Bugun...



Milas'ın Çevre Sorunları ve Vahşi Madenciliğin Neden Olduğu Tahribat, Üç Fidan Parkında Konuşuldu

Son yıllarda madencilik faaliyetleriyle Milas'ın doğal yapısında büyük tahribatlar yapıldı. Ormanlar kesildi, yangınlarla önemli miktarlarda ormanlık alan yandı. Yüzde 68'den yüzde 60'a düşen orman yüzölçümündeki azalma kuraklığa neden oldu. Milas ve Muğla orman tahribatının yarattığı kuraklığı yaşıyor şimdi. Milas'ın karşı karşıya olduğu bu sorun ÜÇFİDAN APLENGEÇ parkında temsili anlamda geniş bir katılımla dile getirildi, soruna dikkat çekildi.

facebook-paylas
Güncelleme: 10-11-2024 23:12:11 Tarih: 10-11-2024 23:00

Milas'ın Çevre Sorunları ve Vahşi Madenciliğin Neden Olduğu Tahribat, Üç Fidan Parkında Konuşuldu

Milas için hayati anlamda olan bu sorun ilk defa üst düzeyde ve geniş katılımla ele alındı.Forumun sunumları; Hüdaverdi Günay tarafından yapıldı.

Katılımcılar ve Konuşmacılar:

✓Milas 78'liler üyesi Nevzat Çağlar Tüfekçi

✓Güllük Körfezi Koruma Platformu Sözcüsü Gönül Turhan

✓MUÇEP Milas üyesi Fikret Çoban

✓İasos Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Murat Kemal Gündüz

✓Muğla Mali Müşavirler Odası eski Başkanı Servet Evran

✓Mandalya Çevre Platformu üyesi Mehmet Binli

✓DEM Parti ilçe Eşbaşkanı Sedat Polat

✓Sol Parti Milas İlçe Başkanı Hüseyin Yorulmaz

✓TİP Muğla İl Yönetim Kurulu Üyesi Neşe Tuncer

✓Eğitim Sen Milas Temsilciliği

KONUŞMALAR

MİLAS 78'LİLER ÜYESİ NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ:

Muğla ilinin ormanlık alanı %68 iken, madencilikten dolayı kesilen ormanlar ve yangınlar sonucu bu oran %60’a düşmüştür. Yani %8’lik bir kaybımız var ormanlardan. Milas’ta 2022 yılı sonu itibarıyla 44 maden firması faaliyet göstermektedir. Onlarcası da ÇED engelini aşmak için sırada beklemektedir. Milaslılar olarak doğamıza, ormanlarımıza, zeytinlerimize, ağaçlarımıza, toprağımıza ve su kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız.

Milas ve Muğla en kurak yılını yaşıyor. Nedeni ise; ormanlık alanların %8 oranında azalmasıdır. Eskiden yağışı en bol il, Muğla’ydı. Ormanlar, yağmur getiren en önemli bitki örtüsüdür. Şimdi yağmur yağsın diye, köylerde yağmur dualarına çıkılıyor. Oysa maden uğruna ormanlarımız feda edilmeseydi, şimdi buna ihtiyaç kalmayacaktı. Susuzluk en çok zeytinlerimizi etkiledi. Milas’ı gelecekte bekleyen en büyük tehlike; kuraklık, susuzluk ve çöl iklimidir.

Gelecek kuşaklara böyle bir Milas’ı miras bırakmamalıyız. Bugün bizlere düşen en önemli görev; doğamıza, suyumuza, topraklarımıza sahip çıkmak; üretimde kural ve sınır tanımayan vahşi madencilere karşı durmaktır. Bir Kızılderili atasözü şöyle der: “Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı; çocuklarımızdan ödünç aldık.”

GÜLLÜK KÖRFEZİ KORUMA PLATFORMU ÜYESİ GÖNÜL TURHAN:

Güllük Körfezi ülkenin, şehrin ve ilçenin güzel bir parçasını oluşturmaktadır. Körfezde yer alan iki değerli lagün Bargilia (Tuzla) ve Dalyan, bölgenin hayvan (fauna) ve bitki (flora) çeşitliliğine ev sahipliği yapmaktadır. Deniz akıntısı Bodrum yönünden Güllük yönüne doğu kıyısı, Dalyan’dan da tekrar batı kıyısından Bodrum yönüne doğru sirkülasyon yapmaktadır ve sirkülasyon deniz fauna ve florası için son derece önemlidir.

Körfezin var olan kirlilikten arındırılması ve olabilecek kirliliklere ilişkin önlemler alınması için yapılacak olası çalışmalar şunlar olabilir:

1. Acilen Sarıçay ve Hamzabey derelerine zararlı katı ve sıvı atık döken işletmelerin belirlenerek uyarılması,

2. Sarıçay, Hamzabey, Mazı ve Kemikler derelerinin Dalyan’a ve Tuzla’ya dökülmeden önce arıtılması, 

3. Dalyan’a çeşitli kimyasal ve organik atıklarını döken balık işletmeleri, balık yemi işletmeleri, balık ağı yıkama işletmeleri vb. uyarılarak ortak arıtma tesisleri yapmaları,

4. Dalyan’da toprak havuz balık yetiştiricilerinin yer altı sularını çekmelerinin önlenmesi ve çökertme havuzlarının yönetmeliklere uygun hale getirilmesi,

5. Dalyan’da biriken ve artık metan gazı üreten dip çamurunun canlılara zarar vermeyecek şekilde temizliğinin yapılması,

6. Limanda açık yükleme yapmanın önüne geçilmesi, açık maden taşımacılığının önlenmesi; asıl önemlisi limanın şimdiki yerinden açık denizlere doğru taşınması, 

7. Limanın genişletilmesi projesinin iptal edilmesi,

8. Güllük Merkeze ve diğer yerlere yapılacak yat liman projelerinin iptal edilmesi,

9. Evsel atıklar için çok daha büyük ve yeterli düzeyde bir arıtım işletmesinin yapılması,

10. Yeni inşaat ve yerleşim izinlerinin bağımsız bir bilim kurulunca verilmesi,

11. Belediyenin asli görevi iken özel şirkete verilen Güllük su ve atık işlerinin bir an önce Belediyeye tarafından üstlenilmesi (bunun için yapılan sözleşmede uygun maddeler vardır), Ağaoğlu vs gibi rant amaçlı çeteleşmiş şirketlere ruhsatlandırmaların bir an önce sonlandırılması,

12. Başta Feldsbat gibi çevreye ve sağlığa zararlı kimyasalların taşınması ve depolanması sırasında gerekli yasal önlemlerin alınması ve bu konudaki ihmallerin takip edilerek gerekli cezalandırmaların yapılması gerekiyor.

MUÇEP MİLAS ÜYESİ FİKRET ÇOBAN:

Şirketlerin egemenliği altında yaşıyoruz. Vahşi sömürü altındayız. Ekonomik yıkımı, ekolojik tahribatı ve sosyal alanın bozulmasının başlıca sebebi her şeyin sermaye kuruluşlarının isteği doğrultusunda olmasındandır. Buna sınır koyamazsak, denetim getiremezsek Yakında Milas ve çevresinde doğa diye bir şey kalmayacak. Dağlarımız delik deşik, derisi yüzülmüş ceset gibi ortada duruyor.

Bu sermaye şirketleri doymak bilmez bu kadar da olmaz burada duralım biz de bu doğada yaşıyoruz demezler. Onlar için hayat ve dünya kendilerinden ibarettir. Doğamıza, ormanınıza, suyumuza, kıyılarımıza yönelik bu saldırının önünü ancak birlikte hem hukuki yoldan hem de demokratik kitle tepkimizi göstererek alabiliriz. İnsan olarak, duyarlı yurttaşlar olarak çocuklarımızın ve canlı hayatın geleceği için doğadan ve ortak yaşamdan yana taraf olmak zorundayız.

MUĞLA MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ESKİ BAŞKANI SERVET EVRAN:

Acilen enerji yönetim planlarımızda ve politika metinlerimizde, sıfır karbon hedefleriyle uyumlu değişikliklere gitmemiz gerekmektedir. Bunu yapmak için ilk etapta kurulu gücümüzün getirdiği potansiyeli tam olarak kullanarak yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güçteki payını, üretimde de yüzde 50’nin üzerine çıkarmalıyız. Temiz enerji üretimiyle birlikte bireysel kullanımını da destekleyecek teşvik mekanizmalarını harekete geçirmeliyiz. AB ve çeşitli uluslararası finans kuruluşları yeşil enerjiye yönelik yatırımlara çok uygun koşullarda finansman sağlamaktadır. Bu finansmanın çatı üstü bireysel yatırımları kolaylaştıracak şekilde kullandırılmasının önünü açmalıyız.

Ancak sırf temiz enerji olacak diye şirketlerin büyük hacimli güneş enerjisi yatırımlarını verimli tarım arazileri üzerinde yapmaları önlenmelidir. Yine acil olarak Türkiye’nin kömüre dayalı elektrik enerjisi üretimini kademeli olarak azaltma planını ortaya koyarak radikal bir şekilde bunu hayata geçirmesi gerekmektedir. Tartışmalara konu olan Yatağan ve Kemerköy Termik Santrallerinin bulunduğu bölgede, doğa ve insan tahribatı geri dönülemez bir noktaya gelmeden sağduyulu şekilde bir eylem planı ortaya konmalıdır. Yani burada işletmeci şirketin kazanacağı para için ülkemizin cennet köşelerinden birisinin geleceği feda edilmemelidir.

DEM PARTİ İLÇE EŞBAŞKANI SEDAT POLAT:

Hukuk dışı yapılan irade gaspı ayaklar altına alınarak Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyım atamalarını kınayarak sözlerime başlıyorum. DEM Parti olarak bizim için demokrasi, özgürlük, eşitlik ve insan hakları ne kadar önemliyse ekolojik kıyım olarak doğa ve çevre katliamlarına karşı durmak ta o kadar önemlidir. Başta Muğla olmak üzere Milas ve çevresi maden arama amacıyla büyük bir tehlike altındadır. Bu amaçla Milas ve doğası hızlı bir şekilde tüketilmek istenmektedir. Bunun acısını kuraklık, susuzluk, gıdasızlık ve ormansızdık olarak yaşayacağız.

Tahrip edilen doğa binlerce yılda eski haline gelebiliyor. Başta Milas halkı olmak üzere herkesi bu kıyıma engel olmaya çağırıyoruz. Doğa katliamı sadece Batıda yaşanmıyor. Cudi’den tutun Akbelen ve Kaz Dağlarından, Karadeniz yaylalarına kadar sermayenin bu acı talanı ve kapitalist sömürüsü Beşli Çete ile devam etmektedir. Milas 78’lilerin bu eylem ve etkinliğini benimsiyor, önemsiyor ve destekliyoruz. Hep birlikte doğa katliamına karşı mücadelemizi yükseltelim.

SOL PARTİ MİLAS İLÇE BAŞKANI HÜSEYİN YORULMAZ:

Milas’ın bugün itibariyle önünde yaşayan en büyük tehlike, geri döndürülemez doğa tahribatı, havanın, suyun, toprağın kirletilmesi ve talanıdır.  AKP-MHP iktidarının uyguladığı ekonomi politikaları nedeniyle, köylerdeki tarım ve hayvancılık büyük darbe almış, köylüler üretimden uzaklaşmıştır. Zeytin ve zeytinyağı üretimi iktidar tarafından bilinçli olarak önemsizleştirilmekte, geçim kaynağı olmaktan çıkarılmaya çalışılmaktadır. Orman ürünleri ve arıcılık, maalesef Milas’ta bitmiştir. Dünyaca ünlü Milas çam balı maden şirketlerine kurban edilmiştir.

Köylülerimiz, yaşam şartlarının zorluğu nedeniyle şehre göç etmekte ve asgari ücrete mahkûm olmaktadır. Bu arada işlenmeyen tarlalarını da maden şirketlerine satmak zorunda kalmaktadır. Tarlalarını, bahçelerini satmak istemeyen köylülere ise iktidar destekli şirketler tarafından baskı kurulmakta, tarlalarını, zeytinliklerini satmaya zorlanmaktadır. Orman kıyımları ve doğa talanı nedeniyle, geçmişte Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgelerinden olan Muğla ve Milas’a 6-7 aydır yağmur yağmamaktadır. Yeraltı suları ve barajlarımızda neredeyse su kalmamıştır. Kalan su stokunun da çoğu, termik santrallere kullandırılmaktadır.

Değerli arkadaşlar, Milas’taki her türlü talana, vahşi madenciliğe “DUR!” demek zorundayız. Bunun önüne geçmek için örgütlü bir biçimde hep birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yoktur. Bu bağlamda bugün yaptığımız bu forum son derece değerlidir. Bu forumun, halkımızın bilinçli ve örgütlü mücadelesinin etkin bir şekilde yürütülmesinde önemli bir mihenk taşı olmasını umuyorum.

TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ MUĞLA İL YÖNETİM KURULU ÜYESİ NEŞE TUNCER:

Her birey, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Bu hak, Anayasa'nın 56. maddesi gibi ulusal yasalarla güvence altına alınmıştır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de yer almaktadır. Bölgede madencilik faaliyetleri ve bunun sonucunda ormanların tahribi nedeniyle halk sağlığımız tehlikededir. Bölgedeki termik santrallerin yaydığı partikül madde, ağır metaller ve gazlar hava kalitesini olumsuz etkiliyor ve erken ölümlere yol açıyor. Yaşam hakkımız ihlal ediliyor. Su kaynaklarımız kirleniyor, içme suyu ve tarımsal üretim üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor. Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız gaspediliyor.

Muğla ilinin %60’ı maden sahası olarak ruhsatlandırılmıştır. Milas ve çevresindeki linyit, feldspat, mermer, taş ocakları gibi madencilik faaliyetlerinin kontrolsüz bir şekilde ve yalan/eksik ÇED süreçleriyle hayata geçirilmesi yaşam alanlarının tahribine ve tarım arazilerinin kullanılamaz hale gelmesine yol açmıştır. Yerel halkın geçim kaynakları risk altındadır. Özellikle kadınlar tarımsal faaliyetlerdeki kayıplar nedeniyle aile içindeki konumlarını kaybetmektedir. Bu da yine temel insan haklarından olan yaşam hakkı geçim hakkı ve mülkiyet haklarının gaspıdır.

Su hakkı: Su hakkı, bir bireyin ya da topluluğun suya erişim hakkıdır ve yaşam, sağlık, çevre ve sosyal adalet gibi temel insani haklarla ilişkilendirilir. Su hakkı, temiz içme suyu ve yeterli miktarda suya ulaşım hakkını içerir. Güllük mahallemizde en temel insan haklarından olan su hakkı ihlal edilmektedir. Güllük halkı 1 ton suya muadili yerleşim birimlerinden 6,5 kat daha fazla ödemektedir, bu suyu ne içebilmekte ne de yemek yapmakta, çay demlemekte kullanabilmektedir. Şişelenmiş su satın almaya devam ettiğimiz sürece, hepimizin su hakkı gasp ediliyor, en temel ihtiyacımız birileri tarafından kazanç kapısı yapılıyor. Şişelenmiş su satın almaya mecbur bırakılmamalıyız. Su ticaret konusu olmamalı!

EĞİTİM-SEN ÜYESİ HÜDAVERDİ GÜNAY:

Forumun sunumunu yapan Milas 78’liler ve Eğitim Sen üyesi Hüdaverdi Günay, İkizköy Çevre Komitesinin gönderdiği bir mesajı okudu. Mesajda, Kazdağlarında Cengiz Holdingin maden için bir milyon ağacı kesme girişimine karşı başlatılan eyleme destek için gittikleri ve Milas’taki forumda bulunamayacakları için üzgün oldukları belirtiliyordu. Günay daha sonra Latmos’taki doğa ve tarih tahribatını dile getirekek Akbelen direşiyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Akbelen’i 5 yıldır koruduğumuz, nöbet tuttuğumuz için, her geçen gün üstümüze soruşturmalar ve davalar açılıyor.

Ormanı işgal ve ormandan faydalanma suçlamalarıyla yargılanıyoruz. Şimdi de bir tek ağacımız kesilmesin, yakılmasın, yok olmasın istedik; nöbet tuttuk, her şeyimizi, varımızı yoğunuzu ortaya koyduk. Vicdansızlık ve kötülük çok büyük. Ormanı işgal edenler, kesip yok edenler bellidir. Bunlar bizlerin mücadeleyi bitirmek ve vazgeçirtmek için yapılıyor. Ormanımızı, köyümüzü, insanca onurlu yaşam mücadelemizdir. Asla yolumuzdan dönmeyeceğiz. Bu memleket bizim. Bizler kim miyiz? Havasına, suyuna, toprağına, köyüne, vatanına sahip çıkan yurtseverleriz! Yaşasın Akbelen, yaşasın köylerimiz, yaşasın mücadelemiz.’

MANDALYA ÇEVRE PLATFORMU ÜYESİ MEHMET BİNLİ:

Platform üyesi Binli, çevre duyarlılığı yaratmak için bu tür toplantıların önemli olduğunu belirterek, bu toplantıların her ay değişik yerlerde yapılması gerektiğini söyledi.

İASOS ÇEVRE VE KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA DERNEĞİ BAŞKANI MURAT KEMAL GÜNDÜZ:

Dernek başkanı Gündüz, Güllük körfezinde ikinci yükleme boşaltma limanının yapılmaması için mücadele ettiklerini, dernek olarak gerek idari mahkemede gerekse Danıştay’da dava açtıklarını ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru haklarını kullandıklarını söyledi. Gündüz, körfez için yargısal süreçte mücadele ederken birtakım engellemelerle Karslılaştıklarını belirterek, Güllük körfezinin temiz kalması ve kamu yararına kullanılması için mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.

KARDOK BAŞKANI AHMET TATAR’IN MESAJI:

Sevgili dostlar, Kazdağları doğa mücadelesi dayanışmasına katıldığımız için sizlerin arasında olamadık... Doğamıza, Yaşam Alanlarımıza, Doğal Yaşama, Havamıza, Suyumuza, Toprağımıza Sahip Çıkmak ve Bu Uğurda Mücadele Etmek Bir İnsanlık Görevidir. Tüm Dayanışmacı ve Devrimci Duygularımızla… Yaşasın Bu Uğurda Verdiğimiz Mücadele. Dayanışma Yaşatır...

 

 

 




Bu haber 1168 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ÇEVRE Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI