Tweet |
2006 yılında ADOÇİM şirketi tarafından Deştin Tekağaç ormanlarının ortasına kurulma girişimleri başlatılan bu felaket projesi 2007 yılında Deştin Köyü Muhtarlığının açtığı, ÇED iptali, mücavir alan ve ruhsat iptali davalarının tümünü kazanması sonucu engellenmişti. Başlama aşamasında inşaat durdurulmuştu. Ancak ADOÇİM şirketi, kurduğu Muğla Çimento San ve Tic. A.Ş. üzerinden 2010 yılında 2. ÇED girişiminde bulunmuştur. Bu ÇED süreci 2010 Aralık ayında Bayırda yapılan halkın katılım toplantısındaki köylülerin tepkileri, görüşleri dikkate alınmadan, rapora yazılmadan, 31 Aralık 2014 tarihinde onaylanmış ve bu onay köylerimizden ve belediyelerimizden gizlenmiştir.
Köylülerden gizlenen süreç
Tamamen köylülerden gizlenerek yürütülen bu süreç 7 yıl geçerliliği olan ÇED raporunun süresinin bitimine 2 gün kala dönemin Menteşe Belediyesi'nin halkın görüşlerini tepkilerini, bilimsel raporları, bilirkişi raporlarını dikkate almadan, verdiği inşaat ruhsatı sonucu Muğla Çimento Şirketi, Deştin Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Akdeniz Yeşilleri Derneği, Menteşe Kent Konseyi ve onlarca köylünün bireysel olarak açtığı davalar devam ederken, davalar sonuçlanmadan, dönemin Menteşe Belediyesi'nin de göz yumması ile tam 15 yıl sonra inşaata başlamıştır.
Kaçak inşaat Deştin köylülerinin tüm girişimlerine, suç duyurularına, uyarı eylemlerine rağmen sürdürülmüştür. Yörede binlerce kızılçam ve meşe ağaçları kesilerek inşaat sürdürülmüştür.
2023 Eylül ayında köylülerin ve kurumların açtığı 2. ÇED iptal davasının köylülerin lehine kazanılması sonucu kaçak inşaat mühürlenerek durdurulmuştur.
16 ay önce mahkeme kararları sonucu mühürlenen felaket projesi bu günlerde revize ÇED girişimleri ile yeniden gündemdedir.
Şirket boşuna kürek çekiyor
2 kez durdurulan bu projeyle ilgili ÇED olumlu raporunun alınması yasalarımızca mümkün değildir. Bu bilimsel hukuksal ve sosyal gerçeklik ortadayken şirket boşuna kürek çekmekte, asılsız iddialarla köylüleri, avukatlarını ve gönüllülerini, Akdeniz Yeşilleri Derneği üyelerini, MUÇEP ve Deştin Çevre Platformu gönüllülerini, sözcülerini, Deştin köylülerini, bilim insanlarını, TMMOB, TBB, TTB gibi kurumları karalamaya çalışmaktadır. 20 yıl önce iletişim kurdukları bir köylüye şirket yetkilileri tarafından yazıldığı belli basın açıklamalarını okutturmaktadırlar. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada 'Bazı şirketler Muğla'da gazete medya satın almışlar, gece gündüz bize saldırıyorlar' diyerek vurguladığı gibi Muğla Postası adlı gazete ve bağlı olduğu belli Muğla Flash Haber sitesi hesaplarından son günlerde yaşam savunucularına ve belediye başkanlarımıza yönelik iftiralar saldırılar yoğunlaşmıştır. Hiçbir bilimsel hukuksal sosyal gerçekliğe dayanmayan, iddiadan çamurdan ibaret bu saldırılar bizlerin haklılığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Alman vakıfları, başka çimento şirketleri fonluyor ve benzeri iftiraların, Bergama' dan beri suç işleyen, yağmacı, yıkıcı, altın çimento termik gibi zehir şirketlerinin izlediği yöntemlerle aynı olduğunun farkında ve bilincindeyiz.
Bir milyon Muğlalı, sağlığından olacak
Bu felaket sadece Deştin, Alaşar, Şeref, Esenköy, Bayır ve çevre köylerin, Yatağan, Menteşe'nin değil; bilimsel raporlara göre hava kirliliği, suların yok olması zehirlenmesi, karayolunda yaşanacak trafik, zeytincilik, arıcılık, turizm alanlarından yaşamını ekmeğini kazanan yüz binlerce Muğlalının ve bu alanlara bağlı ticaret, esnaflık gibi iş kollarında çalışan yüz binlerce Muğlalının geçim kaynaklarını ve sağlığını olumsuz etkileyecektir.
Kısaca 150 kişi toz duman kimyasal zehirlerin içinde istihdam edilecek diye 1 milyon Muğlalı işinden ekmeğinden sağlığından olacaktır.
Çimentocuların Çevre Bakanlığı ile işbirliği içinde iptal edilmiş 2. ÇED’i 2009/7 genelgesi kapsamında değerlendirilmeye alınması hukuksuzdur.
İptal edileceğini bile bile revize 2. ÇED (3. ÇED) girişiminde bulunmalarının amacı dava sürecinde yarım kalan inşaatı bitirip, bir oldubitti yaratma niyetidir.
Bu oyun bozulmalı ve Belediye Meclislerimizce Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli İmar Planları iptal edilmelidir.