Bugun...



Cemal Demirtaş (4): Belediye işine gelen yerlerde “Yetkim var,” diyor!

Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Cemal Demirtaş ile yaptığımız söyleşinin bir yerinde sordum: Benim gördüğüm, yeni yerel yönetimimiz de önceki yönetim gibi sahiller/kıyılar konusunda “Yetki bizde değil” biçiminde düşünüyor. Bu “yetki” konusunda ne düşünüyorsunuz?

facebook-paylas
Tarih: 20-06-2024 03:26

Cemal Demirtaş (4): Belediye işine gelen yerlerde “Yetkim var,” diyor!

MEHMET ERDAL

YETKİ ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞINDADIR

“Belediye 'Yetkim yok' diyor ama kamu düzenini korumak amacıyla işine geldiği yerlerde 'Yetkim var' diyor. Ben bu konuda resmi kanaldan yazdım, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na. Biliyorsunuz, Datça'da liman yok. Herkes de 'Liman yapılmasın' diyor ya. Datça'ya hiç kimse eşekle gelmedi. Herkes arabasına bindi, uçağa bindi, vapura bindi, tekneye bindi geldi. Doğru değil mi? Şimdi nasıl yol ihtiyacınız varsa ki bu hava yolu olur, kara yolu olur, deniz yolu olur, buraya gelirken bu ulaşımı sağlayan araçlar var. Bu araçlar karada otobüstür, kamyondur, arabadır. Hava yolu ise helikopterdir, uçaktır. Deniz yolu ise teknedir, bottur, feribottur... Bunlar nerelerde konaklayacaklar? Düşünün, gelenler gemi ile geldiler, 'Liman yapılmasın' deniliyor. Kardeşim, liman neden yapılmasın? Deniz yoluyla da hareket olması lazım. Doğru değil mi?

Maalesef, Datça'mızda bir limanımız yok. Bir tane değil, 5-10 tane liman olmalı. Şu an bir tane 'Balıkçı Barınağı' diye bir barınak var, bir dönem 'teknecilik' işini sadece balıkçı tekneleri yaptığı için buraya 'Balıkçı Barınağı' denilmiş, bir barınak yapılmış. Şu anda buralarda, ne bileyim, balıkçılık yapan bir-iki kişi var ama burasının sistemini, korumasını Tarım ve Orman Bakanlığı'na vermişler; çünkü balıkçılık o bakanlığa bağlı. Şu an Datça'da 'balıkçılık' yapan kaç kişi var? Burası şimdilerde 'Balıkçılık Barınağı' olarak çalışmıyor. Burasını kullanan teknelerin %90'ı ticari teknelerdir. Bir de özel, gücü yeten, parası olan tekneler kullanıyor. Haliyle buraları bütünüyle vatandaşın inisiyatifinde olmalı.

Ne oluyor şimdi? Bir tek 'Balıkçı Barınağı' var. Benimde üyesi olduğum ticari tekneler var, bunlar, işte 'korunaksız alan' dediğimiz, yani kıyı kenarlarına bağlıyorlar, bazıları kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmış, bazılarını, ne bileyim geçmişte belediyece ihtiyaç duyulmuş, bazı yerlere kazıklar çakılmış, vatandaş bunu istemiş, buralar 'hizmet olsun' diye yapılmış. Şimdi buraların tasarrufu, ben sordum, resmi yazıyla da sordum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na aitmiş.

Kime sordunuz?

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na sordum. Resmi kanaldan yazı yazdım. Burada şu anda belediyenin İştirakler Müdürlüğü diye bir bölümü var, şirket mi dersiniz, ne derseniz deyin, belediye o sistemle buraları yönetiyor.

BELEDİYE “PARA GETİREN YERLERDE YETKİ BENDE” DİYOR

Belediye şimdi hem 'Kıyılarda yetkim yok' diyor hem de tekne bağlama yerlerinde özel teknelerden 2 bin TL. alıyor. Yetkin olmayan yerdeki ticari tekneden, istihdam sağlayan, vergi veren teknelerin aynı m2 olanının birisinden 2 bin TL. alıyor, bir diğerinden 12 bin TL. alıyor. Bu adalet değil. Madem buralarda yetki sende değil, o zaman desene 'Yetki bende değil'. Resmi yazı ile belediyeye de yazdım, ihtar da çektim. Kaymakamlığa da bu konu ile ilgili sorular sordum. (Başkan, kaymakamlığa yakın tarihte yazdığını, yanıt verilmesi için bir aylık sürenin daha dolmadığını ama belediyeye 2023'te de yazdığını söyledi.) Bugüne kadar bu konuda 3 dilekçe yazdım, kimse bana bir cevap vermedi. 3. dilekçeden sonra 'Biz elektrik veriyoruz, su veriyoruz, kamera hizmeti veriyoruz, işte atık su çekiyoruz...' Sen bunların parasını peşin alıyorsun. Ne yapıyorsun?

Elektronik makine koymuşsun. Kartı yükletiyorsun, önceden. Kartta paran bittiği zaman elektriğin de, suyun da kesiliyor. Bunun yanında iki tane kazık var, buraya vatandaş teknesini bağladığında sen diyorsun ki 'Ben hizmet veriyorum'. Ne yani, iki tekneyi kazığa bağlamak bir ayda 12 bin TL. mi yapar? Yani bir evin kirası gibi kira mı alınır? Suyu 5 TL.'ye alıyorsun, tekneciye 50 TL.'ye satıyorsun. Elektriği 5 TL.'ye mal ediyorsun, tekneciye 100 TL.'ye satıyorsun. Hem Balıkçı Barınağı hem de bu yerler vatandaşın. Biliyorsunuz suyu belediyeden alıyorlar. Belediyeye atık su parasını da normal su parasını da ödüyor. Teknesine koyuyor. Toplanan pis suyu belediyenin rögarına geri atıyor. Yani evdeki bir kullanımla teknedeki kullanım aynıdır. Birisi sifonla çekiyor, arıtmaya gidiyor, diğeri de depo yapmış, kendi imkanlarıyla marşına basıyor, belediyenin rögarına atıyor. Bunun için efendim bir tane kart var, 'ben buna işledim' diyor, hiçbir hizmet vermeden 300 TL. ücret alıyor. Bu da bir adaletsizlik.

Şimdi hizmet varsa para verelim. Sıkıntı yok, herkese verelim. Belediye, bizim belediyemiz. O konuda sıkıntı yok ama kardeşim, biz soyguncu değiliz, kusura bakmasınlar. Herkes emeğinin karşılığında para alması lazım. Sen hem 'Yetki bende değil' diyorsun, elimde yazı da var bu konu ile ilgili, hem de kalkıyorsun 'Efendim, ben burada tekne bağlama ücreti değil hizmet bedeli alıyorum' diyorsun. Hizmet bedelini sen peşin alıyorsun; koymuşsun oraya elektronik makinalarını, su parasını peşin alıyorsun. Plastik kart var, gidiyorsun, 'Ben 1000 TL. yükleteceğim' diyorsun, yükletiyorsun, o bittiğinde gidip tekrar yükletiyorsun. Af edersin, tekneden atılan atık suyu belediyenin hiçbir personeli gelip almıyor, vatandaşın kendisi hortumlarla belediyenin rögarına akıtıyor, bundan da alıyor. Balıkçı Barınağı da bunu yapıyor. Maksat denizlerimizi korumaksa biz bu konuda teknecileri daha çok teşvik etmeliyiz. 'Kardeşim, sen denizini kirletmiyorsun, buraya atık suyunu boşaltmakla' deyip ücret almamamız lazım. Doğru değil mi, mantık olarak?

Simi'ye gidiyoruz. Hani 'Yunan gâvurdur' deriz, hani öyle diyorlar ya, oraya gittiğimiz zaman biz daha mutlu oluyoruz. Neden? Gidiyorsun oraya, bir tekneyi orada bağlamanın ücreti 20 Euro'dur. İstersen 3 gün kal. Gidip kalıyoruz da. Tekneyi bağlıyoruz, suyu, elektriği 20 Euro. Kimse gelip bir daha seni rahatsız etmiyor. Burada ise hiçbir hizmet vermeden 400, 500, 600 TL. günlük ücret alınıyor. Bu ne demek arkadaşım? Doğru mudur yani bu?”

Bu söylediklerini belediyeye de soracağım, cevap verirlerse birlikte yayınlayacağım. Şimdi şöyle mi söylüyoruz? “Belediye 'sahillerde/kıyılarda yetkim yok' diyor ama liman da böyle düşünmüyor?

“'Para olan yerler benim!' diyor.”

BELEDİYE YETKİYİ “BELEDİYE KANUNU”NDAN ALIYOR!

Başkan Cemal Demirtaş'ın yukarıda okuduğunuz görüşlerini ve eleştirilerini kısa bir paragrafta özetleyip belediyeye ilettim ve yazılı bir açıklama iletilirse birlikte yayınlayacağımı söyledim. Sağ olsunlar ilettiler.

Datça Belediyesi ilçe sınırları içerisinde, Belediye Kanunun ilgili maddelerinden aldığı yetkiyle ' Mahalli Müşterek İhtiyaçları karşılar.' Aynı zamanda kamu düzenin korunması adına tedbirler almaya yetkilidir.

İlçemizde teknelerin bir düzen içerisinde bağlanması ve bağlanacak alanlar yaratılması bir ihtiyaçtır. Datça Belediyesi götürmüş olduğu hizmetlerin (Palamar hizmeti, Güvenlik kamerası hizmeti, Elektrik hizmeti, Su hizmeti, Bağlama halkası hizmeti, atık su alım hizmeti vb ) bedeli olarak Datça Belediye Meclisi tarafından belirlenen ücret tarifesini uygulamaktadır. Kaldı ki Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü'ne gerekli başvurular yapılmış, bürokratik süreçler titizlikle takip edilmektedir.

Geçmiş yıllarda en büyük sorunlardan bir tanesi sabah teknesiyle denize giden bir kişinin akşam geldiğinde yer bulamayıp mağduriyet yaşamasıydı. Bunun yanı sıra göçmen kaçakçılığının yoğun yaşandığı Ege kıyılarında kontrolsüz yanaşmaya çalışan, kim oldukları belli olmayan teknelere hemen müdahale ederek ilgili kurumlara bilgi verilmektedir.”

19.06.2024/Datça

 




Bu haber 1281 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI