AKP iktidarı döneminde Türk milleti, cehaletle aydınlanmış bir toplum hâline gelmiştir. Peki, cehaletle aydınlanan bir toplumun düzelmesini, gerçek anlamda aydınlığa yol almasını nasıl bekleyebiliriz? Bu durum, kendi kendini besleyen bir bumerang gibidir.
Bumerangı bilirsiniz; Avustralya yerlileri, Aborjinler, ilk kez kullanmıştır. Atınca döne döne tekrar atana geri gelir. Bizim toplumumuzda cehalet de öyle bir bumeranga dönüşmüştür; tekrar tekrar geri dönüp zarar vermektedir.
Yaşananlar artık sadece cehaletle açıklanamayacak kadar derin yaralar açmıştır. Ahlak kuralları yara almış, duyarsızlık had safhadadır. Toplumda kanayan yaraların hangisine değineceğimi bile bazen şaşkınlıkla düşünüyorum.
En çok gündem olanlar: ülkenin dört bir yanında çıkan yangınlar, çığ gibi büyüyen ekonomik kriz ve sahte diploma skandalları. İçler acısı bir tablo. İnsan kendine soruyor: "Devlet nerede, millet nerede?" Ve daha da şaşırtıcı olan, milletin bunu sessizce kabullenmesidir. Konuşmamakla haksızlığı görmezden gelmekle, dürüst olmayanları ödüllendirirken, dürüstleri cezalandırıyor.
Toplumu cehaletle aydınlatanlar, cehaletin karanlığında boğulacaktır. Ve ne yazık ki, bu karanlık sadece onları değil, tüm toplumu sarmıştır.