Bugun...



1 NİSAN SABAHINA BİR KÂBUSLA UYANMAK İSTEMİYORUZ!

Bir yurttaşlık inisiyatifi olarak Datçalı 137 yurttaş “Yerel Yönetimler seçim tarihi hızla yaklaşıyor. Ne ülke genelinde ne de Datça’da 1 Nisan sabahına bir kâbusla uyanmak istemiyoruz.” diyerek kaleme aldıkları metni bugün saat 17.00 itibarıyla kamuoyu ile paylaştılar. Alınan bilgiye göre bu metin Datça Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üyeleri'nin imzalarına kapalıydı.

facebook-paylas
Güncelleme: 22-03-2024 14:12:59 Tarih: 22-03-2024 00:00

1 NİSAN SABAHINA BİR KÂBUSLA UYANMAK İSTEMİYORUZ!

MEHMET ERDAL

Bir yurttaşlık inisiyatifi olarak Datçalı 137 yurttaş “Yerel Yönetimler seçim tarihi hızla yaklaşıyor. Ne ülke genelinde ne de Datça’da 1 Nisan sabahına bir kâbusla uyanmak istemiyoruz.” diyerek kaleme aldıkları metni bugün saat 17.00 itibarıyla kamuoyu ile paylaştılar. Alınan bilgiye göre bu metin Datça Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üyesi adaylarının imzalarına kapalıydı.

Herkesi seçimlere yüksek katılım sağlamaya, yerel demokrasiyi birlikte kurmaya, ülkede yerleştirilmeye çalışılan yeni rejime karşı demokratik muhalefetin de sorumluluklarını yerine getireceğine inançla, herkesi bu tehlikeye karşı bilinçli olmaya davet ediyoruz.” diyerek paylaşılan metin şöyle:

1 Nisan Sabahına Kâbusla Uyanmak İstemiyoruz
Yerel Yönetimler seçim tarihi hızla yaklaşıyor. Ne ülke genelinde ne de Datça’da 1 Nisan sabahına bir kâbusla uyanmak istemiyoruz. Umutlarımızı çoğaltan, büyüten bir seçim olmasını istiyoruz ve seslerimizi birleştirerek yükseltmeye çalışıyoruz. Onun için, yan yana olmayı, farklılıklarımızdan öğrenmeyi, beslenmeyi önemsiyoruz. Bu birlikteliklerimizle her şeye değer katıyor, zenginleştiriyoruz. Toplum oluyoruz, Datça oluyoruz.
Datça, denizi, koyları, kıyıları, ormanları, endemik bitki örtüsü, yaban hayatı, rüzgarı ve havası ile, yaşanmışlıkları, yaşamdan biriktirdikleri ve bugüne zenginleşerek ulaşabilen tarihiyle, daha da önemlisi insani ilişkileri, toplumsal dokusu, kültürü ve coşkusu ile benzersiz bir yer. Datça, yıllardır hem doğasını hem de bu toplumsal dokusunu özenle koruyarak bu günlere geldi, Umudun, uyumun, barışın, dostluğun, hoşgörü ve dayanışmanın mekanı oldu.
Bugüne kadar her türlü ayrıştırma ve ötekileştirme girişimini boşa çıkardı. Datça’yı Datça yapan en eşsiz ve keyifli duygu budur.
Datça’nın doğası, toplumsal yapısı ve yaşama kültürü bir bütündür. Ülke genelinde varlığını ötekileştirme, kamplaştırma, ayrıştırma, kendinden olmayanı düşmanlaştırma üzerine kuran siyasi anlayışa rağmen Datçalılar, uzun zamandır bunu korumaya çalışıyorlar.
Şimdi, tek bir nefes alacak alan bırakmamak yönünde tehdit ve şantaj dahil her türlü yönteme başvurarak, yerel yönetimler de dahil mutlak kontrol sağlamaya çalışıyorlar. Bu anlayışın temsilcilerinin Datça’ya söyleyebilecekleri tek bir sözleri, atacakları iyi bir adımları olamaz. Şimdiye kadar Datça’ya dönük saldırılarda Datça’nın hiçbir sorununda tavır almayanların tek misyonları, tekçiliğin ve yağmanın inşası olabilir.

Datçalılar bu siyasal iktidardan, bugüne kadar Datça özelinde ne gördü?
● Datça’ya ve Datçalılara ait tüm kamu arazilerinin satılığa çıkarıldığını gördü. Bunlar olurken siyasal iktidarın yerel temsilcileri ortada yoktu.
● Tüm koylarının MUÇEV adı altındaki şirkete peşkeş çekildiğini, toplumun ve tüm canlıların hakkının gasp edildiğini gördü. Yargı bu haksızlığa dur dedi. Bu kez Bakanlık hukuksuzluğu devam ettirmek için devreye girdi. Siyasal iktidarın yerel temsilcilerinden çıt çıkmadı.
● Köyler, insanlar, imar planlarının sonuçlanmasını beklerken, her şeyi yavaştan alan Bakanlığın, birilerine mevzi imar planları ile kişisel servis sunduğunu gördü. Bu planlar mahkemelerde iptal edilince, Belediye mühürlediğinde bile devam eden inşaatlara tepki gösteren halk yine yalnızdı. Çağrılara rağmen merkezi hükümetin tek bir yerel birimi dahi parmağını kıpırdatmadı.
● Mafyatik yöntemlerle iş yapanlarla, mühür kırmalarla, neredeyse Türkiye’nin en büyük kaçak inşaatlarının, en hızlı yapım rekorlarını gördü. Halk tepki gösterirken Siyasal iktidarın yerel temsilcilerinin sesi soluğu çıkmadı.
● Datçalılar böyle bir yat limanı olmaz diyen, Datça’nın değil, Dünya’nın en kritik ekolojik dengelerinden birine sahip Taşlık Koyu’nu büyük ölçüde denize kapatan, boğan yat limanına karşı çıkarken, ÇED raporunda bile isteye hile yapıldığını gördü. Burada asla bir çekek yeri olmamalı, çekek yerleri tekne bakım ve tamir yerleridir ve bir anlamda endüstriyel tesislerdir, Datça merkezinde çekek yeri olamaz derken, siyasi iktidar temsilcileri suskun idiler. Suskun olmanın ötesinde, programlarında çekek yeri vaat ettiler.
● Eriyen maaşlar ve yükselen fiyatlar karşısında giderek yoksullaşmayı, barınma sorunlarını, emeklilerin feryadını ve insanları, uyuşturucu ve çete bataklığına sürüklendiğini gördü Datça. Sadece iktidar ve onların yerel temsilcileri görmedi, duymadı.
● İktidar tarafından özelleştirilen elektrik şirketinin hem Datçalılar üzerinde hem de orman yangınlarındaki olumsuz etkilerini ve ormanlarımız yanarken iktidarın vurdumduymazlığını gördü Datça. İktidar temsilcileri ne yaptı peki? Koca bir hiç.
● Tarımsal afet yaşayan Datça, kamudan zerre destek görmedi. Datça köylüleri, belki de ilk kez traktörleriyle sahaya inip dertlerini anlattılar. Siyasi iktidarın temsilcileri yine yoktu.
●Tüm Türkiye gibi, Datçalılar mazot fiyatlarında katlanarak artan rakamları gördü. 'Geçinemiyoruz, yetti artık' dediler. Siyasi iktidarın temsilcileri sus pus idi.
● Tüm tepkilere rağmen ÇEDES adı altında eğitimin tarikatlara teslim edilme girişimlerini gördü Datça. Bu konuda Datçalılar tepkilerini ortaya koyarken, iktidar temsilcileri ellerini ovuşturuyordu.
Şimdi Datçalıların karşısına aday olarak çıkan, iktidar bloğunun adayına şunu sorma hakkımız yok mu? Şimdiye kadar neyine sahip çıktınız Datça’nın? Nesi için mücadele ettiniz, çaba gösterdiniz? Yağma ve talan karşısında Datçalılar direnirken neredeydiniz?
Ülkenin tüm doğasını yok edip, yerin altını üstüne getiriyorlar. Satılacak, paraya dönüştürülecek, sermayeye aktaracak ne varsa, sistemin radarında. Toprağın altında, üstünde, denizde, karada, şehir merkezinde veya en ücra köyde, konu yalnızca ele geçirme veya satma konusudur. Daha kötüsü, bir çökme konusudur. Bu yönüyle Datça için riskler çok daha büyüktür.
Bunların tümünü, bilmemizi istemedikleri dahil daha başka birçok şeyi biliyoruz, farkındayız. Bu bilme hali bizi güçlü kılıyor. Toplum vicdanına güveniyoruz. Bütün bunların asla kalıcı olamayacağını bildiğimiz için umutluyuz. Talan ve yağmacı iktidarın yerel yönetim üzerinden Datça’ya çökmesine izin vermeyeceğiz.
Yalnızca seçimlere yüksek katılım sağlanmakla yetinmeyeceğiz, Datça’da, yerel demokrasiyi birlikte kuracak, birlikte tüm değerlerimize sahip çıkacağız. Ülkede yerleştirilmeye çalışılan yeni rejime karşı demokratik muhalefetin de sorumluluklarını yerine getireceğine inançla, herkesi bu tehlikeye karşı bilinçli olmaya davet ediyoruz”

 




Bu haber 1443 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI