Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
ÇAĞ ATLAMAK!
Tarih: 29-07-2022 11:34:00 Güncelleme: 29-07-2022 11:34:00


İnsanlığın ortaya çıkışından bugüne uzun zaman dilimlerinden oluşan "Çağ"ları ilkokul yıllarından beri hepimiz biliyoruz...

Yazının Sümerler tarafından, M.Ö 3500' de bulunması ile "İlkçağ" başlamıştır.

" Ortaçağ", M.S 476'da Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılması ile başlar.

"Yeniçağ", 1453'de Türklerin İstanbul'u fethetmesiyle başlar.

"Yakınçağ", 1789'da Fransız İhtilali ile başlar ve günümüze kadar devam eder.

Bazı kaynaklar ise,1969'da Amerikalı astronot Neil Louis Armstrong'un Ay'a ilk defa ayak basmasıyla da " Uzayçağı"nı başlatır.

Uzayın derinliklerinde yaşam belirtisi bulmak; dünyamız yaşanmaz hale geldiğinde Ay'da ve gezegenlerde yaşayabilmek için insanlı ve insansız uzay gemileriyle, robotlarla gelişmiş devletler araştırma yapmaktadır.

İnsanların yaşaması için uygun ortam olduğunda, evrendeki gezegenlere dolmuş seferleri yapılabilecek.

**

Ortaçağ Avrupa'sında bilim, İslam coğrafyasından çok gerideydi. Ortaçağ Avrupa'sında kilise ve Hristiyanlık dini en büyük otoriteydi. Oysa İslam coğrafyasında özellikle Abbasilerden itibaren felsefe, matematik, tıp, astoronomi, kimya alanında; Kındi, İbni Rüşt, İbni Haldun, Farabi, İbni Sina, El Cezeri gibi bilginlerin eserleri medreselerde ders kitabı olarak okutulmaktaydı. Bu eserler, Latince'ye tercüme edilerek İspanya’dan Avrupa ülkeleri üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmaya başlandı.

Böylece yavaş yavaş Avrupa'da aydınlanma başladı.

İslam bilginlerinin eserlerinin etkisi, coğrafi keşifler, Rönesans ve Reform Hareketlerini yaşayan Avrupa Devletleri, bilim, kültür ve sanat alanlarında gelişirken İslam coğrafyası, Abbasilerin, daha sonra Endülüs(İspanya) Emevi Devleti'nin yıkılmasından sonra, değişmeyen din  kurallarının baskısı altında gerilemeye başladı.

Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu Devletleri ve Osmanlı imparatorluğunun yükselme dönemindeki medreselerde İslami bilimler ve fen bilimleri okutuluyordu.

Bilhassa Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet zamanında Ali Kuşçu ve 3. Murat zamanında ise Takiyüddin çok önemli astronomi bilginleridir.

Müneccimbaşı olan Takiyüddin Efendi, padişah 3.Murat'ın emriyle Tophane sırtlarında, 1575 yılında İstanbul Rasathanesi'nin (gözlemevi) yapımına başladı ve 1577'de büyük bir kısmı tamamlanan rasathanede gözlemlere başladı. Araştırma için gerekli aletleri temin etmiş, büyük bir kütüphane kurmuştur. Rasathane,

2 ayrı bina ve 16 personelden oluşuyordu.

Takıyüddin, Ekliptik ile Ekvator arasındaki açıyı bugünküne çok yakın olarak 23 derece, 28 dakika, 40 saniye olarak hesaplamıştır.

Yaptığı gözlemleri not etmiş, önemli eserler yazmıştır.

Araştırmacılar, Takiyüddin ile aynı dönemde yaşayan Danimarkalı astronom Tycho Brahe'den daha net, daha kesin gözlemler yaptığına işaret ederler.

Bazı devlet adamlarının kıskançlığı nedeniyle, rasathanenin uğursuzluk getireceği konusunda;

o tarihlerde dünyanın yakınından geçen kuyrukluyıldızın, veba salgınının ve yaşanan depremin bir uyarı olduğu iddia edildi.

Korku içinde olan halk, felaketlerin rasathaneden yaşandığını düşünmeye başladı.

Ayrıca, astronomi bilgini Takiyüddin'in 'meleklerin bacaklarına bakarak günah işlediği' hakkında padişaha yapılan şikâyet üzerine padişah,

3. Murat'ın emriyle rasathane bir gecede, 21 Ocak 1580'de yıkıldı ve her şey tahrip edildi.

Trigonometrik cetveller hazırlayan, altmışlı kesirlere bir alternatif olarak ondalık kesirleri kullanan, ondalık kesirlerin dört işlemde nasıl kullanılacağına dair öneriler getiren Takiyüddin'in çalışmaları, Batı'da çok sonra ortaya çıkmıştır. Zamanı dakika ve saniye olarak gösteren saatler tasarlamış, eserlerinde dakika hesaplarının formüllerini vermiştir

Güneş ve yıldızlar arasındaki süreyi doğru bir şekilde açıklamış; hatasız gözlemler yapmak için, dakikayı gösteren mekanik saatler üzerinde çalışmıştır.

Rasathane, din tüccarlarının baskısı nedeniyle yıkılmasaydı Takiyüddin, belki çok daha önemli buluşlar yapacaktı.

"Gözlem yapmak uğursuzluk getirir. Meleklerin sırlarını küstahça anlamaya çalışmanın, vahim sonuçları çok açıktır.

Gözlem yapılan hiç bir memlekette işler yolunda gitmemiş ve devlet yapısı zelzeleye uğramıştır." diyerek fetva veren Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemseddin Efendi,  rasathanenin yıkılmasını istemiş ve çok önemli gözlemler yapan İstanbul Rasathanesi yıkılmıştır. *

**

Dünyanın ilk haritasını çizerek, Amerika kıtasını ve dünya ülkelerini gerçeğe uygun olarak  gösteren,

Kitab-ı Bahriye'yi

(Denizcilik kitabı)  yazan, Kaptan-ı Derya Piri Reis, Kanuni zamanında yapılan Mısır seferinde başarısız olduğu gerekçesiyle padişaha şikâyet edilerek 80 yaşlarında idam edilmiştir.

Kendi yaptığı kanatlarıyla bir kuş gibi Galata kulesinden uçan Hazerfan Ahmet Çelebi' de cinlere karıştığı şeklinde padişaha şikâyet edilmiştir.

Geçmiş dönemlerde din, bilime engel olarak gelişmesini önlemiş; acı sonuçlar yaşanmasına sebep olmuştur.

**

Cumhuriyet döneminde, Atatürk'ün," Hayatta en hakiki mürşit ( yol gösterici) ilimdir" sözünden hareketle bilime çok verildi...

Dünyanın gelişmiş ülkelerine gönderilen çok zeki öğrenciler, bilim insanı olarak ülkemize döndüler ve bilimin gelişmesine katkıda bulundular...

Halkın geri kalmasına sebep olan cehaleti yenmek için eğitime çok önem verildi ve okuma yazma oranı yükseltildi...

Her alanda yapılan devrimlerle Türk Ulusu çağdaş Uluslar seviyesine çıkarıldı...

Kadın- erkek arasındaki eğitim eşitsizliği büyük ölçüde kaldırıldı...

Osmanlı döneminde padişahın tebaası olan halk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde vatandaş konumuna yükseldi ve

çağ atladı.

**

Peki, günümüz Türkiye'sinde durum nasıl?

2014 yılında, Ankara Hayvanat bahçesi müdürü olan Mustafa Sancar, Tübitak- Ulakbim müdür yardımcılığı görevine getiriliyor.

İstanbul Deniz Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Örnek, Nuh Tufanı sırasında, Hz. Nuh'un kendisine inanmayarak gemiye binmeyen oğlunu ikna etmek için cep telefonu ile görüştüğünü; Hz. Nuh'un 400 metrelik dalgalara dayanan çelik levhalardan yapılmış bir gemi inşa ettiğini ve bu geminin nükleer enerji kullandığını söyledi.

OECD'nin(Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) her 3 yılda bir 15 yaş grubu öğrencilerin bilgi ve becerilerini ölçmek için yaptığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın(PISA) 2015'de yaptığı ortak sınav sonuçlarında Türkiye, 72 ülke arasında sondan 2. oldu.

Bilimde başarılı en üst dilime giren öğrencinin ortalaması ise; en başarılı 5 öğrenci Singapur 'da 100 öğrenci arasından çıkarken Türkiye'de 100 bin öğrenci arasından çıkıyor!

Uzun yıllar önce yapılan "Dünya Okuma Eğilimleri" araştırmasında Türkiye, Japonya ile kıyaslanmış;

-Japonya'da sıradan bir yurttaş yılda ortalama 25 kitap okurken; Türkiye'de 6 Türk yurttaş yılda ortalama 1( Bir) kitap okuyor.

Bir kaç yıl önce yapılan bir araştırmaya göre;

- İspanya’da her yıl ortalama 10 bin çeviri yapılıyor. Tüm Arap Yarımadası'nda bulunan ülkelerin kurulduğundan beri yapılan çeviri sayısı henüz 10 bine ulaşmamış.

- Dünya Ekonomik Forumu'nun 2010 yılında 134 ülke arasında yaptığı "Eğitim Düzeyi" sıralamasında Türkiye 109.sırada yer aldı.

- Her bin kişiye ABD'de 12 bin, Almanya'da 2 bin, Türkiye'de ise 7 kitap düşüyor.

- Rusya'da 2500, İngiltere'de 3500 kişiye bir kütüphane düşerken, Türkiye'de 64.600 kişiye bir kütüphane düşüyor!

Ülkemizde eğitime ayrılan bütçe;

- 2014 yılında Türkiye bin eğitime ayırdığı pay, % 3,45

-2015 yılında OECD ülkelerinden ilk 10 ülke:

İlk sırada Güney Kore, milli gelirin 16, 5'ini eğitime ayırıyor.  Bu oran, 10. ülke olan İtalya'da % 8,2

**

-Ülkemizde, 10 yılda 14 defa eğitim sistemi değişirse...

-Bu sene üniversite sınavına giren öğrencilerin 190. bine yakını 0 puan aldıysa...

-Okuma, anlama, sorgulama yetisi gelişmemişse...

-Türkçe'ye değil, Arapça ve diğer dillere önem verilirse...

-Köy okulları yerine taşımalı sisteme önem verilirse...

- " Türkçe öldü. Okullarda Türkçe yerine Arapça konuşulsun" diyen kişi Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olursa...

- Eğitim, millilikten uzaklaştırılırsa...

- Öğretmenlere Atatürk döneminde olduğu gibi milletvekiliyle aynı maaş verilmezse...

Bütün bu veriler ışığında; Türkiye, eğitim - bilim- kültür alanında çağ atlar; ama geriye ve Ortaçağ karanlığına doğru.

**

Türk gençliğinin, "Çocukluğumda aldığım 3 kuruş harçlığın

2 kuruşunu kitaba verirdim. Yoksa ben olmazdım" diyen;

Altını çizerek okuduğu kitapların sayısının 3397

olduğu Atatürk'ü örnek alması ve aydınlık yarınlara umutla bakması dileğiyle.

Kaynak:

* dunyabulteni.net web sitesi

** Ümit Zileli'nin 27 Temmuz 2022 tarihli Korkusuz Gazetesi'ndeki yazısı



Bu yazı 2651 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI