Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Latmos’daki tarihi, kültürel ve doğal mirasın korunması için hazırlanan ve bu alanda toplumda farkındalık yaratmayı amaçlayan Latmos’a rahmet geldi oyunu Milas’ta sahnelendi. Tiyatro oyunu aynı zamanda 30 yıla yakın Herakleia’da yüzey araştırmaları yapan ve Latmos dağındaki mağara içindeki kaya resimlerinin gün ışığına çıkması sağlayan Alman Arkeolog Anneliese Peshlow’a bir vefa olarak da sergilendi.
Oyun çeşitli kareografiler eşliğinde Latmos’da maden uğruna patlatılan dinamitlerin, yarattığı çevre ve tarih tahribatı sanatsal figürler ve canlandırmalarla seyirciye sunuldu. Madenin yaratacağı zararlara karşı direnen bilge kişi tarihin ve doğanın korunması için maden çıkarılmasını durdurmaya çalışırken; “tarih karın doyurmaz, maden karın doyurur,” diyerek vahşi kapitalizmin mantığını ortaya koyan bir patron tiplemesiyle olay kurgusu canlandırıldı.
Oyundaki sanatçılar Latmos kurgusunu şöyle dile getirdiler:
Arkeolog: “Ben Anneliese Peshlow. Kaya resimlerim. Yüz yetmiş dört yavru. Yavrularım. Arasam bulurum Latmos’ta yüzlerce daha. Kayalara sığınmış güzellerim. Yularsız sığırlar, başıboş keçilerle, Latmoslu Fatma Nine. Yani biz mürekkep yalamışların Karya Ninesi. Köylü dostlarım. Keçiler, yılanlar, otlar, ağaçlar. Sizlerle yaşadım 30 yıl. Her kaya resmimde buldum mutluluğu. Ay tanrıçası selene ile Latmoslu Çoban Endymion’un dünya biliyor aşkını. Dinamit sesleriyle bitiyorum ben de Latmos gibi.”
Maestro(Maden Patronu): “Kayayı deliyorsunuz. Kayada dinamit deliği kazıyorsunuz. Kayanın direncini hissedin. Yediğiniz ekmeği hak edin. Ben sizin velinimetinizim. Tamam, oluyor. Dinamitler. Maden. Para para. Para için dünyayı patlatırım. Bomm!“
Maden İşçisi: “Köylüyüz, yanıbaşımız maden. Para gazanırız çokcam. Siz şeherli. Amiran, memur, gravatlı. Kömür, grizu. Feldspat, amansız toz. Altın, siyanür. Köylüyüz biliriz de… Bilmeyiz. Ölürüz de madende… Köyde ölüm çok. Bebeler, gençler, yaşlılar; ölü ölüveriyorlar. Gansermiş diyorlar. Alın yazımız. Gader. Bafa gölünün balıkları zehirli. Maden tozundanmış.”
Kadın Bilge: “İnsan, ormanları, doğal yaşamı yok ederken; yaya kaldırımlara ağaç dikip, tıraş ediyor. Her varlık insan içinmiş. İnsan, üstün ama adil değil. Tabiatta adil var. Rekabet rekabet. Ormanda ağaçlar rüzgârla ışıl ışıl sallanıyor. İnsan, nasıl insan? Öyle manevralar yapayım ki sonunda benim dediğim olsun, her şey benim olsun. Meandros, Latmos. Bu kutsanmış toprak. Ayağa kalkın efendiler.
Erkek Bilge: Meandros. Menderes. Heraklit Heraklit. Akan suya vurulur mu kilit. Otuzüç antik kentli Meandros. Latmos. Bana emanet, sana emanet. Meandros, Tabakhane Çayı, Bafa Gölü, Çine çayı. Pislik. Can çekişen ağaçlar. Tarih, doğa. İnsan evini dinamitler mi? Dozer, dev kepçe. Makinalar. Ve de emanete ihanet. Latmos dayanamaz, direnemez bu hızlı işkenceye. İnsanlık sessiz. Ayılar, domuzlar, yılanlar, kuşlar, tüm mahlûkat panikte. Seikoloos, ağıt yak Latmos’a. Ağıdın yürekleri dağlasın. İsyan ateşi yaksın.”
Aykaryay Tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni Emekli Öğretmen Hüsnü Ertung(79), oyundan sonra şunları söyledi: “Güzel bir gece yaşadık. Milas, Latmos’un kalbi. Herakleia kazısı var. Biz buraya Herakleia kazısına ve Latmos’a vefa için geldik. Bu oyunumuzla Milas’ın kalbi Latmos’u anlatmaya çalıştık. Buradaki seyircimizle bu güzelliği paylaştık. Bu paylaşım, tıpkı suya atılan bir taşın yarattığı dalgalanma gibi dalga dalga yayılacak. Biz buraya ilk ve son gelmedik. Tekrar geleceğiz. Latmos kurtarılmalı. İnsandan, sistemden kurtarılmalı. Doğal haline bırakılmalı. Bu bölge milli park statüsüne kavuşturulmalı. Bu bölgede maden aramalarına son verilmeli, RES’ler kurulmamalı. Burası yaşayan bitkileriyle, hayvanlarıyla, tarihi kaya resimleriyle korunmalı. Burası bir dünya Açıkhava müzesi. Bu kapitalist ilişkilerin yarattığı insan türünden kurtulup, çocuklarımıza yaşanacak bir ortam bırakmalıyız. Benim torunum ve gelecek kuşaklar, ne yaptınız benim için deyip bize öfke duymamalı. Bu salonu bize tahsisettiği için ayrıca Milas Belediye Başkanına da teşekkür ediyorum.”