Bugun...


NİLSU ACAR

facebook-paylas
Biyoçeşitliliği Kıt Olan Hollanda, Bu Tarımsal Gücüne Nasıl Ulaştı?
Tarih: 09-05-2023 11:53:00 Güncelleme: 09-05-2023 11:56:00


Biyoçeşitliliğin Avrupa'da en az olduğu ülke konumundaki Hollanda nasıl oldu da kıt kaynak ve zor şartlara rağmen tarımda böyle bir ekonomik güce kapasiteye ulaştı?

Hollanda dünyanın en büyük ilk 3 tarım ihracatçısı konumunda. Bunun adına ister eğitim, ister özveri, isterseniz de planlı bir tarım politikası deyin. Sonuç itibariyle bu başarı şans eseri yakalanmamış. İşin içinde teknoloji de var, kooperatifleşme de, Ar-Ge de var, pazarlama stratejileri de. Ama hepsinden de önemlisi uzun vadeli sürdürülebilir tarım politikaları..

Hollanda topraklarının yarısı deniz seviyesinin en az bir metre altında bulunuyor. Ülkenin neredeyse yüzde 60’ı suyla mücadele sonucu kazanılan topraklardan oluşuyor. Yani deniz seviyesinin altında kalan toprakların doldurulması ile elde ediliyor. O yüzden toprak çok kıymetli ve herkes bunun farkında.

Hollanda’da da tarım yapan nüfus azalıyor ama buna rağmen tarıma ayrılan alanların büyüklüğü aynı kalıyor. Bu yüzden çalışmaya devam eden çiftlikler tarım alanlarını giderek büyütüyor. Türkiye’de ise hem çiftçi sayısı hem de ekilebilir tarım arazisi azalıyor.

Hollanda’da da küçük işletmeler rekabetle ilgili de sorunlar yaşıyor. Bu noktada tarım işletmelerinin yaşaması açısından çiftçiler devlet tarafından farklı yollarla destekleniyor. Devlet ve üreticiler her yıl ne kadar alanda ne kadar ürün ekileceği konusunda planlı ve programlı bir çalışma yürütüyor. Yılbaşında devlete üreteceğiniz ürün için ne kadar alan ayıracağınızı bildirmeniz gerekiyor. Buna göre de alacağınız yardımlar hesaplanıyor. Bu yardımları kurallara uyduğunuz sürece alabiliyorsunuz.

Hollanda’nın başarısı doğru destekleme politikaları ile yön verilen üretim pazarlama ve dağıtım ağı sisteminin birlikte işleyişinden geliyor. Ancak bu sistemin en önemli ayaklarından biri de eğitim ve Ar-Ge çalışmalarının temelinin atıldığı üniversiteler.

Hollanda’da üniversitelerin tarımda odaklandığı ana konuların başında gıda üretimi gıda tüketim artışı yaşam alanı gıda sağlığı ve geçim var.

Üniversitelerin gıda üretimi konusunda asıl odak noktası az girdi ile iki katı ürün alarak verimi artırmak. Buna 24’üncü Yüzyıl tarımı deniyor.

Üniversitelerde araştırma amacıyla oluşturulan tarla ve seralar tarımdaki yeni gelişmeler hakkında bilgi almak isteyen bütün üreticilere açık.

 Üniversitelerdeki araştırmalar üretici-devlet-özel sektör ortaklığı ile destekleniyor. Hollandalılar bu işbirliğine Başarıyı sağlayan altın üçgen adını veriyor.

Başarının ana unsuru Bir şey üzerine odaklanıp beraber çalışmak olarak tanımlanıyor. Bu da sektörü daha güçlü ve ekonomik açıdan daha mücadele edilebilir hale getiriyor.

Sınırlı ekim alanları yüzünden Hollandalılar en az alandan en yüksek verimi sağlamak adına Ar-Ge çalışmalarına yönelmiş durumda. Yeni araştırmalar seralarda enerji ve su verimliliği üzerine yoğunlaşıyor. Çünkü çiftçilerin seralarında gaz enerji ve su kullanımında doğa ile ilişkilerini de göz önüne almaları bekleniyor.
Doğa dostu üretim yapan seralar çevre sertifikaları ve vergi avantajları ile destekleniyor. Yeni açılan tüm seralar çevreye duyarlı olduğunu gösteren yeşil etiket sertifikasına sahip. Bu sertifikalar seralarda kimyasal ürünler kullanmayarak enerji kullanımında duyarlı olmak şartıyla elde edilebiliyor.

Hollanda sınırlı topraklarının farkında ve bu yüzden çevreye duyarlı sürdürülebilir bir tarım politikası izliyor. Tek olmak yerine birlikte hareket etmeyi benimsiyor. Ve daha da önemlisi Hollanda artık sadece tarımsal ürünlerini değil bu alanda elde ettiği tecrübeyi ve teknolojik gücü de ihraç ediyor.

Türkiye ve Hollanda arasında küçük bir kıyas tablosu oluşturacak olduğumuzda göze ilk bu detaylar çarpıyor;

-> Hollanda 7 yıllık tarım bütçesi yapıyor. Hollandalı çiftçi 7 yıl boyunca hangi ürüne ne kadar destek alacağını biliyor. Çiftçi her aşamada denetleniyor ve her yıl üretimi kalite olarak puanlandırılıyor.
-- Türkiye’de uzun ve istikrarlı tarım politikaları yapılmıyor. Tarıma destek veriliyor ama sonuçları takip edilmiyor. Bütçeye konulan para adeta dağıtılıyor desteğin sonucuna bakılmıyor. 
-> Hollanda domates yerine ileri teknoloji isteyen domates tohumunu üretiyor. 
--Hollanda’dan kilo hatta gram ile domates tohumu alan Türkiye büyük emek ve maliyetlerle ürettiği domatesi tırlarla ihraç ediyor fakat Hollanda kadar kazanamıyor.
-> Hollanda kooperatifleşmeye önem veriyor. Ar-Ge, pazarlama, uzun ve sürdürülebilir bir tarım politikası uyguluyor.
--Türkiye’de tarımı destekleyip ekonomiye katkısını artıracak politikalar üretilirken ne bir kooperatifin ne de uzmanların görüşü alınıyor. Genelde ithalata dayalı tarım politikaları benimseniyor. Üreticileri ve artan gıda fiyatlarını ithalatla terbiye etme yoluna gidiliyor. Et fiyatı artınca et buğday fiyatı artınca buğday pirinç fiyatı artınca pirinç ithal ediliyor. 
-> Hollanda’nın tarım alanında ilerlemesinin en önemli nedenlerinden birisi uzmanlaşma. Seralar ve üreticiler çoğunlukla tek bir ürün üzerine uzmanlaşıyor. 
--Türkiye’de ise bir önceki yıl hangi ürün para ettiyse o ürünün planlaması yapılmadan kara düzen ekimi yapılıyor.
-> Hollanda’da tarımda kooperatifleşme çok önemli. Çiftçinin ne yetiştireceğine kooperatif karar veriyor. Kooperatifteki yönetici ve mühendisler çiftçiyle ekeceği ürünün getiri hesabını yaparak doğru ürünü belirliyorlar. Ekim yapılacak ürünler onaylandıktan sonra ekim için plan ve program yapılıyor ve ona göre çalışma başlatılıyor. Çiftçiler üretimin her aşamasına uzman kooperatif yetkilileri ile iş birliği içerisinde karar veriyor. Hasat zamanı da personel desteği sağlanıyor ve hasat yapılıyor.
--Türkiye’de tarımsal kooperatifler sayı bakımından yeterli olsa da etkinlikleri ve verimlilikleri istenilen düzeyde değil.

Türkiye ile Hollanda tarımını kıyaslandığında bilim ve teknolojinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Ancak hemen belirtelim ki uzun vadeli tarım politikaları da bu gelişmişlikte önemli. Bu açıdan incelendiğinde Türkiye’nin gerçek anlamda tarımsal gücünü kullanabilmesi için kalıcı ve Türk çiftçisini destekleyici argümanlara ihtiyaç var.

Popülist politikalarla yapılmak istenen destekler ne yazık ki kaynak israfından öteye gitmiyor. Zaten kıt olan kaynakların bu şekilde heba edilmesi de Türkiye için önemli bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

Türk tarımı zaman geçirmeden bilim ve teknolojiyi tarım yapılan en uç noktalara kadar ulaştırmalıdır. Sadece teknik ekipman sayısını artırarak bir yere ulaşmak mümkün değildir. Tarım bugün sadece teknik ekipmanla değil verimlilik ve kaliteyle ölçülüyor.



Bu yazı 1933 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI