![]() |
Tweet |
AÇIKLAMA ŞÖYLE
TES-İş ve Maden İş sendikaları Muğla Şubeleri işçileri kömür tedarikinin zora girmesi nedeni ile Muğla'daki termik santrallerin kapanma aşamasına gelmesi üzerine görüşmek için buluştukları Büyükşehir Belediye Bakanı Ahmet Aras’a baret fırlatma biçiminde bir saldırı gerçekleştirmiş ve Ahmet Aras toplantıyı terk etmek zorunda kalmıştır. Olay sırasında kadın gazeteci Ümmü Gülsüm Dural'ın da boğazı sıkılmak suretiyle saldırıya uğramıştır. Bu saldırıları kınıyoruz.
Sendika yetkilileri Büyükşehir Belediye Başkanının saldırıya uğraması öncesinde Muğla BŞB’ye raporlar sunmuş; Muğla’da kömür sahalarında kömür üretimi yapılmadığını söyleyerek duruma müdahale edilmesini istemiştir. BŞB Başkanı, konuşması sırasında sendikaların kendisine söylediklerini işverene de söylemeleri gerektiğini; Yatağan’da 500 işçinin işten atılmasının sorumlusu olmadığını belirtmiştir.
Geçtiğimiz günlerde BŞB Yatağan-Turgut’ta yer alan yeraltı kömür madeninin ÇED olumlu kararının Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı dava sonucunda iptal edilmişti. Yeraltı kömür ocağı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verdiği ÇED olumlu kararına karşı, biri Muğlalı yurttaşlar tarafından olmak üzere üç dava açılmış ve bu davalar davacılar lehine sonuçlanmıştır. Danıştay’ın bu davada ikinci kez karar vermesiyle Yatağan Termik Santralinde kullanılacak kömürün çıkarılması imkansız hale gelmiştir.
Bu yargı kararından çok önce, 1994 yılında Muğla'daki üç termik santral için yurttaşların açtığı dava sonucunda çevreye verdiği zarar nedeni ile zaten kapatma kararı verilmiş, 2005 yılında bu karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından onaylanmıştır. Ancak yargı kararlarına rağmen bu santraller faaliyetlerine devam ediyorlar. Bunun yanı sıra, Devlet Su İşleri’nin yasadışı faaliyet gösteren bu santrallere su tahsisini iptal etmesi için Muğla Su İnisiyatifi öncülüğünde Muğlalıların açtığı davanın da devam ettiğini belirtmek isteriz.
Adı geçen sendikalar ve termik santral işletmecileri hukuksuz faaliyetlerini çok iyi bilmelerine rağmen, şimdi bir kez daha hukukun tanınmamasını, yargı kararına rağmen kömür sahalarının genişletilmesini talep ediyorlar. Yıllardır faaliyetlerini Anayasaya ve yasalara aykırı olarak sürdüren işveren ve sendikalar, sanki kendilerine hukuksuz davranılıyormuş da bu yüzden şimdi işçilerin işten çıkarılması gündeme gelmiş gibi davranıyorlar.
Sendikaların yapması gereken, durumu işverene anlatıp, işçileri mağdur etmeyecek önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Bu sorumluluk öncelikle termik santral işletmecisinindir ve santral işçilerini sahip olduğu diğer şirketlerde istihdam edebilir. Diğer yandan, iklim değişikliğinin baş sorumlusu olan termik santrallerin kapatılması uluslararası sözleşmeler gereğidir ve kapatma sürecinde santrallerde ve kömür tedarikinde çalışan işçilerinin mağdur edilmemesi için bir adil geçiş sürecinin işletilmesi merkezi hükümetin görevidir. Bu görev yerine getirilirken termik santrallere halkın vergileriyle oluşmuş bütçe kaynakları aktarılmamalıdır.
Muğla Su İnisiyatifi olarak, merkezi iktidarın tarım arazilerini, ormanları, biyolojik çeşitliliği, su havzalarını yok eden; toprağı, suyu, havayı zehirleyen, yaşam hakkı olan suyu yaşamı katleden tesislere tahsis eden, iklimi değiştiren bu politikalardan vazgeçmesini; anayasal hukuk devleti gereği yargı kararlarını uygulamasını talep ediyoruz. Bu anlamda Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras'ın halkın talebi olan 'Kömürsüz Muğla' için yapacağı her türlü idari ve hukuki girişimi desteklediğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Muğla Su İnisiyatifi