Türk Ulusu'nun büyük önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk çocuklarına armağan ettiği ve daha sonra tüm dünya çocuklarına mâl olan, "23 Nisan, ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" nedeniyle bütün makamlar, bir kaç saatliğine çocuklara verilir. Onlar da yaşlarından büyük bir olgunlukla, güzel mesajlar verirler; insanları mutlu edecek ve dünyayı kurtaracak kararlar alırlar.
Çocuk saflığı ve güzelliği ile verilen bu mesajlar herkesin yüzünde umut çiçekleri açtırır. Bu yaşanan mutluluk ve sevinç, ne yazık ki rengarenk bir kelebeğin ömrü gibi bir gün sürer.
Daha sonra makam koltuklarına tekrar oturan yöneticiler yine bildiklerini okumaya devam ederler.
Oysa, yöneticiler kendilerini değil, halkının mutluluğunu ve refahını düşünseler, kararlarını ona göre alsalar her şey daha güzel olacaktır.
Yıllar boyunca dünya ülkelerinde yaşanan doğal felaketler, ekonomik bunalımlar, yaşanan savaşlar, değişen yönetimler, devrilen liderler, zulüm ve gözyaşı, değişen haritalar, ormanların yok edilmesi, iklim krizi, kuraklık, yağmalanan yeraltı zenginlikleri, açlık, yoksulluk, işsizlik, beyin göçü, savaş bölgelerinden başka ülkelere giden göçmenler ve yaşanan dramlar, kadınların ve çocukların tecavüze uğraması ve katledilmesi, sokaklarda yaşayan kedi ve köpeklerin katledilmesi, doğal ve tarihi güzelliklerin insanların hırsı yüzünden yok edilmesi, her yerin betona dönüştürülmesi, gençlerin umutlarını başka ülkelere bağlaması ve daha niceleri...Yaşanan tüm bu felaketler, insanlığı karamsarlığa sürükleyen ve mutsuz eden etkenler.
Oysa, dünyayı ve ülkelerin yönetimini bir kaç saatliğine değil, tamamen çocuklara versek; dünya gül bahçesine ve oyun alanına döner.
Cennet ülkeleri cehenneme çeviren emperyalist (sömürgeci) devletlerin yöneticilerinin,
23 Nisan'lardaki gibi değişmesi; dünya ülkelerinin, halklarını mutlu edecek olan bilge kişiler tarafından uzun süreli olarak yönetilmesi dileğiyle.
Mevlana'nın dediği gibi: "Diken düşünen dikenlik olur; gül düşünen gülistan(gül bahçesi)."