MEHMET ERDAL

(Datça Belediye Meclisi Ocak Ayı Olağan Toplantısında Knidos ile ilgili yapılan tartışmanın ikinci bölümünü yayınlıyorum)

MHP Grup Sözcüsü Serdar Ören konuşmasını bitirdikten ve sosyal medyada tartışmalara neden olan Cumalı'daki arsa satışı ile ilgili Cumhur İttifakı’nın soru önergesini okuyup başkana verdikten sonra başkan sordu: “Evet arkadaşlar, bu konularla ilgili söz almak isteyen? Evet Tugay...”

KAPADOKYA'NIN BAŞINA GELENLERİ BİLİYORUZ

CHP Grup Sözcüsü Şinasi Tugay Eser AKP Grup Sözcüsü Vedat Erdağı'nın Knidos ile ilgili konuşmasına atıfta bulunarak Knidos ile ilgili grubunun görüşlerini açıklamaya başladı: “Biraz önce bir konuşma geçti, Knidos Ören Yeri ile ilgili, Kapadokya örneğinin verildiğini duyduk başkanım; Kapadokya'nın başına gelenleri biliyoruz. Bizim de korktuğumuz noktalara değindikleri için de buradan kendilerini de teşekkür ediyoruz; çünkü hassasiyetlerimiz aslında aynı. Cümlelerin arasında onların da hassasiyetlerini görmüş olduk. Bu konuda başkanım, grubumuz olarak bir konuşma hazırlamıştık. Bunu da meclisimiz huzurunda anlatıp konuşmak istiyoruz.”

CHP Grup Sözcüsü Şinasi Tugay Eser bu noktada grup olarak hazırladıkları metni okumaya başladı. (Bu metni “Her Türlü Yağmalama Girişimine Karşı Baraj Görevi Görüyoruz!” başlığıyla haberleştirerek 07.01.2025 günü yayınlamıştım.)

Şinasi Tugay Eser'in okuması bitince başkan “Evet arkadaşlar, Knidos ile ilgili bilgilerimizi, düşüncelerimiz paylaştık. Şunu belirtmek isterim.” dedikten sonra konuşmaya başladı.

BU BİR RANT PROJESİDİR!

“Burasını biz 'bize verin' diye koşturup gitmedik. Bu yer, Büyükşehir Yasası'nın çıktığı 2014'ten sonraki süreçte köy tüzel kişiliklerinden belediyelere devredilen mülkiyetlerin içerisindeki bir yerdir. Biraz önce Vedat Bey orayla ilgili kadastral çalışmasının eksik olduğundan falan bahsetti. Biz bu süreçte bakanlıklarla bu konuları işte geldiler, biz gittik, çözdüler. İşte, en sonunda buranın ret cevabı vermemizin sebeplerinden biri de bu bahsettiğiniz geçmiş tarihimizdir. Knidos bir ören yeridir. Yasalar ören yerlerinin nasıl kullanılması gerektiği, birinci derecede arkeolojik sit alanlarında hangi çalışmaların yapılıp yapılmayacağını belirtir. Size şunu söyleyeyim, Knidos orada yaşayan insanların tarih boyunca yokluğunu, kıtlığını, eziyetini, derdini çektiği bir yer. Biz 'Orası birinci derece sit alanıdır, bu şekilde proje yapılamaz' demiyoruz. Fakat oraya gelinceye kadar nasıl kazı evi orada bir ihtiyaçsa oradaki yapının da oraya gelen insanların bir ihtiyacını görmesi açısından bir ihtiyaç olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunun önceliği oradaki yapının ele geçirilip üzerine proje yapılması değil. Daha Knidos'un kazılması gereken, ortaya çıkarılması gereken alanında mevcut eserlerin yüzde biri bulunmuşken geriye doğru daha çok fazla yapılması gerekirken öncelik 'şakadak oraya koyup 120.000 civarındaki kişinin üzerindeki rantı nasıl ticarete dönüştürebilir miyiz?” olmuş; projeye baktığınız zaman, işte burada, bunu görüyorsunuz.

YAPI “KAÇAK” DEĞİL

'Yer kaçak' dendi. İşte burada, kaçak olmadığının, belediyeye tapusunun ne zaman geçtiğinin tarihi belli. Burada 1992 yılında orayla ilgili yapılan çalışmalar var. Onlar belli. İskelenin yapı kayıt belgesinin alındığı tarih belli. Bunlar olacak, sonra birileri diyecek ki 'Burası kaçak yapı'. Sanki 'Orası kaçak yapı, bulduk da eyvah belediye burayı yıkmamış'. Arkadaşlar, kaç seferdir söylüyorum, 'Halk kahramanı olmak kolay'. Özellikle sosyal medyada oradan buradan fotoğraf çekip oranın üzerinde kendi bildiği ile yorum yapmak değil, kamuyu ilgilendiren konularda gelip 'Bu konu nedir?' diye belediyemizde her zaman bunlara açık olduğumuzu anlatmaya, söylemeye çalışıyoruz. Ama nedense, sanki belediyeye düşmanlık ya da 'belediye bize düşman' kafası üzerinden bir fikir geliştirip sosyal medyada beğeni toplamak gibi bir derdi olanlar da var. Yani çok önemli konularda karar verici kişilere değil, karar vermeden belediyeye karşı bir yapı oluşturmaya çalışanları da ne yazık ki toplumda biliyoruz. Biraz önce Vedat Bey dedi, kadastral çalışmalar 1992 yılında burada kesikleri belli olan, oranın ne olduğunu açıklayan devletin kendi çizdiği, yazdığı, onayladığı belgeler var. Şimdi burada kaçak yapı neresidir, neye göredir? Burada yazıyor işte: 'Tek katlı kâgir bina ve arsası' demiş...”

Vedat Erdağı, “Kaç m2?”

Başkan: “Kaç m2 olduğunu değil, eskiden sen de köylerde...”

Vedat Erdağı: “Tapu'da 98 m2 bir yapı, şu an kaç m2?”

Başkan: “'Şu anda kaç m2'nin şu kadarı kaçak yapıdır' diye bize gelen bir yazı yok. Oranın tamamen kaçak olduğunu belirten yazılardan bahsediyorum. Ben diyorum ki burada eksik, fazla olabilir. Aynı yazı, kazı evinin önündeki fazladan yapılan yerle de ilgili. Orada diyor ki 'İhtiyaçtan doğmuştur. Oraya gelen insanların bir ihtiyacını karşılamak için bunun uygunluğu...' Bu dediğiniz dönemde orada herhangi bir eklenti falan varsa o da belki o zamanki şartlardan, ihtiyaçlarından dolayıdır.

SAMİMİYİZ. GELİN, KONUŞALIM, TARTIŞALIM!

Bir konuyu, tekrar söylüyorum, 'Bilgi sahibi olmadan yanlışı toplumla paylaşmanın zorunluluğu içerisinde siyaseten olmanız gerekmiyor.' Geleceksiniz burada, bir samimiyiz, herkese açık bilgilerimiz var, bunları burada paylaşabilirsiniz. 'Aha belediyenin yanlışını buldum, koş, koş, koş...' Böyle bir anlayışı bu mecliste bir siyasi argüman olarak kimsenin kullanmasını istemiyorum. Samimiyiz. Yanlış varsa hep beraber üstünde dururuz. Ortadan kaldırılması gereken konular nelerse onları toplumla beraber, halkla beraber mücadelemizi veririz. Ama oradan bir rant devşirme modeli, demin bahsettiğiniz, masumiyet alanlarımızdan siyaset ve ekonomik güç oluşturma modeli olursa her anda, her zaman, her yerde karşı geleceğimi başından beri söylüyorum. Eğer toplumun içerisinde kendi menfaatine uygun, bu hiç fark etmez, ister müteahhit olsun, ister mühendis olsun, ister gazeteci olsun, ister siyasetçi olsun, burada hakikatleri konuşacağız. Hakikatin peşinde koşmayan, bunların ne olduğunu anlamaya çalışmadan kendini ekonomik bir siyasi güç devşirmeye çalışanların her zaman karşısında olacağımı, bu zamana kadar bunun tersini yaptığım bir konu varsa bunları da burada belediyeye gelip beni sokakta görüp herkes söyleyebilir. Datça'da hakikatin dışında kendi alanlarını, kendi dünyalarını oluşturmaya çalışan farklı yapılar olabilir; bunu hayvan hakları üzerinden, sokak hayvanları üzerinden kullanabilir, sahilden, çevreden, ormandan, öğrenciden, öğretmenden...

Bakın, burada belediye olarak biz bütün bu alanlarda... İşte bahsediyorum, 426 tane gencimizin spor yapabilmesi için seferber olmuşuz; araç lazım, araç vermeye çalışıyoruz, bu ekonomik durumda, bu tasarruf genelgesi olmasına rağmen. Bütün bu alanlarda samimi bir biçimde çalışırken bir eksiğimiz, yanlışımız olduğu zaman lütfen geleceksiniz bunları 'Şurada şunları yaparsak ya da yapmamamız lazım' gibi fikri olanları tartışabiliriz. Knidos siyasi ya da birilerinin güç devşireceği bir yer değil. Orası yıllarca tarihsel, kültürel anlamda yaşamış insanların bu coğrafyadaki bedelinin ve emeğinin karşılığıdır. Kimse buradan, şu bakanlık, bu bakanlık, Kültür Bakanlığı, Turizm Bakanlığı... Turizm Bakanlığı'nın kendi, devletin arazileri üzerine ne yaptığını bilmiyor muyuz, arkadaşlar? Biliyoruz...”

(Devam edecek)