Bugun...



Knidos Nedeniyle Yazı Köyüne Acil Olarak Bir Çevre Yolu Gerekiyor!

Muhtarımız Mert Yalçın ile diğer muhtarlar gibi doğaçlama bir söyleşi yapmak için geldik Yazı Mahallesine. Muhtarımız önceden öngöremediği bazı gelişmeler olduğunu ve acilen Datça'ya gitmesi gerektiğini söyledi. Yazı'nın içerisinden geçip Belen'e ve Knidos'a doğru giden yolun sağ kısmında bulunan kahvede görece sakin bir köşe bulup oturduk.

facebook-paylas
Güncelleme: 23-06-2023 23:13:08 Tarih: 23-06-2023 13:27

Knidos Nedeniyle Yazı Köyüne Acil Olarak Bir Çevre Yolu Gerekiyor!

Söyleşi: Mehmet Erdal / Datça

Muhtarımız Mert Yalçın ile diğer muhtarlar gibi doğaçlama bir söyleşi yapmak için geldik Yazı Mahallesine. Muhtarımız önceden öngöremediği bazı gelişmeler olduğunu ve acilen Datça'ya gitmesi gerektiğini söyledi. Yazı'nın içerisinden geçip Belen'e ve Knidos'a doğru giden yolun sağ kısmında bulunan kahvede görece sakin bir köşe bulup oturduk.

 BELEN MAHALLEMİZİN İLETİŞİMSİZLİK SORUNU DEVAM EDİYOR

Belen'in baz istasyonu sorunu vardı, hani imzalar toplayıp Datça Kaymakamlığına gelmiştiniz ve ben de bunun haberini yapmıştım, size bir hafta on gün içerisinde çözülecek filan denilmişti; ne oldu o sorun?

“Bu sorun ile ilgili olarak vatandaşlardan 271 imza toplayıp Datça Kaymakamlığına bir dilekçe vermiştim. Kaymakamlık dilekçemizi BTK'ya (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) iletmiş. Dilekçemiz BTK'dan Vodafone gitmiş. Vodafone beni aradı. Diyorlar ki '2023 yılı içerisinde bağlı bulunduğunuz bölgede alt yapı çalışmamız, yatırımımız olmayacak. Yine de biz gerekli yerlere durumun aciliyetini iletelim, onlar gerekli çalışmayı yaparlar mı yapmazlar mı bilemeyiz'. Ben de dedim ki 'Bakın, bizim sorunumuz sadece sizden kaynaklı değil. TÜRK TELEKOM'un, TÜRKCELL'in baz istasyonu da yok... Sizinkisi baz istasyonu sorunu değil, başka bir şey...' Karşılıklı konuştuk. O kadar.

Şimdi ne oldu? 3 gün önce telefonlarımız, Belen'de az bir noktada, aniden, kendi kendine çekmeye başladı. Eskiden caminin ve okulun oralarda çekerdi, şimdi 3-4 yerde çekmeye başladı. Muhtemelen, yansıtıcılarında 20 yıldır kullandıkları bazı cihazları İstanbul'dan yeni cihazlar getirtip değiştirmişlerdi, herhalde ondan oldu. Bu durumun kalıcı olup olmayacağını bilemiyoruz. Yine de sağlıklı bir verim alamıyoruz.”

SUYUMUZ KİREÇLİ OLUŞU BAZI SORUNLARA YOL AÇIYOR

Belen'de başka sorunlar var mı çözüm bekleyen?

“Şu an Belen'de, 20 gündür bazı evlere doğru dürüst su gelmiyor. Su boruları kireçli, MUSKİ DATÇA-BETÇE SU PROJESİ ile uğraştığından, bizim bu taraflardaki sorunlar bir anlamda askıya alınmış durumda.”

DATÇA-BETÇE SU PROJESİ Yazı Mahallesine kadar uzanacak bir proje mi?

“Elbette, Proje buraya kadar uzanacak. Dün MUSKİ Genel Müdürü ile birlikteydik Sındı'da, o geleceğini beyan etti. Büyük bir ihtimalle 2024 yılı içerisinde bu zaman kadar gelmiş olur.”

Yazı'da su sorunu var mı?

“Yağmurlar düzgünce yağarsa su sorunumuz yok. Bizde şöyle bir su sorunumuz oluyor: Sularımız çok kireçli olduğu için kireçler boruları tıkıyor ve bu kireçleri çözmek uzun zamanımızı alıyor. Borular kireç tutmadığı sürece ciddi bir su sorunumuz olmuyor.”

 YAZI'NIN ÇEVRE YOLU SORUNU VAR!

Yazı olarak Datça Belediyesi'ne, Datça Kaymakamlığına, Muğla Valiliğine ya da devletin herhangi bir kurumuna ilettiğiniz ve çözümünü istediğiniz ama çözülmeyen, çözülmesini beklemeye devam ettiğiniz sorunlarınız var mı?

“Knidos'a gidilen yol üzerinde bulunmamız nedeniyle Muğla Büyükşehir Belediyesinden çevre yolu istedik, gördüğün gibi sokaklarımız çok dar ve trafik zaman zaman çok sıkışıyor, o konu istediğimiz noktada kaldı. Bir ara Muğla Büyükşehir Belediyesinden gelmişler, köy içindeki trafik akışına bakmışlar, 'Yazı'nın çevre yolu sorunu yoktur' diye bize yazılı bir belge yolladılar.

Kimin döneminde?

“Benim dönemimde.”

Mert Yalçın daha 4 yıldır muhtarmış. 2024 yılındaki yerel seçimde aday olmayı ve muhtarlığa devam etmeyi düşünüyormuş. “Elbette takdir Yazılılarındır.” diyor. Gülüşüyoruz. Bazen, sorunları çözdürmekte çok sıkıntı çektikleri oluyormuş. “Af edersin, bir tane 10 metrelik boru alacağız, belediyenin kapısında yatıp kalkıyoruz. Bir su patlağı için 50 kişiyi arıyoruz. Yani, parmağımız kanasa yara bandını bulmak için 50 tane kapıya gidiyoruz.”

 KNİDOS'UN YAZI'YA YARARI YOK DEĞİL, VAR

Knidos'a en yakın yer Yazı. Knidos oldukça çok ziyaretçi çeken bir yer. Knidos'un size getirisi nedir?

“Knidos'a gidip gelenlerin yaptığı alış veriş nedeniyle esnaflarımıza yararı oluyor. Yol üzerinde marketlerimiz, ev yemekleri yapan bir yerimiz, Tarımsal Kalkınma Kooperatifimiz ve bir de ürettikleri yöresel ürünlerini yol boyunca gidip gelenlere satan köylülerimiz bu alış verişlerden yararlanıyorlar. Köyün bazı gençleri Knidos'ta restaurantta çalışıyor. Başka bir getirisi yok.”

Muhtarın kendisi de Knidos'ta özel güvenlik görevlisi olarak çalışıyor.

BÜYÜKŞEHİR YASASI İLE ELİMİZDEKİ HER ŞEYİ YİTİRDİK

Knidos'taki restaurant eskiden Yazı Köyü Muhtarlığına ait değil miydi?

“Bize aitti. 2014 yılında Muğla Büyükşehir olunca maalesef hepsi elimizden uçtu gitti. Bizim eskiden, 2014 yılına kadar makam aracımız, vidanjörümüz, çöp kamyonumuz, Knidos Restaurantımız, Knidos'ta iskelemiz ve ekstradan 2'şer tane pansiyon ve restaurant olarak kullandığımız yerimiz vardı. Hepsi Datça Belediyesi'ne geçti. Muğla Büyükşehir Belediyesi'ne geçen yalnızca mezarlığımızdır.”

 “KAÇAK YAPILAŞMA” MECBUREN OLUYOR

Muhtarım, biliyorsun, daha önce haberini de yapmıştım, sizin burada “kaçak yapı” olayı vardı, Belen civarında. Sen bu “kaçak yapılaşma” olayına nasıl bakıyorsun?

“Mecburen, kaçak yapılaşma oluyor, bence olmak zorunda da. Neden zorunda? Yazı'da imar planı yok. Köyümüzde imar planını yapsınlar, kaçak yapı olmaz. İmar planı konusunda en sıkıntılı yer Yazı'dır. Bir yere bakıyorsun doğal sit, arkeolojik sit, diğer yana bakıyorsun kentsel sit. Bütün sitlerin toplandığı nokta Yazı Köyü.

Soruna bakışını daha iyi anlayabilmek için yeniden soruyorum: Bu kaçak yapıların nedeni imar planının olmayışı mıdır? Öyle mi düşünüyorsun?

“Yani... Gerçi imar planı olsa da kaçak yapı olacak. Neden? Çünkü Yazı dışından gelmiş ve senden, benden tarla, arsa almış, 'Datça'da bir tane evim olsun, gidip oturayım' diyen pek çok kişi var. Gidip aldığı yere bir konteyner oturtuyor. Haliyle kaçak yapılaşma illaki oluyor. Ben bu tür kaçak yapılaşmaya karşıyım.

Köyün içerisinde köylünün imarlı arazisine zamanında imar izni vermişsin, şimdi ne bileyim yolu yok, oradan dere geçiyor diye imar izni vermiyorsun; buralarda kaçak yapılaşma olacaktır. Oluyor da zaten, tek tük de olsa. Belediye gelip zaptını tutuyor ama önleyemiyor.”

Muhtarım, bildiğim kadarıyla oradaki sorun şu: Devlet köy yerleşim ve gelişim alanı içerisinde bulunan belli bir m2'nin üzerindeki arazilerin eğer yola cephesi var ise sahibinin o arazi üzerine “geçici yapılaşma koşulları” çerçevesinde belli ölçülerde yapı yapmasına izin veriyor. Sen diyorsun ki ‘köy yerleşim ve gelişim alanı içerisinde olup da yola cephesi olmayan belli ölçekteki arazilere de aynı koşullarda yapılaşma izni verilsin.’ Doğru mu anladım?

“Evet. En azından o bölgelerde kaçak yapılaşmanın önüne geçilmiş olur.”

Daha önce haberini de yaptığım gibi dağa tepeye bir biçimde kaçak yapı yapmaya ise taraf değilsin; doğru mu anladım?

“Evet. Onlara karşıyım.”

Yazı'nın imar planını kim çıkaracak?

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Yetki orada.”

Anlattıklarından anladığım şu: Yazı'da çok yaygın olarak doğal ve arkeolojik SİT alanların bulunmasından kaynaklanan bir sorun var. Yazı'da acilen bir imar planı hazırlanmalı ki bu kaçak yapılaşmalara köklü bir çözüm bulunsun.

“Örneğin Cumhurbaşkanımız ile Muğla'da yaptığımız muhtarlar toplantısında yazılı olarak ilettiğim taleplerden birisi 'Köyümüzde imar planının yapılması ve köy yerleşim alanının genişletilmesi' idi; bugüne kadar yazılı ya da sözlü olarak herhangi bir cevap gelmedi.”

 YAZI'YA ELİT KESİM GELİP YERLEŞMİYOR

Yazı göç alan bir yer mi?

“Göç alan bir yer ama ne kadar göç alabilecek? Yazı'da imar planı yok. Bu nedenle fazla bir yapılaşma da olmaz, belli bir sayıda kalır. Köylünün zamanında yapmış olduğu 3-5 tane ev var, oraları kiraya veriliyor. Bize hani belli bir elit kesim gelmiyor. Genelde işçi kesimi filan geliyor. Göç alması o. Çalışma amaçlı geliyorlar bu tarafa. Örneğin Palamutbükü’nde pansiyonlarda, otellerde ya da inşaatlarda çalışıyorlar, burada ya da Belen'de ev tutup o evlerde kalıyorlar. Tek tük noktalarda yeni binalar yapıldı, oralara Yazı dışından gelip yerleşenler var. Onları da uzun süre burada yaşamadıkları için göremiyoruz.”

 ÇAĞLA-BADEM BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR GELİR KAYNAĞI

Bazen konuşuluyor, işte çağla, incir ilk olarak Yazı'da çıktı filan diye. Sizin burada ilk olarak olan ne var?

“Çağla, Datça'da ilk olarak Bağlarözü mevkiinde çıkar. Biz çağlayı ilk olarak orada yeriz. Bu yıl, birazcık hava koşullarına bağlı olarak orada çıkmadı, şaşırdık, Palamutbükü taraflarında çıktı.”

Çağla'nın getirisi sizin köy ekonomisinde belli bir yere sahip mi?

“Elbette. Sahip olmaz mı hiç? Çünkü ciddi rakamlar söz konusu oluyor. Çağlanın dolu dolu olduğu zamanda köylü bayağı iyi bir para kazanıyor. Yaz aylarında turizmden kazanıyor 2-3 ay vatandaş, param bitti diyorsun, zeytin başlıyor. Zeytini topluyor. Sıktırıyor. Yağını alıyor, satıyor. Kış aylarında tam 'param bitti' diyecek, bir süre sonra çağla çıkmaya başlıyor. Nasıl söyleyeyim, ülkede ekonomik kriz olsa bile bizim köy ya da Datça bölgesi bu ekonomik krizden bu nedenle fazlaca etkilenmiyor. İlle ki zar zor geçinenler oluyor ama köylünün malı olduğu ve ürettiği sürece belli bir sıkıntımız olmayacaktır.

Birkaç kişiden duymuştum, “Çağla-badem yoksullaşmayı önlüyor. Bundan dolayı Datçalıların gelir seviyesi belli bir noktada durur” şeklinde.

“Doğru, doğru. Doğru bir tespittir. Datça'da 'Ben çok fakirim' diyen kişi çok az çıkar. Datça dışından gelip yerleşenlerden sıkıntı çeken olabilir ama biz Datçalılar olarak o kadar çok fazla sıkıntı çekmiyoruz yani. Yazı'da çok yoksul, yardıma muhtaç kişi bulamazsın.”

 TURİZM KONUSUNDA İKİRCİKLİ KONUMDAYIM

Bunun nedeni çağla-badem, zeytin bir de turizm mi?

“Yazı'da turizm çok olmasa da en azından gençlerimiz gidip turizm yapan yerlerde çalışıyor. Köyümüzde yaşlılar çok, onlar emekli. Geçimlerini bir nevi sağlıyorlar. Emekli maaşı olmasa dahi bağında bahçesinde yetiştirdiği bir ürünü illaki oluyor.”

Yazı'da turizme yatırım yapan var mı? İşte Palamutbüküne, Bağlarözüne...

“Bağlarözünde bir tane otel-pansiyon işletmesi var, bir köylümüze ait. O bölge hem doğal hem de arkeolojik sit olduğu için yapılaşma yok. Orası eskilerden kalan bir yapılaşma olduğu için restore etti, ruhsatını aldı, şimdi pansiyon olarak kullanıyor sahibi. Onun dışında başkaca bir turizm yatırımı yok Yazı'da.”

Çevrenizde var olan koylardan, denizden ve Knidos'tan dolayı Yazı'nın geleceğinde turizmin önemli bir yer tutacağını düşünüyor musunuz? Yoksa şu anki halinizden memnun musunuz?

“İşin doğrusu, turizmin köyümüzde gelişmesini bir yönüyle istiyorum, bir yönüyle istemiyorum. Gelişmesini istememin nedenlerinden birisi bölge halkının biraz daha refah düzeyi yüksek olarak yaşamasını istememdir. Tarlalarının değerlenmesini istememdir, çünkü şu an 5 olan fiyatlar 10 olacaktır. Öte yandan istemememin nedeni şu ana kadar en bakir kalan buradaki koylarımızın bu özelliğinin yok olacağı gerçeğidir.”

Yani sen bu konuda iki arada bir derede misin?

“Evet, iki arada bir deredeyim. Bir yandan köylümün geleceğini düşünüyorum ama diğer yandan da köylümün geleceğini düşünüyorum. Bir yanım diyor ki 'turizm gelişsin', diğer yanım da diyor ki 'gelişmesin'. Yani hem istiyorum hem de istemiyorum.”

Ben 1994-200 yılları arasında Marmaris Armutalan'da bir depoda yaşadım, pazarcılık yaptım. Turizmin Marmaris, Armutalan ve İçmeler'de yerli halkın istisnai konumundaki bazıları dışındakilerinin ellerinde avuçlarında ne var ne yoksa kaybetmelerine neden olduğunu biliyorum; öyle ki onlarca, hatta yüzlerce yıl oraların sahibi ola gelmiş bu insanlar bugün bir zamanlar sahip oldukları o topraklar üzerinde kurulmuş otellerde çalışıyorlar. Elimizde böyle bir örnek var. 'Sürdürülebilir turizm' olarak tanımlayabileceğimiz, yani o topraklarda yaşayanlar oralarda turizm yapsın ve o işten nemalansın, geçimini onunla devam ettirsin şeklinde bir model var mı ve buralarda olabilir mi bilemiyorum. Senin iki arada bir derede duruşundan anladığım, 'yahu turizm gelir, elde olanlar da gider ve bize bir şey kalmaz' korkusu mu?

“Orası da var tabi. Gelir adam, bir milyon etmeyecek yere 5 milyon verirse köylü mecbur malını satar. Anında satar. Yıllarca bu böyle oldu. Yüz bin lira yapmayacak yere filan yerden geldi birisi iki yüz bin lira verdi, köylü hemen sattı o yerini. Ben aslında köylünün elindeki malı mülkü satmasını çok istemiyorum. Hep yerlide kalması yanlısıyım. Adamın ihtiyacı vardır, çoluğu çocuğu hastadır, evlendirecektir ki düğün dernek masrafları belli, illaki bir yerleri satıp çocuğunu evlendiriyor. Onlara tamam ama onların dışında ellerindeki yerleri satmalarına karşıyım...”

Söyleşimizi bitirmiştik ki oturduğumuz kahvenin dibinden geçip Belen'e, Knidos'a doğru giden yolda, tam marketin bulunduğu köşede trafik bir kez daha tıkandı. Korna sesleri, insan seslenişleri yükseldi. Muhtarımız “İşte” dedi “biz bu yüzden çevre yolu istiyoruz.”

Tamam o zaman, 'Yazı Köyüne acil bir çevre yolu gerekiyor' şeklinde bu söyleşinin başlığını koyayım. 'Knidos nedeniyle Yazı Köyüne, tıkanan trafiği rahatlatacak acil bir çevre yolu yapılmalı'.

“İki araç yan yana geldi mi, hele bir araç da şuraya park etti mi, motor koydu mu trafik bitti. Muğla Büyükşehir Belediyesi ben dilekçeyi verdikten sonra gelip 'muhtarım sorun ne, neresi tıkanıyor, ne yapabiliriz'... diye sormadı bile; dilekçemize 'Yazı'nın çevre yolu sorunu yoktur' diye yanıt verdiler, o kadar...”

 




Bu haber 1703 defa okunmuştur.


Etiketler : muhtar yazıköy

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI