Tweet |
NEVZAT ÇAĞLAR TÜFEKÇİ
Traktör bir köylünün, bir üreticinin en önemli üretim aracı. Toprağı işler, yük taşır...
Tarım bitirildi, çiftçi bitirildi. Gübre pahalı, mazota iki günde bir zam gelir, her türlü girdinin fiyatı füze hızıyla ilerliyor.
Çiftçi zor zahmet üretse, ürettiğini satamıyor, zarar ediyor, ürettiği elinde kalıyor.
Çiftçiyi teşvik eden, onların elinden tutan bir iktidar yok!
Çiftçi, şimdi en önemli üretim aracı, eli-ayağı ve sermayesi olan traktörünü bir kenara terk etti.
Traktörün lastiklerinin havası indi, altından boyunu saran otlar çıktı, boyaları döküldü, çürümeye başladı.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yeten ve hatta ihracat bile yapan bir ülkenin, şimdi geldiği nokta bu işte!
Nereden nereye?
Bu durum, ne kadar daha böyle devam edebilir?
NE DEDİLER?
İsmail Atıcı (Milas Ziraat Odası eski Başkanı): Daha önceki yıllarda da tarımla ilgili sıkıntılar vardı. Son 6 yıldan beri günbegün gün çiftçilerimiz tarımdan kopuyor. Üreten olmayınca da güvenli ve yeterli gıdaya ulaşmak mümkün olmuyor. Yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuklarımızın ve yetişkinlerimizin akıbetini düşünen yok. Birçok Tarımsal kurum olup bitene seyirci veya şov peşinde. Bu durum ülkemiz için bir beka sorunudur.
Durmuş Arat: Tarım alanları ranta teslim ediliyor. Her yer betona gömülüyor. Bu gidişle tarım alanı diye bir şey kalmayacak. Ülkemiz her üründe, dışa bağımlı hale getirildi.