''Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen
dağınık, renksiz bir mozayik gibiysem
üstelik yalnızsam
aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı
Bu dünyada çekingen olmak
çok iyi bir şeydir ...''(1)
''Yaz biter, döner yine gelir, ya biz'' diyen şair kimdi?
Hiç bitmeyecekmiş gibi sandığın yıllar bitmek noktasına gelince, arkaya, bitirdiklerine bakıp da kalan yıllar aklına gelince ürperdin mi? Eller, sesler, gözler ve yüzlerde yaşamak zorunda kaldın mı, yılları, ne zaman ama ne zaman geçti bu seneler, dedin mi? Bu önü alınmaz duygular en çok eylülde iner, insanın kalbine.
Yoksa ne geçmiş umrumda ne de şu an, sayıya vurulmayan bir sıfırım ben, zamansız ve sınırsızım mı dedin, içinden?
Sonra içine göçüp, havalanan son kuşların ardından bakıp uzun uzun, herkes gibi ben de payıma düşene razıyım, yaşadığıma razıyım; beni mutlu edenlere, anlayanlara, çocuklara, kedilere, köpeklere teşekkür edip yeniden ayağa kalkıp yaşasın hayat, yaşasın hayat
demesini bildin mi?
Korkarak ve severek diyorum ki ; ''hayatımız insan hayatlarından biridir " yalnızlığın ve yabancılaşmanın tutsaklığına rağmen devam ediyor.
Ve tüm insanlık hareketlerinin insanın özgürleşmesi hareketlerinin muhtaçlığında birikiyor. Buna muhtaç(ız), insanlık ve gelecek buna muht(aç)!
Eylüle veda ederken, eylül basmış bu ruhumu şiirle dindirebilirim ve kendimi ancak şiirle var edebilirim.
eylül! daha çocukluğumdan
beri size bakardım ben
bir yazın azalmakta olan
sözcüklerinden nasıl da
ansızın sökülürdünüz
bahçelerle ve kül
dolardı içim... eylül!
eylül! kırılgan mevsim!
cam hançeri güzün
dağılırdı kalbimde
birden gecenin ve gündüzün
perdesiyle örtülürdünüz
tenhâyla ve tül
dolardı içim... eylül!
eylül! unuttum sizi
dağ kızarır yol sararırdı
ve ben dönüşlere bakardım
o aman vermez belleğin
paramparça güldüğüydünüz
aynalarla ve gül
dolardı içim... eylül! (2)
1-Edip Cansever 2- Hilmi Yavuz
Fikret Çoban