Kimi insanlar yüksek sesle sevilmez. Gözleriyle sever, elleriyle anlatır.
Cümleleri eksiktir, ama yerli yerindedir.
Baba dediğimiz o kişi, bazen çok susar ama biz her şeyi duyarız.
Babalar Günü kutlaması da zaten bu yüzden zordur.
Anneler için şiirler yazılır, çiçek alınır, sarılınır.
Babalar içinse ne yapılacağı pek bilinmez.
Belki de o yüzden, “sağ olsun” deyip geçilir.
Ama bu geçiş, sessiz bir minnettarlığın da göstergesidir aslında.
Sessizliğin içinde bile öğretisi vardı; sözsüz bir dil.
Çocukken belki fark etmezsin
ama büyüdükçe anlarsın: Bazı limanlar konuşmaz.
Ama seni bekler.
Dalgan ne kadar sert olursa olsun, kendine bir yer açar.
“Bazen dümeni yanlış yere çeviririz, yanlış limana yanaşırız. Ama o anlarda bile korkmayız, çünkü babamızın gölgesinde, yanında yeni bir liman keşfederiz. İşte babalar, hata sandığımız anlarda bile bize yol gösteren, güven veren o limandır.”
İşte baba, biraz da böyle bir yerdir.
Söz istemez. Yük taşır.
Babalık, gösterişli bir şey değildir.
Gizli bir sabırdır,
görülmeyen bir emek.
Her adımında bir koruma,
her duruşunda bir güven.
Bugün Babalar Günü.
Kutlaması garip, dile getirmesi zor.
Çünkü baba figürü, kelimelerden daha büyük bir şeydir.
O yüzden ben bu yazıyla sesleniyorum:
“İyi ki varsın. Hiçbir şey söylemeden bile bu kadar çok şey öğrettiğin için.”
“Babalar, sözleri az ama anlamı büyük olan kahramanlardır. Tüm babaların, her gün sevgiyle dolu geçsin. Babalar Günü’nüz kutlu olsun.”