Bugun...



Datça Belediye Başkanı, “Kaçak Yapı” Sahiplerini Uyardı

Ilıca Kamping'deki kaçak inşaatlar, Palaıa Otel'in Özbel'de iskele ve kıyı işgali, Yazı Mahallesine bağlı Belen'de 2 parselden mütevellit toplam 45 dönüm üzerinde yapımı devam eden “kıl çadır”, “otağ” görünümlü yapılar... Kısacası, 14 Mayıs'da yapılacak olan seçim öncesi süreçte Datça Belediyesi'nin “kaçak yapılar” ile ilgili tavrına dair sokakta yapılan yorumların ve sorulan bazı soruların yanıtlarını birinci ağızdan öğrenebilmek için Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın kapısını çaldım

facebook-paylas
Güncelleme: 25-03-2023 00:23:52 Tarih: 24-03-2023 15:24

Datça Belediye Başkanı, “Kaçak Yapı” Sahiplerini Uyardı

MEHMET ERDAL / DATÇA

Ilıca Kamping'deki kaçak inşaatlar, Palaıa Otel'in Özbel'de iskele ve kıyı işgali, Yazı Mahallesine bağlı Belen'de 2 parselden mütevellit toplam 45 dönüm üzerinde yapımı devam eden “kıl çadır”, “otağ” görünümlü yapılar... Kısacası, 14 Mayıs'da yapılacak olan seçim öncesi süreçte Datça Belediyesi'nin “kaçak yapılar” ile ilgili tavrına dair sokakta yapılan yorumların ve sorulan bazı soruların yanıtlarını birinci ağızdan öğrenebilmek için Belediye Başkanı Gürsel Uçar'ın kapısını çaldım. Başkanın yanında Emecik Mahallesinden Dursun Çümen oturuyordu, misafir olarak.

 DIŞARIDAN BAKILDIĞINDA “KIL ÇADIR”...

Kaçak Yapı Denetim Zabıtası tarafından bir süre önce tespit edilip mühürlenen ve Çarşamba günü de Belediye Encümenine sevki yapılmış olan bir “kaçak yapı” dosyasını soracaktım; Yazı Mahallesi Belen mevkiinde toplamı 45 dönümü bulan 162/7 ve 162/11 parseller üzerinde devam eden “kıl çadır”, “otağ” görünümlü bir inşaat, sözünü ettiğim. Bu dosya ile ilgili ne karar verdiniz?

“'Dışı seni, içi beni yakar' diye bir söz vardır ya o hesap, sözünü ettiğin o yapıların içi başka, dışı başka; öncelikle bunu bilelim. Dışarıdan bakıldığında 'kıl çadır' görünümlü ama içerisi farklı. Banyosu, WC'si yapılmış bir bina. Dışarıdan bakıldığında 'kıl çadır' görüntüsü verilerekten kullanılmak istenmiş. Sahipleri, evvelsi gün bana geldiler.

Normal koşullarda, biz, vatandaşın yapmış olduğu bir çadıra, isterse kıldan yapılmış olsun, herhangi bir cezai işlem uygulamıyoruz. Vatandaş, örn: yazın misafirleri geliyor, ihtiyaçtan dolayı evinin bahçesine çadır kuruyor. Bu bir yapı değil. Buna bir şey diyemeyiz. Ama vatandaş, kendi mülkiyeti üzerine bile olsa, 'kamping', yani bir 'işletme kurma' amaçlı, sayısı önemli değil, çadırlar koyar ise öncelikle orasının imar planlarında 'kamping alanı' olarak gösterilmiş olması gerekiyor. Kamping alanı olarak planlanmayan bir yerde 'kamping' amaçlı çadırlar konulamaz. Buna ruhsat verilemez. Ben vermem. Ruhsat alamadığı için de konaklama yaptıramaz. Güvenlik güçlerine, jandarmaya, polise kimlik bildirimi yapılamayacağından da buralarda bir ticari faaliyet yapılamaz.

Sözünü ettiğimiz yer için benden işletme ruhsatı alınamaz, o ayrı bir şey. Asıl önemli olan burasının 'kıldan tüyden' de olsa bir çadır olmadığıdır; dışı kıl-tüy ama içi yapı. Sanki kıl çadıra belediye ceza kesmiş gibi algılanabilir, doğru değil. Biz o yapılanların kılına, tüyüne değil, içindeki binaya ceza kestik.”

 YASAL YOL NE İSE ONU İZLİYORUZ

Siz önce mühürleme yaptınız. Çarşamba günü de Encümende para cezası kestiniz. Şimdi süreç nasıl devam edecek? Diyelim ki vatandaş inşaata devam etti. Ne olacak? Siz nasıl bir yol izliyorsunuz?

“Dün kesmiş olduğumuz cezadan sonra bir ay süre verdik; beklemeye geçtik. Vatandaşın, bir ay içerisinde sözü edilen o yeri eski haline getirmesini bekliyoruz. Vatandaş o yeri eski haline getirir ise kesilen para cezasını ödüyor ama emlak vergisinden gelen payı ödemiyor. Dosya kapanıyor. Böyle bir gelişme olur ise bunu vatandaşın bildirmesinin yanı sıra gidip yerinde kontrol de yapıyoruz. Yok, o bir ay içerisinde eski haline getirmedi ise bu kez Encümen o yapılanlar için yıkım kararı alıyor, vatandaşa 18.500 TL. para cezası da kesiyor. Yıkım kararının tebligatı ile birlikte, vatandaş hukuki haklarını arayabilsin diye 2 ay süre veriliyor. Sözü edilen bu vatandaşın ne yapacağını bilemiyorum. Oraya 10 tane yapı yapmış. Havuz yapmış. Zaten tarım alanlarında havuz yapmak yasak. Bu başlı başına bir sorun. Tarım alanlarında tarımsal amaçlı olanların dışında çadır kurmak da yasak. Tarım İl Müdürlüğü 'tarım' amaçlı izin veriyor, örn: Betçe yolu üzerinde mantar üretilen bir yer var. Tarım İl Müdürlüğü o yere izin verdi...

Konumuza dönersek, vatandaş bu 2 ay içinde mahkemeye başvuruyor ise başvuruyor, hakkını arıyor. Mahkemenin verdiği karar vatandaşın aleyhine olur ise o 2 ay içinde ya kendisi o yaptıklarını yıkacak ya da yıkmaz ise belediye tarafından yıkım gerçekleştirilecek. Yıkımı belediye gerçekleştirir ise ayrıca yıkım masraflarını da ödeyecek. Savcılığa suç duyurusunda da bulunacağız. Kestiğimiz cezaların tahsilini yapabilmek için ise her türlü yasal yolu kullanacağız.”

 TİNY HOUSE, KARAVAN, PREFABRİK EVLER

Datça'da Tiny House evlerin, karavanların, prefabriklerin sayısı oldukça arttı. Basın da yazıyor; Kahramanmaraş depremi sonrası örn: İstanbul'da yaşayan vatandaşlar İstanbul dışına kaçıyor, Trakya'dan, başka yerlerden arsalar, tarlalar alıyorlar ve “daha güvenilir” diyerek, üzerlerine prefabrik evler konduruyorlar vb... diye. Bunların yasal tanımlaması, Belediyenin bu konudaki yaklaşımı nedir?

“2 yıl önce bu sözünü ettiğin yapıların Datça'da artacağını öngörüp ilgili bakanlığa bir yazı yazmıştım: 'Bunlar plakalı, 'taşınabilir karavan' adı altında ama hiçbir zaman taşınaraktan gelmiyor; tırların üzerinde geliyor. Konulacağı yere vinç ile iniyor. Bana göre bunların taşınabilirliliği yok. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?' Görüş istedim. Hatta birisine de dava açtım. Vatandaş yolu olmayan bir yere götürdü ve vinç yardımı ile koydu. Onun o konulduğu yerden çıkma şansı yok. Yani taşınabilirliliği yok. Vatandaş, plakalı olduğu için davayı kazandı.

Gelen cevap şu oldu: 'Bu taşınabilir. Buna plaka verilmiş. Senin bunun taşınmadığını, taşınamaz olduğunu tespit etmen gerekir.' Bunların taşınamaz olduğunu, taşınabilirlilik özelliğini kaybettiğini nasıl tespit edebiliriz? Bir, eğer atık suyunu kendi atık su deposu olmasına karşın kazdırdığı bir foseptiğe akıtıyorsa, bu durumda yasal değil. İki, kullanım suyunu, örn: bahçesinde var olan kuyusundan, kendi su tankına bir hortum yardımıyla değil de kalıcı bir sistem kurarak doldurup kullanıyor ise bu da yasal değildir. Bu durumlarda, plakası olmasına karşın, taşınabilirlilik özelliğini yitirdiğinden yasal olmaktan çıkar. O zaman ceza yazılır.”

 1,3,5... OLMASI FARK ETMİYOR.

Bunlar bireysel kullanım amaçlı konuluyorsa yasal süreç böyle işliyor. Birden çok olup, turizm, yani işletme amaçlı konuluyorsa süreç nasıl işliyor?

“Bir olmuş, on olmuş hiç fark etmiyor. Dedim ki 'Burası karavan kampı değil, vatandaş 500 m2 yere 5 tane karavan koymuş. Sonuçta bunları kiraya veriyor...'”

Başkan açıklamalarına devam ederken söyleşiyi dinleyen Dursun Çümen söze girdi: “Geçen gün var ya ... işletmesine uğradım. Bir vatandaş o işletmenin önündeki tarlaya 5-6 tane bu karavandan koymuş. İşletme sahibi çok üzgündü. O kadar masraf yapmış, işletme kurmuş. Bunun önüne geçmek gerekiyor.”

Bir tane de olsa, 5 tane de olsa hepsine de aynı nedenlerle mi ceza kesilebiliyor? Farklı bir muamele gösterilemiyor mu?

“Evet, bir olmuş, 5 olmuş, bağlantısını yakalayamadığımız sürece neden bir koydun, neden 5 koydun diye bir şey söyleme hakkımız yok.”

Vatandaş bir tane koydu ise bu kişisel kullanım amaçlıdır ama 3, 5, 7... koydu ise bu kişisel kullanım amaçlı değil, işletme kurma amaçlıdır. Bunu kontrol etme görevi kimin?

“Bunları 'işletme' amaçlı kullanamaz. İşletme amaçlı kullanmak istediğinde 'işletme ruhsatı' alması gerekiyor. Bugüne kadar bunlarla ilgili böyle bir müracaat olmadı. Olsaydı da bu ruhsatı benden alamaz. Ruhsat almadığı için güvenlik güçleri geldiğinde kalanlar ile ilgili kimlik bildirimi de yapamaz. O açıdan da sorunlu. Bunları yasal olmayan bir biçimde 'işletme' amaçlı kullananlar Datça'da otel, pansiyon... sahipleri ile haksız rekabet yapıyorlar. Kendi ilişkileri çerçevesinde müşterilerini buluyorlar. Bu noktada Emniyet, Jandarma, Kaymakamlık, Turizm Müdürlüğü, Maliye devreye girer. İnternet üzerinden ilan vs... verildiğinde bunu ihbar kabul edip işlem yapabilirler. Gerçi böyle bir durumla karşılaşıldığında işte arkadaşımdı vb... şeyler söyleyerek işin içinden çıkılmaya çalışılmıyor da değil.”

 DÜN ENCÜMENDE ONA YAKIN “KAÇAK YAPIYA” CEZA KESTİK

Yani, bütün bunlar, en son tahlilde “kaçak” muamelesi görüyor değil mi? Görüyor. Siz, Kahramanmaraş depreminden sonra, daha net sorayım, dün Encümen toplantısında kaç tane “kaçak yapıya” ceza kestiniz?

“Her bir dosya farklı ama dün ona yakın 'kaçak yapıya' ceza kestik. Bizler, 'imar barışı' çıkacak diye 'kaçak yapılara' hiçbir zaman göz yummadık. Gereken işlemleri yaptık ama daha düne kadar insanlardaki beklenti şu idi: 'İmar Barışı' çıkacak. Arkadaşlar yapmayın, etmeyin. Bakın, 'kaçak yapı' yaparaktan ne kendinizi, ne de Datça'yı zenginleştirebilirsiniz. Çünkü gün gelecek 'kaçak yapının' pürüzleri çıkacak. Ruhsat, işletme ruhsatı, elektrik, su alamazsınız. Bunları yapmayın. Yaa Başkanım, 'İmar Barışı' çıkacak. Bugünkü siyasi iktidar bir gün olsun 'İmar Barışının' çıkmayacağı konusunda 'kesinlikle böyle bir beklenti içerisine girmeyin, böyle bir beklenti nedeniyle bu yapıları yapmayın' diye hiç bir uyarı yapmadı. Ama Kahramanmaraş depremi uyardı.

Şimdi, önümüzdeki Belediye Meclis toplantısında da söyleyeceğim. Yaz sezonu öncesi insanları bu konuda bilinçlendiririz diye düşünüyorum. Bu aşamadan sonra, yani bir beklenti içerisinde olan, geçmişte insanlar yararlandı, bak şurası işletiyor, ben de aynı imkanlardan yararlanırım, ben de aynı onlar gibi olurum , 'İmar Barışı' çıkar, ben de kendimi kurtarırım gibi, gibi... düşünenler hala var ise kesinlikle bu düşünceyi kafalarından atsınlar. Ne zaman olur bilemiyorum ama Mayıs ayında seçim var, seçim öncesi bir şey olmaz diye düşünmesinler. Olacak arkadaşlar. Sizin aracılığınızla da seslenmek istiyorum: Kesinlikle, kesinlikle 'İmar Barışı', olmayacak bir 'İmar Barışı' beklentisi içerisine girip Datça'nın çeşitli yerlerinde iki demir üzerine üzeri kapalı, etrafı açık, görüntü kirliliği yaratan yapıları vatandaşların kendileri yıksın. Datça’yı sevmek demek, bana göre, doğayı bu haliyle korumak demektir. Bana şimdi kimse kalkıp eee ben Datçalıyım, ben Datça'yı çok seviyorum demesin. Böyle bir sevgi yok. Yani hele hele bu kadar basit yapıları var ya turizm sezonu girmeden önce, Mayıs ayında yıkmaya başlayacağım. Bazı vatandaşlar kısa bir zaman öncesine kadar bir beklenti içerisindeydi, siyasi iktidar insanları böyle bir beklenti içerisine soktu ama artık bu beklenti bitti. O basit yapıları kesinlikle yıkacağım. Vatandaş kendisi yıkar ise demirleri alır başka yerlerde kullanır. Ben onlarla uğraşmam. Belediye olarak kepçeyi dayayıp yıkarız. İndirip aşağıya, toplayıp götürürüz.

 ILICA KAMPİNG'DEKİ “KAÇAK YAPILAR” YIKILACAK

Son soru: Palaıa Otel'in kıyı işgali ile ilgili olarak sizin yanınıza geldiğimizde Ilıca Kamping için Nisan ayı sonuna kadar süre verdiğinizi söylemiştiniz. Yazın, yıkılacak, demiştiniz. Taahhütte bulunmuştunuz. Ben de yazmıştım.

“Onlar da geldiler yanıma. Hatta bugün için de randevu istediler. Kardeşim, kaldıracaksınız, dedim. Nisan sonunda, seçim filan var deyip ertelemeyeceğim, kaldırmazlar ise yıkacağız. Bunu böyle yazabilirsin. Seçim olacak diye popülist siyaset ile bu ülke var ya bugünlere geldi. Benim popülist siyaset yapacak zamanım yok. Ben Datça'yı seviyorsam, herkes Datça'yı seviyorsa bana göre bu tür yapılardan uzaklaşmalıyız. Süre verdim. Gidip kendileriyle de görüştüm. Kaldıracaklarını söylediler. Kaldıracağız dediler. Bekleyip göreceğiz. Yazıköy Belen'deki arkadaşlar da evvelsi gün geldiler. Diyorlar ki Başkanım bir ay çok kısa... Eğer sizi iyi niyetli görürsem, örn: 10 yapının 6'sını kaldırmış olursanız, bir ayın sonunda kalan 4 yapı için 18.500 TL ceza yazmam, birkaç gün daha beklerim. O kadar insafsız değilim. Niyet önemli. Takip ediyoruz.”

Başkanla söyleşiyi bitirmiştim ki Dursun Çümen “Yazabilirseniz, bu Tiny House denen evler Datça'yı öldürüyor. Biz neden ruhsat alıp otel yaptırdık ki? Neden proje yaptırıyoruz ki? 20 dönüm yere 40 tane Tiny House ev koyalım. Proje ile filan uğraşmayalım. Neden mimara çizdiriyoruz? Neden peyzaj ile uğraşıyoruz? Herkes evini kiraya veriyor, herkes para kazanıyor. Biz vergi veriyoruz. Bu olmaz,” dedi.

 




Bu haber 1359 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI