Tweet |
MEHMET ERDAL
(Üçüncü bölüm)
SERDAR ÖREN. “İLK OLARAK 2021 YILINDA BİZLER ÖNERDİK!”
Toplantıyı yöneten belediye başkanı Aytaç Kurt konuşmasını bitirip “Evet, söz almak isteyen bu konuda?” diye sordu. MHP Grubu sözcüsü Serdar Ören “Ben bizzat kendim geçen dönemde mecliste olduğum için bu konuyu tekrar irdelemek istiyorum; benim de değineceğim önemli noktalar var. Biz bu teklifi getirdiğimizde, mecliste tartıştık. İlk 2021 yılında belli bölgelerin, şu anda Kırsal Mahalle statüsüne geçirilmesi önerilen bölgelerin Kırsal Mahalle statüsüne geçirilmesi yönünde teklifi veren bizleriz, bundan önceki Cumhur İttifakı meclis üyeleri. O zaman meclis üyesi olarak işin içindeyim. Tugay (Eser) arkadaşımız 'Mesudiye bu kapsamın içinde neden değil?' diye sordu. Onu biz 01.06.2021 tarihindeki belediye meclisi toplantısında teklif olarak vermiştik; toplantı tutanaklarını bütün arkadaşlarımız, vatandaşlarımızın hepsi izleyebilir. Biz o gün de belli bölgelerde şu anda istenen durumu önerdik ama ısrarla ve hafif şekilde çok büyük manada siyaset yapıldı o zaman. Siyaset asıl o zaman yapıldı. 'Datça'da Kırsal Mahalle yoktur' dendi. Bu karar Büyükşehire gitti. Büyükşehir de bu kararı onadı...”
Bu noktada başkan “Pardon, orada bir şey sorabilir miyim?” dedi. Serdar Ören konuşmasını kesti. Başkan “Şimdi dediğiniz şeyi biraz önce açıkladım. Kırsal mahalle olma şartlarını 'Büyükşehir hizmetlerinden herhangi birini alıyor ise Kırsal Mahalle olamaz' diye yasa çıkaracaksınız...” Serdar Ören “Şu anda aynı yeri istiyorsunuz.” Başkan “ Hayır.” Serdar Ören “Şu anda da aynı bölgeleri Kırsal Mahalle statüsüne geçsin diye istiyorsunuz” Başkan “Bakın, sizin haklı olmanız kanun önünde haklı olmanız anlamına gelmez.” Serdar Ören “Tutarsızlık var” Başkan “Tutarsızlık değil. Şöyle: Mevcut kanununa göre yok. Herhangi bir hizmet alıyorsa burası Kırsal Mahalle olamaz diyor mu kanun? Biz kanuna göre bakmışız, bu mahallelerin her biri bu hizmetlerden birisini alıyor...” Serdar Ören “ Şimdi neden Kırsal Mahalle statüsü isteniyor?” Başkan “Hayır. Şöyle: Biz de kanuna göre bakmışız, 'Olamaz' demişiz. Şimdi geldiğimiz noktada mahkeme 'olur' demiş mi?” Serdar Ören “ Mahkeme bütün bölgeyi kırsal mahalle yaptı. Ben sözümü bitireyim, oradan sonra...” Başkan “Biz mahkemenin 'olur' dediği yerden itibaren başlıyoruz, şimdi. Serdar Ören “Tamam. Mahkeme 8 mahallemizi Kırsal Mahalle yaptı. Ben şöyle diyorum: Türkiye'de bir hukuk devletiyse, biz de hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, bunun üzerine kimse bir söz söyleyemez, başkanım. Suç işler. Eğer ortada bir kamu zararı var ise 2021'de bizim yaptığımız öneriye 'hayır' diyen arkadaşların hepsi bu kamu zararına ortak olmuştur, mantığa bakarsanız.” Başkan “ Mantığa bakmıyoruz. Kanuna bakıyoruz.”
SERDAR ÖREN: AKTUR'A NE HİZMET GÖTÜRDÜK Kİ?
Bu noktadan sonra başkan ile Serdar Ören arasında bir süre de kanunlar ve mahkemelerin verdiği kararlar üzerine karşılıklı tartışma oldu. Serdar Ören başkanın konuşmaya müdahil olup durmasından dolayı konu üzerine yaptığı konuşmasına istediği gibi devam edememesinden olacak bir ara çok sinirlendi, “Komisyonlarda çok konuşuldu: Biz AKTUR'a ne hizmet götürdük ki ne vergi isteyeceğiz? Su mu götürdük? Altyapı mı götürdük? Üstyapı mı götürdük? Çöpünü mü aldık? Ne yaptık? Hiçbir şey yapmadık başkanım. Komisyonlarda çok gündeme geldi, onun için söylüyorum. Biz bir hizmet götürmüyoruz, bir birim. Palamutbükü. Ben de Palamutbükü'nde yaşıyorum. Palamutbükü'nde herkes turizmci değil. Palamutbükü komple Kırsal Mahalle. Arkada geçimini emekli maaşıyla veya sıkıntılı bir şekilde geçiren vatandaşlarımız da var. Herkes turizm yapmıyor. Herkesin durumu iyi değil. Biz o vatandaşlarımızın da hakkını korumakla mükellefiz. Kanun koyucu demiş ki, burada, 'İmar planı yok. İmar planı uygulansa bile bu bölgeler kırsal yerleşime yönelik imar planı yapıldığı için yine de Kırsal Mahalle statüsünden çıkarılamaz' diye. Net, Cumalı, Palamutbükü bölgesinde noktayı koymuş.”
Başkan: “ Biz itiraz etmiyoruz. Bizim itiraz ettiğimiz oradaki değer, değer. Birisi oraya 30 milyonluk villa yapmışken buradaki 3 milyonluk evin sahiplerinden vergi alırken oradakinden neden alamadığımıza itiraz ediyoruz.”
BU KARAR DA MAHKEMEDEN GERİ GÖNECEKTİR
Serdar Ören: “Bence hizmet götüremediğimiz bir bölgeden, insanlardan... Biz çöp topluyoruz. Bunun karşılığını da katı atık bedeli olarak alıyoruz. Her birim, her bireyden alıyoruz bunu. Ona göre hesaplanmış. Ben burada, mahkemenin verdiği karara karşılık yeni bir karar almamızın doğru olmadığını, alamayacağımızı eşitlik, özellikle eşitlik prensiplerine aykırı olduğunu belirtiyorum. Eğer kamu zararı var ise de bu zarara o dönemde bu mecliste görev yapan ve 2021 yılında alınan karara oy veren 10 meclis üyesi arkadaşımızın ortak olduğunu düşünüyorum, maalesef. Bir şey daha söyleyeceğim: Bu yapılan çalışmalara katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum; çok emek verdiler ama burada kanunen bir karar varken mahkemelerimizin ve bir üst mahkemenin, bu alınan kararlar da yine geri dönecektir, maalesef, üzülerek söyleyeyim. Maalesef dönecektir. Hukuk da devamlılık esastır. Hiçbir değişiklik yok. Mahallelerimizde altyapı, üstyapı, imar yönünden hiçbir değişiklik yok. Mutlaka yine mahkemeden dönecektir. Ben burada Haluk Laçin arkadaşımıza, o dönemki ve bu dönemki meclis üyelerimize teşekkür ederim, emeklerden dolayı. Halk için siyaset yapılacaksa, halk için yapılıyorsa, bu da halkın yararına olan bir karardır. Teşekkür ediyorum.”
MHP Grubu sözcüsü Serdar Ören söyleyeceklerini söyleyip bitirdikten sonra da başkan mahkemeler konusundaki düşüncelerini anlatmaya devam etti. Serdar Ören tekraren başkana “Uyarıyorum, suç işliyorsunuz başkanım, şu anda.” dedi. Başkan “Niye?” diye sordu. Serdar Ören “Kapanmış. Üst mahkemeye de gitmiş.” dedi. Başkan “Ya bana mahkemenin kararına itiraz ettim diye 'suç işliyorsun' deyip durma. Böyle bir mantık mı var ya? Burada bir şeyi, bir ilçenin bu durum karşısında içine düştüğü durumu anlatıyoruz.” Serdar Ören ile başkan arasında bu konudaki tartışma bir süre daha devam etti. Başkan sonra sözü MHP Grubu üyesi Melis Özlü'ye verdi.
Melis Özlü “2021' yılında yapılan belediye meclis toplantısının videosunu izledim. İsim olarak söylemeyeceğim. CHP grubunun öneriyi neden kabul etmediğine dair dayanaklarını tek tek sıralıyorum...” dedikten sonra elindeki notları okumaya başladı. “Sonra 2022'deki dava açılmış. Davanın kararı şu şekilde...” dedi. Uzun bir cümle okudu. “Mahkeme CHP grubunun reddettiği bu öneriyi desteklemiş. Yani olayların bir silsilesi var. Neden itiraz ettiğimizi açıklamaya çalışıyorum...” diyerek sözlerini bitirdi.
Melis Özlü'den sonra başkan bir kez daha mahkemelerin verdiği kararlar ve kendilerinin yaptığı itiraz konusunda konuştu. “Bana kimse 'kanuna karşı suç istiyorsun' diyemez. Özellikle bu konuda bir şey diyemez. Önce bu sözü reddediyorum. Çünkü güçlülerin hukukunun olduğu bir dünyada maalesef bunlara karşı gelmeliyiz. Galileo'da 'Dünya dönüyor' dediğinde bir kişiymiş. Bugün dünya 7 milyar olmuş, 8 milyar olmuş. Dünya dönüyor. Biz bunları anlatmaya çalışıyoruz. Yani hakkın peşinden koşmak zorundayız. Kurallar, kanunlar bir zaman sonra değişebilir. Ama hakikat, gerçek bugün için bunlarsa, bunları konuşmak zorundayız.” Sözünü bitirdikten sonra “Evet arkadaşlar, var mı bir şey?” diye sordu. CHP Grubu Sözcüsü Şinasi Tugay Eser konuşmaya başladı.
TUGAY ESER: “BİZ KIRSAL YERLEŞİK ALAN KARARI ALIYORUZ”
“Başkanım, anlaşamadığımız, hatta komisyonlarda konuşurken de 'birlikte karar çıksın' dediğimiz noktada da sürekli ayrıştığımız nokta şuydu: Bu karar, Kırsal Mahalle ve Kırsal Yerleşik Alan Yönetmeliği kararı zaten ötelenmişti. Yani 2025'e kadar tüm mahalleler eski statüsünde kaldı. Yani herhangi bir bir kamu zararı, daha önceki kararlara istinaden herhangi bir kamu zararı zaten oluşmuş değil, ki şunu da söyleyeyim, Datça Belediye Meclisinin daha önceki aldığı karar, 'Kırsal Mahalle yoktur' kararı. 'Kırsal Mahalle yoktur' kararından kamu zararı çıkmaz. Sadece gelir çıkar. Eğer orada bir yanlışlık varsa onun iadesi olurdu zaten. Onunla ilgili zaten, bir, şu an görülen bir durum yok. Yine anlaşamadığımız 2. konu, mahkeme, bizim 'Datça'da Kırsal Mahalle yoktur' kararımızı reddediyor. Açık ve net şekilde bunu söylüyor. Yani buradaki meclisin üzerinde bir irade ortaya koyamaz diye bütün hukukçular aynı kelimeyi zaten kullanıyor. Kendi şerhlerinde de var zaten... Şunu da belirteyim tekrar: Biz Kırsal Yerleşik Alan kararı alıyoruz. Kırsal Mahalleden çıkarmıyoruz, Kırsal Yerleşik Alan kararı demek, sadece 10 dönüm, 10 000 m2 üstü bir alanı burada gerçekten turizm vardır, imar planı vardır, günübirlik turizm planı vardır. Zaten oralardan biz hukuken şey alabiliyoruz. Hani yönetmelik gereği oralardan 2025'ten sonra alabiliyoruz ama %50 oranında. Hani 4 yıldızlı bir otelden bilanço hesabına dahil olduğu için %50 oranında alacağız. Neden? Ya neden? Oradaki 60 odalı, 80 odalı otel bizim Kızlan Mahallemizin, Sındı Mahallemizin kullandığı su kadar su kullanacak, Sındı Mahallemizde 300 kişi yaşıyor ama biz oradan bu vergileri indirimli alacağız. Biz bu işe karşıyız...”
Bu noktada Şinasi Tugay Eser ile MHP Grubunun bazı üyeleri arasında karşılıklı atışmalar gündeme geldi. Atışmalar bitince Şinasi Tugay Eser sözlerine devam etti. “Tekrar şunu da belirteyim. Biz bu kararı almasaydık, çoğunluğumuz olduğu için bu kararı alabiliyoruz, 2025 yılında 25 milyon lira kamu zararı oluşacaktı.” Serdar Ören “Tam bu noktada 2021'e döneceksiniz Tugay, söylemek istemiyorum.” Tugay Eser “ Onu da açıkladım. 2025'e kadar ötelendiği için herhangi bir kamu zararı oluşmadı. Biz şimdi kamu zararı oluşmasın diye uğraşıyoruz. 2026'da yeniden değerleme oranına göre 100-150 milyon arası zarar bekleniyor, Datça Belediyesi'nin.” Yine sözlü atışmalar. Tugay Eser “Başkanım, bence bu kararı artık oylatmalıyız. Grup çözücüsü olmayan arkadaşlar sürekli bu konu hakkında konuştuğu zaman bu...” Melis Özlü söz aldı. Tugay Eser'in konuşmasında değindiği otellerden vergi alınması konusunda görüşlerini söyledi. Tugay Eser ile Melis Özlü arasında sözlü atışmalar oldu...
VEDAT ERDAĞI: “BİZ BU KARARA İTİRAZ ETMİYORUZ!”
Başkan söz isteyen Vedat Erdağı'ya “Evet Vedat Bey” diyerek söz verdi. AKP Datça Belediye Meclis Üyesi Vedat Erdağı “Başkanım bu konu hakkında bizi de grup toplantılarına, komisyonlara çağırdığı için Tugay'a teşekkür ediyorum, size teşekkür ediyorum. Biz bu karara itiraz etmiyoruz. İtiraz ettiğimiz nokta, bu kararın geçmişte hukuksal boyuta varması, hukuksal boyutun önümüzü tıkaması. Yoksa bu karar çok güzel. Arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Çok güzel bir çalışma yapmışlar. Ya %5'lik bir alan var, Kırsal değil de Kentsel olmasını öngördüğünüz alan. Biz asla bu karara itiraz etmedik. Kararı biz destekledik, söyledim. Biz bu kararın içerisinde, evet bunların vergi vermesi gerektiğini, hizmetlerin verilmesi gerektiğini söyledik. Hani bu hizmetler verilemiyorsa zaten köylerin malları satılıyor, bir şekilde gelir elde ediliyor. Onu söyledik. Sorun şu: Bu karara istinaden bir mahkeme kararı var. Belediyemizin hukuk bürosu bizi bu konuda yeterli bilgilendirmedi. Biz kendi avukatlarımızla görüştük. Kendi avukatlarımız bizi bu şekilde yönlendirdi. 'Bu kararı alırsanız', bize söyledikleri sözü söylüyorum, 'bu kararı alırsanız, örneğin AKTUR bölgesi için söylüyorum, AKTUR'da yaşayan birisi 'Mahkeme kararı var. Biz Kırsal Mahalleyiz. Vergi vermememiz gerekiyor. Zaten hiçbir hizmet almıyoruz. Biz bu mahkeme kararını kanıt gösterip tekrar mahkemeye vereceğiz. Verebiliriz.' diyebilir. Bu bir tane değil, iki tane değil. Yüzlerce mahkeme kararı açılabilir. Biz bu mahkeme kararından dolayı bu teklifi kabul etmiyoruz, yanlış anlaşılma olmasın. Biz de sizinle aynı fikirdeyiz. Burada, lokal bölgelerde koordinatlarla ayrılmış, geçmiş dönem CHP grubunun reddettiği şeyi şu anda öneriyorlar. Çok güzel de çizmiş arkadaşlar. Bunları bu sayfaya bile bir bakarsak zaten bu önergeyi onaylamamız gerektiğini anlıyorum ama hukuk bizim önümüzü tıkıyor. Ben Tugay Bey'e de şöyle dedim. 'Zaten' dedim, 'siz çoğunluktasınız. Biz hukuken bunu imza atmak istemiyoruz. Siz çoğunluktasınız. Alabilirsiniz.' dedim, olay bitti. Yani burada tartışmaya...” Başkan “Biz de diyoruz ki önceki alınan bu karar, Serdar beyin de olduğu mecliste alınan karar, yasada, tekrar söylüyorum, 'Herhangi birinden hizmet alıyorsa' diye başlıyor. Vedat Erdağı “Yönetmelik öyle demiyor.” Başkan “Yasa varken yönetmeliği konuşuruz ya.” Vedat Erdağı “Yönetmelikteki maddeye göre..” Başkan “Burada, mesela Kıyı Kanunu var. Daha önce sizinle de konuştuk.” Vedat Erdağı “Bununla ilgili, yönetmelikle ilgili karar alıyoruz ya şimdi.” Başkan “Tamam ben de diyorum ki yasa, o zaman çıkardıkları yasa Kırsal Mahalle nasıl olur, olunmaz diye yasayı çıkarmış. Yasanın olduğu yerde yönetmeliği birinci sıraya koyamazsın. Bunu sizinle daha önce de konuştuk.” Vedat Erdağı “Bir şeyi ifade edebilir miyim? Yasa 'Kırsal Mahalle nasıl olur, olmaz?' dememiş. Evet orada bir boşluk var. Değerlendirilmesi gerekli kriterleri...” Başkan “Bakın, kendiniz de itiraf ettiniz, boşluk var...” Başkan ile Vedat Erdağı arasında karşılıklı konuşma bu minvalde biraz daha devam etti...
AYTAÇ KURT: “BURASI MECLİS. MECLİSİ BAŞKAN YÖNETİR”
Başkan Vedat Erdağı ile karşılıklı konuşmanın yeterli olduğunu düşünmüş olacak ki MHP Grubu üyesi Aylin Kılıç'a söz verdi. Aylin Kılıç konuşmasında CHP Grubu Sözcüsü Tugay Eser'e cevap vereceğini belli edince başkan müdahale etti, “Bir dakika arkadaşlar. Şimdi bak: Burası bir meclis. Birbirimize cevap vermek yerine, kamuoyu bizi seyrediyor. 'Tugay böyle dedi, Aylin böyle dedi' yeri değil burası.” Bu noktada Tugay Eser ve Aylin Kılıç arasında karşılıklı konuşmalar başladı. Başkan “Hiçbir şey söylemeden şu konuda anlaşalım, hepiniz için söylüyorum: Burası meclis. Meclisi başkan yönetir. Söz verip vermemek onun yetkisindedir... Arkadaşlar, siz sadece bana bana karşı konuşacaksınız. Ben kime söz verip vermeyeceğimi, bir de şöyle, bak, usulen, önümüzde, sizin grup sözcünüze zaten bunları söyleme yetkisini kendisine veriyoruz. Siz de oradan başlarsanız burada herkes başka bir konuyu konuşmak zorunda kalır. İki gün burada meclis toplantısı yaparız. Şöyle söyleyebilirsiniz: Bu konuda şunu söylemek istiyorum. Tamam. Buna karşı, buna karşı değil.” Aylin Kılıç sözüne devam etti. Yeniden Tugay Eser ile Aylin Kılıç arasında söz atışmaları gündeme geldi. Başkan yeniden müdahale etme gereği duydu...
VEDAT ERDAĞI: “MAHKEME KARARI VİCDANİ DEĞİL”
Başkan, söz isteyen CHP Grubu Üyesi Yüksel Temel'e söz verdi. Yüksel Temel “Mahkeme kararını dayanak olarak ileri süren muhalefete sormak istiyorum. Bu karar sizce vicdani mi?” Vedat Erdağı “Dayanak olarak gösterilen mahkeme kararı vicdani değil.” Yüksel Temel “Tamam. Teşekkür ederim.” Vedat Erdağı “Ama mahkeme kararının bu boyuta gelmesinin sebebi geçmiş dönemde alınması gereken şeyin şu anda alınması. Şu anda alınması gereken bilirkişi raporlarının geçmiş dönemde yapılması gerekiyordu. Yani siz yanlış bir arabayla, yanlış tekerle, sönmüş tekerle yola çıkarsanız arabanız yolda kalır. Siz trafik polisini suçlayamazsınız...” Vedat Erdağı'nın bu konuşması ekseninde Yüksel Temel ve başkan düşüncelerini ifade ettiler... Vedat Erdağı yeniden görüş belirtme gereği duydu: “Biz bu karara karşı değiliz. Geçmiş dönem yapılması gerekiyordu, yapılmamıştır. Kararın hukuki boyutu, bize açıklama yapan belediyenin hukuk bürosu bizi yeterince tatmin etmedi. Biz kendi hukuk bürolarımızla arayışa geçtik, ben, Emrah (Kara), Serdar, Aylin... herkes kendi çalıştığı avukatla... Onların hemfikir olduğu karar şu: 'Bu ileride sizin de başınızı yakar, sorun olur. Mahkeme kararı var. Yanlış bile olsa ya da şey bile olsa buna (imza) atmayın' dediler. Yoksa biz bu konuda çalışmaya gönüllü olarak geldik. Komisyon toplantılarına geldik. Ben bireysel olarak Mutlu (Gündoğan) beyi aradım. Tugay (Eser) beyi aradım. Bu yapılması gereken en optimum çalışma. Çok güzel bir çalışma. İnşallah herhangi bir yargı kararıyla dönmez.” Başkan “Tamam ben o tarafında öyle denmiş, yanlıştı, doğruydu değil, bugün baktığımız açıdan, belediye açısından, eşitlik ve adalet açısından ne uygulayabiliriz, nasıl uygulanabiliriz tarafından bakıyorum. Yani o kadar, yani geçmişte şu yapıldı, bu yapıldı dersek nerede duracağımız belli olmaz.” Bu noktada Başkan Mutlu Gündoğan'a söz verdi. Mutlu Gündoğan “Başkanım, benim şöyle bir önerim olacak. Daha doğrusu, hem kendi adımıza hem de diğer partideki arkadaşlar adına özellikle böylesi tartışmalarda çok kişiselleştirmenin doğru olmadığına inanıyorum. Bir fikir varsa, bu grubundur, Tugay'ın değildir. Tugay'ın hedef alınması doğru değildir...”
Kırsal Mahalle konusunun tartışıldığı bölümün son konuşmacısı CHP Grubu Üyesi Yüksel Temel oldu. “Bu konuyla ilgili kimseyi iddia altında bırakmadan şunu söylemek istiyorum: Biz parti olarak da, şahsım olarak da ben üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunarak, bugün sitesinde helikopter pisti olan vatandaşa karşı, köyde, Emecik Köyünde eşek sırtında badem, zeytin toplayan Hatice teyzenin hakkını savunmakla yükümlüyüm. Benim savunduğum nokta budur. Bugün de bunun arkasında duracağım. Bundan sonra aleyhimize açılacak her davada da sonuna kadar direneceğim. Bunu böyle ifade etmek istiyorum. Teşekkür ederim.”
(Not: Uzun bir toplantıyı özetlerken yer yer kısaltmalar ya da özetlemeler kaçınılmaz oluyor. Bu kısaltmalar ve özetlemeler nedeniyle kasıtlı olmamasına karşın eğer yanlış anlamalara yol açılmış ya da konuşmacının derdi yeterince aktarılamamış ise şimdiden özür diliyorum. Tartışılan konuyu ilgi çekici bulan ve daha ayrıntılı öğrenmek isteyen okuyucu Datça Belediyesi Facebook sayfasından oturumun canlı yayın kaydını izleyebilir.)