Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Milas’ın tarihi/eski kent dokusunun bulunduğu, cumbalı ahşap evlerin yer aldığı Hacı İlyas Mahallesinde, geçen gece(20.10.2024) 01:30'da psikolojik sorunları olan FÇ(30)'nin kolonya dökerek ailesinden altı kişinin oturduğu Hacı İlyas meydanındaki evlerini yakmasıyla birlikte 3 tarihi ev daha yandı.
Yangın yerinin çevresinde oturanlardan aldığımız bilgiye göre; FÇ'nin, evi yaktıktan sonra, evde bulunanlara, "Evi yaktım, çıkın," dediği; bir keresinde elindeki bıçakla annesini meydandaki çay ocağına hapsettiği, bir dönerciyi kovaladığı, son 2-3 ayda buna benzer saldırgan davranışlarının olduğu belirtildi. FÇ’nin aynı zamanda madde bağımlısı olduğu da iddia edildi. Yine o çevredeki kişilerden alınan bilgi bağlamında; FÇ, yanan evlerini karşıdan seyrederken polis tarafından alınmış.
Hacı İlyas Mahallesi Muhtarı Mehmet Çoban konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “FÇ’nin davranışları çevresini rahatsız etmeye başlayınca, mahalle sakinleri şikâyetlerini bana ilettiler. Ben, ilgili kişinin bir hastane ortamında tedavi görmesi için durumu Kaymakam Bey’e ilettim. Kaymakam Bey durumu, Emniyet’e ve İlçe Sağlık Müdürlüğüne iletti. Ben İlçe Sağlık ve Emniyet yetkilileriyle konuştum. Onlar, ‘Elimizde bir savcılık veya mahkeme karar olmayınca biz bir şey yapamayız,’ dediler.
Sonra bu yangın olayı meydana geldi. Büyükşehir İtfaiyesi, yangına zamanında ve etkin müdahale ederek, sokağın tümüne yansımasını ve daha da büyümesini önledi. Ayrıca yangının genişleme ihtimaline karşı Milas İlçe Orman İşletme Müdürlüğünden önlem amaçlı yangın söndürme aracı istedik. Onlar da gönderdiler. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekibine ve Milas Orman İşletme Müdürlüğüne, yangını daha da büyümeden ve bir felakete dönüşmeden söndürdükleri için teşekkür ediyorum.”
Yanan dört ev; Milas'ın cumbalı ahşap evleriydi ve sokak ölçeğinde bir kültürel mirasın günümüze uzanan en güzel ve somut örnekleriydi. Yanan bu evler, Milas’ın kültürel potansiyelleri açısından önemli bir kayıp! İhmaller zinciri ve bazı sosyolojik gerçeklikler doğrultusunda yitip giden bir kent belleği, kent tarihi, kent hafızası, somut kültürel kayıplar vd.
HABERİN SOSYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ
Bazılarınız, ‘bir yangının, Sosyoloji ile ne ilgisi olabilir?’ diyebilir. Sosyoloji biliminin temel konusu insan ve onların oluşturduğu toplumdur. Sosyoloji, bir toplum bilimidir ve öznesi de insandır, insanların toplum içindeki davranış biçimleri ve alışkanlıklarını inceler. Sosyolojinin ilgi alanına giren her şey, hayatın içinde olan şeylere dairdir. Hayat içinde olup biten her şey, olup bitme sürecini yaratan toplumsal aktörlerin bir aradalığının, karşılıklı etkileşimlerinin ve eylemlerinin bir sonucudur. Sosyoloji, işte bu etkileşim ve eylemlerin karmaşıklığını, nedenlerini ve sonuçlarını anlamlandırma çabasındadır. Sosyolojinin amacı, söz konusu süreçte; yaşamı ve yaşamın içindeki gerçekliği ortaya koymaktır.
Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi Sosyoloji Bölümünde, Milas’ın son 62 yılını incelediğim, 27.01.2020 tarihinde başlayıp 22.11.2023 tarihinde tamamladığım YL öğreniminde, “Toplumsal Değişim ve Dönüşüm Sürecinde Kentleşme: Milas Örneği(1960-2022)” başlıklı tezimde, TÜİK verileri ve yaptığım derinlemesine görüşmelerle Milas’ın toplumsal yapısını ve bağımlılık oranlarını görme ve anlama fırsatım oldu. Bağımlılık ve uyuşturucu(madde) kullanma oranları bakımından Milas, hiç te iyi bir noktada değil. Gençlerde ve yetişkinlerde bağımlılık oranı(alkol, madde vd.), % 45 oranlarında. Uyuşturucudan dolayı gençler arasında intihar vakaları var. Sabit nüfusu 150 bini geçen bir ilçede, acı bir gerçek, bu tablo!
Milas somutunda; yangının, sosyoloji ile bağını şöyle kurabiliriz; Psikolojik sorunları olan ve madde kullandığı iddia edilen kişi, kendisiyle birlikte ailesinden 6 kişinin oturduğu bir evde yaşamaktadır. Kullandığı tedavi edici hapların ve maddenin etkisiyle bir anda bunalım geçirebilir; aile içi şiddete, yaralama ve öldürmeye, kendi intiharına, evini yakmaya ve başka şeylere neden olabilir. Bunların hepsi, hane ölçeğinde Mikro Sosyolojik ve psiko-sosyal bir vakadır.
Milas bu açılardan inceleme altına alınmalı, Belediye ve Kaymakamlık işbirliği ile gerekli önleyici çalışmalar yapılmalıdır… Toplumsal yaşam güvenliği; bilimsel çalışmalardan, işbirliklerinden ve pro-aktif (önceden alınan) önlemlerle mümkün olabilir…