Bugun...


GÜLDEN SÖKELİOĞLU

facebook-paylas
Tarih Boyunca Kadınların Gücü
Tarih: 17-03-2023 22:21:00 Güncelleme: 17-03-2023 22:21:00


       İlk Türk kadın hükümdarı Tomris

       Tomris,( İskit, Saka Türk hükümdarı) İran'da Med'lere son vererek Ahamenişler imaratorluğu'nu kuran Büyük Kiros ile büyük bir mücadele içine girmiştir.

       Kiros, Anadolu'da Lidya Devleti'ne son verdikten sonra İskit Bozkırları'na sahip olmak istemiş ama başarılı olamamıştır. Hile ile önce Tomris'in eşini, daha sonra oğlunu öldürmüştür. Bu olaylar üzerine çok üzülen Tomris, yemin eder ve şöyle der: "Kana susamış Kiros! Sen oğlumu mertlikle değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki seni kanla doyuracağım!"

       İki ordu M.Ö 529'da Seyhun Nehri yakınlarında savaşırlar. Ünlü Yunan tarihçisi Herodot'un " Yunan toprakları dışındaki en kanlı savaş " olarak tabir ettiği bu savaşta Tomris, kadın savaşçılarıyla birlikte hiç yenilmeyen Pers kralı Büyük Kirus'u yenmiştir.

       Tomris, bir gece önce oğlunun cesedinin başında ettiği yeminini yerine getirir. Büyük Kiros'un kafasını kan dolu fıçıya atarak " Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni kanla doyuruyorum" der.(1)

       İlk Kadın Amiral 1. Artemisia

       Batı Anadolu'da Lidya Devleti'ne son veren İran'daki Persler, M.Ö 546 yılından itibaren kıyıdaki kentleri ele geçirdiler. Kentler, Pers yanlıları ve Yunan yanlıları olmak üzere ikiye ayrıldılar.

       Hatta İlk defa Milas'ta kurulan ve kral Hekatomnos'un ölümünden sonra oğlu Mausolos zamanında başkenti Halikarnassos( Bodrum) olan Karya Krallığı Perslerin hakimiyetinde idi. O sıralar Halikarnassos'un yönetiminde 1. Artemisia vardı.

       Pers kralı Kserkhes

(1.Serhas) Artemisia'ya değer veriyor, düşüncelerini ciddiye alıyordu. Artemisia, Yunanlılarla yapılacak deniz savaşı ile ilgili bir toplantıda Yunanlılarla deniz savaşına girmenin tehlikeli olacağını ve bu savaşa karşı olduğunu söyledi. Kral ona hak verdi ama çoğunluk savaş istediği için savaş kararı alındı.

       Pers donanması,

27 Eylül 480 yılı gecesi Salamis Koyu'na girdi.

1. Artemisia, ilk kadın amiral olarak Halikarnassos, Kos, Nysiros, ve Kaldynos gemilerinden oluşan donanmanın başına geçmiş, kendi adına

5 gemi getirmişti.

28 Eylül'de Salamis Koyu'nda savaş başladığında Yunanlılar üstündü. Perslerin 600 gemisi, Yunanlıların 300 gemisi vardı. Artemisia, korkusuzca düşman üzerine yürüdü, ancak etrafı sarıldı ve arkadan bir Yunan gemisi tarafından sıkıştırıldı. Artemisia, kaçmayı düşünürken, yönetimindeki gemilerine, " Benim ardımdan gelin, ben ne yaparsam siz de aynısını yapın" komutunu verdi ve hızla yol almaya başladı. Sonra birden dümen kırarak yanından geçen ve Kral Damasithymos'un yönetimindeki Kaldynos gemisine tam ortasından büyük bir hızla bindirdi. Gemi içindekilerin bile ne olduğunu anlamadan bir anda sulara gömüldü. Hiç kimse kurtulamamıştı.

       Geminin batırıldığını gören Atinalılar onu dost sanarak Karya kraliçesi Artemisia'nın gemisini izlemeyi bıraktılar.

Olayı uzaktan gören Persler ise; batan geminin Atina yandaşı olduğunu ve Artemisia'nın büyük bir cesaretle üzerine giderek onu batırdığını sanıp kadının yiğitliğinden ve gözüpekliğinden söz etmeye başladılar.

Hatta savaşı izleyen Pers kralı Kserkhes hızını alamayıp "Bugün kadınlar erkek gibi, erkekler kadın gibi savaştılar" demiştir.

       Yaklaşık 12 saat süren tarihin ilk büyük deniz savaşlarından biri olan Salamis Deniz Savaşı'nın yenileni Persler ve yandaşları oldu ama savaşın yıldızı ilk kadın amiral 1. Artemisia idi.

       Artemisia'nın yandaş Kaldynos gemisini yanlışlıkla mı yoksa bilinçli olarak mı batırdığı konusunda bir fikir birliği yoktur.

       Artemisia, hiç kayıp vermeden, tek bir adamının burnu bile kanamadan gemilerini Halikarnassos'a geri götürmüştü.

       Sonuçta Artemisia,  ilk kadın amiral ve korkusuz, yiğit bir kadın olarak tarihteki yerini almıştır.(2)

          **

       Erzurum'u Rusların işgali sırasında direnişin simgesi olan Nene Hatun...

       İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto etmek amacıyla 19 Mayıs 1919'da İstanbul'daki mitinglerde halkı coşturan konuşmalar yapan Halide Edip...

       Kadın savaşçıların simgesi, Erzurumlu Kara Fatma...

       Aşkın ölüme götürdüğü efe karısı, Gördesli Makbule...

       Fransız birliğini pusuya düşüren, Kılavuz Hatice...

       Boynundaki altını satarak tüfek alan Binbaşı Emire Ayşe...

      Kırmızı Müfreze'nin uçan savaşçısı, Tayyar Rahmiye...

       Askere yemin ettiren garip kadın, Gül Hanım...

       25 kişilik kadın birliğinin komutanı, Ayşe Kadın...

       Afyon Savaşlarında, Adile Hanım( Tarsuslu Kara Fatma)...

       Üniversite: öğrenciliğinden cepheye giden, Asker Saime...

       Türk Jandark'ı, Küçük Nezahat...

       İlk Türk kadın gazeteci, İttihat ve Terakki cemiyeti'nin tek kadın üyesi, Hilali Ahmer Cemiyeti genel sekreteri ve yazar Selma Rıza,

Türk kadınlarının öncüsüdür.

       Kadınlarımız, cemiyet çalışmalarında da hep öncülük yapmışlardır:

       Kuvayı Milliye'nin 1919’da merkezi olan Sivas'ta kurulan Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti, şubeler açarak önemli bir varlık göstermiştir. Daha sonra kadın mücadelesinin merkezi Ankara'ya kaymıştır.

       Kurtuluş Savaşı yıllarında kadın mücadelesinin önemli bir örgütü de Hilali Ahmer Derneği'nin Kadınlar Koludur. İstanbul'dan sonra ve İstanbul'a koşut (paralel) olarak Ankara'yı merkez edinip 1920 yazından itibaren bütün yurtta örgütlenen merkez, cephe ihtiyaçlarının sağlanmasında çok önemli işler başarmıştır.

           23 Mayıs 1919'da İstanbul - Sultanahmet mitinginde 200 bin kişiye hitaben ateşli bir konuşma yapan ve yemin ettiren Halide Edip, cephede, cephe gerisinde vatanı ve namusu için savaşan isimsiz kahraman kadınlarımızın ve cephede askerlerimizin verdiği büyük mücadele sonunda vatan kurtuldu. Ancak kadınlarımız, hemen haklarına kavuşamadılar.

             1923'te Nezihe Muhittin önderliğinde kurulan, "Kadınlar Halk Fırkası"na (Kadınlar Halk Partisi) kadınların seçme ve seçilme hakkı olmadığı için izin verilmemiştir. Parti, varlığını sürdürmek için " Türk Kadınlar Birliği" olarak yeniden örgütlenmiştir.

       Kadınlar, 10 yıl boyunca oy hakkı peşinde koşmuşlardır. Ancak birlik iktidar partisi tarafından kapatılmıştır.(3)

       1926'da kabul edilen 'Türk Medeni Kanunu' ile kadınlarımıza evlenme, boşanma, miras, şahitlik ve nafaka hakları verilmiş, kadınların çalışma hayatına girmeleri sağlanmıştır.

       Kadınlarımıza verilen siyasi haklar:

       -1930'da Belediye seçimlerine katılma,

       - 1933'de İhtiyar Meclisi'ne katılma.

       - 1934'de Milletvekili seçme ve seçilme hakkı.

       Türkiye'nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin Übbül, (1901- Milas doğumludur.) ilk eşi Kurtuluş Savaşı'nda cepheden dönmeyince Çine- Karpuzlu'ya kardeşinin yanına gitmiştir. 1933 yılında Karpuzlu- Demircidere'de 7 erkek adaya karşı 500 oyla muhtar seçilmiştir. Bu Türk kadının siyasal alandaki ilk başarısıdır.

2 yıl muhtarlık yapmış, milletvekilliği teklif edilmişse de kabul etmemiştir. 18 Aralık 1996'da Nazilli'de ölmüştür.(4)

          **

       Cumhuriyet döneminde nice başarılı kadınlar yetişmiştir. İlk kadın pilot Sabiha Gökçen, tarihçi Afet İnan, cüzzam(Lepra)hastalığını tedavi eden Türkan Saylan, ilk kadın ilahiyatçı Bahriye Üçok ve daha niceleri.

       Osmanlı İmparatorluğu'nda cariye ve kul olan, yüzünde peçesi ve çarşafla kocasının arkasından yürüyen kadınlar, Cumhuriyet rejimiyle layık olduğu itibara kavuşmuştur.

       Türk kadınları, aldıkları çağdaş eğitimle birlikte bilim, sanat, spor, eğitim, askerlik, ekonomi ve siyaset alanlarında çok önemli başarılar elde etmişlerdir.

       Türk kadınları, Atatürk'e ve devrimlerine çok şey borçludur.

          *

       Ancak kadınlarımızın sahip olduğu hakları ellerinden alınmak isteniyor.

       Siyasette kadınlar üzerinden pazarlıklar yapılıyor.

       Cumhur ittifakına katılmak isteyen Yeniden Refah Partisi yöneticileri, kadınları ve çocukları erkek şiddetine karşı koruyan 6284 sayılı yasanın kaldırılmasını şart koşuyor.

       Kadınlarımız, bu yasanın kaldırılmasını istemiyor.

       Cumhur ittifakına katılmak isteyen bir başka parti olan Hüda Par(Allah'ın Partisi) ise, Anayasa'nın değişmez ilk dört maddesini değiştirmek istiyor, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı. Dersim ve Şeyh Sait için özür dilenmesini istiyor. Türbanlı aktivist Konca Kuriş ve yüzlerce insanı domuz bağı ile bağlayıp, işkence ederek öldüren, evinin temeline gömen Hizbullah(Allah'ın Partisi)silahlı örgütünün devamı niteliğindeki Hüda Par, Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından beka(güvenlik) sorunudur.

          Türk kadınları;

Sahip olduğu hakları elinden almak, eve hapsetmek, erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmak, Ortaçağ karanlığına götürmek isteyen gerici zihniyete karşı sesini yükseltecek ve kadınlar üzerinden pazarlık yapmak isteyenlere asla izin vermeyecektir.

 

       Tarihin akışı hep ileriye doğrudur; geriye götürülemez. Geriye götürmek isteyenleri kadınlarımız asla affetmez.

       Adını tarihe altın harflerle yazdıran, Tomris'den, Artemisia'dan, Kurtuluş Savaşı'nın kadın kahramanlarından cesaret alan kadınlarımızın gücünden ve kararlılığından korkulmalıdır.

Kaynak:

(1)- wikipedia.org

(2)- antiktarih.com

(3)- Kurtuluş Savaşı  Kadınları Kitabı-

Zeki Sarıhan

(4)Milas Kent Konseyi - Kadın Meclisi Broşürü



Bu yazı 3167 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI