Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
Milli Eğitim Bakanı, Yusuf Tekin'in Talihsiz Konuşması!
Tarih: 23-12-2023 21:52:00 Güncelleme: 23-12-2023 21:52:00


       MEB, Yusuf Tekin, göreve gelir gelmez, 'Karma Eğitim'i hedef alarak; " Bazı aileler, kız çocuklarının erkek çocuklarla bir arada okumasını istemiyor" demişti. Tepkiler üzerine,

"Yanlış anlaşıldım. Ben kız çocuklarının okumasını istiyorum " demişti.

       MEB. Yusuf Tekin, 18.12. 2023 tarihinde, TBMM genel kurulunda, Meclis kürsüsünde yaptığı şu açıklama ile yine gündeme oturdu:

"Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim "STK" dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri, sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben, o STK'larla protokol yapmaya devam edeceğim " dedi. Daha sonra konuşmasına şöyle devam etti: " O sizin yaşadığınız Türkiye, eski Türkiye. Ora bitti, vedalaşın. Uyanın uyanın. Türkiye artık bambaşka bir ülke... Türkiye yok artık. Bunu görün, uyanın." (1)

       Bu talihsiz sözler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Eğitim Bakanı'na ait.

       Bütün milletvekilleri, bakanlar göreve başlayınca Meclis kürsüsünde, Anayasaya bağlılık yemini ederler. Peki, Milli Eğitim Bakanı'nın söylediği sözler Anayasaya uygun mu? Tabi ki değil.

          *

       Milli Eğitim Temel Kanunu'nun Genel Amaçları Nedir?

       1739 Sayılı M.E. Temel Kanunu, 14.6.1973 tarihinde kabul edildi.24.6.1973'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Türk Milli Eğitiminin Amaçları şöyle belirtilmiştir:

       Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,

       1-Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını ve milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıçtaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

       2-Beden, zihin, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek.

(Milli Eğitim Temel Kanunu'nda, 16.6.1983 ve 16.8. 1997 tarihlerinde değişiklikler yapılmıştır.)(2)

       Milli Eğitim Temel Kanununun amaçları gayet açık iken, bunu uygulamak yerine tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğini söyleyen, seçilmiş milletvekillerine "Eski Türkiye kalmadı, uyanın uyanın" diyen biri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanı olabilir mi?.. Hele adında "Milli" yazan bir bakanlık ise asla.

       'ÇEDES'(Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum)Projesi kapsamında ilkokul ve hatta anaokulu öğrencilerinin derslerine imamlar, vaizler ve Kur'an Kursu Hoca'ları giriyor ve ders anlatıyorlar. Hatta çocuklara camilerin ve mezarlıkların temizliği yaptırılıyor. En son, Kocaeli- Karamürsel Ulu Camii İmamı Osman Akbaş, Anaokulu öğrencileriyle

'Yardımseverlik ve merhamet' konulu etkinlikte buluşuyor, ders sonunda öğrencilere ikramda bulunuyor.

Ayrıca, Ülkü Ocakları Kars İl Başkanlığı, bir okulda öğrencilere 'Türk Büyükleri Okuma Serisi'ni tanıtıyor.(3)

       Küçücük çocukların körpe zihinlerini öğretmenleri yerine 'STK'lar adı altında tarikat, cemaat ve siyasal kuruluş mensuplarına teslim etmek;  Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve ilkelerine düşman nesiller yetiştirmektir.

Bu da Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerimizin geleceklerinin yok edilmesi demektir.

       Ülkemiz, bir cemaatin devletin her kurumuna yerleşmesinin acı bedelini 15 Temmuz 2016'da yaşanan 'Fetö' Darbe Girişimi' ile en ağır şekilde ödedi; yüzlerce insan hayatını kaybetti, TBMM uçaklarla bombalandı, tüm kurumlardan yüzbinlerce kişi görevinden uzaklaştırıldı ve çoğu hapsedildi... Peki, devlet kadrolarına yerleşen diğer cemaatlerin de 'Fetö' gibi darbe girişimi yapmayacağının garantisi var mı? Yeni darbe girişimlerini Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir daha kaldırabilir mi?

       Çocuklarının geleceklerinin ellerinden alınmasına, laiklik ilkesinin  yok edilmesine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yürekten bağlı olan aileler, öğretmenler ve Türk Milleti asla izin vermeyecektir.

       Tarihçi, yazar, Sinan

Meydan'ın, 20 Temmuz 2017 tarihli tvitter(x) paylaşımında, Atatürk'ün 30 Ağustos 1925 tarihinde söylediği şu sözlerini aktarıyor:

"Bugün ilmin, fennin bütün genişliğiyle medeniyetin alevi karşısında filan ve falan şeyhin yol göstermesiyle maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye topluluğunda varlığını asla kabul etmiyorum.

Efendiler, ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en gerçek tarikat, MEDENİYET TARİKATIDIR. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak, insan olmak için yeterlidir."

(Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.17. s.294)

Kaynak:

(1)- İbrahim Ö. Kaboğlu'nun 21 Aralık 2023 tarihli Birgün Gazetesindeki yazısı

(2)- mevzuat.gov.tr

(3)- 21 Aralık 2023 tarihli Birgün Gazetesi



Bu yazı 9140 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI