Bugun...



Datça'da Yaşayan Her İki Kişiden Birisinin İkametgâhı Datça'da Değil

Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar, "şu an yaz-kış ilçemizde yaşayan her iki kişiden birisinin ikametgâhı Datça dışında; bu konumda olan vatandaşlarımızı ikametgâhlarını Datça'ya almaya davet ediyorum," dedi.

facebook-paylas
Tarih: 11-08-2022 23:53

Datça'da Yaşayan Her İki Kişiden Birisinin İkametgâhı Datça'da Değil

MEHMET ERDAL / DATÇA

          “Keşke ikamet kaydınız da Datça'da olsa...” yazılı afişleri ilçenin gözle görülebilir yerlerindeki bilboardlara astıran Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar, Datça'da şu an yaz sezonu itibariyle 90.000 kişinin yaşadığını düşündüğünü, söyleyerek sözlerine başladı. Yaz sezonu tatil için Datça'ya gelenlere diyeceği bir şey yoktu; onlar, tatil için Datça'yı tercih etmişlerdi ve misafir konumundaydılar. Ama turizmin hiç olmadığı, Örn: Şubat ayında, Datça'da ikameti olanlar kadar ikameti olmadan yaz-kış Datça'da yaşayanlar da vardı.

     Başkanın verdiği bilgiye göre, Ocak 2022 ayı itibariyle, Nüfus İdaresine kayıtlı Datçalı sayısı 24.519 idi. Bu rakam, 2021 yılındaki Datça'nın nüfusunun 23.711'den 24.519'a geldiği hesap edilirse, içinde bulunduğumuz Ağustos ayında muhtemelen 25.000 civarında olabilirdi. Datça'da fiilen yaşayan nüfus ise en az bunun iki katı, yani 50.000 civarındaydı.

     Başkana göre, 2020 yılı Mart ayı öncesi dönemde de, bir sahil kenti olması nedeniyle, Datça'nın resmi nüfusu ile fiili nüfusu arasında yine bir dengesizlik vardı ama 2020 Mart ayı sonrasında, pandemi nedeniyle gündeme gelen göçün sonucu, resmi nüfus ile fiili nüfus arasındaki oran %100'lere ulaşmıştı; bu durum, Muğla'nın Fethiye, Marmaris, Bodrum gibi sahildeki bütün ilçelerinde aynı idi. Başkan, Örn: Mersin'de de benzeri bir durumun olduğunu duyuyoruz ama oralarda oran %100 değil, %20 boyutlarında filan, diyor.

     Başkana, resmi nüfus ile fiili nüfus arasındaki bu orantısızlığın yerel yönetim açısından ne tür sorunlara yol açtığını, soruyoruz. Başkan, anlatmaya başlıyor: Yerel yönetimler, merkezi yönetim tarafından ülke genelinde toplanan vergilerden bir kısmını, nüfusuna göre, yerel yönetimlere dağıtır.  Örn: Bu ay 1 milyon 700 bin TL vergi tahakkuk edildi, bunun 1 milyon 600 bin TL'si belediyemiz hesabına geçti. Eğer resmi nüfusumuz 50.000 olsaydı, elbette kriter yalnızca nüfus değil, yüzölçümü de bu kriterlerin içinde ama belediyemizin İller Bankasından alacağı pay en azından 2 milyon 800 bin, 2 milyon 900 bin olurdu. Bugün, resmi nüfus ile fiili nüfus arasındaki bu orantısızlık nedeniyle hak ettiğimiz payın yarısını alabiliyoruz; sorun, burada.

     Başkan, çöp örneği üzerinden konunun ne kadar önemli olduğunu anlatmaya devam ediyor: 24.000 kişinin çöpünü toplamak ayrı, 50.000 kişinin çöpünü toplamak ayrı. Örn: Eskiden Özbel Tarafında Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri haftada 3 kez çöpleri topluyorduk; çünkü çöp konteynırlarımız yeterli geliyordu. Şimdilerde ise haftanın her günü hem sabah hem de akşamları gidilse olacak; o kadar çok dolup taşıyor. Hadi, diyelim ki bu yaz aylarında turizmden kaynaklanıyor. Peki kış aylarında? Kış aylarında da her gün toplanıyor. Her gün gitmeye başlanıldığında ona göre araç, işçi alıyorsun, mazot harcıyorsun... Sokaklar o oranda daha fazla kirleniyor. Ona göre temizlik görevlisi alıyorsun. Bu 50.000 nüfusun bir kısmı iş de yapıyor; inşaatçılık gibi... Ama nüfusu buraya almamışlar. Örn: Belediyemizde 3 mimar arkadaşımız var, yetemiyorlar. Kaçak yapı için yetemiyorlar. Vatandaş nüfusu buraya almamış ama burada yaşıyor, kaçak yapı yapıyor. Yetişemiyoruz...

     Başkan, belediyenin kadro sorununun da resmi nüfus çerçevesinde çözüldüğünü, söylüyor. Anlattığına göre, şu anki belediye kadrosu 25.000'e göre değil 50.000 nüfusa göre verilmişti; zabıta kadrosu hariç bütün kadrolar doluydu ama bir sahil kenti olması nedeniyle yeterli gelmiyordu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yazı yazmış ve yeni kadro istemişti; gelen yanıt, başkanım, resmi nüfusunuz 30.000'nin üstüne çıkarsa talebinizi yeniden değerlendiririz, şeklindeydi.

     Anlattıklarından, merkezi yönetimin resmi nüfus kayıtlarını esas alarak İller Bankası üzerinden yerel yönetimlere yolladığı kaynaklardan ikametini Datça'ya almayan vatandaşların da yararlanmasının hizmetin götürülmesinde ciddi bir sıkıntıya yol açtığını düşündüğünü, anlıyoruz. Eğer, Datça'da yaz-kış yaşayan vatandaşların tamamı ikametini Datça'ya almış olursa merkezi yönetimin Datça'ya aktaracağı kaynak daha fazla olacak ve haliyle vatandaşa hizmette hiç sorun yaşanmayacak ya da daha az sorun yaşanacaktı.

     Başkan, her aybaşı ilk Salı günü yapılan belediye meclisi olağan toplantılarında dillendirmesinin yanı sıra ilk kez afiş asarak bu ikamet sorununu duyurmaya başlamasını, “zorunluluk” olarak, açıklıyor.

     Defalarca söyledik, ikametinizi buraya alın, diye ama hani bir bakkal iflas etmeye başlayınca alacak defterini karıştırırmış ya, bizimkisi de o hesap; bu sorunu afiş asarak duyurmak ve kamuoyunun gündemine taşımak zorunda kaldık. Bu zamana kadar dedik, dedik, dedik ama bu konu bundan önce bu kadar canımı acıtmıyordu. Şimdi, Temmuz ayı ile birlikte devlet memuruma %42 zam verdi; işçilerimiz, başkanım, biz de zam istiyoruz, biraz daha rahat yaşamak istiyoruz, belediyemiz gücünü bize de göstersin, diyor. Haklılar mı? Haklılar!.. Onlara da verdik. Personele verilen bu zamdan dolayı harcamam en az 7-8 yüz bin TL civarında arttı. Haliyle, bir çıkmaz sokağın içerisine girildiğini düşünüyorum; Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli.

     Başkan, belediyenin gelirlerini artırmak için sosyal tesisleri kurduklarını, otoparkı devreye soktuklarını, emlak vergilerini yıl içinde güncellediklerini, işgaliyeleri almaya, vergileri zamanında toplamaya çalıştıklarını ve böylece her yerden, üç kuruş oradan üç kuruş buradan kazanmaya çalıştıklarını ama bütün bunları yaparlarken ikametini buraya almadan yıl 12 ay yaz-kış burada yaşayanların ikameti Datça'da olanların hakkını yememe adına bu afişleri astıklarını, söyledi. Belediye bu kadar çalışıp didinirken bu konumdaki vatandaşlar seyirci kalmamalılar, bu biçimde de olsa katkıda bulunmalıydılar. Belediye olarak güllük gülistanlık içinde değillerdi...

     Sosyal medyada yazılıp çizilen, işte, ikameti burada olanlar ile olmayanlara farklı davranılsın gibi önerilere sıcak bakmıyordu; onu tespit etmek, vatandaşı zorla Datçalı yapmak madden olanaksızdı, doğru da değildi.

     İkameti Datça'da olmayanlara yönelik “İkametini Datça'ya al” çağrısının bu konumda olan vatandaşlarda somut bir karşılığı olup olmayacağına dair ne düşündüğünü sorduğumuzda, biz, bu çağrıyı bugün yapmıyoruz ki, bundan önce de yaptık; bu konumda olan vatandaşların bundan önce yapılan çağrılara karşı duyarlı olduğunu görmüş olsaydık, bu son çağrıyı yapmazdık, diyor. 2021 yılında da nüfus 23.711 iken de fiili nüfusun 45-50.000 civarında olduğunu, söylüyor. Nüfus, diyor, kendi içinde de doğum ve ölüm dikkate alındığında 800 civarında artıyor. Haliyle, bu konumdaki vatandaşlarımızın bu çağrımıza karşı duyarlı olduklarını gözlemleyemedim. Ama yeniden ve yeniden çağrı yapmaktan başka da yapılabilecek bir şey yok!

    




Bu haber 1058 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YEREL YÖNETİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI