Tweet |
Doğan Özgüden
O sıralarda Deniz Gezmiş, hakkında gıyabi tutuklama kararı olduğu için, aranmaktaydı. Ho Şi Minh'le ilgili sayı yayınlanınca telefon ederek ne denli duygulandığını anlatmış, ardından da kendi durumundan bahsederek, "Kavga giderek sertleşiyor. Sanıyorum bunlar beni artık hiç rahat bırakmayacaklar..." demişti.
On gün sonra, 19 Eylül 1969’da, Orman Fakültesi’nin devrimci öğrencilerinden Kâhta'lı Mehmet Cantekin, bir öğrenci direnişini desteklemek üzere gittiği Işık Özel Mimarlık ve Mühendislik Yüksek Okulu’nda kurşunlanarak katledildi.
Dört gün sonra, 23 Eylül 1969... Ant'ta yayınlanan "Kavga zamanıdır" başlıklı yazımdan dolayı İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde altı yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyordum.
Her zamanki gibi sıramın gelmesini beklerken adliye koridorlarında boydan boya volta atıyordum. Bir anda giriş kapısında büyük bir gürültü koptu, kapıya doğru seyirttim. Önde polislerin arasında Deniz Gezmiş, arkada da devrimci gençler...
Deniz o gün görüşmek üzere gittiği Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Orhan Aldıkaçtı'nın ihbarı üzerine fakülteyi basan polisler tarafından yakalanarak gıyabi tutukluluğu vicahiye çevrilmek üzere adliyeye getirilmişti.
Deniz'i hemen alt kattaki bir bekleme odasına götürdüler. Onunla birlikte gelen gençler beni görünce niçin orada olduğumu sordular. Duruşma sıramı beklediğimi söyledim. Bunun üzerine gençlerin bir kısmı benimle birlikte yargılanacağım Ağır Ceza Mahkemesi'nin önünde toplandı, duruşma sıram gelince de izleyici olarak salondaki dinleyici sıralarını doldurdu.
Gençlerin varlığı salonda öylesine etkili olmuştu ki, savunmamdan sonra cumhuriyet savcısı da yazdığım yazıda suç unsuru bulunmadığı yolunda görüş bildirdi, mahkeme heyeti de oybirliğiyle beraatime karar verdi. Mahkeme salonundan alkışlar arasında ayrıldık. Karardan sonra alt kata inerek Deniz'i buldum.
"Arkadaşlar senin beraat ettiğini söylediler, geçmiş olsun," dedi... "Ama devrimci basına ve devrimci gençliğe karşı bu dâvalar bitmez. Daha ağır şeylerle karşılaşacağız... Mehmet Cantekin'i vurdular... Daha kimler vurulacak? Yarın serbest bırakılsam bile hayatta bırakırlar mı? Ama direneceğiz..."
Deniz haklıydı. Tutuklandığı o gün İstanbul'da Taylan Özgür de vuruldu.
Cinayet makinesi işlemeye başlamıştı.
SİYASAL SÜRGÜNLERİN 37 YIL ÖNCEKİ ORTAK DİRENİŞİ
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra faşist cuntanın yurt dışına yönelik baskı uygulamalarından birisi de rejime muhalif olanların Türk vatandaşlığından çıkartılmasıydı. Bu uygulama 1981'de önce siyasal muhalifleri hedef alarak başlamış, 1987 yılına kadar askerlik yapmayı reddedenler de dahil 13.788 kişi vatandaşlıktan çıkartılmıştı.
Başbakan Turgut Özal’ın "Türkiye'de demokrasiye dönülüyor" propagandası yapmak üzere Berlin'e gelişinde siyasal nedenlerle vatandaşlık kaybettirilmiş olanlar 23 Eylül 1987'de Berlin Senatosu'nda bir basın toplantısı yaparak Özal'ın yalanlarını açıklamışlar ve gerçekten demokratikleşme için neler yapılması gerektiğini ortaya koymuşlardı.
İnsan Hakları Ligası ve Batı Berlin Alternatif Listesi temsilcilerinin de katıldığı basın toplantısından sonra Batı Berlin Belediye Meclisi siyasal sürgünler onuruna bir resepsiyon vermişti.
Ortak bildiriyi imzalayan, fakat sağlık nedenleriyle toplantıda hazır bulunamayan TİP Genel Başkanı Behice Boran bu açıklamadan kısa bir süre sonra, 10 Ekim 1987'de Brüksel'de yaşama veda etti.
1983’te vatandaşlıktan atılmış olan ve Berlin'deki ortak basın toplantısında yer alan Doğan Özgüden ile İnci Tuğsavul'a, beş ay sonra, 4 Mart 1988'de Brüksel'de yaptığı bir basın toplantısında Başbakan Özal'a insan hakları ihlalleriyle ilgili sorular yönelttikleri için, Türk vatandaşlığından çıkartılmış oldukları, 5 yıl sonra, 26 Mayıs 1988’de, bizzat Özal'ın talimatıyla, TC Brüksel Başkonsolosluğu tarafından taahhütlü mektupla ikinci kez tebliğ edilmiştir.
Ortak Bildiri’yi imzalayanlar:
Behice Boran (TİP Genel Başkanı), Kemal Burkay (TKSP Genel Sekreteri), Sümeyra Çakır (Müzisyen), Melike Demirağ (Müzisyen), Şanar Yurdatapan (Müzisyen), Nihat Behramoğlu (Şair), İnci Tuğsavul (Gazeteci), Doğan Özgüden (Gazeteci-Yazar), Umran Baran (Gazeteci), M. Melih Baran (Gazeteci), Yücel Feyzioğlu (Yazar), Fuat Saka (Müzisyen), Hüseyin Erdem (Yazar), Gültekin Gazioğlu (TÖB-DER Genel Başkanı), Kemal Daysal (DİSK yöneticisi), Mehmet Karaca (MADEN-İŞ Genel Başkanı), Metin Denizmen (BANK-SEN Genel Başkanı), Turan Ata (DİSK yöneticisi), Murat Tokmak (DİSK yöneticisi), Yaşar Arıkan (DİSK yöneticisi), Ekrem Aydın (DİSK yöneticisi), Bahtiyar Erkul (MADEN-İŞ Genel Başkan Yardımcısı), Yücel Çubukcu (BANK-SEN Genel Sekreteri), İsmail Çoban (Ressam), Recep Orduseven (BANK-SEN Genel Başkan Yardımcısı), İlhan Geçit (BANK-SEN Genel Başkan Yardımcısı), Halit Erdem (MADEN-İŞ Genel Sekreteri), Zeki Kılıç (SOSYAL-İŞ Genel Başkan Yardımcısı), Aydın Yeşilyurt (DİSK Bölge Temsilcisi), A. Taner Serin (DİSK Bölge Temsilcisi), Beria Onger (İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı), Zülal Kılıç (İlerici Kadınlar Derneği Genel Sekreteri), Şerafettin Kaya (Hukukçu), A. Muhtar Sökücü (İlerici Gençler Derneği Genel Başkanı), Ergin Erkiner (Editör), Aydın Uçar (Kürt Halk Evi Genel Başkanı), Sertaç Bucak (Mühendis), M. Ali Akyiğit (BANK-SEN Bölge Temsilcisi), Haydar Işık (Öğretmen), Aşkın Baran (Gazeteci), Mahmut Baksı (Yazar), Durdu Gevher (Öğretmen), İhsan Aksoy (Yazar).