SÖYLEŞİ: İSMAİL SELİM

Sol Parti Datça İlçe Örgütü Başkanı olmasının yanı sıra Datça ile ilgili haberler yapan ve yazılar yazan Mehmet Erdal parti üyesi arkadaşı Ayşe Durmaz ile birlikte Sol Parti tarafından 31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimde Datça Belediye Meclisi üyeliği için aday gösterildi.

 DIŞARIDAN DENETİM BİR YERE KADAR

Bildiğimiz kadarıyla sen her ay başında yapılan Datça Belediye Meclisi Olağan Toplantılarına katılıyor, izliyor ve bazen bu toplantılarda görüşülen konular bazen de doğrudan Datça Belediyesi ile ilgili haberler yapıyordun; nitekim biz bu çerçevede yaptığın pek çok haberi yayınladık. Buna rağmen şimdi neden “Datça Belediye Meclisi'nde Sol Parti Gözünüz, Kulağınız, Sesiniz Olsun” diyerek aday olma gereği duydunuz?

“Haklısın. Ben 2019 Yerel Seçimi sonrası oluşan meclisin toplantılarına bazı istisnalar dışında 5 yıl boyunca izleyici/gazeteci olarak katıldım; benim dışımda Datça ADD Başkanı, Hacıbektaş Anadolu Kültür Vakfı Cemevi Datça Şubesi Başkanı ve Datça Haber'den Sebiha Arslan da düzenli olarak toplantılara katılıp izlediler.

Ben önceleri ki bu 2 yıl sürdü, toplantıların bir nevi gayri resmi tutanaklarını yazıp yayınlıyordum. Sonrasında bu çok yorucu yöntemin yerine toplantılarda konuşulan ama Datçalıların mutlaka bilmesi gerektiğini düşündüğüm konuları haber yapıp yayınlamaya başladım. Meclis toplantıları İnternet üzerinden canlı olarak yayınlansa da kimse saatler boyu oturup bu toplantıları baştan sona izlemediği için Datçalılar Datça Belediye Meclisi'nde konuşulan pek çok konudan benim haberlerimi okuyarak haberdar oldular ya da ayrıntılı olarak bilgilendiler. Örneğin, yeni pazar yerinin kime yaptırılarak özelleştirilmesinin düşünüldüğü, Cumalı Muhtarlığına ait iken Büyükşehir Yasası nedeniyle Datça Belediyesi mülküne geçen Çeşmeköy'deki 'Eski fırının’ satışa çıkarıldığını, pandemi döneminde pazar yerinde uygulanan tek-çift numara uygulamasını, 'kırsal mahalle' tartışmalarını, Kargı Koyu'nda 128.000 m2 yerin özelleştirilerek satışı kararına ilişkin tartışmaları, Datça Belediyesi tarafından satışı yapılan toplam 42 parseli... Bunlar gibi daha pek çok konuya ilişkin yaptığım haber var.

2019-2024 yılları arasında katıldığım meclis toplantıları sonrasında vardığım nokta şudur: Dışarıdan denetim yetersizdir. Çünkü dışarıdan birisi bırakın belediyede olup biten her şeyi, katılıp izlediği belediye meclisinde konuşulan konuları bile ayrıntılı olarak bilemiyor, her şeyi duyamıyor. Datçalıların sorunları mecliste yeterince gündeme alınıp konuşulmuyor, tartışılmıyor ve çözümler üretilmeye çalışılmıyor. Dışarıdan yapılan gözlemle kurulan cümleler yeterli olmuyor. Bu kadar net!”

 BELEDİYE MECLİSİ YEREL PARLAMENTO'DUR

Yani, belediye meclisinin ve belediyenin faaliyetlerinin daha iyi denetlenebilmesi, Datçalıların sesinin belediye yönetimi tarafından duyulabilmesi için belediye meclisine girmek mi gerekiyor?

“Evet. Kesinlikle. Bakın bir-iki örnek vereyim: Anımsarsanız, Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin başvurusu sonucu verilen bir mahkeme kararına karşın Datça Karaincir'de inşaatı devam eden 40 civarındaki kaçak yapı ile ilgili birisi Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar'ın, diğeri de 'Bir Karaincir Sakininin’ ağzından iki haber yapmıştım. Benim dışımda ama benden çok daha önce gazeteci arkadaşımız Sedat Kaya bu olay ile ilgili sayısız paylaşımlar ve ulusal basına da yansıyan haberler yaptı.

Biz gazetecilerin ve Datçalıların Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin mahkemeye başvurup iptal kararı çıkartmasından sonra 2023 yılı içerisinde haberdar olduğu bu kaçak inşaatların başlamasına neden olan imar plan değişikliği gerçekte Datça Belediyesi tarafından 2019 yılı Aralık ayında gündeme getiriliyor. Plan değişikliği bir firmaya veriliyor. Plan bu firma tarafından hazırlandıktan sonra da 2021 yılı içerisinde onay için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na gönderiliyor.

İşin ilginç yanı şu, Datça Belediye Başkanı Abdullah Gürsel Uçar'ın ifadesine göre Karaincir Tatil Sitesi'nde var olan 570 civarında (kesin rakamın 588 olduğu söyleniyor) konutu ilgilendiren bu plan değişikliğinden Karaincir sakinlerinin hiçbirisinin haberi yok; ikinci habere konu olan Karaincir sakininin söylemine göre onlar kendilerini ilgilendiren bu plan değişikliğini tamamen tesadüfi olarak 2021 yılı içerisinde öğreniyorlar ve öğrenir öğrenmez de Datça Belediyesi'nin kapısını çalıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz, Datça Belediyesi Karaincir'de yıllar önce yapılmış 570 civarında konut ile ilgili olarak 'iyileştirme ya da yıkıp yeniden yapabilmeye' olanak tanıyan bir plan değişikliği yapıyor ama bu plan değişikliğinden o konut sahiplerinin haberi yok. Hiç şüphesiz bu plan değişikliğinden Datça Belediye Meclis üyelerinin hepsinin ya da imar komisyonu üyelerinin haberi vardı. Hadi belediye başkanı bu plan değişikliğinden Karaincir Sitesi sakinlerini bilgilendirme gereği duymadı, iyi de Datça Belediye Meclisi'nde bulunan CHP, AKP ve MHP Belediye Meclis Üyelerinden bir teki bile çıkıp neden 'Başkanım, bu plan değişikliği Karaincirlileri ilgilendiriyor. Onların haberi olmadan, düşünceleri sorulmadan, görüşleri alınmadan bu plan değişikliğinin yaptırılması ve onay için bakanlığa gönderilmesi çok yanlış olur.' demedi? Eğer o süreçte bir tek meclis üyesi çıkıp bu konuda 'doğrucu Davut' olsaydı, belediye başkanını uyarsaydı, belediyeyi olması gerekeni yapmaya yöneltmeyi başarabilseydi ya da olayı kamuoyuna duyurabilseydi bugün bu konuyu tartışıyor ve birbirimizi eleştirip duruyor olmayacaktık.

Bir başka olay şudur: Söyleşinin ilk girişinde sözünü etmiştim, keza o günlerde haberlerini de yapmıştım, belediye başkanımız Abdullah Gürsel Uçar bir ara belediye meclisinin gündemine Çeşmeköy'deki 'Eski fırının’ satışını getirmişti. Nitekim CHP Grubu bir bütün olarak bu satış önerisine onay da verdi. Sonra köyden bazı gençler ev ev dolaşıp bu satış kararına karşın imza topladılar. Muhtar satışa karşı çıktığını söyledi. Ben bir-iki kez haberini yaptım. İlçe örgütü olarak bu satışın yanlış olduğunu, satılacaksa da köylülerin rızasının alınması gerektiğini bir basın açıklaması yaparak kamuoyu ile paylaştık.

Ben bu süreçte Betçeli iki meclis üyesi (CHP) ile görüştüm. Bana mecliste satışı için onay verdikleri bu yerin satışını gerçekte doğru bulmadıklarını, bu yerin sosyal tesisi olarak değerlendirilmesinin, örneğin düğün salonu olarak yeniden düzenlenmesinin daha doğru olacağını düşündüklerini ve bu düşüncelerini başkana da ilettiklerini söylediler. İnanabiliyor musunuz, gerçekte karşı oldukları bir satışa 'grup kararı' diyerek mecliste onay veriyorlar.

Yine örneğin, belediyenin aldığı yıkım kararlarına karşın bir türlü somut bir adım atılamayan Ilıca Kamping'deki kaçak bungalovlar olayı var. Bazı belediye meclis üyelerinin konumları gereği elde ettikleri bilgilerden kişisel rant elde etmeleri... olayları var.

Bu örnekler, ki daha çok örnek vermek olası, meramımı anlatmaya, neden belediye meclisinde 'denetime' talip olduğumuzu açıklamaya yeter. Biz Datçalıların Datça Belediye Meclisi'nde gözü, kulağı ve sesi olmaya talibiz. Belediye meclislerinin böylesi bir denetime ihtiyacı var. Datçalıların belediye meclisi dahil belediyede olup biten her şeyden haberi olmalı ve belediye meclis toplantılarında söylenmesini istediği her şey orada dile getirilmeli; biz, içlerinden farklı düşünen ama grup kararı gereği susan belediye meclis üyelerinin dili olmaya da talibiz.”

 POLİTİK FAALİYET GERÇEKÇİ OLMALIDIR

Anlattıkların iyi ve güzel de neden sadece belediye meclisine (denetime) talipsiniz? Neden yerelde icraatın başı olan belediye başkanlığı için aday çıkarmadınız?

“31 Mart 2024'te yapılacak olan yerel seçime ilişkin tartışmalar Eylül-Ekim ayları gibi günlük yaşamımızda yavaştan yer almaya başlamıştı: Datça'da 25 yıldır CHP yerel yönetimin başındaydı. Yaptıkları ve yapamadıkları vardı. Yapamadıkları nedeniyle ciddi anlamda yıpranmışlığı söz konusuydu. 20 küsur yıldır merkezi yönetimi elinde bulunduran Cumhur İttifakı'nın da yıpranmışlığı bir gerçekti. 31 Mart'ta Datça'da yapılacak olan yerel seçimde bu yıpranmışlıkların etkisinin ne ölçüde olacağını o anda kestirmek çok zordu.

Bu koşullarda Datça'da örgütlü olan sol, sosyalist partiler ile bir araya gelmeli, hem toplumsal hareketlerde ilişkileri daha sağlıklı hale getirmeyi hem de 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimde ortak hareket edebilmenin olanaklarını tartışmalıydılar.

Cumhur İttifakı'nın AKP üzerinden ya da Datçalılar tarafından tanınmayan bir aday üzerinden değil de MHP ve 2019 Yerel Seçiminde de aday gösterilen Feyzullah Gülada üzerinden seçime katılıyor olması not edilmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir noktaydı. 1999 ve 2019 Yerel Seçimlerinde görüldüğü gibi Datça'da CHP ile MHP seçmeni arasında gözlemlenen bir geçişkenlik söz konusuydu. Dahası kişilik olarak hakkında kimsenin kötü bir söz söylemediği Feyzullah Gülada adaydı ama nihayetinde Cumhur İttifakı'nın, bir başka deyişle Ankara'nın/merkezi yönetimin belediye başkan adayı idi. Haliyle, kişi olarak 'kabul edemeyeceği bir şey olursa dirense' bile bu direnişinin bir sınırı vardı; Ankara kendi çıkardığı adayın kendi isteklerine karşı direnmesini bir yere kadar kabullenebilir ve sonrasında 'gerekeni' yapardı. Bu nedenlerle verili koşullarda eğer CHP Datça İlçe Örgütü sol, sosyalist kesimin itiraz etmeyeceği, her daim sol, sosyalist kişi, çevre, platform ve siyasi partiler ile ilişki kurabilecek bir başkan adayı çıkarır ise başkanlık konusu gündeme alınmamalı, aksi bir aday gösterilir ise, örneğin o günkü gelişmeler çerçevesinde, toplum tarafından 'şaibeli' bulunan bir ismi belediye başkan adayı olarak belirler ise o zaman belediye başkanlığına aday çıkarma da gündeme alınmalıydı.

Öte yandan ise her koşulda belediye meclisi için ortak bir liste çıkararak yerel seçime aktif olarak katılınmalıydı. Bu noktada da gerçekçi olmak gerekirse, Datça'daki sol, sosyalist potansiyel kendi öz gücüyle çok rahat bir biçimde 2 adayını belediye meclisine yollar, 3. de zorlardı.

Bu düşünceler çerçevesinde TİP, DEM PARTİ, EMEK ve TÖP ile ayrı ayrı görüşme trafiği başlatıldı. Girişimimiz pozitif karşılanınca ortaklaşa toplantılar yapılmaya başlandı. Bu gelişmeler ile ilgili bazı haberler yapıp paylaştım

Benzeri bir görüşme trafiğini kişisel inisiyatifimle CHP Datça İlçe Örgütüyle de yürüttüm. Onlarla da çok net ve çok samimi bir biçimde 31 Mart'ta yapılacak olan yerel seçime ilişkin yaklaşımımızı paylaştım. Sorular üzerine bizim dernek, sendika ya da herhangi bir platform olmadığımızı, sol, sosyalist kesim olarak ortak ya da zorunda kalınırsa örneğin bizim Sol Parti İlçe Örgütü olarak belediye meclisine aday çıkararak yerel seçime mutlaka katılacağımızı anlattım. Bu görüşmeler birçok kez devam etti...”

 GÖNLÜMÜZ ORTAKLAŞA LİSTE ÇIKARMAKTAN YANAYDI

Görüşmeler olumlu sonuçlanmamış olmalı ki siz ilçe örgütü olarak belediye meclis seçimlerine kendi adaylarınızla girmek zorunda kaldığınızı açıkladınız?

“Maalesef, öyle oldu. İlçe örgütümüzün 13.02.2024 tarihli açıklamasında da sol, sosyalist partilerin görüşmelerinde neler önerdiğimizi ve ne yanıt aldığımızı açıkça belirtmiştik. Kendi adıma, 'sol'da birlik' konusunda samimiyet testini geçtiğimizi düşünüyorum. Datça özgülünde 'sol'da birliği bu yerel seçimde başaramadık ama umudumuzu da yitirmedik.

TİP, DEM ve CHP Datça İlçe Örgütü de gelinen aşamada 31 Mart Yerel Seçiminde Belediye Başkan Adaylarının ve belediye meclis üye adaylarının kimler olduğunu kamuoyu ile paylaştılar.

31 Mart akşamı Datçalıların vereceği kararın ne olduğunu hep birlikte göreceğiz ama biz Kasım ayı içerisinde başlattığımız görüşmelerde ne söylemiş ve önermişsek son ana kadar arkasında durduk. Bu nedenle içimiz rahat.”