Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
Korku!
Tarih: 30-01-2025 11:48:00 Güncelleme: 30-01-2025 11:48:00


       Korkmak, ağlamak, gülmek insani bir duygudur. 

       Korku, çok çeşitlidir; kimisi karanlıktan, kimisi yükseklikten, kimileri de Kediden, fareden, yılandan, akrepden, gök gürültüsünden, yıldırımdan ve ölümden korkar. 

       Ben, haşereler konusunda daha cesurum. Fareden ve böceklerden korkmam ama yılan ve akrep hariç.  Eve giren köygöçürene (küçük bir kertenkele türü) ise dokunulmazdı. Çünkü büyüklerin söylediğine göre, 'köygöçüren öldürülürse tüm sülalesi o evi basar ve insanları ısırarak zehirlermiş.'

       Küçükken ölüden de çok korkardık ve hiç mezarlğa gitmezdik.
İlk öğretmenlik yaptığım Şemdinli'de,  kaldığım lojmanın odası mezarlıkla bitişikti. Bir gece odamdan sesler duydum ve pencereden bakınca cenaze alayını gördüm. Şafilerin inancına göre gece ölen kişi bekletilmeden gömülürmüş. O gece çok korktum ve tanıdığım bir ailenin yanında kaldım. 

       Zamanla yakınlarımın ölmesi üzerine mezar ziyaretlerine gitmeye başlayınca yavaş yavaş korkularım dağıldı. Ölümün de doğum kadar normal bir durum olduğunu kabullendim.

       Ayrıca, insanlara kötülüğün ölüler aleminden değil kötü ve zalim insanlardan geldiğini daha iyi anladık.
 
       Yükseklik korkum nedeniyle, 1980'li yıllarda Hakkari'de, Zap Suyu'nun üstündeki asma köprüyü geçene kadar yaşadığım korkuyu hiç unutamam.
Toprağa basınca dizlerimin bağı çözülmüştü. Yükseklik korkusunu da uçağa binerek atlattım. 

       Eğer korkularımızın üzerine gidersek onu yenmeyi başarabiliriz ve korkmamayı öğreniriz. 

       Karanlıktan korkan bazı insanlar sokakta yürürken, ya da mezarlık yanından geçerken ıslık çalarak korkularını bastırmaya çalışırlar. Karanlıkta tehlikenin nereden geleceği belli olmadığı için insanların, kadınların ve çocukların korkması doğaldır. Hele günümüz şartlarında katil ve sapıkların saldırılarının artması nedeniyle korku daha da artmaktadır. 
       Oysa, katiller ve sapıklar gerekli cezaya çarptırılsalar; korkunun yerini güven alır, herkes huzur ve güven içinde sokaklarda yürür. 
Bu konuda devletin güvenlik güçleri ve adlı makamları üzerine düşen sorumluluk konusunda daha dikkatli olmalıdır. 

       Bazı iktidarlar da devamını sağlamak, insanları baskı altına almak için özgürlükleri kısıtlarlar ve korkuyu yaymaya çalışırlar.

       1939- 45 yılları arasında 6 yıl süren 2.Dünya Savaşı yıllarında Almanya'da Hitler döneminde farklı düşüncedeki insanlar hapishanelerde, toplama kamplarında ağır işkenceye uğradılar. Yahudiler toplu katliama uğradılar, gaz odalarında zehirlendiler, fırınlarda yakıldılar ama sonunda faşizme karşı birleşen dünya Devletleri Almanya, Japonya ve İtalya'dan oluşan faşist ittifakı yendiler. Böylece din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeden herkes özgürlük ve insan hakları konusunda eşit haklara sahip oldu. 
       Baskı ve korku ne kadar artarsa artsın hiç bir iktidar sonsuza dek varlığını sürdüremez. Çünkü her iktidarın bir ömrü vardır. İktidarlar, topluma baskı ve korku yerine huzur, güven ve refah sağlarsa toplum daha mutlu olur. 

       Kurtuluş Savaşı'nda, bütün yokluklara rağmen Türk ulusu, çok üstün teknolojiye sahip olan işgalci devletlerin zulmüne karşı korkup savaşmasalardı  vatanları yok olacaktı. 

       Korkaklar, hergün ölür...Cesurlar ise bir kere ölür.



Bu yazı 678 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI