Bugun...


ERGÜN BÜLTEN

facebook-paylas
Tek Çare Atatürk'ün Vizyonu; Ülkenin Gidişatından Rahatsızım
Tarih: 05-07-2025 11:22:00 Güncelleme: 05-07-2025 11:22:00


Bir vatandaş olarak ülkenin gidişatından son derece rahatsızım. Ekonomi bu kadar kötü giderken, memur, emekli ve işçi, kısacası halk yerlerde sürünürken insan nasıl rahatsız olmaz? Belediye başkanları, siyasi parti liderleri ve öğrenciler haksız yere içeri atılırken, ülkenin zenginlikleri birbiri ardına satılırken ve onca orman yanarken insan elbette rahatsız olur.

Biliyorum, bir şeyler söylemeliyim, bir şeyler yazmalıyım. Yani bir şeyler yapmalıyım. Bir şeyler yapmak isterken de kaş yapayım derken göz çıkarmamalıyım. Ancak tıpta kanserli organı veya dokuyu kesip atmak gibi durumlar da vardır; yani bazen bir şeyleri düzeltmek isterken bir şeyleri bozmak da gerekebilir. Ülkem, güzel ülkem... Malum, iktidar gelmeden önce kör topal da olsa, yarım yamalak da olsa bir muhakeme gücüyle kendi yörüngesinde ilerlemekteydi. Kangrenleşmemişti, kesilip atılması gerekmiyordu.

Sorunların Temeli: Dogmatik Düşünce ve Sağduyu Eksikliği

Bugün ülkenin geldiği noktayı birçok yazar ve çizer değerlendirirken; kimi sosyolojik çürüme, kimi ekonomik çıkmaz, kimi kültürel yozlaşma gibi tanımlar getirmeye çalışmakta, kötü gidişata bir ad koymak istemekte. Benim burada, ülkenin gerek siyasetçilerine gerek halkına bakınca tam olarak gördüğüm ise dogmatik düşünceye saplanması, çağdaş felsefi düşünceden yoksun olmasıdır. Her alanda sağduyu eksikliğidir.

Eğer bir yerde çağdaş akıl işletilmiyorsa, orada elle tutulur bir gelişmenin olmaması gayet normaldir. Muhakeme gücü olmayan bir ortamda birilerinin bir şeyler düşünmesi, söylemesi, karanlıkta korkmamak için ıslık çalmaya benzer; kendini rahatlatırsın fakat hiçbir şeyi düzeltemezsin. Böyle bir sağduyu eksikliği durumunda birileri ne kadar çok düşünürse düşünsün, bu durum freni patlamış kamyona benzer. Siyasetçiler ve halk rasyonaliteyi devreye sokmuyorsa, nasıl freni boşalan bir kamyon bir yerlere çarpmadan durdurulamazsa, ülkenin kötü gidişatı da akıl devrede değilse bir yerlere çarpmadan durdurulamaz.

Çözüm Yolu: Akıl, Liyakat ve Atatürk'ün Vizyonu

Sonuç olarak, ülkemizde tüm sorunların ana nedeni; halkın aklıyla değil, dogmalarla, duygularıyla, zanlarıyla ve önyargılarıyla hareket etmesidir. Bu tutum hem toplumsal kaosa yol açmakta hem de siyasi parti tercihlerindeki çürümüşlüğü beslemektedir. Hayatın her alanındaki kokuşmuşluk, çığ gibi büyüyerek durdurulamaz hâle gelmiştir.
Siyasi partilere oy verirken, destekleyeceğimiz kişilerde aramamız gereken en büyük özellik; kişisel gelişimini tamamlamış olması, çağdaş düşünce üretebilmesi, cumhuriyet, demokrasi ve laikliği içselleştirmiş olması, Atatürk’ün vizyonunu kavramış olmasıdır. Kısacası, ülkeyi yönetecek bir projeye ve liyakate sahip olup olmamasıdır. Halk aynı sağduyu eksikliğiyle, aynı veya benzer liderleri seçmeye devam ederse, ülkede ne satılacak bir şey kalır ne de yanmadık bir orman.



Bu yazı 2293 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI