Tweet |
Davacıları Adana Çevre ve Tüketici Koruma Derneği, Antakya Çevre Koruma Derneği, İskenderun Çevre Koruma Derneği, Mersin Doğa ve Çevre Derneği, Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği, Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, Ordu Çevre Derneği, Muğla Çevre ve Ekoloji Politikaları Derneği, Muş Meşe Derneği, Ayhan Çelik, Levent Büyükbozkırlı ve İsmail Hakkı Atal olan, davalısı Tarım ve Orman Bakanlığı olan 32309 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.09.2023 tarihli TARIMSAL ÜRETİMİN PLANLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK İPTAL davası, 13.11.2023 tarihinde Danıştay başkanlığında kayda girdiği açıklandı.
ÇEVRE -EKOLOJİ DERNEKLERİ GÖNÜLLÜ AVUKATI İSMAİL HAKKI ATAL’IN DAVA İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
AKP, 2010 referandumunda “özgürlükler ve insan hakları“ kandırmacasıyla ülkeyi nasıl faşizan ve özgürlüklerin yok edildiği, insan haklarının tehlikede olduğu bir hale getirdiyse; şimdi de “tarımsal üretimin planlanması“ kandırmacasıyla kırsaldaki küçük çiftçimizin ve hayvancımızın geleneksel üretim yöntemlerini bitirmeye çalışıyor. Küçük çiftçi ve hayvancıyı bitirmeye yönelik bu yasal düzenlemeyle; üretim izni vermeyeceği küçük çiftçiyi topraklarını terk etmeye zorlayarak, tarımı ve hayvancılığı tamamen büyük endüstriyel tarım ve hayvancılık şirketlerinin egemenliğine bırakmak istiyor.
Bu yönetmelikle küçük çiftçiye üretim izni verilmeyeceği kesin
AKP yönetmeliğin 13. Maddesiyle tarımsal üretimi, 15. Madde ile ise hayvansal üretimi planlayacağını iddia ediyor. Her iki maddeye de baktığımızda üretim izni koşulları hiçbir şekilde somutlaştırılmamış olup, küçük ölçekte geleneksel yöntemlerle tarımsal üretim ve hayvancılık yapan köylüye öncelik tanınmasına, büyük endüstriyel tarım ve hayvancılık işletmelerine karşı küçük ölçekte üretim yapan köylünün haklarının korunacağına ilişkin hiçbir hüküm yok. Yönetmeliğin bu haliyle uygulanması halinde il bazındaki üretim kotalarının büyük endüstriyel tarım, hayvancılık, meyvecilik işletmeleri tarafından doldurulacağı ve küçük çiftçiye üretim izni verilmeyeceği kesin. 13. Maddeyle tarımsal üretim izninin işletme veya havza bazında verileceğinin öngörülmesi ise, maliye kaydı olmadığı halde geleneksel organik üretim yapan ihtiyaç fazlasını da satan yoksul köylümüze tarımsal üretim izni verilmesini engelleyecek bir hüküm.
AKP yerli çiftçinin-hayvancının iflas etmesine sebep oldu
Yönetmeliği çıkaran Tarım ve Orman Bakanlığının dahil olduğu AKP hükümeti, 2005 yılında kırsalda yaşayan çiftçi -köylü -hayvancı nüfusunu 10 yıl içinde %35’ten % 8’e (2005 itibariyle 70 milyonluk nüfusta 25 milyondan 5 milyona) indirmek için AB’ye taahhüt vermişti. AKP yerli çiftçinin-hayvancının iflas etmesine sebep olacak şekilde yurtdışından canlı hayvan -tarımsal ürün ithal ederek sürekli küçük çiftçiyi -köylüyü yoksullaştırdı ve kırsal alan nüfusunu %35’ten %15’e indirdi. Diğer yandan kırsalda yaşayan köylümüz AKP’nin 2008 ile 2023 arasında her köye 4 maden ruhsatı düşecek şekilde verdiği 386.000 (YAZIYLA ÜÇYÜZSEKSEKALTIBİN) maden ruhsatına karşı da engel teşkil ediyor ve kırsal alan bu nedenle de boşaltılmak isteniyor. Cumhuriyet kurulduktan sonra AKP iktidara gelene kadar egemen olan kamucu politikalarla 1923 ile 2002 arasında 79 yılda sadece 1186 (BİNYÜZSEKSENALTI) maden ruhsatı verilmiş olduğunu da belirtelim.
Dava konusu yönetmelik, mutlaka iptal edilmeli
Dava konusu yönetmelik mutlaka iptali gereken bir yasal düzenleme olup küçük çiftçiye öncelik tanınması Anayasanın 2. Maddesindeki emredici SOSYAL DEVLET ilkesi gereğidir. Anayasanın 5. Maddesine göre" Devletin temel amaç ve görevi ………… kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaktır. “Anayasanın 10. Maddesine göre... hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." Anayasanın 45. Maddesine göre "Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır." Anayasanın 48. Maddesine göre " Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” AKP ise bu yönetmelikle Anayasanın emredici hükümlerinin tam tersini yapmakta, Anayasayı ihlal etmektedir.
“Köylü gezegenin efendisidir”
Akbelen’de, Kazdağları’nda, Tokat’ta, Afyon’da, Bergama’da halen üretime devam eden köylüler, enerji ve maden şirketlerinin işgaline karşı direnmektedir. Dün Akbelen’de tapulu tarlasını LİMAK’tan koruduğu için jandarma tarafından gözaltına alınmak istenen İkizköy’lü Haydar Demir’in yaşadığı olay ; “YENİ TÜRKİYE YÜZYILININ“ milletin EFENDİSİ olan köylüyü EFENDİLİK’ten KÖLEMEN haline getirmeye çalışan bir yönetimi simgelediğini göstermektedir.
(Not: Akbelen nöbet alanımız Eylül ayında jandarma tarafından işgal edilerek boşaltıldığında jandarmanın ilk indirdiği pankart “ köylü milletin efendisidir” pankartıydı. İklim krizi-gıda krizi sürecinde “KÖYLÜ GEZEGENİN EFENDİSİDİR”.