![]() |
Tweet |
MEHMET ERDAL
BİZDE KONUT-TİCARETHANE AYIRIMI OLMAZ
Önceki dönem belediye başkanımız Gürsel Uçar gibi ne zaman bir konuda düşüncesini almak istesem “Buyur, gel” diyen Cemal Demirtaş ile bugün mesai başladıktan sonra Datça Esnaf ve Sanatkârlar Odasında buluştuk.
Konut sahiplerinin bir örgütü yok ama esnafların, işletmelerin örgütleri var, birisi burası, başkanı da sizsiniz. Evsel katı atık bedellerinin MUSKİ faturası içerisinde toplanması ve yapılan zamlar konusunda ne düşünüyorsunuz?
“Konutun, ticarethanenin bizde ayırımı olmaz; benim ticaret ile uğraşan esnafım aynı zamanda bir konutta oturuyor. Bu konuyu yeterince araştırmadım, araştırmak isterim elbette ama evsel katı atık bedelini su faturası içerisine sokmuşlar. Bir vatandaşa 50.00 TL.'lik su faturası geliyor ama 3.000.00 TL. fatura ödüyor; bunu herkes anlamıyor. 'Su parası bu kadar geldi' diyor. Bakıyorsun, fatura yüksek, kullanılan suyun tonajı ise az. Su temizlik maddesidir. İnsanların her alanda kullandığı bir şey. Evet, dünya susuzluğa doğru gidiyor. Suyu düzgün kullanmamız gerekiyor ama şimdi bakıyorum, MUSKİ 'Suyu iyi kullanmak için tonaj sınırı koyduk.' diyor. İyi de belediye yol kenarlarındaki çiçekleri sularken açıyor suları, sular şakır şakır akıyor. Borular patlıyor, günlerce şikayet ediyoruz, kimse gelip tamir etmiyor. Sen 'suyu koruyayım, su az kullanılsın, dünyayı koruyayım' diyorsun, bunu fatura bazında düşünüyorsun ama gerçek bazda olmuyor bu. Neticede bütün belediyelerde böyle midir bu bilmiyorum ama Datça'da olaya baktığımızda 'su faturası geldi' diyor vatandaş, onun içerisinde katı atıktır, çöptür... onların da geldiğini herkes bilmiyor.”
GERÇEĞİ ÖĞRENEN VATANDAŞ İSYAN EDİYOR
Vatandaş “evsel katı atık bedelinin” kullandığı su miktarı ile ölçüldüğünü düşünüyor. Aslında, kullanılan suyun miktarı ile evsel katı atık bedellerinin herhangi bir alakası yokmuş. Evsel katı atık bedelleri farklı ölçülerle belirleniyormuş. Sadece tahakkuk için, yani her eve ulaştığı için MUSKİ faturalarına ekleniyormuş.
“O konuya doğru geleceğim. Ödeyip geçiyor ama şimdi, bazı arkadaşlar bunu yeni yeni öğrenmeye başladılar ve isyan ediyorlar. Neden? Şimdi 'katı atık' nedir? Katı atık, çöp, çöpe giden her şeydir. Bunlarla ilgili, çevre temizlikle ilgili zaten belediyeye bir para ödüyoruz, su faturası hariç.” Başkana “Su faturası içerisinde mi yoksa ayrıca mı?” diye sorma gereği duyuyorum. Başkan “Ayrıca, su faturasının dışında” diyor. (Bu satırları yazarken sordum, öğrendim, eskiden emlak vergisi alınırken böyle bir vergi varmış. Şimdilerde su faturasının alt kısmında yazılı “ÇÖP (KATI ATIK) TOPLAMA-TAŞIMA ÜRETİ” bölümünde ayrıca “Büyükşehir Belediyesi adına alınan çöp bertaraf ücreti, Çevre Temizlik Vergisi, Bakanlıklar adına alınan ücretler” de var; muhtemelen başkanın sözünü ettiği bunlardır.) Başkan konuşmasına devam etti: “Şimdi bakıyorum, vatandaş çöpünü bir yere atıyor. Ağacını buduyor, ne bileyim çiçeğini buduyor, belediye 'Parasını verirsen bunları götürürüm yoksa ceza yazarım.' diyor. Yani bir şekilde 'atık' parası, bu sözünü ettiğimiz 'evsel katı atık bedelinin' dışında da bir para ödüyor vatandaş. Belediye meclis kararı mıdır nedir ben anlayamadım bunu...”
EVSEL KATI ATIK YÖNETMELİĞİ VAR MI BİLMİYORUM
Bu “evsel katı atık bedelleri” belediye meclisinde kabul ediliyor ama devletin bu çerçevede belediyelere yolladığı bir yönetmelikten söz ediliyor. Ben görmedim, sordum, bu yönetmelikten söz edildi. Anlayabildiğim kadarıyla devlet şöyle diyormuş: “Bir yıl önce siz belediye olarak evsel katı atıkların toplanmasında ve bertaraf edilmesinde ne kadar harcama yapıyorsunuz? Bunun üzerine benim belirlediğim değerleme oranı kadar, ki 27 Kasım 2024 günü %44 olarak gönderilmiş son değerleme oranı, ekleme yapacaksınız ve böylece yeni yılın evsel katı atık toplam maliyetini hesaplayacaksınız.”
“Böyle bir yönetmelik var mı, yok mu, bilmiyorum. Bu konuyu başkanla da görüştüm, telefonla da sordum, sosyal medyada paylaşımlar oldu ya, ondan sonra, bana net bir cevap veren olmadı. Dediler ki 'Su parasına müteakip olarak katı atık parasını da ona göre yapıyoruz'. Sonra öyle olmadığını söylediler, 'Soruşturalım bakalım' dediler, neyse sormuşlar, dediler ki 'Evin m2'sine göre, içerisinde yaşayan kişiye göre bu değişiyor.' dediler.”
Öyle değil ama, konutlarda “hane” esas alınıyor.
“Bana öyle dediler. Aslında bunu avukat mı olur yoksa biz de araştırabiliriz ama tamam belediye bizim belediyemiz ama belediye de bazen çok haksızlık yapıyor. Şimdi bir apart ne zaman çalışır? Haziran ayında başlarlar tek-tük, Temmuz, Ağustos, Eylül. 3 ay çalışır. Yani 3 ay çöp üretir, normal olarak. Siz çalışan iş yeri ile çalışmayanı da ayırt etmemişsiniz.”
Edildi
“Sonradan. Ben bu konuda devreye girdikten sonra dediler ki 'İşte çalışmayanlardan, 3 ay almayacağız.' Hepsi 3'er ay kapalı değil ki. Belki Datça'nın içerisinde bir apart, pansiyon yaz sezonunda olduğu gibi çalışmasa da kış sezonunda biraz çalışıyor ama şimdi köylerdeki işletmeler, ticarethaneler çalışmıyor ki. Yaz sezonunda çalışıyorlar, kış aylarında oturuyorlar. Sen bakıyorsun hiç kimse ses çıkarmamış, her ay alıyorsun. Vatandaşın işletmesi kapalı, Eylül ayında kapatmış vatandaş, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran. Neredeyse 9 ay kapalı. 9 ay sen devamlı parayı almışsın. Sonra birileri ses çıkarınca diyorsun ki 'Ben 3 ay sizden para almayayım.' Bu iş öyle değil kardeşim, bence, belediyenin zaten hizmetidir bu çöp toplamak, çöpleri bertaraf etmek, halkına hizmet etmek. Bir işletme bir ayda 3 bin TL.'lik, 5 bin TL.'lik, 6 bin TL.'lik çöp mü üretiyor?
BU KONUDA HESAP YOK
Burada hesap yok. Burada hesap şu: Diyor ki 'Bu işletme para kazanıyor. Bu versin parayı. Çok kazanıyor, çok versin' diyor. Bence böyle düşünüyor, mantık olarak. İşletmeyi böyle görüyor. Her işletme bir değil ki. Diyelim ki vatandaşın 3 tane apartı var, bu vatandaş şimdi kalkıp 5 yıldızlı bir otelin ödeyeceği parayı mı ödeyecek? Böyle bir şey mi var? Bu evsel katı atık ile ilgili uygulama şöyle olması gerekir bence: Burada traktör, işçi ... çalışıyor, bunun bir maliyeti yapılıp buna göre bir ücret belirlenmeli.”
“Yaptık” diyorlar. Geçen yıl 54 milyon TL. küsurmuş, devletin bildirdiği % 44 değerleme oranı üzerinden 2025 yılı için öngörülen 79 milyon TL. küsuru buluyormuş.
“O zaman şöyle yapacak belediye, MUSKİ de böyle yapacak: 'Ben bu yıl sudan 5 trilyon TL. para kazandım veya çöpten 3 trilyon TL. para kazandım. İşte çöpten toplanan paranın kaç TL:'sini çöp toplamak için harcamışım? Hepsini mi harcamışım yoksa harcarken üzerine daha da koymuş muyum?' Böyle bir hesabın yapılması lazım. 'Çöp, çöp...' diyorlar, arkadaş çöpten 50 bin TL. kazanıldı ise bunu çöpe yatır. Sudan kazandığını suya yatır. Haa bu kazandığını %10, %20'sini farklı yerlere kaydırabilirsin, ekstra olarak. Su nedir? Su insanların temel ihtiyacıdır. Sen insanların temel ihtiyaçlarına bu faturayı koyarsan o zaman tıkır, tıkır para gelir. Bir bakıma böyle yapılmakla hem doğru yapılıyor, hem açıkgözlülük yapılıyor. Belediye eskiden bunları yapmıyordu. Vatandaş suyu kullanabilmek için su faturasını mecburen ödüyor. Onu öderken çöp vergisini de ödeyecek. Bence bu konu düşünülürken işin bu yönü de düşünülmüş.”
“SU, ELEKTRİK KESİLMEZ” DİYORLAR AMA KESİYORLAR
Elektrik, su faturası ödenmez ise kesilir...
“Evet. Normalde, yasa gereği, 'suyu kesemezsin' deniliyor ama kesiyorlar. Kesmiyor değiller ki. İki dönem, üç dönem su faturası ödemedin mi kesiyorlar. Elektrik de aynı. 'Elektrik de temel ihtiyaçtır' diyorlar ama ödenmeyince kesiyorlar. Elektrik ya da su diyelim ki 5 gün gelmedi, bunun cezasını kimse ödemiyor. Vatandaşın buzdolabında yiyeceği içeceği bozuluyor, TEDAŞ bir şey yapmıyor. Vatandaşın susuzluktan bahçesi kuruyor, farklı şekilde temizlik maddesi kullanıyor kimse onlara bir şey ödemiyor. Şimdi ödemedin mi kesme var, hizmeti vermeyince bir şey yok. Bence suyun faturası içerisine konulunca sıkıntı yok. Onu yapınca ne oluyor? Daha rahat tahsil ediyorsun. Bence istenenin mantıklı olması lazım. Yani bugün 50 TL. su kullanmış bir aparta sen 3 bin TL. aylık evsel katı atık bedeli yazarsan bu olmaz. Bana diyorlar ki 'Bunun 500 TL'si KDV' Kardeşim, sen vatandaştan 10 bin TL. katı atık bedeli alırsan bunun KDV'si fazla olur. Bilmiyorum, 'KDV ödüyoruz' diyor belediye. Bunu araştırmak lazım...”
ŞEFFAFLIK ŞART
Cemal başkan bu noktada kendileri dahil bütün kamu kurumlarının bilgilerinin her an vatandaşın ulaşımına açık olması gerektiğini söylüyor.
“Belediyelerde de, büyük-küçük fark etmez, gelirler-giderler, işte sudan kaç para kazanmış, çöpten ne kazanılmış bunları İnternet ortamında yayınlamak lazım. Zabıtaya ne ödenmiş, memura ne ödenmiş, ne bileyim belediyeye ait araçlarda ne kadar yakıt yakılmış?.. Bunların hepsini İnternet ortamında vatandaş sisteme girip istediği zaman öğrenebilmesi lazım. O zaman akıllarda soru işaretleri kalmaz.”
Yani bilgilerin ulaşılabilir olması lazım?
“Bizim üyelerimiz bizim odaya ait bilgilere her an ulaşabiliyor. Kooperatiflerin üyeleri de kooperatiflerin bilgilerine ulaşabiliyorlar. Belediyeler topluma hitap ettiğ için bence belediyelerin bilgilerini de İnternet ortamında görebilmemiz lazım. Mesela ben şimdi soruyorum belediyemize 'Bizim belediye olarak ne kadar borcumuz var?' Açıklayamıyor. Nereye ne harcıyoruz? Bunların açıklanması ve vatandaş olarak bizim de bilmemiz lazım. Bunları bilmek benim hakkım.”
Bu noktada, önceki dönemden kaldığı söylenen belediye borçlarının tüm ısrarlara karşın açıklanmamasının doğru olup olmadığı üzerine konuşuyoruz; ikimiz de açıklanması gerektiğinde ortaklaşıyoruz. Konu konuyu açıyor... Başkan, üzerinde konuştuğumuz bazı konuları da yazabileceğimi söylüyor.
“KAÇAK” İŞ YAPANLARLA UĞRAŞIN
Bugünkü derdim evsel katı atık bedelleri ve esnafın tepkileri; bu nedenle size geldim.
“Doğru. Esnaf artık 'dolmuş' durumda. Esnaf diyor ki 'Biz devlete, belediyeye para ödemekten işimizi yapamıyoruz.” Her şeyden bir sıkıntı çıkıyor. Esnaf işine odaklanamıyor. O vergi, bu vergi... Hangi belgeyi hazırlayacağını şaşırmış durumda. Kayıtlı esnafa herkes bir şey yüklüyor ama 'kaçak' çalışana kimse yüklenmiyor. Kaçak çalışana kimse hesap sormuyor. Bu konuyu özellikle yaz. Kayıtlı esnafa herkes soru soruyor. Belediye de soruyor, devlet de soruyor. Kardeşim kayıtsızlarla uğraşın. Kaçak iş yapanlar rahat rahat para kazanıyor.”
Bütün faturayı kayıtlılar ödüyor.
“Dürüst insanlar ödüyor. Dürüst olmayanlar ödemiyor, sıkıntı bu. Belediye biraz adil olmalı. Kardeşim herkes 2 bin TL., 3 bin TL. çöp mü üretiyor? Zaten bunların karşılığını alıyorsun sen. Tamam, parayı tahsil etmek için su faturasına eklemişler...”
Benim bildiğim MUSKİ ile bu konuda bir sözleşme yapılmış. “AYDEM'in faturaları da her eve gitseydi onun üzerinden de iletebilirdik” diyorlar.
“Akıllı iş yapmışlar. Kendileri bulmuş yani.”
Merkezi sistemden su almayan konut ya da iş yerlerinin de hesabına bu evsel katı atık bedelinin yazıldığını söylediler.
“Bu bedeller fazla. Benim İzmir'de de evim var, faturasını göstereyim, o evin böyle bir ödemesi yok. “
BU KONUDA KİMSE BANA TATMİN EDİCİ BİR AÇIKLAMA YAPMADI
Kış sezonunda kapalı olan iş yerlerinin durumu dışında siz belediyeye gidip “Neden bu kadar zam yaptınız?” diye sordunuz mu?
“Ben bunu, %150 zammın fahiş olduğunu Aytaç başkana da sordum. Aslında bana akıllı ve mantıklı tatmin edici bir açıklamayı kimse yapamadı. Sonra işte oradan-buradan duyduklarımızla yetindik. Resmi bir yazıyla müracaat yapmadık, bu konuyla ilgili. Gerekirse yapacağım. Bu zammın hangi düzene göre yapıldığını bir esnaf odası başkanı olarak belediyeye sormak istiyorum.”
Ben gittim belediyeye. Dedim ki “Bu zamların bir mantığının olması ve bunun da vatandaşa açıklanması lazım. Bana çok ayrıntılı bilgi verdiler, hesap dökümü gösterdiler ama bu rakamları yayınlamak istediğimi söyleyince “Hayır” denildi. Hal böyle olunca neden %58, neden %100, neden %150, neden %400... zam yapıldığı, doğru ya da yanlış, anlaşılamadı. Bunun anlaşılabilmesi için bu rakamların vatandaşın anlayabileceği yalınlıkta yayınlanması yani bilinir kılınması şarttı. Bunlar nihayetinde belediyenin kayıtlarına giren rakamlardı.
“Bana da zaten farklı bir açıklama yapamadılar. Şöyle düşünelim: Bir işletme, diyelim ki bir pansiyon, 5 TL.'lik su kullandıysa diyelim ki 1000 TL:'lik fatura geldiyse bunun neye göre geldiğini bilmek zorundadır. Bu konuda bana da bir açıklama yapamadılar. Çok net aldığım cevap bu bedelin kullanılan suyun tonajına göre belirlendiği idi. 50 TL'lik suya 3 bin TL. evsel katı atık bedeli gibi bir işlem yapılınca şaşırdım. Evlerde de bazı sıkıntı var şimdi. Bir evde 100 TL. su kullanılmış, ona 300 TL katı atık yazılmış, bir diğeri yine 100 TL. su kullanmış ama ona 450 TL yazılmış.”
Başkan konutlarda kullanılan su, konutun m2'si, içinde yaşayanların sayısı, evin bulunduğu yer ne olursa olsun bedel aynı, 124.00 TL.
Başkan, konutlarda da farklı rakamların söz konusu olduğunda ısrar ediyor. Bu konuda bana anlatılanlar ve onun bildikleri üzerinden bir süre konuşuyoruz. Anlıyorum ki bu konu hala herkesçe tam olarak bilinen bir konu değil. Belediyenin neden bu konuyu acilen açıklama gereği duymadığını anlayamıyorum. Şu haliyle bu konu belediyeye sürekli eksi puan yazıyor, yazmaya da devam ediyor...
Başkana esnafın bu konuda çok şikâyetçi olduğunu ama adının yazılmasını istemediğini söylüyorum. “Esnaf hem genelden, hem de yerelden korkuyor. Vatandaş korkuyor artık. 'Yarın üstüme gelirler. Konuşmayayım' diye düşünüyor. 'Sıkıntı yaşamayayım' diyor. Böyle bir olay var. İster istemez kısıtlanma var. 'Ben belediye ile mi uğraşacağım? Hükümeti karşıma mı alayım?' diyor. Vatandaş korkuyor yani İnsanlar korkuyor. Sadece iktidardan, hükümetten korkmuyor, yerelden de korkuyor. 'İş yerimi kapatırlar' diye korkuyor. Ben bunları dile getiriyorum ama vatandaş korkuyor... Her yerden bir sıkıntısı var. Bizim iki yakamız bir arada değil, o nedenle herkes görevlilerden çekiniyor.”