Bugun...



Sevgiline Koşar Gibi... (Datça Mor Pedal'ın Kısa Öyküsü)

Datça Mor Pedal bisiklet sürmeyi öğrenmek isteyen kadınlara gönüllü verdiği eğitimin 2024 yılı kış/bahar sezon finalini yaptı; Burgaz sahilinde gerçekleştirilen piknikli buluşmaya çok sayıda öğrenci ile öğreticilerin tamamı katıldı.

facebook-paylas
Tarih: 07-06-2024 12:40

Sevgiline Koşar Gibi... (Datça Mor Pedal'ın Kısa Öyküsü)

MEHMET ERDAL

Dün akşama doğru saat 18.00 gibi Burgaz sahilindeki buluşma yerine gelen öğreticiler ve öğrenciler geniş bir daire oluşturarak yanlarında getirdikleri yiyecekleri ve içecekleri paylaştılar, aralarında sohbet ettiler. Buluşmanın bir yerinde Datça Mor Pedal'ın kurucusu Ümit Kırcalı'dan grubun ortaya çıkış öyküsünü anlatmasını istediler; Ümit Kırcalı, arkadaşlarının kendisinden dinlemek istediği öyküyü anlatmaya başladı.

DATÇA'YA GELDİĞİMDE BİSİKLETE BİNMEYİ BİLMİYORDUM

“Ben buraya (Datça'ya) 20 sene önce geldim. Bu yıl 20. senem. Buraya geldiğimde bisiklet kullanmayı bilmiyordum, Kayseri'de yetiştiğim için, ki Kayseri'de kızlar bisiklet kullanmazdı. Abilerimin bisikleti vardı ama ben asla binemezdim, erkekler binerdi. Onun için bisiklet içimde bir ukte idi; hep öğrenmek istedim ama olmadı. Buraya gelince, belki tanıyanlar vardır, Hülya Erdoğan adında bir hanım arkadaşımız vardı. Daha önce Mercan Kafe vardı, biz orada otururken Hülya hanım oradan geçerdi; şapkası, eteği, bisikleti ile bisiklete o kadar yakışan bir kadındı ki onu gördükçe ben çok özendim. 'Ay ben de bunun gibi bisiklete binmek istiyorum' dedim ve kendime küçük, 24 jant çocuk bisikleti aldım; boyum kısa olduğu için büyük bisikletlere cesaret edip de binemem diye. Ayağım yere değsin istiyordum. Şimdiki eğitim bisikletleri gibi bir bisiklet aldım. Cumhuriyet Meydanına gidiyordum sabah erkenden, elimde bisikletle. Meydanda o zamanlar kafeler yoktu, insanlar yoktu. Ben kendi kendime orada döne döne bisiklete binmeyi öğrendim.

SÜSLÜ KADINLAR BİSİKLET TURU DÜZENLEDİM

Daha sonrasında eve gidip gelmeye başladım. Bana cesaret geldi. Bisiklete binmek çok hoşuma gitti. Ondan birkaç sene sonra, tabii bu arada Hülya ile tanıştım. Onunla da bisiklet sürmeye başladık. Birkaç sene sonra Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nu duydum, sosyal medyadan. O adla bisiklet turu yapılıyormuş. Çok hoşuma gitti kadınların böyle süslenip püslenip senede bir kere bisiklete binip ortada dolaşması, 'Bunu burada ben neden yapmayayım? Ben de yapayım!' dedim. Bu arada bisiklete binen kadın azdı tabii Datça'da. İlk Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'nu öylesine yaptım. Cumhuriyet Meydanı'ndan başladık Denizliler Sitesi'ne doğru gittik, yayınladım tabi her yerde, çok az kadın katıldı. İşte arkadaşlarımız filan katıldı, orada kahvaltı yaptık falan. İşte 'Arabadan in, bisiklete bin!' sloganı taaa o zamandan var. Onları söyleyerek, 'Çevre dostu bisiklet...' sloganları atarak bir tur yaptık. Ertesi gün sosyal medyada yayınlandı tabii bu, Sema Gür (Uçuşan Teker) aradı beni, bu Süslü Kadınlar Bisiklet Grubu'nu kuran kişi, dedi ki 'Böyle bir tur yapmışsınız ama bunun isim hakkı bize ait. Sizin yaptığınız yasal bir tur değil. Mahkemelik bile olabilirsiniz. Bu yaptığınızdan niye haberimiz olmadı?' Dedim ki 'Size haber vermem gerektiğini düşünemedim. Öylesine yaptım.' 'O zaman bundan sonra bizimle birlikte yapın bu turu. Bundan sonra Datça'daki Süslü kadınlar Bisiklet Turu düzenleyicisi sen ol. Her sene yap bu turu.' dedi. 'Tamam.' dedim ama bu arada çok az kadın bindiği için 'Ne kadar kadına ulaşabilirim acaba? Bir bisiklet dersi mi vermeye başlasam acaba, bildiğim kadarıyla?' Pazar yerine gittim. Arkadaşlardan 2-3 tane uyduruk bisiklet buldum. Orada başladık bisiklet eğitimine. İlk öğrencilerim Sevda (Erdal) da dahil 5 kadındı. İkinci Süslü Kadınlar Bisiklet Turu'na o 5 kişiyi yetiştirdim. Bisikleti öğrendiler. İkinci Süslü kadınlar Bisiklet Turu'na katıldık hep birlikte. Başka katılanlar da oldu ama sayımız azdı tabi. Sosyal medyada oldukça geniş bir biçimde yayınlayarak legal bir tur yaptık.

BİSİKLET EĞİTİMİNE TALEP VE İLGİ ARTMAYA BAŞLADI

Bu herkesin dikkatini çekti tabi. Bisiklet derslerine rağbet başladı. Önce 10 kadın geldi. Sonra 15 kadın geldi ama 3 tane uyduruk bisikletimiz vardı, onlardan birisi hala eğitim bisikleti olarak duran, iki tekeri farklı olan, sağ olsun bisikletçi Bülent (Ertaş) ayarladı onu. Onunla başladık. İki tane de uyduruk bisikletimiz vardı. Sonra Hayriye (Yılmaz) Balkan, belediye meclis üyesi ve Datça Kent Konseyi Başkanı bir arkadaşımızdı, bu durumu duymuş, beni aradı, 'Madem böyle bir şeye başladın, biz de belediyeye müracaat edelim, size yeni bisiklet alsın, yeni bisikletlerle yap.' dedi. 'Olur' dedik. Gittik. Belediye başkanı ile konuştuk. Sağ olsun başkanımız Abdullah Gürsel Uçar o zaman 3 tane bisiklet aldı Şenkaya'dan; 2 tane 24 jant, bir tane 26 jant. Böylece yepyeni bisikletlerimiz oldu. Böylece devam ettik bisiklet turlarımıza.

DATÇA MOR PEDAL OLDUK

Bu arada Muğla'da Mor Pedal Kadın Bisiklet Grubu olduğunu öğrendim. Onlarla haberleşmeye başladık. Hatta Sevda (Erdal) onların bir turuna katılmıştı, o daha iyi biliyor. Onlarla iletişime geçtik. Yasemin Duygulu, o grubun kurucusu, dedi ki 'Datça'da o zaman bir Mor Pedal kuralım. Orada da başlatalım.' Birçok yerde başlatmışlar zaten Mor Pedal adı altında, biz de bunun üzerine Datça'da başlattık bunu. Dersler devam ediyordu. Can Yücel Şenliği idi sanırım ya da Badem Çiçeği Festivali idi ilk geldiklerinde...” Bu noktada Sevda Ümit'in anlatımına katkıda bulunmak istiyor “22 Ekim 2017'de geldiler ilk kez, tanışmak için geldiler” Ümit anlatmaya devam etti: ”Tanışmak için geldiler, evet. Biz bu arada sosyal medyadan arkadaşlarımızla haberleşerek oradan gelen kadın bisikletçi arkadaşlarımıza evlerimizi açtık. Evlerimizde ağırladık. Çok güzel turlar yaptık. Biz de bir Mor Pedal olduk. Muğla Mor Pedal'ın şubesi Datça Mor Pedal olduk.

Daha sonra Can Yücel Festivali'ne geldiler. Badem Çiçeği Festivali'ne geldiler. Yavaş yavaş Mor Pedal'ın adı duyulmaya başladı. Katılım gittikçe çoğalmaya başladı. Bu arada tek başına yapıyordum öğretmenliği. Çünkü az insan geliyordu. 10-15 en fazla 20 kişi geliyordu. Bisikletler de yetiyordu. Daha sonra bisiklet kullanmayı öğrettiğim kadınlarla birçok hikayelerim oldu tabii. Bunları da anlatacağım şimdi size.

BİSİKLETİ ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR

Bir gün bir kadın geldi; uzun etekli, türbanlı, yerlere kadar eteği olan. Yanında 10-15 yaşlarında bir kızı vardı. 'Kızım fena değil, biniyor ama tam anlamıyla bisikleti öğrensin diye size getirdim.' dedi. 'Tabi' dedim, 'Memnuniyetle.' Ona da öğretmeye başladık. Kızı bir-iki turdan sonra pedala basmaya başladı. İşte dönmeleri öğrettik. Vitesleri öğrettik falan. Kadın yanımda duruyor ve gururla kızını seyrediyor. 'Ay ne kadar güzel! Kızım da öğrendi. Bayılıyorum.' falan. 'Dedim sen neden öğrenmiyorsun? Sana da öğretelim.' 'Nasıl yani? Ben öğrenebilir miyim?' dedi. Kadın 40'lı yaşlarda, genç bir kadın. 'Tabii öğrenebilirsin.' dedim. 'Haydi.' O gün onu da başlattık bisiklete. 3-5 dersten sonra kızı ile birlikte dönmeye başladılar alanda. Ona dedim ki 'Uzun etekle olmaz. Tayt ya da dar bir pantolon giy. Paçan takılmasın.' Öyle gelmeye başladı yanımıza. Dediğimi yaptı. Herhalde 6-7 derse geldi kızı ile birlikte, meydanda dönmeye başladı. Daha sonrasında bu ana-kızı ben başka yerlerde görünce o kadar gururlandım ki, o kadar hoşuma gitti ki... Onlara da böylece öğretmiş oldum.

ÖN YARGILARIMIZDAN DOLAYI UTANDIK

Daha sonra yine bir dersten önce Emniyet'ten bir polis beni aradı. Bisikletçi bir arkadaş var, o aradı. 'Ümit hanım' dedi, 'Bizim Emniyet'ten bir arkadaşımız var, kadın arkadaşımız. O da bisikleti öğrenmek istiyor. Göndereyim mi?' 'Tabii gönderin. Gelsin.' Geldi. Tabii ön yargılarımız var, hepimizin; işte Emniyet'ten geliyor, polis, türbanlı falan... Herkesin bir çekincesi var. Kadıncağız yapmaya çalıştı. Bir tur attı, iki tur attı. Dengeyi kurmaya çalıştı. Üçüncü de pedala bastı. Bu arada mola verdiğinde bir kenarda oturuyor. Bize karışmak istemiyor. Biz onu aramıza çekmek istiyoruz. Pedala bastığı an geldi, boynuma sarıldı. Ağlamaya başladı. Dedi ki 'Ben kanser tedavisi görüyorum, meme kanseriyim. Bu bana o kadar iyi geldi ki. Bu bisiklete binme olayı bana o kadar iyi geldi ki... Hayatıma renk kattın.” Boynuma sarılmış, ağlıyor. Tabii orada o an bulunan bütün arkadaşlar ağlaştık. Hem ön yargımızdan utandık, hem de o kadının o kadar mutlu olması, hastalıkla boğuşurken böyle bir moral bulması hepimizin çok hoşuna gitti.

Yani böyle ufak ufak hikayelerimiz var...

SEVGİLİNE KOŞAR GİBİ...

Daha sonra, sanırım 6. yıldı, Nadide (Ulu) geldi, bisiklet derslerine.” Nadide gülerek “Bir geldi, pir geldi” dedi. Ümit devam etti: “Öğrendi tabi, kısa sürede öğrendi, cin gibi.” Buluşmaya katılanlar Nadide'yi alkışlamaya ve neşeyle gülmeye başladılar. “Ondan sonra başka arkadaşlar geldi. Ben tabi sadece bisiklet öğretme değil, birçok yerden şapkamız var ya, birçok şeye katılıyorum, hatta halen düşünürüm 'Emekli oldum. Ben buraya tatil yapmaya, dinlenmeye geldim ama evde oturmaya fırsatım yok. Hep koşturuyorum.' diyorum. Bütün eylemlerde varım. Bütün etkinliklerde varım. Yoruluyorum tabi. 'Bir arkadaşıma devredeyim değil de bir arkadaşım daha bana yardımcı olsun bisiklet öğretmede. Nadide'ye (Ulu) teklif ettim. Sağ olsun, kabul etti. Ondan sonra Nadide başladı ve çok güzel öğretmenlik yapıyor. Benden çok daha iyi. 'Sevgiline koşar gibi' diyerek çok güzel, evet, çok güzel, gayet disiplinli, gayet güzel öğretiyor. Ben ona minnettarım, Mor Pedal'ı büyüttüğü için, genişlettiği için...” Buluşmadakiler Nadide'yi alkışladılar. “Hepimizi bu çatı altında buluşturduğu için. Nadide çok önemlidir, benim için. Tabii Nadide'nin yetiştirdiği öğrenciler de öğretmen oldu. Hepiniz sağ olun, var olun.” Nadide Ümit'e “Sen canımızsın. Sen olmasan Datça Mor Pedal olmayacaktı. Belki olacaktı ama böyle olmayacaktı.” diyor. Alkışlar Ümit için devam ediyor. Ümit “Güzel oldu. Güzel bir etkinlik oluyor. Datça'daki bütün etkinliklerde varız. Datça'da Mor Pedal çok ses getiriyor. Bütün siyasi partiler peşimizde...” Alkışlar, gülmeler... “Herkes randevu alıyor. Bizimle görüşmek istiyorlar. Çünkü bizim de bir yaptırımımız var demek ki artık burada, bir söz hakkımız var. Bir de bütün gruplarda çekişmeler olurken, bizim Mor Pedal'da hiç öyle bir şey yok. Gayet uyumlu bir grup... Mor Pedal bayağı bir ses getiriyor. Bu isim Datça'da bir marka oldu. Muğla'nın Mor Pedal'ının en faal grubu Datça Mor Pedal. Başka yerlerdeki Mor Pedallar bizim kadar faal değiller. Çoğu zaten kapattı, böyle etkinlikler yapmıyorlar. Muğla'nın en aktif Mor Pedal şubesiyiz. Datça Mor Pedal'ın hikayesi bu.

Ümit Kırcalı'nın konuşmasından sonra ilk andan itibaren farklı aşamalarda gruba katılan öğreticiler ve öğrencilerden bazıları söz alarak grupla tanışmalarını, bisiklet öğrenmelerini, yaşadıkları mutluluğu ve şu anki duygularını paylaştılar. Her biri çokça alkışlandı.

Buluşma biterken ortaya çıkıp neşeyle oynayanlar oldu. Sonbaharda buluşma sözünden sonra akşamın karanlığında kucaklaşıp vedalaşarak, dağıldılar.

 




Bu haber 1912 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI