çok büyük bir uyumsuzluk yok. Köylüden yana şikayetçi olanını görmedim, bugüne kadar. Ufak tefek birkaç kavga oldu, bazı aileler arasında. O da her yerde olur. Mutlaka yüz kişinin içerisinden üç tane geçimsiz kişi çıkar. Bazı aileler yol istiyor, parke istiyor. Ben de diyorum ki belediyeye gidin, dilekçe verin. Benim yetkim yok. Vatandaş dilekçe verince bir şeyler oluyor...”

İMAR PLANI YAPILMIŞ BİTMİŞ BİR KÖY YOK

Sohbete “köy yerleşim ve gelişim alanlarına” yapılan “geçici yapılaşma koşulları” çerçevesinde yapılan yapıların çevresindeki yollara dair konuşarak devam ediyoruz. Muhtar, bu bölgedeki yolların yer yer çok daraldığını, bu problemlerin köklü olarak çözülebilmesinin imar planlarının çıkarılması ya da 18. Madde uygulaması ile mümkün olabileceğini söylüyor. “2014 yılında gelmiş 1/25.000'lik planlar, 2023 yılındayız hala bir köyün imar planı bile yapılamamış” diyor.

“Bu konuda sorun belediyede değil, bunu söyleyebilirim. Belediye yapsa bile onay için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na götürüyor. Belediyeye yaptıracağına, imar planı çıkarma yetkin var, yap, uygula, devletsin sen.”

Ben de ne zamandır bunu söylemeye çalışıyorum. İlk AKTUR yapılıyor 1970'li yıllarda, sonra işte PERİLİ KÖŞK, BİLLURKENT... yapılıyor. Datça'nın turizm bölgesi olması öngörülüyor ama imar planı yapılmıyor.

“Yerini alıyor vatandaş. Geliyor ve sonra 'kimse gelmesin' diyor. Gerçek bu. Kimse gelmesin, başka bina yapılmasın, hep ilk geldiği anda gördüğü gibi kalsın istiyor. 'Doğal kalsın.' Yok öyle bir şey. Bu hiç mantıklı değil.”

Bir imar planının yapılması da şart. Yoksa İstanbul'a döneceğiz...

“Kanalizasyon sorununu çözemiyoruz. Kızlan'ın kanalizasyon alt yapısının planları çizilmişti. İhale aşamasında kaldı.”

Foseptikleri boşaltmakta sorun yaşıyor musunuz? İşte MUSKİ'nin vidanjörü yetersiz, işte özel işletmelerin foseptik boşaltma ücretleri çok yüksek, işte bazı sokaklar dar, vidanjörler giremiyor... gibi.

“Fosseptiği bir kez çektirdin mi iş bitiyor zaten, her daim çektirmen gerekiyor.”

Çektirmezse yer altı sularına karışıyor...

“Sokağa taşıyor. Taştığı zaman da hemen o vatandaşın yakasına yapışıyoruz. Arıyoruz Toplum Sağlığını...”

Vatandaş vidanjör ücreti pahalı diye mi çektirmiyor foseptiği?

“MUSKİ'den istediğin zaman bir ayda ancak sıra sana geliyor. Bu sorunu Muğla Büyükşehir'e ilettim. Çözüm yok. MUSKİ'ninki örneğin 450 TL ise özel 850 TL'ye çekiyor foseptiği. Haliyle vatandaş ister istemez MUSKİ'ye yazılıyor, sıraya giriyor...”

 KIZLAN ARTIK “KIRSAL MAHALLE”DİR

Suat Bey, konuyu değiştirmek istediğinden olsa gerekir “Şimdi eski statüye dönme de gündemde” diyor. Anlamıyorum, ne kastettiğini.

Haluk (Laçin) bey başvurmuştu o konuda mahkemeye, “Kırsal Mahalle” konusunda...

“Onu kazandık zaten. Mesudiye hariç Datça'nın her mahallesi artık 'kırsal mahalle' oldu. Benim dediğim başka.”

Suat beyin ne dediğini anlamadan devam ediyorum:

Kırsal Mahalle” konusunda Haluk (Laçin) beyin açtığı davanın Bölge İdare Mahkemesinde olduğunu biliyordum. Bölge İdare Mahkemesi onayladı mı?

“Muğla Büyükşehir Belediyesi Mesudiye hariç eskiden köy olan bütün mahalleleri 'kırsal mahalle' olarak kabul etti.”

Suat Bey, Kızlan'ın “Kırsal Mahalle” statüsüne alınması için mahalleden imza toplayıp Datça Belediyesi'ne dilekçe verdiğini söyledi. Datça Belediye Meclis toplantılarını istisnasız izleyen birisi olarak herhangi bir meclis toplantısında böyle bir dilekçenin adının geçtiğini, Kızlan Muhtarlığında bu konuda şöyle bir dilekçe geldi şeklinde şimdi duyduğum olaydan söz edildiğini anımsayamadım.

“Meclis gündemine getirilmeden reddedilmiş olabilir ama 14.06.2021tarihinde böyle bir dilekçe verdim” dedi.

Datça'da yalnızca Kızlan'ın böyle bir itirazda bulunduğunu söylüyor. O nedenle diğer muhtarlara biraz kırgın.

(Bu sohbetten bir gün sonra yapılan Datça Belediye Meclisi Temmuz Ayı Olağan Toplantısında MHP Grubu adına konuşma yapan Serdar (Ören) bey 08.06.2023 tarihli Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı bir karara atıf yaparak Emecik, Hızırşah, Sındı, Yaka ve Yazı Mahallelerinin “kırsal mahalle” statüsüne alındığını duyurdu. Toplantı bitiminde kararın örneğini gönderdi. Telefon ile görüştüğüm Haluk (Laçin) bey Kızlan, Karaköy ve Cumalı'nın daha önceki bir karar ile “kırsal mahalle” statüsünün onaylandığını söyledi.)

“Benim dediğim 'kırsal mahalle' değil. Gündemde olan Fethiye'nin il olacağı, Muğla'nın Büyükşehir vasfının biteceği ve normal bir il olacağıdır. O zaman Büyükşehir Yasası ile mahalle olan her yer ister 'kırsal mahalle' olsun ister olmasın otomatik olarak yeniden eski statülerine döneceklerdir.”

Bunu hiç düşünmemiştim. Böyle olursa iyi olur.

“Bence de. Böyle olursa yeniden aday olabilirim, bak bunu yazabilirsin” dedi. “Kızlan köy olur ve muhtarlığa eski konumu iade edilirse yeniden aday olabilirim.”

Yerel seçimler 2024 yılı Mart ayında. Bu değişim bir yıl içinde gerçekleşebilir mi?

“Gerçekleşebilir. Olmaz diye bir şey yok. Biliyorsun ülkemizde bir kararname ile işler hallolabiliyor.” Gülüşüyoruz.

Suat bey ısrarla emekli olduktan sonra Kızlan'a hizmet için muhtar olduğunu söylüyor.

“Gittikçe muhtarlık kurumunu bitiriyorlar. İlk muhtar olduğumuzda sözümüz dinleniyordu, belediyede adam yerine konuluyorduk. Şimdi kimse adam yerine koymuyor; çalışanlar, birim amirleri dahil olmak üzere... Diyorlar ki 'senin yaptırım gücün yok.' Sadece siyasi gücüm var. Vatandaşı yönlendirebilirsek, yönlendirebiliyoruz. Yoksa hiçbir gücümüz yok. Bakın, mahallemde atıl durumda olan bir binayı satın alan vatandaş 'Çeşmebaşı' dediğimiz mahallenin meydan alanı olan yerde meydandan binasının duvarını korumak için tahminen 20 m2'lik kısmı duvarla çevirip kendine bahçe yaptı. Bu konuyu defalarca yetkililere bildirdiğim halde herhangi bir işlem yapılmadı. Bu durum 'köy muhtarlığı' dönemimde olsa hemen müdahale eder o bölgeyi yıkardım ama 'mahalle muhtarı' olarak yetkim olmadığı için bir şey yapamıyorum. Mahalleli ise beni eleştiriyor...”

2019 yerel seçimlerinde Kızlan'da onun dışında hiçbir muhtar adayı yokmuş. Bunu duymamıştım. Şaşırıyorum. “Geçen dönem aday çıkmadı, Kızlanlılar benden memnun olduklarını söylediler, haliyle devam ettik.”

Muhtar diyor ki 'ben tek adayım' diye yazayım mı?

Gülüşüyoruz. Emecik Muhtarı Hüseyin Harıpçı'nın da 2019 yerel seçimlerinde tek aday olarak çıktığını söylüyor. Bilmiyordum. Hüseyin Bey de söylememişti. “O çok genç, o yine olur” diyor.

Siyaseti hiç düşünmüyormuş. Muhtarlığı ise “Mecbur kalırsam... Bilemiyorum.” diyor.

“Siz İskele Mahallesinde bir işiniz olduğunda doğrudan belediyeyi aramıyor musunuz? Arıyorsunuz. Kızlan'da da öyle olacak bir süre sonra.”

Sohbetin bundan sonraki bölümünde yerel seçimlere, olası adaylara ve adayın belirlenme yöntemine dair oldukça içten bir sohbet yaptık. Bütün bunlar bu sohbetin çerçevesini aştığı için konuşulduğu ile kaldı...

 




Bu haber 1953 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI