Bugun...



Sayın Muhtarlarımız, Kömür İçin Doğamızı Feda Etmeyelim!

Duydum ki Muğla Milas ilçesinin 26 mahalle (köy) muhtarı birlik olup, termik santralleri besleyen kömür madenleri yararına bir basın açıklaması yapmışlar. Şimdi muhtar arkadaşlarımıza bir şeyler söylemek isterim. Diyelim ki her şey sizin düşündüğünüz gibi oldu ve kömür işletmeye devam edildi. Daha kaç yıl bu düzen devam eder?

facebook-paylas
Güncelleme: 15-01-2023 15:44:15 Tarih: 15-01-2023 15:34

Sayın Muhtarlarımız, Kömür İçin Doğamızı Feda Etmeyelim!

AHMET ÖZCAN / Karacahisar doğumlu (E) Hv. Uçk. Bkm. Kd. Alb. 

Duydum ki Muğla Milas ilçesinin 26 mahalle (köy) muhtarı birlik olup, termik santralleri besleyen kömür madenleri yararına bir basın açıklaması yapmışlar. Basın açıklamasında mahalle halkının bir kısmının bu madenlerde çalıştığını belirterek; 1- Beslenme giderlerini, 2- Çocuklarının öğretim giderlerini, 3-Sosyal güvenlik ihtiyaçlarını buradan sağladıklarını belirtmişler. Ayrıca karşı çıkanların köy mahalle yaşamını bilmediğini ve bu yöreden olmadığını ifade etmektedirler. En sonunda da karşı çıkma işinin kendilerine sorulmadığını söylemişler.

Şimdi muhtar arkadaşlarımıza bir şeyler söylemek isterim. Diyelim ki her şey sizin düşündüğünüz gibi oldu ve kömür işletmeye devam edildi. Daha kaç yıl bu düzen devam eder? 10 ya da 20 yıl. Ya sonra? Hâlbuki o zeytin ağacının ömrü 3000 yıl ve yenilendikçe sonsuza kadar ürün verir. Ormanın yararları; yağmur, yaşamsal kaynak SU, OKSİJEN bu üç bileşen ile ZİRAAT sadece bu imkânlarla bile 20-30-40 yıl değil, akıllı öngörü ve politikalar ile dünya durdukça insanlığın hizmetinde olacaktır.

Şimdi konuyu biraz değiştirelim. 1960’lı, 70’li yıllarda yaşam yerlerinizdeki goca kelle, alcakanat (albaşlı gökbaşlı,) gocaaşa, çıralı garabortak, bozbortak, lökeşe, kınalı sarıkuş, üveyk, çakal, tilki, canavar, sırtlan, dağ kedisi gibi yöresel adlarını saydığım ve sayamadığım hatta çocukluğumda bir kısmını avladığım hayvanlar, nerede?

Kömürü elde etmek için yöre insanını bilgilendirmeden yapılan sondajlar sebebi ile kaybolan sular, Suçıkan deresi nerede? Geçmişte ortalığı sel aldıran yağmurlar nerede? Bütün bu canlılar, santraller gibi ziraat hayatımıza yeni giren DDT ve FOLİDOL denen zirai ilaçlar sebebi ile yok oldu. Suçıkan, kömürü çıkarmak için yapılan sondajlar, yağmurlarda ağaçların yani ormanların yok edilmesi ile son buldu.

Diyorsunuz ki gelirlerimiz ile çocuklarımızı okutuyoruz. Şunu bir araştırmak gerekir diye düşünüyorum. 1970 yılından önce mi daha çok eğitimli insan çıkarmış bu yöre yoksa 1970 yılından sonra mı? Ayrıca beslenme ve eğitim gelirleri akıllı tarım politikaları ile dar ekim alanı da olsa arttırılabilinir. Akdeniz sahillerinde olduğu gibi. Acaba 1970’lerden sonra neden köyden şehre göç çoğalmış? Bu tür değerlendirmeler daha da çoğaltılabilir.

Termik santraller ile onu destekleyen kömür ocakları doğa ve canlı düşmanıdır, ömrü kısaltır ve sadece belirli bir süre için tatmin aracıdır. Ey arkadaş! CANIN mı yoksa akılcı politikalar ile SONSUZA kadar YAŞAM mı?

Son birkaç cümle; Birkaç ailenin para hırsı sebebi ile dünyayı yok etmeyelim. Karşı çıkanları da kırsal yaşamı bilmiyorlar, buralı değiller bize bir şey sormadılar diye yaftalayıp kınamayalım. Karşı çıkanlardan biri olarak ben Karacahisar mahallesindenim. O köy hayatını yaşadım, zorluklarını hoşluklarını iyi bilirim. Kimse size bir şey sormayabilir. Tam tersine olaylar karşısında tavır belirlemek için seçilmiş olarak siz sormalısınız.

Karşı çıkanların yaşam deneyimleri, eğitim kariyerleri yeterli olduğu içindir ki doğa ve insanlık yararına mücadele için orada olduklarını düşünüyorum. Son söz olarak doğanın ve ÇOCUKLARIMIZIN geleceği için dünden ders alarak, bugünü değil geleceği tasarlamalıyız. Bunun yolu da bilimden geçer.

 

 




Bu haber 1605 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONUK YAZAR Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI