MEHMET ERDAL / DATÇA

     Dün yayınladığımız “EVİM, EVİM: Bir Dolandırılma Öyküsü” başlıklı haberimiz üzerine, AKP Datça İlçe Örgütü Başkanı Fatih Keleş tarafımızı arayarak, haberde geçen ve kendisiyle ilgili olduğunu düşündüğü bir bölüm ile ilgili olarak açıklama yapma gereği duyduğunu, söyledi. Tamam, dedik ve Fatih Keleş’i dinledik.

     Fatih Keleş, keşke, dedi, haberi yayınlamadan önce, bir de bana sorsaydınız ve ondan sonra haberi yayınlasaydınız; bu nedenle, bize biraz kırgındı. Evet, olabilirdi, bunu yapsak daha iyi olurdu ama isterse, bir gün kendisine de mikrofonu tutabileceğimizi ve söylediklerini yazıp yayınlayabileceğimizi, söyledik. Fatih Bey, dün yayınlanan haberde, adı verilmese de, kendisiyle ilgili olarak söylenildiğini düşündüğü bölümle ilgili görüşlerini bizimle paylaşmaya başladı.

     Haberde sözü edilen bölüm şu idi:

     “Kendisi, bu platformun dışında, Datça AKP İlçe Örgütü Başkanına, WhatsApp'tan, bir akşam vakti, saat 20.30 gibi bir mesaj atmıştı; Aralık ayının (2021) 20-25'i gibi. Platformdan haberdar olduktan sonra... Gece vakti olduğu için, bu saatte rahatsız edilir mi insan, dedi, beni arayarak. Özeli vardır, dedi. Fırça kaydı. Başkanım, dedim, bundan sonra sizi mesai saatleri içinde ararım, dedim. Yahu, sen ilçe başkanı isen, senin mesain olmaz. Benim bir sıkıntım var ki, sana mesaj atmışım; açarsın bakarsın. Önemli görürsen, dönüş yaparsın. O tavrı gördükten sonra bir daha kendisini rahatsız etmedim... O ara rahatsızlığı da vardı sanırım, bir daha mağduriyetim konusunda görüşmedik.”

     Fatih Bey’in anlattığına göre, bu bölümde sözü edildiği gibi saat 20.30'da değil, saat 21.45 civarında mesaj gönderilmişti. Ayrıca, bu esnaf arkadaş, kendisine, bir değil birçok kez, bazen bir günde birden çok mesaj gönderip durmuştu. Evet, AKP İlçe Örgütü Başkanı idi ama onun da özeli vardı; hasta olabilirdi, özel bir işi olabilirdi... Nitekim haberde geçtiği gibi, o günlerde çok da rahatsızdı. Kendisi, bu rahatsızlığına karşın, o durumda iken bile o arkadaşın, sözünü ettiği sorunu konusunda, elinden geleni yapmıştı; AKP İl Başkanı ile görüştürmüştü, Muğla AKP Milletvekillerinin telefonunu vermişti, TMSF'den aratmıştı... Başka ne yapsındı?

     Evet, bu arkadaş bir mağduriyet yaşamıştı; üzgündü. Bu mağduriyeti giderilecekti. Ama arkadaş, kârdan ettiği zararın telafi edilmesini de istiyordu. Bu olacak şey değildi. Ticaret ile uğraşan kendisi de benzeri durumlar yaşamış ve anaparayı kurtardığına şükretmişti.

     Fatih Keleş, bu sözlerinin kanıtı olarak, WhatsApp üzerinden bir de ekran görüntüsü çıktısı yollamıştı.

     Fatih Beyin söyledikleri konusunda ne düşündüğünü öğrenmek için habere konu olan mağdur arkadaşın kapısını çaldık: Kendisi ilk kez 10 Aralık'ta Fatih Beye, WhatsApp üzerinden bir paylaşım göndermişti; o mesajın saati 20.18'di. İkinci paylaşımı13 Aralık'ta göndermişti; onun saati 21.45'ti. Sonrasında da paylaşım yolladığı olmuştu; 03 Şubat-saat 13.58, 07 Şubat-saat 11.46, 07 Şubat-saat 12.05, 07 Şubat-saat 12.07... gibi.

     Elbette, stres altındaki bir kişi olarak her şeyi net anımsamıyor olabilirdi ama 10 Aralık günü gönderdiği paylaşımdan sonra Fatih Bey onu aramış ve o gün, aralarında, haberde sözü edilen o konuşmalar geçmişti. (Fatih Bey’e dönüp bu tarih konusunu yeniden sorduk; 13 Aralık günü saat 21.45'de gönderilen paylaşımdan sonra aralarında o konuşmaların geçtiğini, söyledi.)

     Fatih Bey’in kendisiyle ilgili olarak bir şeyler yapmış olabileceğini kabul ediyordu ama AKP İl Başkanı Kadem Mete'nin, Muğla AKP Milletvekillerinin telefonları..., kendisinde, taa Marmaris'ten Datça'ya gelmeden öncesinden beri vardı; kendisi 2003 yılından beri AKP'ye gönül vermiş birisiydi.  

     İkide bir Fatih Bey’e mesaj atıp durmasının nedeni, onun AKP Datça İlçe Örgütü Başkanı olması idi; ya ne yapsaydı, CHP Datça İlçe Örgütü Başkanına mı gitseydi? Kendisi, o günlerde AKP üyesi idi ve haliyle üyesi olduğu partiden yardım isteyecekti.

     (Fatih Bey, bunları yayınlamadan önce son bir kez kendisini aradığımızda, bugün bile habere konu olan esnaf arkadaşın kendisine mesaj atmaya devam ettiğini, söyledi.)