İnsanlar, biyolojik yapıları ve bu yapı üzerine inşa ettikleri kültürel ve kişisel gelişimleri doğrultusunda genel olarak üç ana grupta incelenebilir.
Biyolojik İnsan: Doğuştan gelen biyolojik dürtüleri ön planda tutan, bu dürtülerin yönlendirdiği davranışlarla hareket eden insan tipidir. İnsanileşme çabası göstermez, daha çok içgüdüsel davranışlara yönelir. Bu tür kişileri, trafikte kırmızı ışıkta geçerken, çöplerini yerlere atarken, piknik alanlarını kirletirken veya haksız olduğu halde kendi fikirlerini savunurken sıkça görürüz. Toplumun büyük bir bölümünü oluştururlar.
Kültürel İnsan: Biyolojik yapısına, eğitim ve deneyim yoluyla kazandığı bilgi ve becerileri ekleyen insandır. Üniversite eğitimi almış veya çeşitli alanlarda bilgi edinmiş olabilir. Ancak bu bilgi birikimi, insanileşme yolunda bir çaba göstermediği sürece, temelde biyolojik dürtülerini daha etkin bir şekilde kullanmasına hizmet eder. Bu grup, genellikle bireysel çıkarlarını toplumsal çıkarların önüne koyma eğiliminde olabilir. Halk arasında bu tür kişiler için "okumuş cahil" veya "okumuş ama adam olmamış" gibi ifadeler kullanılır. Bu tarz kişileri daha çok maddi çıkar ve güç peşinde koşarken - özellikle siyaset alanında - görebiliriz. Sayıları oldukça fazladır.
Evrensel İnsan: Eğitimle biyolojik yapısının ötesine geçerek, bilinçli bir şekilde kendini geliştiren, ahlaki değerlere önem veren ve insanlığa hizmet etmeyi amaçlayan insandır. Biyolojik ve psikolojik dürtülerini kontrol altına alarak, gerçek anlamda insan olmanın sorumluluğunu üstlenir. Bu grup, insanlığa büyük faydalar sağlayan, örnek alınacak bireylerden oluşur. Bu tür kişilerin sayısı ise çok azdır.
Özetle, insanlar, biyolojik yapıları ve bu yapı üzerine inşa ettikleri kültürel ve kişisel gelişimleri doğrultusunda farklılık gösterirler. Biyolojik insan, biyolojik dürtülerine göre hareket ederken; kültürel insan, bu dürtülere bilgi ve beceriyle destek verir. Evrensel insan ise, hem biyolojik hem de kültürel gelişimini birleştirerek, insanlık için olumlu bir etki yaratmayı hedefler.