Tweet |
MEHMET ERDAL
Siyasal iktidarın bu sabah Hakkâri Belediyesi'ne kayyum ataması karşısında bir basın açıklaması gerçekleştiren DEM PARTİ Datça İlçe Örgütü “Her seferinde halk iradesine yenilmekten kurtulamayan siyasi iktidar, halkın demokratik iradesini klasik hukuk oyunlarıyla gasp edemeyince yine en iyi bildiği, siyasi bir darbe aracı kayyuma başvurdu.” dedi.
31 Mart 2024 Yerel Seçiminin hemen ardından Van'da kayyum olayını gündeme getiren ama muhalefetin büyük çoğunluğunun ve iradesinin gaspına karşı çıkan Vanlıların gösterdiği tepki üzerine geri adım atan siyasal iktidarın bu sabah Hakkâri Belediyesi'ne kayyum ataması karşısında bugün saat 17.00'de Berkin Elvan Heykeli önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını ilçe örgütü üyesi Mikail Akbalık okudu.
“HALKIN DEMOKRATİK İRADESİNİN GASP EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ” diye başlayan basın açıklamasının devamında şunlar dile getirildi:
“İçişleri bakanlığı, bu sabah aldığı bir kararla Hakkâri Belediyesinin halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanını görevden alarak, yerine Valiyi kayyum olarak atadı.
31 Mart yerel seçimleri sonrasında bazı kentlerde 2 Haziran'da yenilenmesine karar verdikleri seçimlerde de istediği sonucu alamayan AKP-MHP iktidarı; gece yarısı komplovari, bir yöntemle önce Hakkâri Belediye Başkanı Mehmet Sıddık AKIŞ'ı gözaltına aldı, eşzamanlı olarak Belediyeyi ablukaya aldı ve son hamle olarak da bu sabah kayyum atayarak halkın iradesini bir kez daha gasp etmeye girişti.
Her seferinde halk iradesine yenilmekten kurtulamayan siyasi iktidar, halkın demokratik iradesini klasik hukuk oyunlarıyla gasp edemeyince yine en iyi bildiği, siyasi bir darbe aracı kayyuma başvurdu.
Şurası açıktır ki, Hakkâri Belediyesine darbeci bir zihniyetle kayyum atanması sadece Hakkâri halkının değil; bütün Türkiye halkının demokratik iradesinin gasp edilmesi girişimidir.
Seçimlerden sonra "normalleşme" söylemleri ve yeni anayasa tartışmalarının 22 yıllık AKP politikalarının terk edileceği gibi bir hava oluştursa da, görülüyor ki: konu halk iradesi ve Kürtler olunca aynı demokrasi düşmanı, hukuk tanımaz klasik tekçi rejim kendini tüm şiddetiyle bir kez daha gösteriyor.
Biz yerel yönetimlerde halk için kamusal hizmet üreten emekçiler olarak, belediyeleri halkın kendi kendini yönettiği demokrasi okulları olarak kabul edip, kamu hizmetlerinin temel insan hakkı olarak tanımlarken, devletin halka en yakın eli olan yerel yönetimleri mali ve yetki açısından günümüze uygun olarak hizmet edebilecek bir düzenleme ile yetkilerini genişletmesi beklenirken Siyasi iktidarın. işine gelmediğinde demokrasi dışı uygulamalarla hukuk tanımadığını ilan etmesi kabul edilemez olduğu gibi, kırıntıları kalan demokrasimiz açısından da ayıplı bir durumdur.
Kayyumlar belediyeleri halktan koparma, yerelleri tekçi otoriter rejimin bir taşra birimine dönüştürme adımıdır. Ülkemizi demokrasi dışı karanlığa mahkûm etmeyi amaçlayan bu adımı kabul etmiyor; bu darbeci, kayyımcı ve demokrasi düşmanı anlayışı ret ediyoruz.
Hakkâri halkının iradesinin gaspına yönelen bu kayyum adımını sadece Hakkâri ve bölge illerine değil tüm Türkiye kentlerine yönelik anti demokratik ve hukuksuz bir darbe girişimi olarak değerlendiriyor, Hakkâri’de ve ülkenin tüm kentlerinde demokrasi, barış ve adalet daim oluncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi belirtiyoruz.
Siyasi iktidarı; kentlerimizin ve halklarımızın tekçi bir zihniyetle karanlığa sürüklenmesine neden olacak bu anti demokratik ve hukuksuz uygulamadan bir an önce vazgeçmeye, Hakkâri’de tüm ülkede halkın sandıktan çıkardığı demokratik iradesine saygı duymaya çağırıyoruz.”