Bugun...



Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’la, 14 Hizmet Yılının Değerlendirmesini İçeren Kapsamlı Görüşme – 3

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’la 14 hizmet yılını kapsayan 4 Bölümlük söyleşinin 3. Bölümünü yayınlıyoruz… Tokat: "Kentte hemşehrilik kültürü geliştirilmeli, göçle gelenlerin aidiyet sorunları çözülmeli, Kürt hemşehrilerimiz için Taziyeevi mutlaka yapılacak."

facebook-paylas
Tarih: 17-06-2023 02:13

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’la, 14 Hizmet Yılının Değerlendirmesini İçeren Kapsamlı Görüşme – 3

SÖYLEŞİ: NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ

ÇEVRE YOLU SORUNU

Mevcut Çevreyolu araç trafiğini kaldırmıyor. Maden kamyonları o yolda bir sıkışıklık meydana getiriyor. Bu yolun yükünün hafifletilmesi gerekiyor. Daha önce hazırlanmış olan ve Sodra’nın arkasından geçmesi planlanan Batı Çevreyolu Projesi vardı. Bu proje ne durumda, bu projenin hayata geçirilmesi için girişimleriniz var mı?

Oraya geçmeden önce mevcut çevreyoluyla ilgili konuşalım. İlk seçildiğimiz yıl olan 2009’dan önce vatandaşlar bize söylüyordu; bu çevreyolu Milas’a yakışmıyor diye. Biz o dönemde karayolları Bölge Müdürlüğüne gittik. Karşılıklı görüşmelerle çevreyoluyla ilgili bir proje hazırlattık. Çok da güzel bir proje hazırlandı. Modern bir çevreyolu; kaldırım ve yürüyüş yollarıyla, çevre düzeniyle güzel ve şehirden geçenler için şehrin kimliği hakkında ipuçları veren, şehirle ilgili kafalarda imaj yaratan özellikte olması gerekir. Bu proje Milas için önemliydi. Daha sonra bu proje siyaset malzemesi yapılıp, sümenaltı edildi. Belli bir zaman sonra ihalesini yaptırdık; garaj tarafından çalışmalar başladı. Fakat sonra firma işi bıraktı, gitti. Gene durdu. Milletvekillerimiz birkaç defa bunu Meclis’te soru önergesi vererek, sordular. Bakan, sürekli, “yaz sezonu bittikten sonra başlayacağız,” diye yanıt verdi. Şimdi başlandı, tekrar.

Çevreyolunun, kent imajı için önemi

Çevreyolları, içinden geçilen kentlerde, kent imajı açısından çok önemlidir. Bu çevreyolundan geçen bir kişinin kafasında, bir kere bu kent hakkında olumlu bir imaj uyanması gerekiyor. Bu proje uygulandığında gerçek anlamda bir çevre yolu kazanacağız; kaldırım ve refüj düzenlemeleriyle ve kent trafiği açısından. Proje uygulandığında, çevreyoluna çıkan bazı sokaklar kapatılacak. Karayollarının mevzuatında ışıksız kavşak diye bir şey yok. Karayolları, ışıksız kavşağı kabul etmiyor. Örneğin; Hayıtlı, Şevketiye, Hacıapti, Cumhuriyet vb. mahallelerden çevreyoluna çıkan sokaklar kapatılacak. Sadece ışıklı kavşaklardan çevreyoluna çıkılacak. Bu konu tam netleşmedi. Belki bir tali yol sözkonusu olacak. Örneğin ben sabah Cumhuriyet Mahallesindeki evimden işe gelirken Çevreyolunu kullanıyorum. O zaman Çevreyolunu kullanmayacağım. Tali yollardan ışıklı kavşağa gelip, oradan şehrin içine gireceğim. Yani şehir trafiği ile şehirlerarası trafik birbirinden ayrılacak. Bariyerlerle ışıklı kavşaklar dışında halkın çevreyoluna çıkması engellenecek.

Önce çevreyolunun ıslahına gidilmeli…

Ben şöyle bir düşünce içerisindeydim. Bunu bir yapalım. Ondan sonra bir daha bakalım. Eğer bu proje bizim çevreyolundaki trafik yoğunluğu ve maden kamyonları sorunumuzu çözüyorsa, boşuna Sodra’nın arka tarafına ayrı bir yol yaparak, Milas’ı Ortaklar ve Mumcular gibi gündemden düşürmeyelim çünkü hayalet şehirler haline geliyorlar. Ortaklar’ın eski haine bak, bir de otoban yapıldıktan sonraki eski haline bak. Bodrum yolu eskiden Mumcular’dan geçerdi. Mumcular’ın eski haline bak, ondan sonraki sürecine bak. Ben böyle bir öneride bulundum. Bunun lehinde ve aleyhinde değerlendirmeler oldu. Bu iş de çok uzadı. Çevreyolu projesinin yapılalı yaklaşık 13 sene oldu.  Yani 13 yıldır şu 5 km’lik yol bir türlü tamamlanamadı. Bu sürecin uzaması, lehte ve aleyhte değerlendirmeler, hatta Sodra’nın arkasından geçecek yolu sanki bir engelliyormuşuz gibi düşünenler de oldu. Onlara, önce bu projeyi bir uygulayalım, bu bizim ihtiyacımızı karşılıyorsa, Milas’ı gözden düşürmeyelim dedim. Havalimanın Bodrum tarafına yapılmış olması bir olumsuzluk çünkü oradan Bodrum’a giden Milas’ı görmüyor.

Batı Çevreyolu…

Eğer o Havalimanı Söke ile Milas arasına yapılmış olsaydı, Bodrum’a gidecek olanların mutlaka Milas’la bir bağlantısı olacaktı. Şimdi çevreyolunu da Sodra’nın arkasına alırsak; Ankara, İstanbul ve İzmir’den gelen hiç Milas’ı görmeden Bodrum’a gidecek. Burada bir tek bizim İzmir-İstanbul-Muğla bağlantısı kalıyor. Onlar da genelde Aydın yolunu kullanıyor. Yani Milas hayalet şehre döner. Önce bu projeyi bir deneyelim, bu bizim ihtiyacımızı görüyorsa, bu ihtiyaç üzerinden gidelim ama baktık ki bu da gecikiyor, çok da yoğun bir kamyon trafiği var, onu da inkâr etmiyorum, lehte ve aleyhte tepkiler var. Bunun üzerine dedik ki bu yol da açılsın. Zaten şu anda navigasyona girdiğin zaman Bodrum’a kısa yol olarak orayı gösteriyor. Orayla ilgili çalışmalar da devam ediyor. Bizim mevcut çevreyolunun düzenlenilmesiyle ilgili süreci takip ettiğimizde Batı Çevreyolu Projesi fizibilite aşamasındaydı ama şimdi ciddiyet kazandı orası.

BAĞIMLILIK ORANLARI

Gerek TÜİK verilerine göre gerekse yaptığım görüşmelerde Milas’ta alkol ve uyuşturucu konularında bağımlılık oranlarında bir artış olduğu gözleniyor. Uyuşturucudan dolayı intihar edenler olduğu da belirtildi. Özellikle gençler arasında uyuşturucu bağımlılığı yaygınmış. Bu sorun sadece belediyeyi ilgilendirmiyor aynı zamanda Emniyet ve Jandarmayı da ilgilendiriyor. Bu alanda ilgili kurumlarla birlikte bir çalışma yapıldı mı?

Bu konuda Kaymakamlık öncülüğünde çalışmalar yapıldı. Belediye de bu çalışmaların içinde yer aldı. Bu konu sadece Milas’a özgü değil, Türkiye’nin geneline ilişkin bir konu. Türkiye şu anda, uyuşturucu konusunda Dünyanın en hareketli trafiğini yaşayan ülkelerden birisi. Bizim burada, özellikle Bodrum turizm hareketliliği de bizim buradaki gençleri ve yaşantıyı da çok etkiliyor. Bu bağlamda böyle bir sorunumuzun olduğunun farkındayız. Bu konu asayişle ilgili olduğu için Kaymakamlık ve Valilik düzeyinde ele alınması gerekiyor. Bizler bu çalışmalarda paydaş olarak yer alabiliriz. Uyuşturucu için daha önce ilçemizde çalışmalar yapıldı. Biz de bu çalışmaların içinde bulunduk. Zaten belediyemizde bu anlamda hem aile ilişkilerine bakan hem de sağlık işlerine bakan müdürlüklerimiz var. Onlar, bu konularla ilgili, kendilerine gelen talepleri karşılıyor, yardım ve etkinlikleri yapıyorlar.

Bu konu sadece polisiye önlemlerle çözülemez…

Bu konunun merkezi idare düzeyinde daha fazla ele alınması gerekiyor. İhmal edilemeyecek bir sosyal ve toplumsal gerçeklik. Bu kötü alışkanlıklara sahip olanlar, gecenin geç saatlerinde park alanlarını kullanıyorlar. Emniyetle zaman zaman görüşüyoruz, buralara da devriye konulması ya da arttırılmasıyla ilgili olarak. Gençlerimizden ve vatandaşlarımızdan bu konuda, daha akıllı, daha sorumlu ve vicdanlı bir davranış tarzı bekliyorum. Bağımlı olan gençlerimiz parklarımızdaki malzemelere, yol kenarındaki ağaçlara zarar veriyorlar. Bu konu sadece polisiye tedbirlerle önlenemez. Başta eğitim olmak üzere birçok kurumun devreye girmesiyle bu sorunun üstesinden gelinebilir ancak. Belediye olarak biz, her zaman, bu tür çalışmaların içinde olmaya hazırız.

KENTE GÖÇLE GELENLERİN AİDİYET SORUNU VE HEMŞEHRİLİK KÜLTÜRÜ

Milas’ın 1/3 (üçte bir) nüfusunu, il dışından göçle gelenler oluşturuyor. Milas’ta Kürt hemşehrilerimizle yaptığım görüşmelerde aidiyet sorunu gündeme geliyor. Uzun yıllardır burada yaşıyor olmalarına rağmen, “Nerelisin?” diye sorulduğunda, geldikleri / doğdukları yeri söylüyorlar. Burada doğmuş çocuklarına sorduğumda onlar da aynı şeyi söylüyor. Kente, göçle gelenler kendilerini bu kente ait hissetmiyorlar. Bu aidiyet sorununun çözümü ve hemşehrilik ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Resmi nüfusumuz, bizim gerçek nüfusumuzu yansıtmıyor. Şu anda resmi anlamda 150-155.000 nüfus olmasına rağmen, Milas’ta şu anda bunun 2-2,5 katı yaşıyor. Özellikle bu pandemide yerleşik hale geldi. Kıyı şeridimizde bulunan yazlık sitelerde devamlı yaşayanlar çoğaldı. İkametgâhı burada değil ama Milas bölgesinde yaşıyor. Bu bizim için, ciddi anlamda bir sorun. Birçok vatandaşımızın sisteme kayıtlı olmaması nedeniyle, kim burada, kim burada değil bilgimiz yok. Bu durum, hizmet vermemiz açısından da önemli. Bizim tüm kadro ve bütçemiz 150.000 nüfusa göre belirlenmiş. Bu nüfusun 2-2,5 katına biz yaz-kış hizmet götürmek zorunda kalıyoruz. Hizmet ekipleri ve ekonomik olarak bu tablo, bizleri çok zorluyor.

Hemşehrilik kültürünün geliştirilmesi, kentler için çok önemli

Biz 150.000 nüfusa göre devletten pay alıyoruz.  Ekonomik anlamda bunun üzerindeki nüfusa hizmet götürmekte doğal olarak güçlük çekiyoruz. Bunun dışında, burası çok göç alan bir yer. Bu bağlamda, yerine göre zaman içinde izole mahalleler oluşmuş. Hemşehrilik kültürünün gelişmesini engelleyen en önemli unsurlardan birisi de, bu. Diyelim ki o illerden birisi geliyor buraya, o kişinin çekirdekliğinde diğer akrabalar da gelip orada bir halka oluşturuyorlar. Bu oluşumu meydana getirenler, geldikleri yerdeki geleneği ve yaşam kültürünü devam ettiriyorlar.

Hemşehrilik kültürü ve bilincini yaratmak, kentler ve kent yaşamı açısından çok önemli. Yaptığımız bazı çalışma ve aktivitelerde özellikle bu hususu ön plana çıkartıp, insanlarımızı bu amaç doğrultusunda birbiriyle kaynaştırma çabalarımız, uğraşılarımız var. Zaten yapısal ve düşünsel olarak insanlar arasında ayrım yapmıyoruz. Herkese insan olması anlamında yaklaşıyoruz. Bu konuda bir siyasi tercih te ortaya koymuyoruz. Bundan sonraki süreç içinde kentin ileri gelenleriyle, kanaat önderleriyle, beyin fırtınası şeklinde ele alarak, bunu işlememiz ve şekillendirmemiz lazım. Bununla ilgili, Milas’ta hangi argümanlar daha etkin şekilde kullanılabilir, neler yapılmalı; tüm bunları konuşmamızda yarar var. Bu sorun çok önemli. Milas’ta hemşehrilik bilinci anlamda bir eksiklik var.

TAZİYEEVİNİN YAPILMASI İSTEĞİ

Kürt hemşehrilerimize, “Örneğin sizin kendinizi Milas’a ait bir birey olarak hissedebilmeniz için Belediye ne yapmalı?” diye sorduğumda, ‘Taziyeevi’nin yapılmasından söz ediyorlar. Bu isteğe ne diyorsunuz?

Yapılacak! Cemevi ve Taziyeevi yapmak ta ilk seçildiğimde, benim hedeflerim arasındaydı. Cemevi’nin şu anda kaba inşaatı bitti.  Yakında hizmete girecek. Taziyeevi ile ilgili olarak ta böyle bir gündemim var. Cemevi’nde de biz çok zaman kaybettik. İyi ki kaybetmişiz diyorum çünkü ilk belirlediğimiz şekilde bir Cemevi yapsaydık apartman yapıyorduk. Bize ilk getirilen proje bu şekildeydi. Bu projeyi hayata geçirmiş olsaydım, ben kendime, Cemevi yapmış demeyecektim. Şu anda belki de Türkiye’nin en işlevsel ve mimari açıdan en güzel Cemevleri’nden birisini yapıyoruz.

Taziyeevi de böyle. Çok aşama kaydettik. Önce Çaltılık bölgesinde önerildi. Sonra başka bir yer önerildi, oraya olmadı. Arka yoldan Akkent’e giderken, Boğazkent’in altında bir fırın var. Fırının arka tarafında boş bir alanımız bulunuyor. Şu anda o yerle ilgili çalışıyoruz. Aslında yapacak hayırseverimiz de hazır. Yer konusunda, Kürt hemşehrilerimiz arasında bir birlik sağlayamadık bugüne kadar. Bir yer belirliyoruz, bazıları oraya gitmeyiz diyor. Başka bir yer belirliyoruz, diğerleri biz oraya gitmeyiz diyor. Cemevi’nin bugüne kadar yapılamamasının nedeni, bu konuda bir görüşbirliğinin sağlanamamasıydı. Bu yer olursa, benim içime sinecek. İyi bir şey olacak. Gecikmeden dolayı ben özür diliyorum. Cemevi konusunda geciktik ama o güzel bir mimari yapı ortaya çıkacak. Aynı şey Taziyeevi için de geçerli olacak. Bu konuda Kürt hemşehrilerimizden destek istiyorum.  Taziyeevi, mutlaka yapılacak. Kürt hemşehrilerimiz, merak etmesinler!

 




Bu haber 857 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI