Bugun...


YÜKSEL IŞIK

facebook-paylas
Nutuk’tan Alacağımız Ders!
Tarih: 23-10-2023 13:45:00 Güncelleme: 23-10-2023 13:45:00


Cumhuriyet, 100. yaşını kutluyor; kutlu olsun.

Görkemli olması beklenen bir kutlama ile 29 Ekim günü, ikinci yüzyılına adımını atacak.

Bu kutlamalarda başı çekmesi gereken kurumsal kimlik kim olmalı?

Elbette devletin de başı olan Cumhurbaşkanlığı…

T24’den Barçın Yinanç’ın yazısına göre Cumhurbaşkanlığının böyle bir hazırlığı yokmuş.

Mevcut Cumhurbaşkanımızın, 100. yaşını kutlayan Cumhuriyet’in taşıyıcı kolonları olarak kabul edebileceğimiz, başta laiklik olmak üzere, pek çok ilkesiyle başının hoş olmadığını biliyoruz.

Kişisel olarak eleştirilerde bulunması herkes kadar Cumhurbaşkanının da hakkı…

Bununla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılı gibi bir tarihsel dönemecin görkemli bir biçimde kutlanması gerektiği de açık…

KİM ÖNDERLİK EDECEK CUMHURİYETİN 100. YAŞININ KUTLANMASINA?

Peki ne olacak; kutlanmayacak mı Cumhuriyetin 100. Yaşı?

Denilecektir ki pek çok belediye 100. Yıl kutlamaları çerçevesinde konserler düzenliyor, yetmez mi?

Yetmez elbette!

Cumhuriyet, öyle konserlerle geçiştirilecek bir süreç değildir ve her düzeyde sahici bir kutlamayı hak ediyor. Üstelik uluslararası düzeyde, dış temsilciliklerin ve hatta devlet başkanı ve başbakanların katılacağı bir resepsiyona ihtiyaç var.

İktidar yapmıyorsa ne yapılabilir.

O zaman CHP yapmalı!

Beklentilerimizi odakladığımız CHP’nin hali, tam bir “gadaya kalkan, belaya bekçi” durumu yani…

Memlekette ne zaman bir sorun olsa herkesin CHP’yi hatırlaması ve ona yükleniyor olması ironik bir durum ama öyle.

Neden işler ters gittiğinde herkes CHP’ye yüklenir peki?

Çünkü (abartılı gelebilir ama) Cumhuriyet Halk Partisi, “Türkiye’nin kutbu” gibidir.

İhtiyaç yoksa kimse farkında olmaz ama her ihtiyaç anında, yetki alanına girsin-girmesin herkesin CHP’yi hatırlıyor olması başka türlü açıklanamaz.

Büyük Kurultayın yaklaştığını biliyoruz ve herkesin oraya odaklandığını görüyoruz ama CHP’nin, 29 Ekim’de, en azından büyükelçileri davet edeceği bir 100. Yıl Resepsiyonu düzenleyeceğini umabiliriz.

Yapabilir mi, yapamaz mı bekleyip göreceğiz ama her durumda CHP’yi hatırlamamızın bir nedeni var; CHP ile Cumhuriyet, birbirinden ayrı düşünülemez. Mustafa Kemal Atatürk, “benim iki eserim var, biri Cumhuriyet, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi” demesi de bu nedendendir.

KİM TAÇLANDIRACAK CUMHURİYETİ DEMOKRASİYLE?

Daha genelleştirebiliriz.

Cumhuriyet, ikinci yüzyılında demokrasiyle taçlanmalı; öyle laf olsun diye değil, bütün kurum ve kurallarıyla…

Çünkü Türkiye’nin geleceği, demokratik niteliklerle donatılmış bir Cumhuriyet iledir.

 Konu ister isteme gene CHP’ye geliyor. CHP’nin gelecek öngörüsü, Türkiye demokrasisini doğrudan etkiler.

Bir örnek verelim; geçtiğimiz hafta, Nutuk’un okunuşunun 96. Yıldönümü idi.

15 Ekim 1927 günü okunmasına başlanan ve tamı tamına 36 saat 31 dakika süren Nutuk için Mustafa Kemal, “mazi olmuş bir devrin hikayesi” der.

Öyledir; söz konusu olan, geleceğe ışık tutmak amacıyla her sözcüğü üzerinde günlerce düşünülmüş, titizlikle hazırlanmış bir öyküdür Nutuk.

Nerede okunmuştu?

CHP’nin 2. Büyük Kurultayında…

Tahlilleri, analizleri ve gelecek öngörüsüyle tarihin gördüğü en uzun hitabet metnidir Nutuk.

Bugün pek çoğumuzun kitaplığında bulunan hacimli bir kitap niteliğinde ama düşünün ki orada geçen her satır, hayatı anlatıyor.

Hep yazarım, “tarih, kahramanları anlatır ama kahramanın tarihte hak ettiği yer almasını sağlayan pek çok isimsiz vardır.”

Muhtemelen Nutuk da, Cumhuriyet fikriyle heyecanlanan, coşan isimsiz neferlerle birlikte hazırlanmış ama Mustafa Kemal’in ince zekâsının da süzgecinden geçerek, Kurultay salonuna inmiş.

KİMİN TARİHİ, BİR KUTUP GÖREVİ GÖREBİLİR?

Çok önemli, tarihi bir belgedir Nutuk.

Bunalıma girmiş ve “hastalanmış” Osmanlı Devletinden genç bir Türkiye Cumhuriyeti çıkmasının öyküsünü anlatır.

O öyküyü hepimiz açısından rehber niteliğine kavuşturan, o öyküdeki her bir olayın gerçekleşme sürecinin tümüyle katılımcı bir yöntem izlenmesi, her aşaması şeffaf ve başlı başına hesap verebilirlik örneğini oluşturmasıdır.

Kabul etmek gerekir ki Mustafa Kemal Atatürk, tartışmasız bir liderdir.

Bir siyasetçi olarak sahicidir, samimidir ve açıktır.

Mustafa Kemal, aynı zamanda bir askerdir; söz konusu askerlik olunca kurmaylık devreye girer ve savaş stratejileri konusundaki dehalığını gösteren pek çok örnek vardır Nutuk’ta.

Örneğin Büyük Taarruzun hazırlık bilgilerinin dışarı sızmaması için savaş halinin orta yerinde Akşehir’de ordular arası futbol turnuvası düzenlemeleri ve takımlar maç yaparken ve komutanlar seyrederken, aynı zamanda Büyük Taarruz harekatının konuşulması müthiş bir dehadır.

 Özetin özeti şudur:

Nutuk, Cumhuriyet Halk Partisinin 2. Büyük Kurultayında okunmuştu; bugün 38. Büyük Kurultaya hazırlanıyor. O zaman koşullar olağanüstü idi; yüzüncü yılına giren Cumhuriyeti özel bir resepsiyonla ve coşkuyla kutlayacak bir mekanizma olmadığına göre içinden geçtiğimiz günler de özel bir tanımlamayı hak ediyor.

Demek ki Cumhuriyet Halk Partisi, kendisine yasaların zorunlu kıldığı hukuki süreçleri tamamlamak zorunda hissettiği herhangi bir parti muamelesi yapmaktan vaz geçmeli ve Cumhuriyetin taşıyıcı kolonlarına sahip çıkacak ve iki güne sığdırmaktan özenle kaçınacağı bir tarihi kurultay yapmalıdır.

Muhtaç olduğu kudret”, tarihinde mevcuttur.



Bu yazı 14404 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI