Bugun...



Milas Yurttaş İnisiyatifinden, Temel İnsan Hakkı Olan “Su Hakkı” Açıklaması

Kentlerde yeni bir yaşam, yerel yönetimlerde yeni bir yönetim anlayışı mümkün yaklaşımıyla oluşturulan Milas Yurttaş İnisiyatifi tarafından, Milas ve çevresindeki madencilik faaliyetlerinden dolayı meydana gelecek susuzluk tehlikesine dikkat çekmek amacıyla Milas Hacı İlyas Meydanında açıklama yapıldı. Açıklamaya çok sayıda Milaslı katıldı.

facebook-paylas
Güncelleme: 14-11-2023 20:58:21 Tarih: 14-11-2023 20:50

Milas Yurttaş İnisiyatifinden, Temel İnsan Hakkı Olan “Su Hakkı” Açıklaması

Kentlerde yeni bir yaşam, yerel yönetimlerde yeni bir yönetim anlayışı mümkün yaklaşımıyla oluşturulan Milas Yurttaş İnisiyatifi tarafından, Milas ve çevresindeki madencilik faaliyetlerinden dolayı meydana gelecek susuzluk tehlikesine dikkat çekmek amacıyla Milas Hacı İlyas Meydanında açıklama yapıldı. Açıklamaya çok sayıda Milaslı katıldı. Yapılan konuşmalarda, vahşi madencilik uygulamalarının, yeraltı su kaynaklarına verdiği zararın Milas ve çevresinde ileride susuzluk yaratacağının önemine değinildi.

Milas Yurttaş İnisiyatifi üyeleri; Fikret Çoban, Neşe Tuncer, Hüseyin Yorulmaz ve Hasan Yorulmaz, açıklama sırasında birer konuşma yaptı. Açıklama metni Neşe Tuncer tarafından okundu. Konuşmalarda, Su, “yerine bir başka şeyin ikame edilemeyeceği bir doğal kaynaktır. Doğal kaynaklar ise Toplumların ortak varlıklarıdır. Bu kaynakların tasarruf hakkı, toplumundur,” vurgusu yapıldı.  

NNeşe Tuncer tarafından okunan açıklama şöyle:

Hızla büyüyen nüfus, değişen yaşam tarzları, kentleşme ve endüstrileşme bununla birlikte iklim değişikliğinin neden olduğu tahmin edilmesi zor etkiler, su kaynaklarının mevcudiyeti konusunda biz vatandaşları endişelendirmekte hem ulusal hem de yerel düzeyde yöneticileri bu konuda önlemler almaya çağırmaktayız. 

Dünyadaki suyun yüzde 97,5’i tuzlu su (deniz ve okyanuslarda) olup, sadece yüzde 2,5’i tatlı sudur. Tatlı suların yüzde 70'i kutuplarda buzul olarak veya donmuş toprak tabakasında bulunmaktadır.  Yani kolayca ulaşılabilecek ve kullanılabilecek su oranı toplam suyun yüzde 0,4’dür.

Suyun yerine başka bir şey ikame edilemez

Su, “yerine bir başka şeyin ikame edilemeyeceği bir doğal kaynak”tır. Doğal kaynaklar ise “Toplumların ortak varlıkları”dır. Bu kaynakların tasarruf hakkı, toplumundur.

Yaşamakta olduğumuz susuzluk doğal değil. Günlük hayatlarımızı sürdürülmez hale getiren susuzluk, yetkililerin on yıllardır adaleti geciktirmesi sonucu bizlere ödetilen ağır bedellerin sadece bir boyutu. Doğal yaşam kaynaklarımızın enerji ve maden şirketleri tarafından hunharca sömürülmesi devam ederse, susuzluğun kaçınılmaz olduğu bilim insanları tarafından söylendi durdu. Ne bakanlıklar ne valiler ne halkın seçtiği yerel yöneticiler ne de milletvekilleri bu devasa yaşamsal sorunu dert etmediler. Zira onların derdi müştereklerimiz olan bu zenginliklere, yani sömürülen toprağa, suya, yaşam alanlarına ‘yerli ve milli servet’ diyerek bir avuç sermaye sahibine peşkeş çekmekti.

İki termik santral, Milas’ın suyunu tüketiyor

İlçemizde bulunan 2 termik santral, soğutma suyu olarak içme suyu kullanmaktadır. Standart  linyit kömürlü bir termik santral; her 3,5 dakikada bir, bir olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar su çeker. Su Tahsisleri Hakkındaki Yönetmeliğin 7. Maddesi, suyun kullanımında öncelik sıralaması yapmakta, halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacını birinci,  enerji üretimi ve sınai su ihtiyaçlarını ise dördüncü sıraya koymaktadır. Yani yasa açık bir şekilde yurttaşların su ihtiyacının öncelikle karşılanması gerektiğini söylerken termik santrallere su tahsisi yapan DSİ, uymak zorunda olduğu kendi yönetmeliğini hiçe saymaktadır.

Geyik Barajı, Milas ilçesinde Sarıçay üzerinde, Yeniköy Termik Santraline soğutma ve kül suyu temin etmek amacı ile inşa edilmiştir. Yeniköy Termik Santralinin Kullandığı su miktarı, 14,5 milyon metreküptür. Santrale tahsis edilen suyun 9,5 milyon m3’ü Geyik Barajından, geri kalan 5 milyon m3’ü ise Milas Dereköy yeraltı suyu varlıklarından alınmaktadır.  Bu kullanım, Milas’ın yıllık kentsel su kullanımının neredeyse 2.5 katıdır.

Su, meta değildir

Yerine bir başka şeyin ikame edilememesi nedeniyle su, meta olarak düşünülemez ve kullanılamaz. Hiçkimsenin, hiçbir kuruluşun, topluluğun, sınıfın ya da devletin; suyu kirletme ve sudan kar elde etme hakkı yoktur. Örneğin Türkiyede başka hiçbir yerde örneği olmadığı şekilde su hizmetleri Güllük’te imtiyaz sözleşmesiyle özel bir şirkete devredilmiştir.  Suyun bu şekilde bir meta haline getirilmesine hepimizin, birlikte bugün karşı çıkmalıyız.

“Küresel su krizinin asıl nedeni, suyumuzun az olması değil, nüfus artışı, hızlı endüstrileşme, çarpık kentleşme ve suyun plansız kullanılmasıdır. Vatandaş, su tasarrufu yapsın diye ortada dolaşanlar bilsinler ki vatandaşın kullandığı su, toplam su tüketiminin sadece %15’idir. Bodrum’da, Milas’ta su krizine çözüm arayışında olanlar, önce %30-40 aralığında olan su kayıp ve kaçaklarını, Avrupa ve Amerika ortalamasına, yüzde 10’a çekmeye çalışmalıdırlar.  Tarımda vahşi sulamadan vazgeçilmelidir. Sonra zaten 1996’da kapatılmalarına karar verilmiş olan termik santrallerin bir an önce kapatılması ve bu termik santraller için verilen teşviklerin, bu santrallerde ve santrallere kömür sağlayan madenlerde çalışan emekçilere daha iyi yaşam koşulları sağlanması için kullanılmasına başlanmalıdır.

Su hakkı ilkeleri

Bunlar yapılırken, biz de üstümüze düşeni elbette yapacağız ama şu ilkelerden de asla vazgeçmeyeceğiz:

Su ihtiyaç değil hayatın devamı için vazgeçilmez temel bir insan hakkıdır, metalaştırılamaz. Bu çerçevede; • Su hayatın vazgeçilmez unsuru olarak önemli bir toplumsal değer olarak ele alınmalıdır. • Herkes sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli sağlıklı, güvenli suya ulaşabilmelidir. • Temel insan hakkı olan suya erişim hakkı ile ilgili bağlayıcı yasalar anayasa metinlerine girmelidir. • Su hizmetinde ve yönetiminde, hizmetin kamusal özü korunmalı, yönetiminde katılımcı modeller geliştirilmelidir. • Yaşam hakkımız olan suyumuz, su şirketlerinin insafına bırakılmamalıdır. • Su kamu malı olarak tanımlanmalı ve toplumsal bir değer olarak kabul edilmelidir. • Su kaynaklarının kullanımında öncelik tüm canlılara, insanlara ve ekolojinin korunmasına verilmelidir.

Suya erişim hakkı

Gün, suya erişim hakkımızı talep etme, alma zamanıdır. Bizler kamuya ait olan suyun kamu eliyle yönetilmesini istiyoruz. Kamu yönetiminden kastımız, parçalanmış, hantal olan devlet kurumlarının yönetimi değildir. Kamu yönetiminden kastımız, toplumun ortak çıkarları için çalışan, bilim ve teknolojiyi en verimli biçimde kamu yararına kullanmayı hedefleyen bir kamu yönetimi tarzıdır.




Bu haber 1529 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI