Bugun...



“Çocuklar Öldürülmesin, Şeker de Yiyebilsinler”

Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.

facebook-paylas
Güncelleme: 02-03-2022 01:28:02 Tarih: 02-03-2022 01:11

“Çocuklar Öldürülmesin, Şeker de Yiyebilsinler”

Ölen Kardeşini Sırtında Taşıyan Japon Çocuğun Hikâyesi

Joe O’Donnell, Amerikan Ordusu tarafından atom bombasının zararlarının belgeleştirilmesi için Japonya’ya gönderilmiş genç bir fotoğrafçıydı. Eylül 1945’ten itibaren 7-8 ay boyunca bomba sonrası Japonya’daki yaralı, ölü ve yetim kalmış birçok insanın fotoğraflarını çekti. Bir fotoğrafçı olarak bazı anlarda duygularını gizlemesi gerekiyordu fakat o bu fotoğrafları çekerken kimi zaman duygularına yenik düşüp çok duygulandığı anlar oldu. Yakınlarının aktardığına göre, bu fotoğraf da çektiği fotoğraflar arasında onu en çok etkileyen fotoğraf oldu. Fotoğraftaki büyük çocuk, sırtında kardeşinin ölü bedenini taşıyarak onu ölülerin yakıldığı alana götürüyordu. Cesur durmaya çalışıyordu fakat kim bilir içinde ne fırtınalar kopuyordu Japon çocuğun.

FOTOĞRAFÇI ANLATIYOR

Yıllar sonra Japon muhabirlere bu fotoğraf hakkında konuşan O’Donnell, onlara şu sözleri aktardı:

“10 yaşlarında yürüyen bir çocuk gördüm. Sırtında bir bebek taşıyordu. Japonya’da o yıllarda çocukların kardeşlerini sırtlarında taşıyarak oyunlar oynamaları çok sık karşılaşılan durumlardandı; fakat bu çocuk kesinlikle farklıydı. Bu çocuğun oraya ciddi bir mesele için geldiğini görebiliyordum. Ayakkabıları yoktu, yüzü kaskatıydı. Bebeğin küçük kafası uyuyormuşçasına sırtında devrilmişti. Çocuk orada 5-10 dakika dikildi.

Beyaz maskeli adamlar çocuğa doğru yürüdüler ve usulca bebeği tutan ipleri çözdüler. İşte o an bebeğin ölü olduğunu anladığım andı. Adamlar bebeğin ölü bedenini elleri ve ayaklarından tuttular ve ateşin üstüne koydular. Abisiyse oracıkta kalakaldı ve sadece alevleri izledi. Alt dudağını öyle sıkı ısırıyordu ki dudakları kanamaya başladı. Ateş, güneşin batışı gibi sönmeye başladı ve abisi arkasını dönüp yavaş yavaş oradan uzaklaştı.”

Sadece onun bu sözleri bile savaşın boyutlarının ve o anın korkunçluğunun göstergeleriydi. Küçük kardeşinin ölü bedenini taşıyan bu çocuğun dramının fotoğrafı, savaşın aslında en masumlara bile ne kadar büyük zararlar verdiğini gösteren tarihe kazınmış önemli fotoğraflardan biri olmuştur.

Tüm savaşlarda en çok zarar gören, ölen, sakat kalan çocuklar olmuştur. Emperyalist savaşlar kan, gözyaşı, yıkım ve ölüm demektir. Yanı başımızda Ukrayna’da Rus füzeleri ve bombalarıyla hayatlarını kaybediyorlar.

Savaş diplomatik yollar ve barışçıl yöntemlerle önlenebilecekken, Dünyaya hâkim olma ve paylaşma politikaları masum insanları öldürüyor.

Savaşlar sona ermeli, Dünyada barışın dili hâkim olmalı.

ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN, ŞEKER DE YİYEBİLSİNLER

Nazım Hikmet tarafından yazılan, Hiroşima'da Atom bombasıyla yedi yaşındayken öldürülen bir kız çocuğunun, on yıl sonraki barışa çağrısını anlatan “Kız Çocuğu” adlı şiir, savaş karşıtı bir mesajı içerir.

KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.”

 

 




Bu haber 2040 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TOPLUM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI