Muharrem KIZILKAYA Almanya-Köln

Kılıçdaroğlu yıllardır demokrasi mücadelesi veriyor. Önümüzdeki seçimde Millet ittifakının adayı Kılıçdaroğlu olmalı. Tabii hemen özellikle Milliyetçi cepheden mırıldanmaları duyar gibi oluyorum, hemen bir Ekmeleddin İhsanoğlu akıllarına geliyordur. Bu dahi; Kılıçdaroğlu’nun demokrat anlayışı, tabiki öncesinde Devlet Bahçeli’nin siyasi  dizaynı ile oluşmuş sonu vahim olan bir seçim olmuştu. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kendi partisinde vekil yaptığı bir öğretmen olan, kendisine karşı genel başkan olmak için bir kaç defa aday olup kazanamayan, partide her şeye rağmen yerini koruyan Muharrem İnce.

Bütün bunlara rağmen CHP’li tabanın isteği üzerine ve bütün kendisine karşı yapılanlara rağmen; ‘Ülkem memleketim’ diyerek ve ayrıca da nefsi davranmayarak ve demokratik bir tutum sergileyerek Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı gösterdi. Sonucu malum… Bunun cevabını millete  Muharrem ince bizzat kendisi vermesi gerekiyor, ayrı parti kurarak, ahde vefa göstermeyerek partisinin kendisine sunduğu bu onurlu, şerefli bir imkânı, fırsatı bırakıp gitti. Kılıçdaroğlu Türk siyasetine çok kıymetli, değerli, dürüst, ahlaklı Türk milliyetçilerini kazandırmıştır.

Bu gün CHP’de yerelde ve genelde siyaset yapan ve Cumhurbaşkanı adaylığı için isimleri telaffuz edilen isimlere bakın… Hemen hepsi milliyetçi muhafazakâr hatta İslamcı… Bu siyasetçiler bu günkü iktidarın yolsuzluklarını, hırsızlıklarını adaletsizliklerini görüp CHP ve Kılıçdaroğlu etrafında siyaset yapma imkânı buldular. Ve hiç te dışlanmayarak CHP ve Kılıçdaroğlu’nun yanında yer buldular. İsim vermek gerekirse… Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Abdüllatif Şener, Mehmet Bekaroğlu, İlhan Kesici vb. Bu isimleri çoğaltabilirsiniz.

Bugün İYİ Parti’nin kuruluşu ile Türk siyasetinin ve Türk toplumunun demokratik katılımı konusunda ciddi bir ivme kazandığı kesin.

İYİ Parti’nin bu mücadelesi kıymetli genel başkanımın sürekli yaptığı demokrasi vurgusu: “Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Demokrasi“. Siyasetçilere ve seçmene toplumsal bir özgüven, katılımcı, ortak akıl ile birlikte siyaset yapma fırsatı, ülkenin meselelerini ortak akıl ile çözme yeteneği, kabiliyeti ve düşüncesi getirdi. Sayın Meral Akşener, Atatürk’ten sonra Türk siyasetinde ve demokrasi tarihi ve mücadelesinde bir çığır açmıştır. Yaşadığı süreçlerde ve geleneklerde; geldiği siyasi yelpazelerde mücadele ederek, kendini geliştirerek gelmiştir. Bugünkü siyasi kabiliyetleri, bu tecrübelerin tezahürüdür. Ülkemiz ve insanımız bu kazanımların kıymetini bilmelerini dilerim. Sonuç itibariyle İYİ Parti’nin oy oranı sayı ile ölçülmeyecek kadar değerlidir. Nicel değerleri ve nitel değerleri farklı olan bir siyasi hareket inşa edildi.

Bunu bir İYİ partili olarak, ailece katıldığım İstanbul - Saraçhane’de görme imkânım oldu.

Meydana katılan insanların yüzlerindeki o ifade, gülüşleri; şarkılar, türküler söyleyerek alana gelmeleri eşsiz bir fotoğraftı… Aralarındaki muhabbetleri görmeliydiniz; sanırsınız ki tabiri caizse 40 yıllık özlemlerini gideriyorlardı. Altılı masa genişlemeli, herkesi kucaklamalı ki ancak bu şekilde ülkemizi daha yaşanabilir, demokratik, adaletli yapabiliriz.

Bütün bunları görünce; altılı masayı, farklı bileşenlerini, hatta birbirlerine çok benzerleri bir araya getirmek, Türk geleneğindeki ortak akılla istişare, meşveret gibi kavramlarla Türkiye’yi yönetme imkânını sağlamak istemeleri çok değerli. Bu değer ve kıymet hiçbir şeyle paha biçilmezdir. Bütün bunlar… Ve bizzat Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması, ülkemiz için son bir fırsat diyorum…

Kılıçdaroğlu’nun siyaset anlayışını, görüşlerini çok beğenmeyebilirsiniz, üslubu size itici ve soğuk gelebilir, mezhebini beğenmeyebilirsiniz, etnik kökeni üzerinden eleştirebilirsiniz vs. vs. Bütün bunlar kendini ilgilendiren durumlar… Lakin Kılıçdaroğlu’nun hiç bir şekilde vatanseverliğini yargılayamazsınız; hainlik, hırsızlık, yalancılık gibi kavramlar ile asla ve asla yargılayamazsınız.

Biz de vatandaş olarak bu kavramlara susadığımız, isteğimize göre, bize ahlaklı, dürüst, yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmamış birini arzu ediyorsak ki ediyoruz; dolayısıyla başta ülkemiz olmak üzere bu seçimde Cumhurbaşkanlığı adaylığını hak eden kişinin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğu bir hakikattir.

Ve şu bir sosyolojik gerçektir: ‘Muhalefetin yirmi yıldır yaptığı en büyük hatalardan biri sürekli rakibine benzeyen bir aday çıkarma gayretinde olmasıdır.’ Biz yeniliği, değişimi var olana benzememek için yapıyoruz, dolaysıyla Recep Tayyip Erdoğan’a benzer bir profil, muhalefeti hep kaybetmeye mahkum edecektir. Çünkü iktidarın temsil ettiği seçmen profilini en üst düzeyde an itibariyle bu günkü Cumhurbaşkanı temsil etmektedir. Kalın sağlıcakla.

Kaynak: sivaskizilirmak.net, 24.12.2022