|
Tweet |
MEHMET ERDAL
Öncesinde başka kimlere söylemiş, söylediklerinden kimler inanmış, kimler “inanmam” demişti bilemiyorum, bana söylediğinde “Ne zaman?” diye sormuş, “Temmuz sonu” dediğinde, “O gün sana mikrofon tutmak isterim” demiştim; gel gör ki Datça dışında olduğum bir zaman diliminde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı okuyunca, hayıflanmıştım.
Mikrofon tutmak, dün (29.09.2025) mümkün oldu.
Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Cemal Demirtaş'ı tanıyanlar ve/veya onunla konuşanlar, onun “Ben MHP'liyim ama bacanağım Haluk Laçin (sırasıyla AKP Datça İlçe Başkanı, Datça Belediye Meclisi AKP Grup Sözcüsü, 2023 Genel Seçimlerinde AKP Muğla Milletvekili Adayı, AKP Muğla İl Başkanı) nedeniyle AKP'ye üye oldum” dediğini bilirler.
Bacanağı Haluk Laçin nedeniyle AKP'ye üye olduğunu saklamayan Cemal Demirtaş'ın AKP'den istifasının bacanağı Haluk Laçin'in AKP Muğla İl Başkanlığından istifasıyla bir ilişkisi yok; burası kesin. Cemal Demirtaş'ın AKP'den istifası temmuz sonu/ağustos başı, Haluk Laçin'in il başkanlığından istifası ise 18 Eylül.
3 dönem Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı seçilmesinin yanı sıra Datça Belediyesi'nin uygulamalarını eleştirmesi ve Datça'nın çözüm bekleyen sorunları konusunda kendine has görüşleri olması nedeniyle sıkça mikrofon tuttuğum Cemal Demirtaş'ın AKP'den istifasını sosyal medya hesabından duyurmasından sonra bir haberci tarafından merak edilip bir habere/paylaşıma konu edilmemesini doğrusu hem merak ettim hem de yadsıdım.
Merak ettiğim 2. nokta, istifa ettikten ve üstelik istifa ettiğini sosyal medya hesabından duyurduktan sonra partisinden herhangi bir yetkilinin (ilçe başkanı, belediye meclis üyesi, il başkanı, il milletvekilleri, merkez yöneticiler...) kendisini arayıp, “Başkan, ne oldu? Neden istifa ettin? Bir sıkıntı var ise çözelim. İstifa etme. Sana ihtiyacımız var vb..vb...” diyerek ona değer verdiklerini, ayrılmasından dolayı üzüntü duyduklarını vb... hissettirecek dönüşler yapılıp yapılmadığını sordum, olmamış. Bir tek, aynı adda Bodrum'da gazetecilik yapan birisinin isim benzerliği nedeniyle kendisine soru sorulup durulması üzerine aradığı bacanağı Haluk Laçin kendisini aramış ve istifasını sosyal medyada neden paylaştığını sormuş.
Cemal Demirtaş'ı Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odası binasındaki odasında ziyaret ettim
“BEN YAPTIM, OLDU”. OLMAZ ÖYLE ŞEY!
Başkan, oldukça uzun bir süre öncesinde sen bana demiştin ki “Ben temmuz sonu partiden istifa edeceğim.” Hakikaten de istifa ettin. Neden?
“Herkesin bir ideali vardır, bildiği bir şey vardır. Ben, doğru olmayan yönlerde belediye ile de çarpışıyorum, iktidarla da çarpışıyorum. Neden? Ben şu anda hem esnafım, hem de aynı zamanda esnafların başkanıyım. Biliyorsun, belediye olsun, devlet olsun bu insanlara bu kadar zorluk koşmaya gerek yok. Mesela ben, bakanlığa da gittim kıyılarla, tarımla, ondan sonra turizmle, kaçaklarla ilgili... her konuda koşturdum; çözüm için ama çözüm noktasında, tıkanıyoruz. Çözüm yok. Mesela, turizm ile ilgili şu anda bu kadar sıkboğaz edilir mi esnaf? Doğru mu?”
Cemal başkan, bu noktada bu söylediğine bir açıklama getirme gereği duydu.
“Şimdi, herkes vergisini veriyor; çalışıyor vatandaş, vergisini veriyor. Bu esnafların yıllardır vergi kaydı var, sen şimdi kalkıp bir kanun çıkarıyorsun, bu kanunu çıkarırken, mevcut işletmeler ile ilgili 'Gel kardeşim, eksiği gediği ne bu işletmelerin?' diye sor. O eksikliklere bak. 'Bunları, bunları yapın.' de. Ondan sonra, yapmaz ise de ki 'Kardeşim, bu eksiklikleri yapmaz isen seni 6 ay sonra kapatacağım.'. Esnafa böyle olanaklar sağla. Sen bir kanun çıkarıyorsun, aynı belediye gibi, 'Ben yaptım oldu.' Olmaz öyle şey. İstikrarlı olunması lazım.”
ODA BAŞKANLARINI KİMSE DİNLEMİYOR
Başkan, sen hem Datça'da küçük esnafın temsilcisi, hem de AKP'lisin. Buna rağmen, Ankara'ya gittiğinde senin dediklerin dikkate alınmıyor mu?
“İnsan kendisi için bir şey istemez, toplum için ister. Ben toplum için bazı şeyleri istedim ama neticede bu istediklerim olmuyor; bakanlıkta olmuyor, vekiller çalışmıyor. Ne bileyim, oda başkanlarının bir fonksiyonu kalmamış herhalde ki kimse dinlemiyor. Ankara da dinlemiyor, belediye de dinlemiyor. 1800 tane esnafın seçtiği bir başkan var, yahu bu başkan sizin partiden olmayabilir, farklı görüşten de olabilir, yani başkanın bir oyu var. Şimdi ben herkesi sürükleyemem ama doğru yolda ilerlendiğinde sürüklerim. Belediyeye bakıyorsun, belediye bir karar alıyor esnaflar ile ilgili, benim bilgim yok.”
Bu konuda öteden beri senin bir şikayetinin olduğunu biliyorum: Belediye, esnaflar ile ilgili bir karar alırken esnaf odası başkanı olarak seni çağırıp, “Başkan, gel hele. Şu konuda şöyle bir şey düşünüyoruz. Sen ne düşünüyorsun, ne öneriyorsun?”, demesi lazım.
“Önce bir toplantı yapılması lazım. Yani artıyı, eksiyi tartışmak lazım. Yani esnafı da, belediyeyi de, toplumu da düşüneceksin. Şimdi, mesela belediye bana dese ki 'Bu esnafların düzeniyle, fiyatıyla ilgili ne yapabiliriz? Nasıl yol alabiliriz, bu durumu değiştirmek için?' Tabii ki esnaf belediyeye katkı sağlayacak ama ölçülü oranda sağlayacak. Devlette de aynı durum var.”
SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM KONUSUNDA YOL ALAMIYORUZ
Başkan, yerel yönetimde CHP var, siyaseten sen muhalifsin. İlişkilerde bunun da etkisi var.
“Ben, muhalif değilim.”
Diyelim ki yerel yönetimde de AKP olsaydı, sana küçük esnaf olduğun için yine de “aynı şekilde davranılırdı” diye mi düşünüyorsun? Yani burada küçük esnaflara mı bir tavır var, yoksa Cemal Demirtaş'a mı bir tavır var?
“Tavır ile ilgili değil bunlar. Ben CHP'nin tavrını bilmem, partiyi karıştırmak da pek doğru değil ama bir oda başkanı olarak, esnaf ile ilgili ilgili kurumlardan yapılması gerekenlerle ya da yanlış giden bazı şeyleri doğrultmayla ilgili bir istekte bulunduğumuzda ya da bunları anlattığımızda, çözüm noktasına ulaşamıyoruz.”
Bu durumun nedenini anlamaya çalışıyorum. Datça'nın küçük bir yer olması nedeniyle “Bu esnaf odasının söylediklerini boş verin” mi deniyor?
“Ben o konuda, pek yol alamadım. Üyesi olduğum partimden de alamadım, belediyeden de alamıyorum; herkes kendi bildiğini yapıyor. Kardeşim, esnaf Datça'nın temel taşı. Kendin de biliyorsun; pazaryeri ile ilgili bir işlem oluyor, bizim haberimiz yok. Esnaf mesela bir masa, sandalye ya da ne bileyim tabela koyacak, esnaf ile ilgili bir işlem olduğunda bizim haberimiz olmuyor; yerelin de var, genelin de var böyle bir tavrı. Genelde de bir kanun çıkacağı zaman esnaflarla ilgili, bu konuda birliklerle, konfederasyonla en azından istişare yapılması lazım.”
Sizin konfederasyonun başkanı Bendevi Palandöken var, onunla da mı konuşulmuyor?
“İstişare olsa bu kadar sorun olmazdı ki.” Duruyor. Uygun sözü bulmaya çalışıyor. “Sıkıntılı işler.” diyor. Gülüyoruz.
ESNAFIN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULAMAYINCA, AYRILDIM
Başkan, bu anlattıklarının partiden istifa etmenle ne alakası var? İstifa ettiğini duyurmanla ne alakası var?
“Benim bugüne kadar AKP üyesi olduğumu, ilçe yönetimde yer aldığımı herkes biliyor. İlçe yönetiminde yer aldığımda Datça için güzel şeyler yapmaya çalıştık. Sonra ilçe başkanından il başkanına, vekillerden Ankara'ya kadar esnafların sorunlarını ilettik ama çözüm noktasına ulaşamadık. 'Çözüm noktasına ulaşamıyorsam' dedim, 'o zaman benim de bu partide durmamın mantığı yok' dedim. Ayrıldım. Yoksa, benim kızgınlığım filan yok.”
Cemal başkan, “Kızgınlığım yok” diyor ama arkasından sorduğum bir soruyu yanıtlarken “Yok, partiye dönmem” de diyor. Başkan, şu an partisiz ve hiçbir partiye de girmeyi düşünmüyor.
“Ben, vatandaşın yanında olan, vatandaşın derdini dinleyecek, derdine çözüm bulacak, toplumu kucaklayacak bir parti olursa belki ona hizmet için girebilirim. Şu an hiçbir partiyle diyalogum yok.” diyor.
VATANDAŞ TERCİH EDERSE, BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLURUM
Başkan, 2029 Yerel Seçiminde Belediye Başkanlığına aday olmayı düşünüyor musun?
“Yerel seçime daha çok zaman var ama bilmiyorum, vatandaşın nabzını yoklarız. Vatandaş derse ki Datça'da yapılacak hizmetler ile ilgili olarak, 'Seni burada çalıştırırız.' veya vatandaş benim bu görevi yapacağıma inanıyorsa, ben çalışırım, sıkıntı yok.”
“Gelişmeye bakarım” diyorsun?
“Vatandaş tercih ederse bizi, aday oluruz. Yürütürüz. Esnaf odasına aday olurken de vatandaş 'Böyle, böyle, sıkıntı var.' dedi, bak 12 senedir yürütüyorum, tabii mutlaka sıkıntı oluyordur ama bu sıkıntı şu an % 3 bile değildir. Herkesi memnun edemeyiz de. Yani, görev alınabilinir.”
(Devam edecek)