Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
DENEMELER
Tarih: 18-08-2022 12:33:00 Güncelleme: 18-08-2022 12:33:00


Fransız yazar ve ahlakçısı  Montaigne'in(1533-1593) çok severek okuduğum 'Denemeler' adlı  eserinden üç bölümü sizlerle paylaşmak istedim.

*
KİTAPLAR

Dostluk ve aşk, tesadüflere ve başkalarına bağlı iki alışveriştir; biri arayarak bulunmaz, diğeri yaş ilerledikçe solar gider. Onun için yaşamımı doldurup doyuramazdı onlar. Üçüncü alışveriş, kitaplarla kurduğumuz ilişkidir ki daha sağlam ve daha çok bizimdir. Diğerlerinin daha başka üstünlükleri olsa da, bu üçüncüsü daha sürekli ve daha yararlıdır.
Bir ömür başucumda, her yerde elimin altındadır. Yaşlılığımda ve yalnızlığımda beni kitaplar avuturlar. Sıkıntılarımdan kurtarırlar, sevmediğim kişilerin havasından istediğim zaman ayırırlar beni. Fazla ağır basmadıkları ve gücümü aşmadıkları zaman acılarımı törpülerler. Rahatımı bozan bir düşünceyi kafamdan atmak için, kitaplara başvurmaktan iyisi yoktur, hemen beni kendilerine çeker, içimdekinden uzaklaştırırlar. Öyleyken, onları yalnız daha gerçek, daha canlı, daha doğal rahatlıklar bulamadığım zaman aramama hiç kızmaz, her zaman aynı yüzle karşılarlar beni.
Atın yularından tutup yürümek kolaydır, derler. Napoli ve Sicilya kralı Jacques, o genç, güzel adam, uzun yolculuklarda kendini sedyeyle taşıtırmış. Başını fakir işi bir yastığa dayamış,boz kumaştan bir giysi ve takkeyle; ama arkasından müthiş bir alay gelirmiş: Tahtırevanlar, yularından çekilen türlü türlü binek atları, rütbeli, cüppeli komutanlar, hizmetkârlar...
Kendi çabalarıyla iyileşmiş bir hastaya acınmaz. Çok doğru bulduğum bu atasözünü kullanmış ve denemiş biri olarak, kitaplardan gördüğüm yarar için söyleyebilirim. Gerçekten ben kitapları, kitabın ne olduğunu bilmeyenlerden daha fazla kullanmam diyebilirim. 
Cimrilerin, nasıl olsa bir gün kullanırım diye hazinelerine dokunmadıkları gibi, ben de öyle saklarım kitaplarımı. Ruhum, onların benim olmasıyla doyar, yetinir. 
Savaşta, barışta, kitapsız yola çıktığımız olamaz; yine de hiç kitap açmadığım günler, aylar olur. Biraz sonra, yarın, canım istediği zaman okurum, derim. Zaman akar gider beni kederlendirmeden; çünkü kitaplarımın dilediğim zaman bana sevinç verecekleri, yaşamama destek olacakları düşüncesi anlatabileceğimden daha büyük bir rahatlık verir bana. 
Hayat denen bu uzun yolculukta yanıma aldığım en iyi nevale kitaplardır.
Onsuz bir hayatı tercih edenlere acırım.
Vermekte aşıya kaçan bir kralın uyrukları istemekte de aşırıya kaçarlar. Akla göre değil, örneklere göre  pay biçerler kendilerine.

Bir düzeni sarsanlar, o düzen yıkıldığı zaman ilk altında kalanlar olur çoğu zaman. 
Kargaşaya sebep olan, yararını kendi görmez pek; başka balıkçılar için suları bulandırmış olur.

*

DIRDIRCILAR

Dırdırcı insanlardan hiç haz etmem. Bu insanlar hayatın sevinçlerine yan çizer, dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar. Sinek misali cilalı yerlerde tutunamaz, pürüzlü, tırtıl yerlerde olmak isterler; oralarda rahat ederler. 
Ya da sülük misali kan içer, onunla beslenirler.
Eğitimin insanın bozulmasını önlemesi yetmez, onu iyiden iyiye değiştirmesi gerekir.

ALIŞKANLIK

Şimdi size anlatacağım hikayeyi kum uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak: Bir adam, çobanının yeni doğduğunda sevmesi için yanına getirdiği danayı, sonraki günlerde de kucağına alarak sevmeye devam etmiş. 
Buna öylesine alışmış ki dana büyüyüp öküz olduğunda bile her gün onu kucağına almış ve sevip taşıyabilmiş. Gerçekten alışkanlık çok yaman bir öğretmendir ve hiç şakası yoktur. 
Ağır ağır, sinsi sinsi içimize sızar; başlangıçta sevimli, alçakgönüllüdür; ama zaman geçip de oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir hal takınır ki kendisini eleştirmemize bile izin vermez.
Asıl eğitimimiz bizi büyütenlerin elindedir. Çünkü en büyük kötülüklerimiz küçük yaşlarımızda belirmeye başlar. 
Çocuk, bir kedinin kuyruğunu tutup çeker, kuşla, köpekle birer oyuncakmış gibi oynayıp, yara bere içinde bırakır; annesi de ona bakıp eğlenir. 
Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını tehlikeye attığını, aldattığını gördüğü zaman bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. 
Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir. Çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında büyüyüp gelişirler. 
Bu kötü davranışları yaşın küçüklüğüne ve yapılanın önemsizligine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur.
Çocukta egemen olan doğadır ve doğa gerçekte sadece yeni tomurcuklanırken katıksız ve sağlıklıdır. 
Hem hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki. 
Ha elma çalmışsın, ha para. " Elma çaldı, ama para çalmak aklına bile gelmez," diyenlere benim diyeceğim şudur: 
"Elmayı çaldıktan sonra niçin parayı çalmasın?" Aslında bizler, sandığımızdan çok daha zenginiz. Ama maalesef ki bizi oradan buradan isteyerek, dilenerek yaşamaya alıştırmışlar. Kendimizi bir kenara atarak, her durumda çokça başkalarından yaralanmaya zorlamışlar bizi.

*
Montaigne'in ' Denemeler' adlı kitabında yer alan bölümleri okuduğumuz zaman kendi hayatımızdan bazı kesitler aklımıza gelir. 

Sizlere Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olan,
rahmetli eşim Ali Sökelioğlu'nun çocukluğundan bir anıyı aktarmak istiyorum:
Ali, ilkokul 1. sınıftayken bir arkadaşıyla kuruyan dere yatağına kuş avlamak için gider.  Fakları kurdukları sırada, bir çalı dibinde 10 tane tavuk yumurtası bulurlar ve çok sevinirler. 
Ali'nin arkadaşı 6 tane yumurtayı kendi alır, 4 tanesini Ali'ye verir ve  sevinç içinde evlerine giderler.
 Ali, evine gittiğinde elindeki yumurtaları gören babası,  "Nereden buldun bunları?" der. 
Ali, durumu anlatınca,  babası da,  "Hemen aldığın yere götür, hırsızlık haramdır" der. 
Bu olaydan ders alan Ali, bir daha bulduğu hiç bir şeyi almaz.
Eğitim, ailede başlar, okulda gelişir ve hayat boyu devam eder. 

*

Montaigne'in ' Denemeler' kitabının okunması ve iyi ahlaklı insanların çoğalması dileğiyle.



Bu yazı 2553 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI