Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
İASOS MAHALLE MECLİSİ DERNEĞİ BAŞKANI SCOBİE’NİN AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
“Güllük Körfezi’ne yapılmak istenen maden limanının çevresine vereceği zararlarla körfez denizinde deniz ölümüne neden olacağı kaçınılmaz bir gerçek. Zaten kirlilik derecesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının haritalarında Turuncu yani çok kirli olan iç denizimiz, aynı zamanda sığ ve sirkülasyonu az olan bir deniz. 2. Maden yükleme Limanının yapılmasıyla, İzmir Aliağa gibi, KIRMIZI yani en kirli deniz kategorisine hızla girmesi kaçınılmaz olacaktır. Körfez denizimizde deniz ölümü gerçekleşecek, hiçbir canlı yaşayamayacak, balık popülasyonları ve denizel canlılar yok olacak, denize girmek ise mümkün olmayacaktır.
Proje öyle vahşi bir proje ki ÇED raporunda anlatıldığı üzere liman aynı anda 6-8 geminin yanaşabileceği kapasitede büyük yapılacak. Denizdeki gemi trafiğini ve bu gemileri doldurmak için gereken kamyon trafiğini hesaplamak hatta düşünmek hiç de zor değil. Damperli Kamyonlar 12 ay, 7/24 çift istikamette zincirleme yol alacaklar.
Gemi ve kamyon trafiği
Güllük’teki maden limanına tek gemi yanaşabiliyor biliyorsunuz. Onlar ise sadece 60-70 bin DWT’lik, en büyüğü 120 bin DWT’lik gemiler. Her seferinde 16-17 tır gemiyi doldurabilmek için sırada bekliyor. Boşalan 16-17 tır da ters istikamette ilerliyor. 30-35 belki de daha fazla damperli tır sürekli trafikte. Kıyıkışlacık Antik Kent İasos’a yapılmak istenen liman ise çok daha büyük inşa edilecek. Gemiler 165.000 DWT’nin üzerinde olacak. Draftı çok büyük bu dev nakliye ve kargo gemileri limana yanaşabilsinler diye deniz dibinde 65.000 metrekarelik alan, -14 metre kazılacak. 3 katlı apartman yüksekliğidir bu. Deniz dibinin derinleştirilme çalışmalarında çıkan hafriyat ise Türkbükü açıklarındaki Güllük Dökü denilen deniz alanına dökülecek. Bu çalışmalar devam ederken Güllük Körfezinde denizin görünümü çamurlu kahverengiye dönüşecek! Atmosferimizin %30’luk oksijenini sağlayan ne posidonya çayırları ne de yaşayan balıklar kalacak. Yengeçler, midyeler, pinalar ve deniz patlıcanları da yok olacaklar. Koskoca bir ekosistem yok olacak! İnsanlar göçe sürüklenecek! İşte Böyle vahşi bir proje bu!
Körfezde yaşam sona erecek
Bu liman gerçekleşirse, çevresinde yaşamak, nefes almak, denize girmek imkansızlaşacak. Tüm Güllük Körfezi etkilenecek bundan. Dev nakliye gemileriyle deniz trafiği çok yoğun, deniz kirliliği ise önlenemeyecek şekilde yüksek olacak. Gemilerle yüzlerce istilacı tür körfeze dolacak, bunlar evvela yerli balık türlerini yok edecekler.
Milyonlarca dolarlık yatırım yapılmış, tarım ve turizm alanı olarak ayrılan bölge hızla sanayileşecek, kişisel rant uğruna, koskoca bir coğrafya geri dönülmez hasarlar verilerek yok edilecek!
Çekek yerleri
Başka katliam projeleri de var. Sadece Kıyıkışlacık’a denize ve doğaya zehir saçacak 4 adet Çekek yeri de yapılmak isteniyor. Başka ülkelerde iç denizlere yapılması yasak olan Çekek yerleri Güllük Körfezi’nin en iç kısmına, 3 büyük sulak alana yakın mesafede yapılmak isteniyor. Akdeniz ve Ege’nin çöplüğü yapılmak isteniyor iç denizimiz. Bunlardan ikisine Kıyıkışlacık halkı olarak davalarımızı açtık. Diğer ikisinin de ÇED süreçleri başladı, henüz ÇED kararları bakanlıktan çıkmadı.
Maden Limanı Dava Süreçlerini Hatırlayalım
Körfezin 2. ve çok daha büyük kapasitede olması planlanan, Antik Kent İasos’a, şimdiki adıyla Kıyıkışlacık’a bir şahıs şirketi ( Ayıldız AŞ ) tarafından yapılmak istenen maden yükleme limanı için bakanlık evvela ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR kararını vermişti, inşaatlar da hemen başlayacaktı. Bu karara itiraz ettik derhal dava açtık ve kazandık. Ardından bakanlık ÇED OLUMLU kararını açıkladı. Bizler bu karara da itiraz ederek açtığımız davaları kazandık. Ancak kazandığımız dava için verilen karara bu defa da karşı taraf itiraz etti. Karşı tarafın itirazı Danıştay’da haklı bulundu ve Danıştay davanın tekrar görülmesi için alt mahkemeye geri göndermek yerine, hüküm kararı vererek ÇED Olumlu kararını geri getirdi. Bizler de karara itiraz için hukuksal yolların tamamı tükendiğinden Anayasaya mahkemesine gittik. Zeytincilik kanunun yok sayılmasını, alt yapı yetersizliğini, Milas ve Muğla Büyükşehir belediyelerimizin kurum ve kuruluşlardan aldığı detaylı raporlarını, olumsuz görüşlerini, projeye 4-7 metre bitişiğinde yaşamak zorunda bırakılacak olan hanelerin, mahalle halkının huzur ve güven ortamı içerisinde, hijyenik ve sağlıklı koşullarda yaşama Anayasal haklarının ellerinden alınacağını ve onlarca başka nedeni de öne sürerek Danıştay kararına itiraz ettik, Anayasa mahkemesine gittik. ÇED Olumlu kararına karşı gittiğimiz Anayasa mahkemesi halen devam ediyor.
Kazandığımız dava elimizden alınmak isteniyor
Diğer taraftan, denizdeki ve karadaki İnşaatların başlamaması için de, anılan bölgede imar olmadığı için belediyemizin vermediği ancak valiliğin düzenlediği kara ve denizde yapılacak yapılara ait inşaat ruhsatlarının iptali istemiyle de davalar açmıştık. Ruhsatlar aynı konu olduğu için tek dava açmıştık, mahkeme kabul etmeyip, davaları ayrı ayrı açmamızı isteyince kara ruhsatına ayrı, deniz ruhsatına da ayrı dava açmak zorunda kalmıştık. Bu ruhsatlar açtığımız davalarda iptal edilmişti. Yine kazanmıştık. Ancak kazandığımız davaya itiraz eden karşı tarafın Danıştay’a götürdüğü ÇED OLUMLU kararını geri getirmesiyle iptal ettirdiğimiz ruhsatlar da tekrar aktif hale geldi. Tekrar ediyorum, kazandığımız dava Danıştay’da aleyhimize döndü ve dava masrafları da üzerimize bırakıldı. Aktifleşen ruhsatlar için de, inşaatların başlamasını durdurmak için çok acil, 30 günlük yasal süre dolmak üzere, önce Danıştay’a ve muhtemelen de ardından Anayasa Mahkemesine dava açmamız gerekiyor.
Evet, dediğimiz gibi, 3 yıldır devam ettiğimiz, uzun soluklu, oldukça yorucu mücadelemizin son turları bunlar! Onlarca mahkeme açtık. Açtığımız her davayı kazandık. Ancak Danıştay’dan dönen kararlar yüzünden süreçte bu noktadayız şimdi.
Bıkmak, vazgeçmek yok!
Uzun süreçte, bıkanlar, yorulanlar, ümitlerini kaybedenler oldu. İasos halkı olarak yılmadan devam ettik. Evet, halk olarak açtığımız her davayı kazandık. Ancak, hukukta tarih yazıldı! Kazandığımız davalar Danıştay’dan geri döndü. Bizler kazandığımız bu davalara devam etmek, haklı mücadelemiz için de sonuna kadar gitme kararlığıyla ilerliyoruz. Halkın birliğinden gelen güçle ve iradesiyle engellerin kalkacağına olan inancımız tam!
Yapılmak istenen 2. Maden Yükleme Limanına karşı Güllük Körfezi Dayanışmamıza yılmadan, yorulmadan maddi manevi destek ve güç veren duyarlı herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyor, sonsuz teşekkürler ediyoruz. İyi ki varsınız, İyi ki varız.
Ağacımıza, zeytinimize, denizimize, havamıza, suyumuza, toprağımıza sahip çıkabilmek için dayanışmamızın büyümesini ve desteğin yurt genelinde artmasını ümit ediyoruz..
Güllük Körfezi Cennet Kalsın!”
Destek hesabı
Yurdumuzun nadide köşesi Güllük Körfezi Dayanışmasına destek vermek isteyecekler için:
Hesap Adı: İasos Mahalle Meclisi Derneği
Banka İBAN No: TR76 0004 6002 5388 8000 214 363, AKBANK Milas şubesi.