Tweet |
Özellikle ilçemizde ve Muğla bölgesinde pandeminin etkisiyle, insanların özellikle büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımızın bölgemize taşınmaları ve göç etmelerinden kaynaklanan ve ayrıca bölgemizin insan kaynağına olan ihtiyaç ve iş gücü taleplerinden kaynaklanan nedenlerden dolayı aşırı yükselen kira rakamlarıyla zorlanan vatandaşlarımız ve öğrenciler mağdur oluyorlar. Bunların acil olarak çözüme kavuşması gerektiğini yoksa bu şekilde giderse bunun sonucunun hem gayrimenkul sahiplerine hem de vatandaşlarımıza ileriye dönük mağdur etmeye devam edeceğini belirtti. Kiralar yüzünden zaman gelecek kamu ve özel kurumlarda çalışanların tercih etmeyeceği bir bölge olacağız ve sıkıntıyı hep birlikte çekeceğiz.
ARAÇ KİRALAMA ŞİRKETLERİ GİBİ GAYRİMENKUL KİRALAMA ŞİRKETLERİ GELİYOR!
Özellikle Avrupa ve Batı ülkelerinde yer alan gayrimenkul kiralama şirketlerinin aynı modelinin Türkiye'de uygulanması hususunda Hükümet tarafından düğmeye basıldı.
Kiralık ev sorunu ve iş yerlerindeki aşırı fiyat yüzünden yaşanan gelişmeler üzerine Hükümet yasa çalışmalarını başlattı. Böylece oluşan bu balon fiyatların aşağıya çekileceğini, vatandaşın rahat bir nefes alacağını ümit ediyoruz.
PARA VE DİĞER ÜRÜN VE HİZMETLERDE NASIL KUR VE FİYAT POLİTİKASI VARSA GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE DE AYNI YÖNTEM İVEDİ OLARAK UYGULANMALIDIR
Son yıllarda özellikle gayrimenkule yapılan yatırımlar ve gayrimenkul projelerindeki karlılığın çok olması üzerine çoğu firma sanayici firmalar gayrimenkul geliştirme ve proje üretme daha çok kapital elde etme amacıyla konut üreticiliğine yöneldi. Ancak sadece kapitalizmin ana unsuru paradan çok para kazanmak amaçlı, üretimden uzaklaşan bazı firmaların yaptıkları projede tamamen o şehirlerin sosyal ve kültürel dokusunun göz önünde bulundurmayarak, o kentin insani ve vicdani ruhu, maalesef sosyal yaşam dokuları insanlığın yaşaması adına kalıtımsal eserler yaratılmadı.
YANGINLARDAKİ VE DEPREMLERDEKİ TÜRK İNSANIN YARDIMSEVERLİĞİ VE İNSANLIĞI EKONOMİDEKİ YANGINI SÖNDÜRMEDE DE SÜRDÜRÜLMELİDİR!
Barınma amacıyla, hayatını idame etme ve evlerini geçindirme mücadelesi veren esnaflarımızın ve vatandaşlarımızın ihtiyacı olan gayrimenkul 'de para ve kapitalizm yaşamın ana unsuru oldu. Yeteri paran yoksa yaşama öl mantığı yerleşmek üzere neredeyse. Önce insanlık yaşamalı ve yaşatılmalı. Bunun akabinde gerek arsa sahipleri gerekse bazı konut üreticileri ve gayrimenkul sahipleri ile yapmış olduğumuz çalışmalarda neredeyse dün anlaşılan fiyat sabah olunca değişiyor, burası şu fiyatı gördü deyip tapudan dönem işlemler oluyor. Meslek etik ve insani değerlerden tamamen uzaklaşıldı. Söz senettir sözü yeni bir terminolojiye dönüşerek, dün söylenen dünde kaldı, bugün yeni söyleyeceğim geçerli mantığı ortaya çıktı. Ticarette güven ortadan kalktı bu şekilde. Bu vatandaş, bu yatırımcılar kime güvenecek? Peki biz hayatı ve yaşamı asgari ücretle geçinen, pandemide işini kaybeden, evinde engelli ve hasta bakan aileleri ne yapacağız ölüme mi terk edeceğiz daha çok para kazanma uğruna.
EKONOMİK SIKINTILAR VE ZORLUKLAR DOLAYISIYLA EVİNDEN VE İŞİNDEN ÇIKARTILAN İNSANLARIN İNTİHARLARINDAN HEPİMİZ SORUMLUYUZ!
Ekonomik zorluklar dolayısıyla yaşanan sıkıntılardan, çoluğuna çocuğuna ekmek götüremeyen, okul ihtiyaçlarını alamayıp gurur yapıp kimseden yardımda istemeyen evinden ve işyerlerinden çıkarılan bazı vatandaşlarımızın intihar ettiklerini görüyor ve duyuyoruz. Bunda sanki bizim suçumuz yok gibi rahat davranamayız. Eski gelenek ve görenekleri hatırlarsanız evde pişen yemekten ilk olarak komşularımıza yardıma muhtaç insanlara verirdik. Toplum olarak bu dünyayı yaşanabilir ve yaşatabilmek amacıyla hareket etmeliyiz.
YA İSTEDİĞİM RAKAM OLSUN YA GAYRİMENKULÜM BOŞ KALSIN MANTIĞI TERK EDİLMELİDİR!
İlçemizde ve bölgemizde özellikle bu kadar talep varken eski düzen anlayışı olan gayrimenkulüme benim istediğim rakam olsun olmazsa boş kalsın diyen bazı anlayışların olduğunu, esnafın ve vatandaşın ülkenin ve Dünya'nın hali ortadayken tasarrufunda bulunduğu gayrimenkule ekonomiye kazandırmayan ve bunun sadece kendi alacağı kira getirisiyle değil, işletme, istihdam ekonomik döngü ve sosyal yapıya düşünerek ya benim dediğim ya da boş kalsın anlayışı terk edilmeli ve tüm bileşenleriyle paydaşlarıyla geniş çerçevede düşünülerek hareket edilmelidir.
ATIL YERLER MAKUL FİYATA KİRACISIYLA ACİLEN BULUŞTURULMALIDIR
Bölgemizde özellikle gayrimenkul sahiplerinin ilgisizliği veya ekonomik olarak ihtiyaçlarının olmadığı veya eskiden kiracılarla yaşadıkları sorunlardan dolayı ve daha çok miras ve paylaşım anlaşmazlığı yüzünden atıl vaziyette olan ve aktife çevrilebilecek gayrimenkuller bulunmaktadır. Ayrıca Devletin bu yerlerle ilgili hem ekonomiye kazandırma hem de atıllıktan dolayı oluşan çevre kirliliğini azaltma şehrin imajını ve görselliğini etki eden bu yapı ve binaların harabeye dönüşmesini engelleyici düzenlemeler çıkmalıdır. Miras ve paylaşım kavgası yüzünden özellikle hala inşaatı bitmemiş ama miadını doldurmuş onca binalar var, göz göre göre hem çürüyor hem yıllarca boş kalıyor. İşleyen demir ışıldar misali boş duran evler bakımsızlıktan ekonomik değerini de kaybediyor ve sosyal yaşama da bir katkısı olmamamaktadır. Kiralarla ilgili gayrimenkul sahiplerinden, arsa sahiplerine, konut üreticilerine, gayrimenkul geliştiricilerine kadar, herkesin üzerine düşen sorumluluk ve insani değerlerle hareket etmesi gerekmektedir.
BELEDİYELER VE TOKİ GEREKLİ GİRİŞİMLERDE BULUNMALIDIR!
Bölgemize olan talep hala devam etmektedir ve organize sanayi bölgesinin de faaliyete geçmesiyle, pandeminin etkisinin ve vaka sayılarının hala yüksekte seyir etmesiyle bölgenin hala göç almaya devam edecektir. Gerek Belediyeler gerekse TOKİ bu bu konuda acil olarak çözüm üretmeliler ve bu konuda gerekli girişimi başlatmalıdırlar.