İki kadından biri, Dilan Polat, eşi Engin Polat ile birlikte aylar önce kara para aklamaktan tutuklanmıştı. Güzellik salonları işleten, sosyal medya fenomeni olarak binlerce takipçisi bulunan Dilan Polat, televizyon kanallarında kahvesine altın yaprak koyduğu, saçlarını bigudi yerine dolarlarla sardığı, dolarlardan oluşan kolyeleri doladığı, lüks arabalara sahip olduğu, şımarık görüntülerini hepiniz görmüşsünüzdür. Güzellik salonu işletme maskesi arkasında kara para aklayan, şatafat içinde yaşayan, gençlere kötü örnek olan böyle kişiler birer birer gözaltına alındılar ve tutuklandılar.
Hakkında 40 yıl ceza istenen Dilan Polat, 10 ay yattıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Haksız yere sahip olduğu zenginliği yanına kâr kaldı. Ayrıca görgüsüz ve şımarık hareketleri hafızalarda yer aldı.
Bu tür kişiler toplumu zehirliyor. Bazı gençler, 'okuyup sürüneceğime yasadışı yollardan zengin olur, lüks içinde yaşarım' diye düşünmeye başlamış durumda.
Dürüstlük, doğruluk, helâl kazanç, ahlak, erdem ve onur tekrar toplumun genetik kodlarına işlenmelidir. Aksi taktirde o toplum çürümeye başlar ve çözülür.
Ahlâksızlık, yalancılık, haksız kazanç, sahtekarlık, onursuzluk toplumun yeni değerleri olursa o toplum yok olmaya mahkumdur.
İki kadından bir diğeri de İzmir'de, sokak röportajında söylediği sözler nedeniyle tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu.
Anayasa'nın 26.Maddesi'ne göre;
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret ve haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.(1)
Düşüncelerini beğeniriz ya da beğenmeyiz; herkes istediği gibi düşünme ve bunu ifade etme hürriyetine sahiptir.
İki kadından biri, 40 yıl hapsi isteniyor ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. Diğeri ise söylediği sözler nedeniyle tutuklanıyor ve hakkında acilen iddianame hazırlanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucu lideri, Türk tarihine adını altın harflerle yazdıran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret eden kişilerin sözlerini düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendiren mahkeme, 3 Eylül'deki duruşmada Dilruba Kayserilioğlu ile kararını verirken Anayasa'nın 26. Maddesi'ni esas almalıdır.
İki kadının konu olduğu davaların adalet terazinin dengesini bozmayacak şekilde sonuçlanması ve düşünce özgürlüğünün suç olmaması umuduyla.
Kaynak:
(1) - mevzuat.gov.tr
T.C Anayasası- Mevzuat Bilgi Sistemi