Bugun...



Milas’ın Çamovalı Köyünde Sofralık Zeytin ve Zeytinyağında Kendi Markalarını Yaratan Genç Girişimciler: Hüseyin Damgalı ve Sergen Taş

Hüseyin Damgalı ve Segen Taş, Milas'ın Çamovalı köyünde iki kuzen ve iki genç girişimci. İkisi de mühendis. Milas zeytin ve zeytinyağında katma değer yaratmak amacıyla ürünlerini değerlendirmişler ve kendi markalarını yaratmışlar. Hedefleri ve idealleri büyük. Biz de bu iki genç girişimciyle başarı öykülerini ve ideallerini; Milas 8. Zeytin Hasat Şenliği için açtıkları standlarında konuştuk. İşte genç girişimcilerin başarı öyküleri...

facebook-paylas
Güncelleme: 02-01-2023 01:16:29 Tarih: 02-01-2023 01:07

Milas’ın Çamovalı Köyünde Sofralık Zeytin ve Zeytinyağında Kendi Markalarını Yaratan Genç Girişimciler: Hüseyin Damgalı ve Sergen Taş

MİLAS SEKİZİNCİ ZEYTİN HASAT ŞENLİĞİNİN ARDINDAN…

Söyleşi/Röportaj: Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ

HÜSEYİN DAMGALI: ‘MOBELLA’ MARKASI

-Önce sizi tanıyalım

-Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu Elektrik Mühendisiyim. Aktif olarak mühendislik hayatıma devam ediyorum. Uzun yıllardır yurt dışındaydım. İngiltere, Güney Amerika ve Katar’da çeşitli projelerde görev aldım. Ailemin ve bölgemizin zeytinlerini katma değerli hale getirebilmek için kuzenim Sergen Taş’la birlikte (kendisi 3. Nesil zeytinyağı işi yapan bir ailenin çocuğu, Jeoloji mühendisi) yurt dışı tecrübelerimizi biraraya getirerek hem alaylı hem mektepli olarak bu işi nasıl daha iyi hale getirebiliriz diyerek, bunun mücadelesini veriyoruz. Bu konuda kafa yoruyor, beyin jimnastiği yapıyoruz. Şu ana kadar, yaptığımız işten dolayı manevi olarak çok mutluyuz.  Ürünlerimizin tadına bakanların geri bildirimleri, bizi çok mutlu ediyor.

- Siz hangi alanda üretim yapıyorsunuz?

-Biz sofralık zeytinde markalaşma yoluna gittik. Şimdilik sofralık zeytin çeşidi olarak domat zeytinleri değerlendiriyoruz. Yeşil çizik olarak. Tuzlu suda, bize ve Milasımız’a özel turunç ağaçlarını sokaklarda telef olmaktan kurtardık. Belediyemizin turunç ağaçlarından turunç aromalı olarak yeşil zeytin yapıyoruz. Yine Milasımız’a özel memecik zeytinden yağlı çizik zeytin yapıyoruz. Bunu iki türde yapıyoruz; ya daha tam siyahlaşmamış, yeşile yakın olan zeytinlerden ya da kararmaya yüz tutmuş daha olgun zeytinlerden. Bazı insanların damak zevki daha olgun zeytine ihtiyaç duyuyor. Kimileri de daha mayhoş, daha zeytin tadına hakim, daha taze zeytin tüketmek istiyor. Bir de bizim bölgemize ait olmasa da damak zevkine hitap edebilmek amacıyla Gemlik türü zeytinlerden de siyah salamura yapıyoruz. Zeytinlerimizin tamamı doğal yöntemler uygulanarak yaklaşık 3 ayda olgunlaşıyor, hazır hale geliyor. Zeytinlerimiz tek tek elle seçiliyor. Sofralık zeytinlerimizin hepsi elle toplanıyor. Zeytinleri işlemede kullandığımız su yine özel. Burada kuzenim Sergen devreye giriyor. Kendileri aynı zamanda su sondajı yapıyorlar. Kuyumuzun suyunu Denizli’deki bir akredite laboratuvara analize gönderdik. Bu kuyu suyunun böyle bir işlemde kullanılıp-kullanılamayacağını öğrenmek için. Buradaki diğer tesis ve üreticilerden bizi ayıran bir özellik te bu! Bilimsel bir iş yapmaya çalışıyoruz. Hem suyumuzu analiz ettiriyoruz hem suyumuzun bekleme süresini, sıcaklığını, bunları istatiksel olarak ta tutuyoruz.

-Siz sadece sofralık zeytinle mi ilgileniyorsunuz?

-Evet. Yeni yapmış olduğumuz tesisi geçen yıl devreye aldık. Sıfırdan bir tesis inşa ettik. Yüzde yüz özsermaye ile. Şu anda bu tesisimizde sofralık zeytin yapıyoruz aynı zamanda paketleme ve ambalajlamasını da yapıyoruz.

-Markası ne?

-Mobella. Bu ismi biz şuradan bulduk ve çok da hoşumuza gitti. Muğla ilinin antik dönemdeki, Ortaçağdaki isminin Mobella olduğunu öğrendik. ‘Ella’ ekinin içinde geçmesi güzel ve şifreli bir hava kattı. Zaten amacımız Muğla için katma değerli bir şeyler yaratmaktı. Mobella ismi bu şekilde hayatımıza girdi.

-Tescilli mi?

-TPE’den tescilli. Aynı zamanda uluslararası barkodlarımız alındı. İthalat-İhracat belgelerimiz var, yine hem zeytinyağlarımızın hem de sofralık zeytinlerimizin, İzmir’deki birkaç farklı akredite laboratuvarda tespit raporlarımız mevcut.

- Şenliği basıl buldun?

-Şenliği çok güzel buldum. Güzel bir etkinlik oldu. Buradan Milas Belediyesine de teşekkür etmek isterim. Çok güzel bir hizmet oldu bizler için de. Bizler de elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. En güzel ürünlerimizi buraya getirerek, belediyemizin düzenlemiş olduğu bu etkinliğe gelen katılımcıları da memnun etmek istedik. Onlar ne kadar çok mutlu olursa, bu şenliğin tanıtımı ve geri bildirimi de o kadar etkili olur. Çok güzel vakit geçirdiğim insanlar oldu. Zeytinleri tanımak isteyenler gelip soruyorlar. Yeşil zeytini, siyah zeytini ve aralarındaki farkı merak ediyorlar. Onlara anlatıyoruz bunları. Burada görsel olarak iki tip zeytin var; hem domat hem memecik. Bu niye küçük, bu niye büyük diye soruyorlar. Biz de anlatmaya çalışıyoruz. Şenlik, zeytini tanımayanlar için iyi bir öğrenme fırsatı da yaratıyor. Biz bunu canlı olarak yaşadık. Şenlikteki söyleşi ve paneller de çok güzel oldu. Bilimsel anlamda öğretici olan söyleşilerdi bunlar. Bu söyleşiler; hem üreticiler hem de tüketiciler için çok yararlıydı. Tüketici ne kadar bilinçlenirse; üretici de kendisini o oranda geliştirmek zorunda kalır. Burada belediyemizin davet ettiği konukların da değindiği konu buydu. Bizim kendi web sitemizde ve sosyal medya hesaplarımızda her zaman tüketiciyi bilinçlendiren mesajları görürsünüz. Biz istiyoruz ki tüketici bilinçlensin, benden daha iyisini istesin; biz de kendimizi geliştirmek için birşeyler yapmak zorunda kalalım.

-Şenliğin uluslararası boyutu olsa iyi olur mu?

-Şenliğimizin uluslararası boyutu olsa mükemmel olur. Bodrum buradan 45 km mesafede. İzmir buradan 150 km mesafede. Bunu uluslararası alana taşımak çok zor değil. Milas’ta uluslararası havalimanı ve deniz limanımız var. Milas’ta bunu coğrafi olarak ta yapabilmek zor değil.  Özellikle iklim açısından. Biz üreticiler olarak buna hazır mıyız? Biz elimizden geldiğince hazırlanmaya çalışıyoruz. Biz firma olarak ta yurt dışı fuarlara katılıyoruz. 27 Temmuz’da, Mobella Markası olarak Filipinler’deki, bir yiyecek-içecek fuarına katıldık. Katar’da da bir yiyecek-içecek şenliğine katıldık. Şimdi ürünlerimiz Londra’ya gidiyor.

-Filipinler fuarında Mobella nasıl ilgi gördü?

-Ürünün kalitesi anlamında çok güzeldi fakat Türk ürünleri olması gereken yerde değil. Türk ürünlerinin biraz daha öne çıkarılması gerekiyor. Bireysel mücadele uluslararası arenada kolay yapılabilecek bir şey değil.  Bunun için daha üst düzeyde organizasyonlar gerekiyor. Bu uğurda gideceğimiz çok yol ve yapacağımız çok iş var.

SERGEN TAŞ: ‘TAŞ DİBEK’ MARKASI

-Sizi tanıyabilir miyiz?

-Kısaca kendimden söz edeyim. Ben Jeoloji mühendisiyim. Aktif olarak mühendisliğe devam ediyorum. Üç nesildir zeytinyağı fabrikası işiyle uğraşıyoruz. Biz son nesiliz. Dedem 1980 yılında taş baskı olarak başlamış işe. Dedemin ismi Selahattin Taş. Daha sonra babam Ercan Taş devam ediyor. 1996’dan sonra kontinu sistemle zeytin sıkım işini devam ettirdik. Geçen yıla kadar makinalarımız aynıydı. Geçen yıl makinalarımızı teknolojik olarak yeniledik. Şu anda iddia edebilirim ki Milas’ın en iyi zeytin sıkım makinalarına sahibiz. Bizim markamızın çıkış noktası hakkında bilgi vereyim size. Bizim zeytinliklerimizin bir mevkisi vardır. Eskiden taş değirmen varmış orada. Bu değirmen dibek taşı olarak bilinirmiş. Bu dibek taşının olduğu yerde bizim bir zeytinliğimiz var.  Bizim soyismimiz de Taş. Dibek ve Taş’tan markamızı üretmiş olduk.

-Ne zaman markalaştınız?

- 2020’de markalaştık. İki yıldır markalı üretimlerimizi yapıyoruz. İlk yılımız tecrübe kazanma yılıydı. İkinci yılımızda ödülleri toplamaya başladık. Milas coğrafi işaretini aldık. Muğla’da düzenlenen kaliteli zeytinyağı yarışmasında altın madalya aldık. Bu ödülle daha güzel bir noktaya geldik. Bu sene de tüm ödüllere talibiz.

-Pazarlama konusunda durum nedir?

-Web sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan satışlarımız devam ediyor. Bazı zorluklara karşılaşıyoruz. Her şeye rağmen güzel gidiyor, uğraşıyoruz, emek veriyoruz. Asıl hedefimiz yurt içi pazarı ama asıl büyük hedefimiz yurt dışı pazarları. Yurt dışında güzel pazarlar edinip hem Milasımızı hem de zeytin ve zeytinyağlarımızı tanıtmayı amaçlıyoruz. En büyük hedefimiz de bu.

-Yılda ne kadar zeytinyağı elde ediyorsunuz?

- Kendi ağaçlarımızdan ortalama 3 ile 5 ton arası zeytinyağı elde ediyoruz. Bu yağlarımızı soğuk sıkım olarak elde ediyoruz. Fabrikamızda halka da hizmet veriyoruz. Üreticilerin güzel yağlarını da alıyoruz. Stok yönünden herhangi bir sıkıntımız olmuyor. Yaklaşık 20 tona yakın bir zeytinyağı stokumuz oluyor. Stoklarımızdaki yağ, en üst düzey zeytinyağıdır.

-Ambalajlama sisteminiz var mı?

-Bunun için yeni bir tesis kuruyoruz. Üretim ve ambalajlama önümüzdeki süreçte birlikte olacak.

-Kaçlık ambalajlarınız var?

-1 litrelik cam ambalajlar var. 3 litrelikten 18 litreye kadar teneke ambalajlar var. Bu ambalajlar içinde Türkiye’nin her yerine gönderebiliyoruz. Ambalaj konusunda standartlarımız bunlar. Müşteri talebine göre de şekillendirme yapabiliyoruz. Bazı ülkelerden 500 ml şişe veya bazı restoranlardan 750 ml şişe talebi gelebiliyor; ona göre dolum yapabiliyoruz. Bazıları bilyalı kapak istiyor, alkol firmalarının kullandığı gibi, bazı otellerin böyle talepleri de oluyor. Ambalajlama konusunda talebe yönelik olarak ta hizmet verebiliyoruz. Damgalı şişeler de İtalya’dan özel üretim olarak geliyor. Koyu renk şişeler kullanıyoruz. Teneke ambalajlarımızı da uluslararası bir tedarikçiden alıyoruz. Hepsinin belgeleri bizde mevcut. Bu konuda hassas davranıyoruz. Büyük firmalara tedarik hizmeti veren, dünyada 5 fabrikası olan teneke üreticisi olan bir firma. Sarkap marka teneke kullanıyoruz.




Bu haber 1978 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SÖYLEŞİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI